Dehidrasyon, su ve elektrolit (mineraller) kaybı anlamına gelen bir tıbbi terimdir.
Uzun nakliyeler, suya ulaşamama ve ishal dehidrasyona sebep olur. Özellikle buzağı ishallerinde karşımıza çıkan, buzağıların ölümüne yol açan problem dehidrasyondur.
Tabii kuzu ve oğlaklar içinde aynı durum söz konusudur.
İshal olan hayvanlarda dışkı ile bol miktarda su dışarıya çıkar. Ancak su vücudu terk ederken yanında mineralleri de götürür. Rehidrasyon sağlanamazsa yani kayıp su ve mineraller yerine konulamazsa yavru (buzağı, oğlak, kuzu) bu duruma dayanamaz ve ölür.
Dehidrasyon ve rehidrasyonu bilmeyen, önemsemeyen hayvan sahipleri bu yüzden yavru kaybediyorlar. İshal sebebiyle yavru kayıpları halen devam edip gidiyor, ne yazık ki!
İshalin etiyolojiisi ile uğraşırken, deneme yanılma yöntemi ile tedavi yapmaya çalışırken buzağı dehidrasyondan dolayı bitkin bir hale geliyor. Tedavi şansı bulamadan buzağı ölüyor.
İshalin etiyolojisi (sebepleri) çok çeşitlidir. Bakteriler, virüsler, protozoalar ishale sebep olabilir. Bazen biri için yapılan tedavi denemesi diğerleri için, tesadüfen bile, olumlu sonuç vermez.
Bu durumda zaman kaybı buzağının kaybı ile sonuçlanır. Çoğunlukla da böyle olmaktadır.
İshal olan buzağıda durgunluk, halsizlik, iştahsızlık gözlenir. Vücuttan çıkan su ve mineralleri yerine koymak için gecikilirse, ağzı açık olarak sık sık soluma, hareket ve yürüyüş bozuklukları ve yatar pozisyon ortaya çıkar.
İleri safhada sinirsel bozukluklar göze çarpar. Buzağı yutmayı unutur. Giderek böbrek fonksiyonları da bozulur.
Kulak uçları, bacaklar soğur (hipotermi). Vücut ısısı 38°C’nin altına düşer. Karın ağrısı, kas krampları, metabolik asidoz ve üremi (ürenin kana karışması) gibi sorunlar birbirini izler. Su ve elektrolit vermekte gecikme olduğunda hastalık geri dönülmez bir yola girer.
Dehidrasyonun en önemli belirtileri gözlerin içine çökmesi ve derinin elastikiyetini kaybetmesidir.
Deri elastikiyetini anlamak için “deri çadır testi” yapılır. Deri parmaklarla tutulur ve yukarı doğru çekilir. Çadır gibi olunca bırakılır. Deri 2 saniye içerisinde yerine oturuyorsa durum iyidir. Deri 6 saniye içinde yerine oturuyorsa %8 civarında su kaybı vardır. Ama halen buzağının emme refleksi devam etmektedir. Deri 6 saniye geçtiği halde yerine oturmuyorsa, hatta el ile düzeltmek gerekiyorsa su kaybı %10’dan fazladır. %10’dan fazla su kaybı problemin geri dönülmez bir yola girmekte olduğunu gösterir.
Zaten su kaybı %14 olduğunda yavruyu kaybederiz.
Buzağılarda ishal ile su ve tuz kaybı oluyor. Vücut sodyum (Na) ve klor (Cl) iyonlarını kaybediyor. Ayrıca alkali rezerv (sodyum bikarbonat) kaybı da ortaya çıktığı için metabolik asidoz şekilleniyor. Metabolik asidoz ile beyin sıvısında da asitlenme olması sebebiyle sinirsel belirtiler, böbrek fonksiyonlarının bozulması sebebiyle de üremi meydana geliyor. Tabi bu sorunların üzerine bir de enerji eksikliği (hipoglisemi) eklenince buzağı dehidrasyon sebebiyle ölüyor.
Halbuki en baştan, ishalin sebebi ne olursa olsun, su, enerji ve mineralleri yerine koymak için (rehidrasyon) çaba gösterilseydi buzağı ölmeyecekti.
Çok miktarda, çeşitli içeriklere sahip rehidrasyon tozları, solüsyonları bulunmaktadır. İnsan hekimliğinde çocuklar için hazırlanmış olanlar ve veteriner hekimlikte kullanılmak üzere formüle edilmiş olan çeşitli rehidrasyon solüsyonlarına erişmek mümkündür. Bunlar el altında bulundurulmalı ve derhal kullanılmalıdır. Çünkü ishal hızla gelişen ve yavruyu alıp götüren bir sorundur. Zaman kaybı tehlikeli ve ölümcüldür.
Bunları bilerek; asidozu, enerji yetmezliğini, tuz (NaCl) eksikliğini derhal gidermek üzere ekteki karışımı hazırlayıp yavruya içirmek gerekir.
Rehidrasyona çabuk ve en hızlı şekilde başlamak, özellikle akşam görülen vakalarda sabahı beklemeden harekete geçmek şarttır.
İki litre ılık suda 1 çorba kaşığı yemek sodası, 1 çorba kaşığı sofra tuzu, iki çorba kaşığı glikoz (ya da bal veya şeker) eritilir. Buzağıya içirilir.
Buzağı henüz içebilecek durumdayken bu rehidrasyon solüsyonu hazırlanıp içirilmeli ve tekrar edilmelidir. Buzağı içemeyecek duruma geldiğinde ise sondayla bu solüsyon doğrudan mideye verilebilir.
Glikoz hipoglisemiyi gidermek üzere karışıma eklenmiştir. Fakat daha önce rehidrasyon için bir hazırlığı olmayanlar karışımı hazırlarken bal veya şeker kullanabilirler. Hazır rehidrasyon tozu veya sıvı solüsyon ellerinde olmayanlar veteriner hekimin gelmesine kadar geçecek zaman içerisinde “su ve tuz desteğini” buzağıya verirlerse buzağının ölmesini engellemiş olurlar.
Tuzarıda sözü edildiği gibi, %6-8 oranında dehidrasyon (su kaybı) şekillenmiş buzağılarda su ve tuz desteği çok işe yarar. %8’den fazla su kaybı söz konusu olursa damar içi serum verilmesi şarttır. Durumun o safhaya gelmemesi için erken müdahale yaşamsal önem taşımaktadır.
Damar içi serumlardan, ılık olarak, Laktatlı Ringer solüsyonu kullanılması önerilmektedir. %10’dan fazla su kaybı olanlarda en az 2 litre serum yavaş yavaş damar yoluyla buzağıya verilmelidir. Yarım litre serum yeterli değildir.
Bu arada damardan (İ.V) sodyum bikarbonat solüsyonu verilmesi de yararlı olur. Bu karar gecikme dolayısıyla vücut sıvısının %10’unun kaybedilmesi ile ilgili olarak verilir. Hâlbuki erken müdahaleyle ağızdan su ve tuz karışımı verilirse böyle yoğun tedavilere gerek kalmaz.
Buzağının karın ağrısı ve kas ağrıları vardır. Onlar için de NSAID (kortizon olmayan yangı giderici ilaçlar) kullanılmalıdır.
Dehidrasyon Özet
Özet olarak; rehidrasyon sağlamak ishalin etiyolojisinden çok daha önemlidir. Tabii ki sebeplere yönelik tedavi de yapılmalıdır. Ancak o tedaviye vücudun olumlu yanıt vermesi için buzağının düşkün hale gelmesini, çökmesini kesinlikle önlemeliyiz.