Merhaba,
Öncelikle böyle bir platform olduğu için çok sevindim. Soruları cevaplayan hekimlerin olması beni ayrıca sevindirdi. Bana yaşadığım acı olay sonrası fikir verebilirseniz çok mutlu olurum.
2,5 yaşındaki kedimi açık kırmızı renkte kanlı idrar şikayetiyle veterinere götürdüm. 14 aydır benimleydi. Karnında sarkan kese gibi bir kısım vardı. Önceden 2 farklı veterinere götürdüğümde ikisi de o kese gibi bölgenin yağ olduğunu söylediler. Kanlı idrar sonrası gittiğim klinik ise o kısma basınç uygulanınca kedim, kanlı idrarını yaptı bir anda. Sonra yapılan röntgen incelemesi sonucu doğuştan çift taraflı fıtık, karın kası yırtığı olduğu belirlendi. Ayrıca nohut büyüklüğünde de bir kitle tespit edildi. Bize söylenen idrar kesesinin fıtığa sıkışmış olduğu ve yerinde olmayan idrar kesesi travma aldığı için kanlı idrar olduğu yönündeydi. Bu kese yırtılırsa çocuğun hızlıca öleceği söylendi. Acil şekilde ameliyat olması gerektiği söylenince biz de onay verdik. Operasyonun başarılı geçtiği bildirildi.
Operasyon sonrası 3 gün boyunca kedimiz kuru mamasını, suyunu normal bir şekilde tüketti. Herhangi bir sorun yoktu. 4.günde dikişlerine vs bakılacağı rutin kontrol için kliniğe gittiğimizde ameliyat bölgesinin sağında ve solunda sıvı birikmesi tespit edildi ve pembe renkte 4-5 ince şırıngayla sıvı çekildi. O sıvı alımı saat 15.00 civarı yapıldı. Kedimiz, aynı günün akşam üzeri mama yemeyi kesti, sabah da mamasını yemedi. Sonraki 2,5 günde mamaları şırıngayla verilmek zorunda kalındı. 1,5-2 gün sonra 40.3 ile 38.8 arasında seyreden yüksek ateşi tespit edildi. 5. ila 7.günller arası ateşi sürekli böyle devam etti. Maması hep şırıngayla verildi, kendi hiç yemedi Tuvaletini bile yapmadı doğru düzgün. Sadece suyunu içmeye devam ediyordu kendi isteğiyle. Kedimizin, ameliyat sonrası 7. gününde ateşi yine 40’ları geçmiş, 38.8 ile günü tamamlamıştı 21.30 civarında. O gün tekrardan hemogramına bakıldığı ve anemi olduğu söylendi. Olağan sınırdan biraz düşük çıktı kan değeri. Ertesi gün sabahtan yeniden kliniğe götürmek için sözleştik. Bu arada dikişlerinde hiçbir sorun olmadı, ameliyat bölgesinden herhangi bir sıvı da gelmedi. O bölgeye dair bir sorun yaşanmadığı söylendi hep.
Gece 2.30 civarı ilk defa acı acı bağırmaya başladı, ilk kez solunum sorunu yaşadı. Ateşini ölçünce şok olduk, 3 gündür ateşi düşmeyen kedimizin ateşi ani şekilde 35.7 düşmüştü. Patileri buz gibiydi. Hipotermi geçirdiğini görünce o saatte açık olan başka bir veterinere gittik. Vücut ısısı artırılmaya, nefes alışverişi hava verilerek düzeltilmeye çalışıldı. Vücut ısısı evde ölçtüğümüz derece olan 35.7’den 34.7’ye kadar düştü, daha sonra 36.3’ü gördü. Ancak nefesi daha da kötüye gitti. Daha sonra biyokimya, hemogram ve elisa testi yapıldı. Sarılık çıktı, bilürübin değeri yüksek çıktı ve Elisa testinde “Yüksek Pozitif reaksiyon. FIP ihtimali yüksek” çıktı. Gece saatlerinde gittiğimiz klinik, kedimizin değerlerinde büyük bir yıkım yaşandığını söyledi. 1,5 saatlik müdahale sonrası ne yazık ki kedimiz hayatını kaybetti.
Ameliyatı yaptırdığımız yerdeki başhekim, bir ihmal olmadığını, viral enfeksiyon, koronavirüs sebebiyle kedimizin öldüğünü söyledi. Evimde yaşamını kaybeden kedimler beraber toplamda 4 kedim vardı, aylardır evden çıkmadılar, hiçbir koronavirüs semptomu göstermediler. Acaba hayatını kaybeden kedim, taşıcıydı da bağışıklığı düştü, koronavirüs aktifleşti öyle mi hayatını kaybetti? Ya da girişte bahsettiğim ameliyat bölgesinden alınan pembe renkteki sıvı sonrası başlayan iştahsızlık ve ateş mi ölümüne sebep oldu? Ya da bu sıvı alımı sonrası başlayan iştahsızlık ve yüksek ateş tesadüf müydü?
Bu anlattıklarımı ele alarak sizin görüşünüzü çok merak ediyorum. Sizce Eğer görüşünüzü belirtebilirseniz çok ama çok memnun kalacağım.