Suni tohumlamanın koyunculuktaki yeri ve önemi, Türkiye’nin coğrafi koşulları, halkının geleneksel yapısı ve temel beslenme alışkanlıkları nedeniyle koyunculuk diğer hayvan türlerine nazaran daha yaygın bir yetiştiricilik dalı olma özelliğini yüzyıllardır kesintisiz olarak sürdüregelmektedir. Ayrıca, 40 milyona ulaşan sayısal varlığı ile koyunculuk ekonomik yönden de önemli bir potansiyel oluşturur. Ne var ki, son 60 yıldır sürdürülen tüm çabalara rağmen, ülkemizde yetiştirilen koyunlar anılan bu potansiyelle tutarlı bir verim düzeyine bir türlü ulaşamamışlardır. Bunun da başlıca nedeni, koyunların büyük bir çoğunluğunun bireysel verim düzeyleri düşük, kötü genetik yapılı yerli ırklardan oluşmasıdır.
Kültür ırkı olarak nitelendirebileceğimiz Merinos koyunların toplam koyun varlığı içindeki payı yapılan tüm ıslah çalışmalarına karşın % 5 i bile bulmamıştır. Irkların verimsizliği yanında, koyunların yararlanabileceği türden çayır ve meraların giderek azalması, yapağı fiyatlarındaki dengesizlik, sosyo – ekonomik yapı değişimleri, yanlış ıslah politikaları ve çoban sorunu gibi nedenlerle son yıllarda koyunculukta gözle görülür bir gerilme söz konusudur. Yine de, önemli bir potansiyel taşıyan koyunların sayıca olmasa bile nitelik yönünden artırılması, başka bir deyimle ıslahı, gerekli, hatta zorunludur.
Koyunların bireysel verim güçlerinin artırılması, yani genotiplerinin iyileştirilmesi ıslah ile mümkündür. Islahta ise, başlıca iki yöntem mevcuttur:
Bunlardan birisi saf yetiştirme, diğeri melezlemedir.
Saf Yetiştirme
Saf yetiştirme, gerek uzun zaman alması, gerekse akrabalı genlerin yoğunlaşmasını sağlayarak kimi genetik kusurlara yol açması nedeniyle pek sıklıkla başvurulmayan bir ıslah yöntemidir. Melezleme ise, yerli koyunların kültür ırkı koyunlara dönüştürülmesini sat yetiştirmeye nazaran daha kısa zamanda sağlayan, yani genotipik ilerlemeyi çabuklaştıran bir yöntemdir. Bu yöntemde, gerek Türkiye’de mevcut üstün verimli koçlar, gerekse yurt dışından ithal edilen kültür ırkı koçlar baba materyali olarak kullanılmaktadır.
Melezleme
Suni tohumlamanın koyunculuktaki yeri ve öneminde melezleme de düşük verimli yerli koyunlar, genotipik verim düzeyi yüksek kültür ırkı koçlarla çevirme melezlemesi yöntemi kullanılarak ıslah edilmektedir.
Çevirme melezlemesinde, sınırlı sayıdaki üstün verimli koçtan daha etkin bir şekilde yararlanmak, hiç kuşkusuz sun’i tohumlama yönteminin kullanılması ile mümkün olabilmektedir. Bu sayede, tabii çiftleşme ile sadece bir koyunu gebe bırakabilecek koçun sperması taze olarak sun’i tohumlamada kullanıldığında 8-10, sulandırılarak sun’i tohumlamada kullanıldığında ise, 25-30 koyunu gebe bırakabilme olanağına sahiptir. Bunun dışında, ince kuyruklu koçların, yağlı kuyruklu koyunları tabii olarak aşamaması durumunda da, sun’i tohumlama vazgeçilmez bir yöntemdir. Ayrıca, sun’i tohumlama Sayesinde koyunlar tabii tohumlama yolu ile geçebilen kimi genital enfeksiyonlardan da korunmuş olurlar.
Bu ve buna benzer pek çok gerekten dolayıdır ki, sun’i tohumlama koyun ırklarının ıslahında kaçınılmaz bir yöntemdir. Nitekim, Cumhuriyetten sonra önemli bir öz kaynağı oluşturan koyunların ıslahı, başta döl verimi olmak üzere, ekonomik önem taşıyan verimlerinin artırılması konusundaki ilk adımlarda sun’i tohumlamadan etkin bir şekilde yararlanılmıştır.
Hernekar, sun’i tohumlama koyunlarda 1930 ‘lu yılların başında Türkiye de ilk kez uygulamaya konmuşsa da, özellikle 1950 yılından sonra halk elindeki Kıvırcık koyunların Merinosa dönüştürülmesi amacıyla sürekli ve sistemli hale dönüştürülmüştür. 1970 ‘li yılların başına değin, her yıl katlanarak artan koyun sayıları, o yıllara özgü kimi nedenlerden dolayı düşmüş, 1976 yılında bir kıpırdanma göstermekle birlikte, günümüze değin düşme eğilimini düzenli bir biçimde sürdürmüştür. Günümüzde, sun’i olarak tohumlanan koyun sayısı sözü edilemiyecek kadar azdır.
Oysa ki, sürü büyüklüğünün geniş olduğu kimi Doğu Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerinde Sun’i tohumlama bu gün de hayvancılıkta etkin ve yaygın olarak uygulanmaktadır. Özellikle son zamanlarda yapılan araştırmalar sonucunda, sulandırılarak ve dondurularak kullanılan koç spermasından oldukça yeterli düzeyde döl verimi alınabilmektedir. Ayrıca, “siklus senkronizasyonu” adı verilen bir biyoteknolojik yöntem sayesinde mevsim dışı ve çoklu kuzulamalar olanak içersine girdiği gibi, bir koyundan yılda iki, ya da iki yılda üç yavru alınabilmesi mümkün olmaktadır. Bunun dışında, kızgınlıkların toplulaştırılması ve istenilen zamanda oluşturulması sonucunda pazarın isteklerine uygun üretim planlaması yapılabilmektedir. Siklus senkronizasyonu ve Sun’i tohumlama yöntemlerinin birlikte kullanılması, hiç kuşkusuz, gelecekte koyunlardan elde edilen verimlerin normalin üzerinde artırılması yönünden önemli bir aşama oluşturabilecek nitelikte görülmektedir.
Kaynakça