Hayvanlarda Şap Hastalığı Nedir?
Şap hastalığı, evcil veya yabani tüm çift tırnaklı hayvanlarda görülebilen, kronik durumlarda zayıf ve yavru hayvanlarda ölüme sebebiyet veren, genellikle et, süt ve iş gücü kaybına sebep olan viral bir hastalıktır. Hastalığın mortalitesi düşük olmasına karşın yüksek morbiditeye sahiptir. Bunun anlamı, öldürücü olmamakla birlikte sürü içerisinde veya bölgede hızla yayılır anlamı taşır.
Her ne kadar zoonoz kabul edilse de insanlara bulaşma yok denecek kadar azdır. Halk arasında tabak veya dabak olarak adlandırılır.
Şap Hastalığının Epidemiyolojisi ve Bulaşması
Şap hastalığı virüsü, picorna virüsler grubu içinde Aphtovirus alt grubunda olup, virüsün bilinen (A, O, C, Sat 1, Sat 2, Sat 3 ve Asia 1) isimlerinde 7 adet serotiplerinin yanında, yaklaşık 64 farklı alt tipi mevcuttur.
Türkiye’de en çok görülen serotipler A, O ve Asia-1 serotipleridir.
Şap virüsü, enfekte hayvanlarla doğrudan temas yoluyla veya enfekte hayvanlardan salgı veya salgılarla (meni ve süt dahil) dolaylı temas yoluyla veya mekanik vektörler (insanlar, atlar, köpekler, kediler, kuşlar, araçlar) veya kara veya hava yoluyla bulaşır.
Virüs, klinik belirtiler gelişmeden önce süt ineklerinde süte bulaşır, bu nedenle virüsün çiftlikten çiftliğe ve inekten buzağıya çiğ süt yoluyla yayılma olasılığı vardır.
Virüs pastörizasyondan kurtulabilir (yüksek sıcaklık kısa süreli, ultra yüksek sıcaklık, laboratuvar pastörizasyonu); sütün lipid bileşeni, ısıtma sırasında virüsü korur.
Şap virüsü saman ve saman yataklarında 20 haftaya kadar, kuru maddede üzerinde yazın 14 güne kadar, kışın 6 aya kadar, idrarda 39 güne kadar ve toprakta 3 gün yaşayabilir.
Şap Hastalığının Patogenezi
Etken vücuda alındığı bölgede primer aft denilen ilk lezyonları oluşturur. Daha sonra çok katlı epitelin stratum spinosum hücrelerine yerleşir ve burada ürer. Ürediği hücrelerde öncelikle hidropik dejenerasyon başlar ve zamanla hücreler ölerek içi sıvı dolu veziküller oluşmaya başlar. Stratum basale katmanı sağlam olduğu için lezyonlarda kanama görülmez.
Lezyonlar sıklıkla dil, ağız boşluğu mukozası, gingiva (dişeti), yanak mukozası, tırnak arası ve meme dokusunda görülür.
Ağızda oluşan kesecikler dil hareketleri ve çeşitli nedenlerle patlar buna bağlı olarak ağız içi bölgesinde kızarıklık, Yem yememe, Ağızdan salya akması, dilin soyulması, dilin dışarı çıkması görülür.
Bazen yakın veziküller birleşerek bulla adını alır ve daha büyük hale gelirler.
Taşıyıcı durumdaki sığırlarda 3.5 yıla, koyunlarda 9 aya ve mandalarda 4 yıla kadar yaşayabilirler. Etken kuluçka dönemini (sığırlarda min. 2-7, Koyunlarda 1-6 gün) bitirdikten sonra;
- Yüksek ateş (40-41 °C)
- Durgunluk, iştahsızlık,
- Süt verimi kaybı,
- Sürüden geri kalma.
- Ağız, ayak ve tırnak arası bölgesinde veziküller görülebilir. Tırnak arasında oluşan yaralar, kızarıklık, apse ve ilerleyen dönemlerde tırnak düşmesi görülebilir.
- Dilde soyulmalar başlar,
- Meme yangıları sebebiyle
- Hayvan buzağının emmesine dahi izin vermez,
- Ağrı çeker,
- Sağımı reddeder,
- Süt verimi düşer,
- İlerleyen dönemlerde mastitis görülebilir.
Koyun ve keçilerde klinik belirtileri büyük ölçüde belirsiz olabilir. Bununla birlikte, topallık genellikle koyun ve keçilerde gözlenen Şap enfeksiyonunun ilk klinik belirtisidir.
Buzağı, kuzu ve oğlaklar da hastalık belirtileri tam olarak görülmeden ani ölümlere rastlanabilir. Bunun sebebi etkenin doğrudan myokard hücrelerine yerleşerek perakut/akut myocarditis’e neden olmasıdır.
Hayvanlarda Şap Hastalığı Tedavisi, Kontrolü ve Önlenmesi
Normalde hastalığın bulunmadığı bölgelerde, hastalığın kontrolü tipik olarak tüm hayvanların enfekte olmuş tesislerde itlaf edilmesiyle denenir ve virüsün yayılma riskini azaltmak için hayvan hareket kontrolleri uygulanır.
Hem normal olarak Şap hastalığı olmayan bölgelerde hem de endemik bölgelerde, hastalığın yayılmasını sınırlamak için salgınlar çevresinde aşılama kullanılabilir.
Enfekte Hyavanların Tedavisi
Enfekte hayvanlar için tedavi yok. Ağız ve ayakların sodyum bikarbonat (yemek sodası) solüsyonu ya da sirkeli suyla silinmesi yararlı olabilir.
Korunma Tedbirleri
Mümkün olduğunda dezenfekte olmadan ahırlara girilmemelidir. Ahırlar hafif asitli veya alkali bir dezenfektan ve fümigasyon ile temizlenmelidir.
Hayvanların devamlı bağlı kaldığı ahırların yanında yeni alınan hayvanların bağlanacağı ayrı bir bölüm inşa edilmelidir.
Bakıcıların ahıra girerken özel elbise ve çizme giymeleri sağlanmalı ve başkalarının ahıra girmelerine izin verilmemelidir.
Bakıcıların veya hayvanların ahıra giriş-çıkışta üzerine basacakları dezenfektanlı paspasların kapı önlerinde bulunması gerekmektedir.
Sağımlardan önce ellerin, memelerin ve sağım ekipmanlarının her seferinde dezenfeksiyonuna titizlikle dikkat edilmelidir.
Hayvanlar sistemli olarak şap hastalığına karşı koruyucu olarak aşılatılmalıdır. Bölgeye yeni getirilen hayvanların hastalığı taşıyıp taşımadığı takip edilmelidir.
Aşısız hayvanlar ahıra sokulmamalıdır.
Hastalıktan şüpheli hayvanlar hemen ayrı bir ahıra alınmalıdır.
Hasta hayvanla ilgilenen bakıcı diğer ahırlara girmemeli, giydiği elbise ve çizmeler o ahırda kalmalıdır.
Hasta hayvanın bulunduğu ahırdan çıkarılan artık yem ve altlıklar derhal yakılmalıdır.
Hayvanların ve hayvansal ürünlerin ticaret ve hareket kısıtlamlar getirilmelidir.
Normalde Şap hastalığının bulunmadığı ülkelerde, enfekte hayvanların ve enfeksiyon kapma riski yüksek olanların itlaf etme işlemi yapılır.
Toplu itlaf yapıldığında, enfekte olmuş karkasları yakma, gömme veya enfekte olmuş tesislerde veya yakınında işleme yoluyla imha edilmelidir. Virüsün mekanik olarak yayılmasını önlemek için kemirgenler önlenmeli veya öldürülmelidir.
İhbari mecburi bir hastalıktır. Görülmesi durumunda Tarım ve Orman Bakanlığının Hayvan Sağlık Şube Müdürlüklerine haber verilmesi gereklidir.
Kaynak: 1-Şap Enstitüsü (Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığı yayınları) 2-KKGM (Şap Hastalığı Mücadele)