Sığır Suni Tohumlaması pratiğinde kaliteli Sperma kullanımının özendirilmesi. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Tarımsal Üretim Genel Müdürlüğü yayınladığı bir genelge ile 30 Ocak 1985 tarihli “Sığır Suni Tohumlaması Yapacak Özel ve Tüzel Kişilerin Uyacakları Esaslara Dair Yönetmelik” e bir hüküm eklenmiştir. Sperma ithalatına AB kriterlerine uyum sağlamak amacının güdüldüğü bu hükümde ithalat yapılacak ülkelerdeki ineklerin ırklara göre verimlerinin ve öteki genetik özelliklerinin belli düzeylerin altında olmaması koşulu getirilmiştir. Bu hüküm bence son derece doğru ve yerinde alınmış ,yıllardır eksikliği duyulan konulara bir ölçüde olsa çözüm getirebilecek bir karardır.Umarım bundan böyle Avrupa ülkelerinin progeny testing ’den geçmemiş boğaları sırf ucuz diye ülkemizde satılamayacak, kalitesiz boğa spermaları ile haksız rekabette kökünden önlenmiş olacaktır.
Bilindiği gibi doğacak bir dişi buzağının genetik özelliklerinin yarısı inekten yarısı da boğadan gelir.İneğin be boğanın genetik özellikleri ne kadar iyi ise ve bu özelliklerini yavrularına geçirme kabiliyeti ne kadar fazla ise doğacak buzağı da o kadar iyi ve kaliteli sperma olacak demektir.
Buzağının genotipinin yarısını oluşturan inekler üzerinde fazlaca duracak değilim. Bu tamamen yetiştiricinin elinde bulunan materyalin kalitesine ya da daha kalitelisini alabilme bakımından alım gücünün üstünlüğüne bağlıdır. Yetiştiricinin maddi gücü yerinde ise en kaliteli ineği satın alır, ahırına koyar ve ondan yavru almayı düşünebilir.
Buzağının genetik özelliklerinin yarısını aldığı boğa konusunda inekte olduğu kadar sorun yoktur. Çünkü bu gün gelişen teknoloji ve ticari ilişkiler Dünya’nın en kaliteli boğalarının spermalarının Türkiye’de de teminini olanaklı hale getirmiştir. Eğer elinizde kaliteli bir inek varsa bu ineği Dünyanın en kaliteli boğasının sperması ile tohumlar ve çok kaliteli bir boğa sahibi olabilirsiniz.
İşin başka bir boyutu da şudur. Elimizdeki çok kaliteli bir dişi damızlığı kalitesiz bir boğanın sperması ile tohumlattığımızı düşünelim. Bu durumda yeni doğacak buzağının verimi arzu ettiğimiz gibi ileriye değil geriye gider. Bunu önlemek için kaliteli boğaların spermalarını kullanmamız gerekir.
Maalesef Türkiye ’de her konuda olduğu gibi bu konuda da bir başıbozukluk söz konusudur. İsteyen istediği boğanın spermasını ithal edip istediği fiyata satabilmekte,çoğu kez de haksız rekabet yaratılmaktadır. Öte yandan kimi kamu kuruluşları da Türkiye’deki laboratuarlarda ürettikleri spermaları yine haksız rekabet doğurarak hatta promosyonlar verip pazarlayabilmektedirler. Bu son çıkarılan hükmün hem bu sorunlara çözüm getireceği ve hem spermaların kalitelerinin yükselmesine hem de haksız rekabetin önlenmesine katkı da bulunabileceği umulur.
Bu konudaki saptamaları yaşadığım anılarla da süslemek istiyorum. Bir Batı Anadolu ilçesindeki meslektaşımı ziyaret ettiğimde kendisine her zaman olduğu gibi suni tohumlama uygulamalarını ve kaliteli sperma kullanıp kullanmadığını sormuştum. Meslektaşım bana ”vatandaş ithal sperma olsun da hangisi olursa olsun diyor. Bende ithal en ucuz spermayı veriyorum, zaten paramı da aylar sonra alabiliyorum. Hatta Lalahan spermalarını üstünde yazılı yabancı boğa isimlerini gösterip ithal diye yutturan meslektaşlarımız var” dediğini hatırlıyorum. Kuşkusuz burada meslektaşların da hakları var ama yetiştiricinin kaliteli sperma kullanma konusundaki bilgisizliğini giderecek olan da onlar. Veteriner hekimlerin yetiştiricilere kaliteli sperma kullanmaları halinde buzağılarının da kaliteli olacağını, tohumlamanın yılda bir kez o da iki doz sperma kullanılarak gerçekleşeceğini, iki doz sperma miktarının ise aylara bölündüğünde bir malboro sigarası fiyatı bile etmediğini, oysa kaliteli spermanın buzağıdaki verim artışına yansıyan karının sperma bedelinin binlerce katını bulabileceğini ısrarla anlatmaları gerekir.
Tabii veteriner hekimler kaliteli ya da kalitesiz olsun,ithal olup olmasın spermayı sonuçta para verip aldıklarından sperma maliyetini toplam maliyet içinde sabit bir değer olarak görmekte,asıl alacakları uygulama ücreti ve araba parasına önem vermektedirler. Oysa veteriner hekimler müdavimi oldukları yetiştiricilere ineklerini kaliteli sperma ile tohumlatmalarını önerseler doğacak kaliteli buzağılar onlar için ileride daha fazla para getirecek potansiyel birer müşteri olabileceklerdir.
Özet
Özetle belirtmem gerekirse, veteriner hekimlerin görevlerinin sadece inekleri tohumlamak, doğurtmak, süt vermelerini sağlamak değil, ülkenin ve yetiştiricilerin genel menfaatleri açısından hayvansal üretimi her kuşakta daha da ileriye götürmek olduğunu vurgulamak zorundayız. Veteriner hekimlerin bu hususu yetiştiricilere bıkmadan usanmadan anlatmaları gerekir. Çünkü, yetiştiricilerin elindeki kaliteli hayvan ne kadar çoğalırsa veteriner hekimler daha çok para kazanır ve yeni istihdam olanakları ortaya çıkar.
Son yazıma ek önerimi sunuyorum. Lalahan’da ve Menemen’de bulunan boğalar fenotipik yapılarına, sperma verimi ve özelliklerine, spermaları ile sahada alınan döl verimi sonuçlarına bakılarak değerlendirilir ve iyileri seçilerek Lalahan’da kurulmasını önerdiğim merkezde sperma üretiminde kullanılır. Ayrıca, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Yurt dışından kaliteli boğalar ithal edebilir. Türkiye’den seçilen boğalar ve Yurt dışından ithal edilen boğalar tek merkezde yani Lalahan’ da toplanır ve dondurulmuş spermaları üretilir. Ayrıca Türkiye’deki tüm Suni Tohumlama Uzmanı Veteriner Hekimler Lalahan’da kurulacak Merkezde görevlendirilir.
Uzmanlar burada Türkiye’deki Fakülteler, Yurt dışındaki Üniversiteler hatta Yurt dışında sperma üretimi yapan özel şirketlerle işbirliğine girerek bir yandan kaliteli sperma üretimi yapar bir yandan da suni tohumlama ve boğa sperması üzerinde yoğun araştırmalar yürütebilirler. Bu bağlamda Devlet Planlama Teşkilatı ’nın, Tübitak ’ın, Avrupa Birliği ’nin ve Dünya Bankası ’nın uzman ve para desteğinden de yararlanılabilir. Belli bir süre devam edecek bu kaliteli üretim ve araştırma sürecinden sonra sahada bu boğaların suni tohumlama mahsulü erkek buzağıları para karşılığı halkın elinden alınıp aday boğa adayı olarak Lalahan’da kurulacak Merkeze getirilir ve uygun bakım beslenme koşullarında bulundurulur. Böylece toplanan bu aday boğa adayı erkek buzağılar ile Progeny Testing süreci başlatılabilir.
Tüm bunların başarılması önceki yazımda da vurguladığım gibi Lalahan’daki mevcut Enstitü’nün suni tohumlama, embriyo transferi ve diğer biyoteknolojik araştırmaların yapılabileceği, sertifikalı Veteriner Hekim ve yetiştirici eğitimlerinin sürdürülebileceği, kaliteli sperma üretiminin gerçekleştirilebileceği bir Merkez haline dönüştürülmesine bağlıdır. Ayrıca, bu Merkezin çağın ve bilimin gerektirdiği tüm araç ve gereçlerle donatılması da kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu arada Devlet Türkiye’de boğa sperması üreten özel firmalara daha kaliteli üretim yapabilmeleri açısından teşvikler verebilir ve kaliteli boğa ithal etmelerini kolaylaştırmak adına Ziraat Bankası kaynaklarından ucuz kredi verilmesini sağlayabilir. Böylece kamu sektörü ile özel sektör arasında oluşacak olumlu rekabet üretilen spermanın kalitesini artırarak yabancı spermaya olan talebi de gittikçe azaltacaktır. (Performans Dergisi, Ağustos 2000, Sayı:26)