Besi Danalarında Pasteurella Pnömonisi

Besi Danalarında Pasteurella Pnömonisi

Besi Danalarında Pasteurella Pnömonisi

Besi Danalarında Pasteurella Pnömonisi hastalığı viral, bakteriyel, Mycoplasma spp., bazen Rickettsia spp. etkenlerin rol oynadığı kompleks bir etiyolojiye sahiptir. Shiping fever olarak da bilinen hastalık sığırlarda yüksek mortaliteye sahip fibrinöz nekrotik lober pnömoni ve pleurapnömoni meydana getirir. Mannheimia haemolytica serotip S1 primer etkendir. Dolayısı ile BRD shipping fever salgılarında daha etkilidir. Mannheimia haemolytica tip T ve P. multocida da hastalığın oluşumuna önemli katkı sağlar.

Kronik Pasteurella pnömonilerinde P. multocida ön plandaki patojendir. Normalde çok yoğun olmamakla beraber etkenler fırsatçı patojen olarak tonsil ve nazofarengeal mukozada bulunurlar. Mannheimia haemolytica serotip S2 ve S4 relatif olarak non-patojeniktir. Bahsedilen mukozalarda predominant olarak bulunurlar. Oysaki fırsatçı patojen olan S1 serotipi daha az sayıda lokalizasyon oluşturur. Hastalığın çevresel, bakım ve besleme şartlarına bağlı olarak değişmekle birlikte morbiditesi %30-40, mortalitesi %10 -20 arasında değişebilir. Lokal veya genel immunitenin zayıflamasına yol açan endojen eksojen stres durumları, immunsupresyona yol açan enfeksiyonların (BVD, IBR, BIV, Lökozis…) veya kronik organ hastalıklarının bulunması durumunda üst solunum yollarında az sayıda bulunan Mannheimia haemolytica serotip S1 hızal artan kolonizasyon oluşturur. Mannheimia haemolytica serotip S1 nasogaregeal mukozada selektif olarak kolonizasyon oluşturması shipping fever oluşumunda bir ön koşul olarak ele alınmaktadır. İnhalasyonla birlikte etken etkenler hızla alt solunum yollarına trakea ve akciğer dokusuna alveolere yerleşirler.

Besi Danalarında Pasteurella Pnömonisi, Sağlıklı bir hayvanda solunum sisteminin lokal savunma bariyeri (surfaktan madde, silialar etki, lokal antikor, lokal makrofagositik aktivite…) vasıtası ile inhale edilen bakteri hastalık oluşturamadan ekarte edilir. Fakat stresli immunsupresif hayvanlarda kolonizasyon hızla artarak şiddetli lober pnömoni tablosu meydana gelir.

Hastalığın Oluşumunda Önemli Epidemiyolojik Faktörler

P. multocida genellikle viral ve Mycoplasma spp. pnömonilerinde sekonder olarak patogenezde rol oynar

Pasteurealla ‘nın Patogenezi

Besi Danalarında Pasteurella Pnömonisi Önemli Klinik Yansımalar

Genelde hayvanların grup veya ortam değiştirmesine takiben veya toplama hayvanların işletmeye getirilmesine takiben 7-15 gün içersinde klinik bulguların oluşması önemli bir anamnez bilgisidir. M. haemolyticinın primer patojen olarak rol oynadığı klinik yansımalar oldukça şiddetli seyredebilir. Bazı olgular saatler içinde ortaya çıkan yüksek ateş ve solunum stresi belirtileri ile ölebilir.

Ventro-kranial abdomende ağrı deneylerinin pozitif olması fibrinöz plöritisi işaret edebilir. Bu yansıma RPT ile çok karışır, solunum sistemi yansımaları dikkatli yapılarak ayırt edilmelidir.

Bazı hayvanlarda veya uygun erken tedavi yapılamamasına bağlı olarak Pasteurella endotoksemisinin gelişmesi, genel durumda hızlı bozulma, hipodinamik şok kriterleri;

Pasif transfer yetmezliğine sahip neonatal buzağılarda Pasteurella spp. ile ilişkili septisemi endotoksemi şekillenebilir. Bu dönemdeki buzağılarda meningitis, artritis, uveitis, renal yetmezlikler oluşabilir. (Özellikle PasteurelIa multocida enfeksiyonlarında).

Kronik olgularda aralıklı beden ısısı artışı, kuru harhara, çıtırtı, ıslık sesleri, interstitial amfizem bulguları (perküsyonda açık üstü ses alınması), değişen derecelerde dispne, kilo kaybı, biletaral mukopurulent nazal akıntı, egzersizle artan kuru öksürük.

Pasteurella ile ilişkili bazı BRD olgularında, tedavi edildikten 2-4 hafta sonra şiddetli immun supresyona takiben perakut proliferatif pnömoni sonucu perakut respiratorik distres ve dispne oluşabilir.

Postmortem Lezyonlar

Mannheimia haemolytica’da fibrinöz plöropnömoni, Pasteurella multocida’ya göre daha belirgin ve daha sık oluşur.

Besi Danalarında Pasteurella Pnömonisi Klinik Tanıya Yaklaşım Kriterleri

  1. Beden ısısının normale inmesi
  2. Depresyonun azalması
  3. iştahın yerine gelmesi
  4. Kalp frekansının normale dönmeye başlaması
  5. Solunum güçlüğünün azalması

Besi Danalarında Pasteurella Pnömonisi Tedavi

Sağaltım için mutlaka Hekim ‘inize başvurun. Burada yazılan tedaviler bilgi amaçlıdır. Burada verilen bilgilerle tedavi edilmeye çalışılan hastanın oluşabilecek olumsuz tüm sonuçlar için hiçbir sorumlukluk kabul edilmez.

Öncelikle prognozu çok iyi belirlenmesi gereklidir. Şiddetli solunum güçlüğüne sahip (dispne skoru 4), kalp frekansı 100 ve üzeri olan, mukozalarda siyanöz veya solgunluk tespit edilen hayvanlarda tedavi girişimin yetersiz olacağı hayvan sahibine belirtilmelidir. Böyle olgularda hayvan sahibine prognoz hakkında bilgi verilmeden ve onayı alınmadan yapılan tedavi sonuçları hekim arkadaşımızı zor durumda bırakacaktır.

1. İlk önceliğimizin solunum güçlüğüne sahip olan hayvanlarda mümkün olduğunca dispnenin giderilmesini sağlamaktır.

Bu amaçla,

2. Pasteurella Endotokseminin Hızlı Bir Şekilde Nötrolize Edilmesi

Pasteurella’daki ölümün birinci sebebi endotoksemidir (lipopolisakkaritler). Endotoksemi esnasında alveolar makrofajlardan, lokositlerden ön yangısal sitokinlerin, reaktif nitrojen mediatörlerin, serbest oksijen radikallerinin, Bovine lökositlerden IL-1b, IL-8, leukotriene 4, prostaglandin E2 ve TNFa gibi yangısal mediatörlerin salgılanması oluşur. Sonuç olarak başta akciğerlerde olmak üzere hücresel nekroz ve yaygın damar içi koagülasyon (DIC) şekillenir. Oluşan endotoksemiyi baskılamak veya nötrolize etmek amacı ile (özellikle endotoksemik şokun hipodinamik fazında; hipotermi, zayıf nabız kalitesi, yüzlek solunum, mukozalarda solgunluk kısmen siyanöz, kapiller dolma süresinin 4-5 saniyenin üzerine çıkması…),

3. Pulmoner Hipertansiyon Akciğer Dolaşım Yükünün Azaltılması

Yalnızca Pasteurella pnömonisinde değil, diğer herhangi bir pnömoni olgusunda değişen derecelerde pulmoner konjesyon ve ödem meydana gelir. Özelikle endotoksemi bağlı pulmoner arteriollerde koagülasyonun şekillendiği Pasteurellasiz’de pulmoner hipertansiyon kaçınılmazdır. Bu nedenle özellikle şiddetli solunum güçlüğüne sahip hayvanlarda akciğer yükünü azaltmak amacı ile 2 mg/kg dozunda furosemid IV ve olası koaglupatinin şekillendiği endotoksemi ile ilişkili pulmoner hipertansiyonda 40 İU/kg SC heparin uygulanabilir, Heparin uygulanırsa analjezik NSAID ilaçlar uygulamaları yapılmamalıdır.

4. Surfaktan Maddesi Uygulaması veya Sekresyonunun Artırılması

Akciğer fonksiyonların devamlılığı ve yüzey geriliminin azaltılması pulmoner surfaktan tarafından sağlanır. Pasteurella pnömonilerinde bu yapı bozulmuştur. Etkili bir tedavi protokölünün yürütülebilmesi için belirtilen uygulamalar yapılabilir. Doğrudan doğal veya sentetik surfaktan uygulaması son derece pahalı bir yöntemdir. Surfaktan preparatları intratrakeaal olarak 4 ml/kg dozunda uygulanır. Bu nedenle kısmen etkili olan Deksametazone (0.010.02 mg/kg) ve asetil sistein uygulanabilir.

Saha deneyimlerine dayanarak ifade edebilim ki; asetil sistein intratrakeaal olarak. buzağılarda 1 ampul, yetişkinlerde 3 – 5 ampul kullanıldığında olumlu sonuçlar aldığımızı belirtmek isterim.

Besi Danalarında Pasteurella Pnömonisi Antibakteriyel Kullanımı

Başta Pasteurella spp. olmak üzere Mycoplasma bovis, Arcanobacterium pyogenes, H. somnus ’a yönelik akciğer paranşiminde yüksek konsantrasyona ulaşan antibakteriyel veya antibakteriyel kombinasyonları kullanılmalıdır.

Sefalosporinler

Penisilinler ve sentetik penisilinler

Kinolonlar

Yukarıda belirtilen gruplardaki antibakteriyeller Pasteurella spp., Haemophilus spp. ve Arcanobacterium spp.’lere karşı tek başlarına etkili olabilirler. Kinolonların ayrıca Mycoplasma spp. ’ye ve kısmen Rickettsia spp. ’ye etkileride mevcuttur. Bununla birlikte bazı şiddetli ve miks enfeksiyonlarda antibakteriyel kombinasyonları kullanmak zorunda kalabiliriz. Antibakteriyel kombinasyonlar besi danalarında pasteurella pnömonisi Mannheimia haemolytica ve Pasteurella multocida merkezinde oluşturulmalı, Mycoplasma bovis, H.somnus ve Arcanobacterium pyognes’i, bazı olgularda C. psittaci’ye de etkili omalıdır.

P. multocida birçok antibakteriyel karşı duyarlı iken maalesef M. haemolytica aksine birçok antibakteriyele dirençlidir.

Antibiyogramda, P. Multocida veya M. haemolutica ’ya karşı yüksek duyarlı antibakteriyel etkenler seçilmesine rağmen cevap alınamıyorsa;

1. Pasteurella etkenlere tek patojen değildir,

(Muhtamelen M ycoplasma ve viral patojenler, Arcanobacterium pyogenes bir veya birkaçı ile miks enfeksiyon)

2. Bakım beslenme ve ortam ventilasyonu yetersiz

3. Verminöz pnömoni veya mikotik patojenlerle ile birlikte seyrediyor olabilir.

Şiddetli Mycoplasma spp., Pasteurella spp., Arcanobacterium spp. ve H. somnus olası miks enfeksiyonlarında sahada son dönemlerde kullandığımız ve yüksek başarı elde ettiğimiz bazı antibakteriyel kombinasyon örnekleri;

Bu kombinasyonları uygulamaya takiben enjeksiyon bölgeleri alkolle friksiyon yapılmalıdır.

Kombine antibakteriyel uygulamaları, doğru tanıya rağmen tekli antibakteriyele cevap alınamayan enfektif pnömonilerde kullanılmalıdır.

Yangısal Reaksiyonların Sınırlandırılması

*Fluniksin meglumine 1,1 – 2,2 mg/kg, IM maksimum 3 gün

*Meloksikam 0,5 mg/kg, SC, tek doz

*Karprofen 2,2 mg/kg, gündğ tek doz, 3 gün

* Diklofenak sodyumun 2,5 mg/kg dozda tek uygulama .

İmmun sistem aktive edilmesi ve düzenlenmesi

*Parapoxvirus ovis, suş D1071, 3 gün IM ve SC 7-10 gün sonra tek doz

*Levamizol 2,5 mg/kg 3 gün IMveya 8-10 gün sonra tek doz

*Bitkisel immun moderatörler

*Probiyotikler

Antioksidanların Kullanılması

Yangısal reaksiyonlar ve hücresel yıkımlanma esnasında ortaya çıkan süperoksit, hidroksi radikaler, nitrik oksit radikalleri ve hidrojen peroksit gibi yoğun oksidatif stres ürünlerinin baskılanması, hücresel hasarı ve dolayısı doku hasarının minumun seviyeye indirilmesi önemlidir.

Bu amaçla;

Hidrofilik Antioksidanlar: Askorbik asit (C vitamini) 45 kiloya 1 – 2 gram (IV), 5 – 7 gün kullanılmalıdır. Ascorbik asit, asetil sisteinle birlikte çok önemli bir antiviral olan interferon sentezini ve aktivitesini arttır.

Lipofilik Antioksidanlar: D vitamini, Alfa tokeferol asetat (E vitamini), beta karoten. Beta karoten E vitaminin antioksidan etkilerini artrır.

İz elementler; selenyum, bakır, çinko

Sülfür Kapsayan Aminoasitler

Asetil sistein, buzağılarda uygulaması pratiktir. Sabah ve akşam 600 -1200 mg/ buzağı dozda, IM veya IV, 5-7 gün, yetişkinlerde günde 3000 -6000 mg/ total IM, IV uygulanabilir.

Metiyonin, buzağılarda 5-10 gr, yetişkinlerde 20 -30 gr. PO 3 hafta boyunca uygulanabilir.

Orta ve şiddetli Pasteurella pnömonisinin başlangıç tedavisinde intratrekheal olarak; buzağı ve danalara 1 cc Deksametazone + Penisilin G potasyum (500.000 – 1,000, 000 IU) + asist 1 – 2 ampul (ayrı enjektörlerle) olarak uygulamasının tedavi şansını artırabilir.

Pasteurella multocida ve Mannheimia haemolytica’ya Karşı Aşılama

Farklı virulans faktörler temelinde birçok Pasteurella aşısı üretilmiştir.

Bu virulans faktörler;

Üretilen aşıların her biri doğal veya deneysel olarak oluşturulan enfeksiyona karşı bir miktar bağışıklık ve koruma oluştururken, tam etkili bir koruma sağlamamaktadır.

Canlı aşılar enjeksiyon yerinde daha fazla çoğalırlar ve daha yüksek düzeyde koruyucu immun yanıt oluştururlar. Canlı aşıların kullanımında bazı zararlı etkiler görülebilir. Avirulent canlı P. haemolytica aşısı ile aşılanan hayvanlarda 2-18 gün sonra sistemik enfeksiyon geliştiği bildirilmiştir. Aşı uygulanan bölgede yangı, purulent meningitis ve poliarthritis gibi yan etkileri görülmüştür. Modifiye canlı P. haemolytica aşı uygulamalarından sonra enjeksiyon bölgesinde apse oluşabilir.

Gebe ineklerin doğumdan 3 – 6 hafta Önce leukotoksin aşılar ile aşılanması ineklerde serum ve kolostrumda yüksek leukotoksin nötralizan antikor oluşumuna neden olmaktadır. Kolostrum aracılığıyla antikorları alan buzağılarda etkin pasif bağışıklık sağlanır. Yeterli maternal antikorlara sahip buzağılar 3 aylıkken 14 gün ara ile iki kez aşılanması önerilmektedir. Yeterli materyel antikor alamayan buzağılarda 15 günlükken Pasteurella ile birlikte BRSV ve PI-3 virüs kapsayan inaktif aşılar 2 hafta ara ile iki kez uygulanması enzootik pnömoni ve Pasteurella pnömonilerin oluşumunu, en azında klinik şiddetlerini önemli düzey azalmasını sağlayacaktır. 3 ayın altında aşılanan hayvanlara 3 aylıkken aşı uygulamasının tekrarı daha yüksek bir immunite oluşmasını sağlayabilir.

Kaynak

Kaynakları görmek için tıklayın...
  • Sığırların Solunum sistemi Hastalık Kompleksi – BRD (Ceva), Prof.Dr. Sezgin Şentürk, Dora Basım, Bursa 2020, 181-203.
Exit mobile version