Oğlaklarda bulaşıcı ektima hastalığı diğer adı ile Ecthyma contagiosa ovis et capri burun ucu, dudaklar ve ayaklarda, bazen de erişkin keçilerin memelerinde kabuklu papüller ile karekterize, çok bulaşıcı viral bir hastalıktır. Hasta hayvanların etini yiyen insanlarda da bildirilmiştir. Memleketimizde oldukça yaygındır. Hastalık bilhassa ilkbahar ve yaz aylarında sık rastlanır.
Ektima Hastalığının Etkeni, Etiyoloji ve Patogenez
Hastalığın etkeni (çiçek virusu grubundan Parapoxvirus ovis) epitheliotrop bir virustur. Viruşun dış şartlarda dayanıklılığı çok fazladır. Özellikle kabuk ve kurumuş eksudat içinde olursa kuru ve sıcağa çok dirençlidir. Ahır ve meralarda yıllarca enfeksiyon yeteneğini korur. Enfeksiyon sürüde hayvandan hayvana direkt temasla veya enfekte ağıl, ahır, otlak, çobanlar, araç ve gereçlerle indirekt olarak bulaşır.
Virus, vücudun herhangi bir yerindeki (dudak, meme. ayak ve genital organlarda) yara, çizik ve çatlaklardan vücuda girer. Epitel hücrelerinde artışıyla sırasıyla papul, püstül ve kabuklar oluşur, 14 gün içinde nedbe bırakmadan deri yüzeyleri tekrar iyileşir. Viremi oluşmaz, enfeksiyon lokal kalır ve iyi huylu seyreder. Fakat bakteriyel enfeksiyonlarla komplike olursa deri ve mukozalara tekrar yayılır. Hastalığın kendisi öldürücü olmamasına rağmen, hayvanın beslenmesini aksattığı için zayıflamalara ve diğer hastalıklara karşı direnç azalmalarına yol açar.
Bulaşı Ektima Hastalığının Klinik Belirtiler
İnkubasyon süresi 8-10 gün kadardır. Lezyonların yerleştiği yere göre hastalığın 3 formu görülür.
1- Labial Form
En sık görülen formdur. Hastalık lezyonları, en çok dudak bölgesi, comissura labialis ve mukokutan bölgelere yerleşir. Başlangıçta kızarık papüller şekillenir (Papüller yaklaşık 0.5 cm çapındadır). Daha sonra bu papüller kabuklanır ve siğil görünümünü alır. Lezyonların çapları gittikçe büyür ve çoğunlukla birbirine yakın olanlar birleşerek daha büyük lezyonlara dönüşürler. Lezyonlar büyüdükçe hasta dokular, düzensiz proliferasyon nedeniyle daha belirgin bir durum alır ve sertleşirler. Daha sonra lezyonların üzeri boz-esmer renkte kabuklarla örtülür.
Böyle lezyonlar adeta karnıbahar görünümünü andırır. Bu kabuklar kaldırıldığında altında sert, kısmen irinle örtülü, kanayan granülasyon dokusu görünür. Kabuklar kaldırılmazsa iyileşme ilerledikçe kendiliğinden düşer (Papülerin yüzeyini örten kabuk, ağaç kabuğu gibi çatlar, kolayca parçalanır. Fakat alttaki granülasyon dokusundan bütünüyle kopmaz, pul pul dökülür.). Bazı olaylarda göz kapakları, kulaklar, yanakların iç yüzü ve burun delikleri çevresinde de lezyonlar oluşabilir. Bu lezyonlar ağrılı olduğundan yem yemeyi engeller, hayvanlar zayıflar ve direnç azalması nedeniyle sekunder bakteriyel enfeksiyonlar ortaya çıkabilir. Lezyonlara sekunder olarak mikroorganizmalar bulaşmışsa dil, akciğerler ve rumende de benzeri lezyonlar gelişebilir.
Bulaşıcı Ektima çoğunlukla ilk lezyonların ortaya çıkışından 10-20 gün sonra sürüde en şiddetli devreye girer. Lezyonlar genellikle 2-3 hafta içinde iyileşebilir. Ülserleşme olmuşsa hastalık daha uzun süre devam eder. Ülserleşen lezyonlarda nekroz bakterileri üreycrek sepsise sebep olabililer. Hastalığı atlatan hayvanlar bir daha yakalanmazlar.
2- Pedal Form
Burada lezyonlar ayakların korona ve interdigital bölgelerine yerleşir. Dudaklardaki lezyonlara benzerler, fakat büyüklükleri daha sınırlıdır ve topallığa neden olurlar.
3- Genital Form
Lezyonlar Skrotum, prepisium, meme, vulva ve anüste görülür. Bu bölgelerde şişkinlik ve hafif irinli sızıntı ortaya çıkar. Hastalıklı dokularda görülen lezyonlar dudak formundakilere benzer.
Tanı ve Ayırıcı Tanı
Klinik semptomlara göre teşhis konur. Ancak kesin teşhis marazi maddenin elektron mikroskopta muayenesi ile konur.
Ayırıcı tamda kuzu difterisi, şap, sarkoptes uyuzu, dermatofiloz, piyeten dikkate alınmalıdır.
Oğlaklarda Bulaşıcı Ektima Hastalığının Tedavisi Nasıl Yapılır?
Sağaltım için mutlaka Veteriner Hekim ‘inize başvurun. Burada yazılan tedaviler bilgi amaçlıdır. Burada verilen bilgilerle tedavi edilmeye çalışılan hastanın oluşabilecek olumsuz tüm sonuçlar için hiçbir sorumlukluk kabul edilmez.
Virusa etkili bir ilaç yoktur. Labial formda, hayvanlara yumuşak gıdalar verilir. Kabuklar salisilat pomadı ile kaldırılır. Lezyonlar üzerinde antiseptik ve yumuşatıcı ilaçlar (Örneğin; gliserin iode) ve antibiyotikli pomatlar sürülür. Pedal formda, ayaklardaki lezyonlar antiseptiklerle iyece temizlenir, antibiyotikli pomatlar sürülür veya antibiyotikli spreyler püskürtülür. Genital formda hafif antiseptiklerle irrigasyonlar yapılır.
Bulaşıcı Ektima Hastalığından Nasıl Korunulur?
Hastalık mevsiminden birkaç haha önce aşılama yapılmalıdır. Bulaşıcı ektima aşıları hasta oğlaklardan toplanan kabuklardan hazırlanır (gliserin içinde % 1 ’lik emülsiyon haline getirilerek) ve deriye skarifikasyon tarzında uygulanır. Hastalık çıkmayan bölgelerde aşı tatbik edilmez. Ancak daha önceki yıl hastalık çıkmış ise aşı tatbik edilir.
Ektima Aşısı
Bulaşıcı Ektima hastalığının korunmasında aşı olarak canlı veya otolog aşılar bulunmaktadır.
Canlı attenue aşıların daha iyi ve etkili bir koruma sağladığı, özellikle endemik bölgelerde kullanımının önerildiği bildirilmektedir. Ancak, ektima geçmişi olmayan sürülerde canlı aşılarla aşılamanın çevresel kontaminasyona yol açabileceği bilinmelidir.
Otolog aşılar, enfekte hayvanların kabuklarının öğütülerek serum fizyolojik içerisinde çözdürülmesi ve penisilin streptomisin ilavesi ile elde edilir. Bu aşılar, tüm yaş gruplarındaki hayvanlara bacağın iç tarafına güvenle uygulanabilir.
Aşıların içerdiği suşlara (koyun, keçi vb.) göre etkinliğinin değiştiği ve türe özgü suşlarla daha iyi koruma sağlandığı bildirilmektedir.
Uygulama skarifikasyon şeklinde yapılır. Bu amaçla kasık bölgesine (arka bacak içi) ve iğneyle, derinin ilk tabakasını geçecek kadar derin, ancak kanama oluşturmayacak tarzda, 0,5 ila 1 cm uzunlukta 3 veya 4 çizgisel çapraz skarifikasyon oluşturulur. Skarifikasyon alanına 2-3 damla aşı damlatılır ve bir kaç saniye bekletilir. Aşılamayı takiben 3-4 gün içinde aşı uygulanan yerde vezikül, püstül ve kabuklaşma oluşur. Bağışıklık 3 haftada gelişir ve 6 ay sürer.
Gebelik (son 6 haftaya kadar) veya laktasyon döneminde aşılanan annelerin yavrularında maternal immunitenin yavruları 1=2 aya kadar koruyabileceği, bu nedenle aşılamanın 1 aylık dönemde yapılması gerektiği, maternal antikor almayan yavruların ise doğum sonrası 1-4 günlerde aşılanması, hatta daha iyi bir bağışıklık elde edilmesi amacıyla 1 ay sonra ikinci aşılama tavsiye edilmektedir.
Yeni aşılanan hayvanlar aşılanmamış hayvanlardan aşılama kabukları düşüp kapanana kadar farklı alanda tutulmasına dikkat edilmelidir.
Hastalık çıkan sürülerde her yıl oğlakma döneminde her doğan oğlakları gruplaştırarak aşılanması gerekmektedir. Bunu belli bir yıllar devam edilmelidir ki benim tavsiyem 5 yıl yapılmalıdır. Dışarıdan hayvan alımı yapmaz iseniz sürünüz bu hastalıktan ari hale gelmektedir. Yalnız bu hiçbir zaman meydana gelmiyecek anlamına gelmez. Etiyolojisinde bahsettiğimiz gibi virus dayanıklı virüs ve direkt, indirekt bulaşmama da mevcuttur.