Lif, geviş getiren çiftlik hayvanları “ot yiyen” yani herbivor hayvanlardır. İşkembe otu sindirmek için hazır olarak bekleyen selülolitik (cellulolytic) bakteriler ile doludur. Kısaca söylersek; işkembeli hayvanlar otu yani lifi sindirerek süt, et, süt yağı üretirler.
İnsanlar yıllar içerisinde enerji ve protein ilavesiyle süt, et veriminin arttığını görmüşler, bir yandan genetik olarak verim arttırıcı yönde çalışırken, diğer yandan da “kesif yem” vererek daha çok süt ve et elde etmişlerdir.
Ancak; işkembeli hayvanlar yani ruminantlar temel olarak “lif” sindiren hayvanlar olmaya devam ediyorlar.
Lif selüloz anlamına geliyor.
Yonca, otlar, hasıllar, posalar, pamuk kapçığı, gıda sanayiinden çıkan yüksek lifli artıklar, kavuzlar, kabuklar, silajlar lif kaynağıdır.
Bitkilerin yapısında selüloz, hemiselüloz ve lignin adı verilen lifler vardır. Selüloz ve kısmen de hemiselüloz (yarı selüloz) işe yarayan, lignin (odunsu madde) ise işimize yaramayan kısımlardır.
Selüloz ağıza alındığında tükrük (salya) salgılanmasını sağlar. Bilindiği gibi salya işkembe için tampone edici özelliğiyle çok yararlıdır. Ağızda başlayan sindirim işkembede selülozu sindiren bakterilerle devam eder. İşkembede selülozu sindirmekle görevli 3 aileden bakteriler vardır. Selüloza tutunarak sindirirler. Fibrobacter succinogenes, Ruminococcus albus, Ruminococcus flavefaciens ailelerinden yararlı bakteriler selülozu sindirerek enerji ve uçucu yağ asitleri sentezini başlatırlar. Laktik asit, propionik asit ve asetik asit sentezlenerek et, süt ve süt yağı ortaya çıkar.
Selüloz “işkembe sağlığı” anlamına gelir. Çiğneme aslında selüloz sayesinde olur ve geviş getirmenin bir parçasıdır. Yemlerde efektif (etkin) selüloz olmazsa geviş getirme aksar. Bunu NDF ve ADF belirler. NDF (Neutral Detergent Fiber), ADF (Acid Detergent Fiber) adı verilen ölçü birimleri selülozun, genel olarak kaba yemlerin kalitesini belirler.
Kaba yem denince akla gelen ilk yem maddesi samandır. Ama saman kaliteli bir kaba yem değildir. Çünkü, yukarıda sözünü ettiğim selüloz ve hemiselüloz değil, odunsu madde olan lignin içerir. Yemlere işkembeyi fiziksel olarak uyarmak, dürtmek, kaşımak için bir miktar katılır. Bu miktar yarım kilo ile 1 kg arasındadır. Daha fazla saman katılması “tıkayıcı etki” yapar. Fazla saman tokluk hissi oluşturur. Dolayısıyla ineğin iştahı azalır. Diğer besinlerden daha az almasına yol açar.
Lif, özellikle kaliteli lif eksikliği, geviş sayısında azalmaya, asidoza, iştahsızlığa sebep olur. Süt miktarının azalması, süt yağı oranında düşme gibi sorunlar ortaya çıkar. İlerlemiş durumlarda döl verimi düşüklüğü ve topallık gibi sorunlarla karşılaşırız.
Görüldüğü gibi geviş getirenler için kaliteli lif herşeydir.
Kaliteli lifi belirleyen NDF ve ADF değerleridir. Ancak pratikte nelere dikkat edilmesi gerektiği daha çok önem taşır. Pratikte 2 konu öne çıkar.
Lif kaynaklarının hasat (biçim) zamanı ve partikül büyüklüğü.
Eğer yoncayı ve diğer otları geç biçersek “kartlaşmış yonca” vermiş oluruz. NDF, ADF değerleri yükselir. Sindirim zorlaşır. Tıkayıcı etki artar. Bu arada kaba yemin protein ve enerji değerleri düşer.
ABD’de tavsiye edilen uygulama tomurcuk sonu yani çiçeklenme öncesi biçimdir. Arazi içerisinde birkaç çiçek gördüklerinde hemen yoncayı biçerler.
Diğer konunun “partikül büyüklüğü” olduğunu söylemiştim.
Kaba yemin aşırı uzun partiküllerden oluşması sindirimi zorlaştırır. Daha doğrusu işkembedeki yararlı bakterilerin işini zorlaştırır. Diğer yandan yem seçmeye yatkınlık sağlar. Bu durum ise asidoza yatkınlık oluşturur.
Partiküllerin aşırı küçük olması yani otların çok kısa (ince) kıyılması gerekli fiziksel etkiyi azaltır. Aşırı kıyılan otlar selüloz değerini yitirir.
Yapılan araştırmalar abomasum deplasmanı vakalarının selüloz değerini yitirmiş yemlerden dolayı artış gösterdiğini ortaya koymuş.
Kontrol için “yemlik okuma” metodunun hergün uygulanması önerilmektedir. Daha ileri kontrol ise partikül separatörü (Pensilvanya State Partikül Separatörü=PSPS) ile yapılır. Ayrıca dışkının gözlenmesi de büyük önem taşır.
Özet olarak; geviş getiren hayvanları beslemenin temeli “lif”tir.
Azı da, fazlası da besleme yönünden sorun çıkarır. Az selüloz sindirimi aksatır ve asidoza yol açar. Çok selüloz ise kuru madde alımını kısıtlar. Lif hayvan beslemenin en kritik noktasıdır.