Koyunlarda mide ülseri, abomasum yani şirdendir. Koyunların midesinde de insanlar, inekler gibi çeşitli sebeplerden ülserler şekillenebilir. Şiddetli ülser olgularında mide kanaması da görülebilir.
Eğer ülser sebebiyle mide kanaması oluşursa kan sindirime uğrar ve dışkıya karışır. Dışkı katranımsı, koyu renkli ve kıvamlı bir şekilde olur. Bu dışkıya “melena” adını veriyoruz.
Melena bize kanamanın sindirim kanalının üst kısımlarında olduğu bilgisini verir.
Çünkü bağırsaklarda kanlı ishal sebebi olan ve kanlı dışkı ile karşımıza çıkan başka hastalıklar da söz konusu olabilir.
Koyunlarda bir çeşit “pika” olan yün yolma (tüy çekme) sorunu trichobezoar adı verilen kıl yumaklarının oluşmasına yol açar. Kıl yumakları şirdende (abomasum) mukozayı nekroze ederek ülser ve kanamaya sebep olabilir.
Klostridium enfeksiyonları, özellikle Clostridium perfringens ve Clostridium septicum mide ülserine yol açan mikroorganizmalardır. Sarcina ventriculi adı verilen mikroorganizma da mide ülseri vakalarında çokça karşımıza çıkar.
Demir F eksikliğinde yine bir çeşit pika olgusu ile toprak yiyen koyunlarda topraktan aldıkları clostridium ve sarcina gibi mikroorganizmaların mide ülserine oluşturduğu bilinmektedir.
Diğer yandan bakır (Cu) eksikliğinin koyunlarda mide ülserine ve dolayısıyla mide kanamasına yol açabileceği iddia edilmektedir. Fitomikotik (phytomycotic) etkenler, mantar (fungi) ve arkasından gelen secunder (ikincil, eşlikçi) mikroorganizmalar da mide ülserine ve dolayısıyla mide kanamasına yol açabilir.
Mide ülserine zemin hazırlayan en önemli sorun abomasitis (abomasum iltihabı) tir. Yukarıda sayılan mikroorganizmalar önce abomasitise sonra da mide mukozasının hasara uğrayarak delinmesine ve mide kanamasına yol açarlar.
Abomasitis ve abomasum ülseri toksinler, enfeksiyonlar ve travmalar sonucu ortaya çıkan sorunlardır.
Bir etken daha söz konusu olabilir. NSAID (kortizon olmayan yangın giderici ilaçlar) prospektüsünde yazandan daha uzun süre kullanılırlarsa mide ülserine sebep olurlar.
Mide ülserinin başlıca belirtisi melenadır. Zayıflama, huzursuzluk, sancı, iştahsızlık gibi genel belirtiler de bu duruma eşlik eder. Abomasumda kanamalara neden olan bir parazitten de söz etmek yerinde olur. Haemoncus contortus. Bu kancalı kurt daha çok gençlerde abomasum kanamalarına sebep olur ve şiddetli anemi (kansızlık) ile kendini belli eder. Koyun, kuzu ve toklularda hızlı bir ağırlık kaybı gözlenir.
Abomasitis bazı hastalıkların secunder (ikincil) etkisi ile de ortaya çıkabilir, örneğin; pasteurellosis ve gebelik toksemisi.
Ayırıcı Tanı
Koyunlar da kanlı dışkı başka hastalıklarda da görülen bir belirtidir. Ancak bu hastalıklarda dışkıdaki kan melana tarzında değildir. Örneğin; salmonellosiste kötü kokulu, hemorajik (kanlı) bir dışkı görülür. Kan çoğunlukla dışkıda benek tarzında gözlenir. Kanlı dışkının söz konusu olduğu diğer hastalıkları sıralayalım;
Koksidiyoz (coccidiosis, Eimeria enfeksiyonları), E .coli ve Clostridium perffingens in birlikte oluşturduğu nekrotik bağırsak yangısı (enteritis), Enterohemorajik enteritis, rota-koronavirüs enfeksiyonları, AEEC (tutunan, bağlanan, kazıyan, attacing, effacing E.coli) tarafından oluşturulan kanlı, sıyrıntılı ishaller.
Bu ishaller diğer belirtilerle birlikte ele alınarak ayırıcı tanıya gidilmelidir. Tabii ki kesin tanı laboratuvar muayeneleriyle konulabilir.
Koyunlarda Mide Ülseri İçin Koruyucu Hekimlik
Koyunlarda mide ülseri ve abomasum kanamalarının koruyucu hekimliğinde aşıların rolü çok önemlidir. E. coli, Clostridium perfringens, Clostridium septicum aşıları rapelleri (tekrarları)ile mutlaka yapılmalıdır. Pasteurella aşıları da ihmal edilmemelidir. İz mineral takviyeleri yem katkısı olarak verilmelidir. Uygun görülürse enjeksiyon olarak da uygulama yapılabilir. Pika (pica) yani yem olmayan maddelerin yenmesi önlenmelidir. Pika sebebi sadece mineral noksanlığı değildir. Kalabalık, sıkışık barınaklar ve stres pikaya yol açan en önemli etmenlerdir. Bu tip hatalar varsa giderilmelidir.
Aşılar dışında antiserumlar hem koruyucu hem de tedavi edici olarak kullanılmalıdır. Hiperimmun antiserumların tedavi dozu koruyucu dozun iki katıdır. Duruma göre bir veya birkaç gün antiserum tedavisi yapılabilir.
Tedavi
Koyunların mide ülserleri ve mide kanamalarında tedavi mide mukozasının korunmasına, asiditenin azaltılmasına dayanır. Bu arada mikroorganizmaların mukoza da yapabileceği hasarlara engel olmak üzere ağız yoluyla antibiyotikler kullanılır. Ayrıca sıvı tedavisi yapılması da gerekir. Antiasit (antacid) ilaçlardan magnezyum hidroksit, alüminyum hidroksit, alüminyum karbonat yararlı olur.
Omeprazol, Pantoprazol, Esomeprazol, gibi insan hekimliğinde kullanılan ilaçlar damar içi (İV) olarak verilir.
Ranitidine içeren ilaçlar da İV (damar içi) olarak 12 saatte bir kullanılabilir.
Ek olarak ağızdan antibiyotik ve damardan laktatlı ringer solüsyonu verilmesi önerilir.
Tabii ki, her zaman olduğu gibi, koruyucu hekimlik önerilerine uyulması şarttır.