Kedimin ateşi çıktı, evlerimizde yaşayan ve zamanla ailenin bir ferdi olarak yer edinmeye başlayan hayvan dostlarımızın sağlığı da elbette ailenin diğer fertleri kadar önemlidir. Bebekliklerinden ilk kızgınlık (ergenlik) dönemlerine, yetişkinlik çağından, anne- baba oldukları dönemlere kadar dostlarımız, aileleri tarafından özenle korunur, gözlemlenir ve huzurlu bir ortamda yaşamaları için her türlü olanak sunulur. Bu süreçte mutlu büyüyen dostlarımız bazen hastalıklarla karşılaşabilirler. Aşılamaları, genel rutin kontrolleri düzenli takip edilse dahi bazen basit bir soğuk algınlığı, bazen bir allerjik reaksiyon ya da ufak yaramazlıklar sonucu yuttukları yabancı cisimler dostlarımızın sağlığını etkileyebilmektedir. Hastalıkların ilk belirtileri kendini gösterdiğinde ailelerimiz dostları için endişeye kapılmakta ve durumlarını kontrol altına alma çabası içerisine girmektedirler. Bu durumda en yakın veteriner hekime danışmaları en sağlıklı yöntem olsa da bulundukları yerin bir veteriner kliniğine uzaklığı, zamanlarının olmayışı vb. gibi nedenlerden anlık ateş düşürme, dostumuz kustuğunda bulantı giderici verme gibi semptomatik medikal tedavi uygulama çabası içerisine girebilirler. Böyle durumlarda insanlarda, özellikle çocuklarda kullanılan ilaçların hayvanlarda da işe yarayabileceği düşüncesi ailelerimizin soluğu ecza dolabında alıp bir adet ateş düşürücüyü dostumuza uygulamasına neden olmaktadır. Her ne kadar dostlarımızın sağlığı için iyi niyetli bir çaba gösteriyor olsalar da bilinmelidir ki dostlarımızın vücutları bazı beşeri ilaçlara hassasiyet gösterebilmekte ve düşük dozları bile onlar için hayati risk oluşturmaktadır. Ama bazı preparatların bebeklerde bile güvenle kullanılıyor olması, bazı ailelerimiz için hayvanlarda risk oluşturmayacağı düşüncesine kapılmalarına neden olmaktadır.
Unutulmamalıdır ki, kediler ve köpekler insan değildir. Fizyolojik ve metabolik olarak bizlerden çok farklıdırlar.
Gelin bu yazımızda insanlarda güvenle kullanılabildiği için hayvan dostlarımıza verilerek veteriner kliniklerinde zehirlenme vakalarıyla sıkça karşılaştığımız ilaçlardan bahsedelim:
Parasetamol (asetominofen)
Müstahzar isimleriyle Parol, Calpol, A-ferin, Gripin, Kataprin, Minoset gibi ilaçlarda bulunan parasetamol, steroid olmayan antiinflamatuar, analjezik ve antipiretik etkiye sahiptir. Yani ağrı kesici, ateş düşürücü ve yangı gidericidir. Bebeklerde bile güvenle kullanılabilen parasetamol ağızdan alınarak mide-bağırsak sisteminden emilerek kana karışır ve bütün dokulara hızla yayılarak etkisini gösterir. Vücuda alındıktan 30-60 dk sonra maksimum plazma konsantrasyonuna ulaşan bu madde kedi ve köpekler için zehirli etkiye sahiptir. Küçük hayvanlar içinse genellikle öldürücüdür.
1 kg köpek için zehirlenme dozu 100-200 mg iken kedilerde bu doz 1 kg ağırlık için 10 mg kadardır. Yani kediler köpeklere nazaran parasetamol etken maddesine daha hassas canlılardır. Bu da demektir ki 5 kg ağırlığındaki bir kedinin zehirlenmesine neden olması için 1 tablet Parol’un 1/10’u bile yeterlidir. Farklı ilaç emilim mekanizmasına sahip kedi ve köpeklerde ayrıca fizyolojik olarak bu etken maddenin düşük dozda bile kullanılması önerilmez. Aşılama sonrası ateşi çıkan ya da burnu kuruduğu gerekçesiyle ailesi tarafından ateşlendiği düşünülen kedimizin ve köpeğimizin bu maddeyi alması hayati anlamda risk oluşturmakta ve kendini daha iyi hissetsin düşüncesiyle yapılan bu işlem maalesef dostumuzun hayati tehlikeye girmesiyle sonuçlanabilmektedir.
Öncelikle karaciğerde metabolize olan parasetamol, kedi ve köpeklerde farklı yarılanma ömürlerine sahip olmakla birlikte, köpeklerde toksikasyon belirtisini ilk karaciğer yetmezliğiyle gösterir. Kedilerde ayrıca Methemoglobinemi ve Heinz Body anemi görülmektedir. Eğer kedi veya köpek dostumuz parasetamol aldıysa şu belirtilerle zehirlendiğini anlayabiliriz:
- Karın ağrısı,
- Solunum sayısında artış,
- Kusma,
- Kanlı idrar,
- Sarılık,
- Sinirsel bozukluklar (sallanma, denge kaybı vb.)
Kan değerlerinde;
- Karaciğer enzimlerinde artış,
- Kan şekerinin düşmesi,
- Kandaki protein değerlerinde azalma.
İlaç alındıktan 1-4 saat içerisinde klinik belirtiler başlar, 6-24 saat içerisinde de bu belirtiler netleşir. Eğer parasetamol alan bir dostumuz bu belirtileri göstermeye başladıysa acilen bir veteriner kliniğine veya 7/24 veteriner poliklinik hizmetlerine başvurmalısınız.
Aspirin
Salisilatlar grubundan asetilsalisilik asit (aspirin), parasetamol gibi steroid olmayan ağrı kesiciler grubunda, ucuz ve kolay bulunabilir olmasıyla insanlar tarafından en çok kullanılan ilaç türüdür. Aynı zamanda kan sulandırıcı etkisiyle de bazı hastalar tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Köpekler tarafından alınan aspirin yüksek dozlarda zehirleyici olsa da kediler tarafından düşük dozda bile alındığında sindirim sistemini olumsuz etkiler ve zehirlenmelere yol açar. Zehirlenme olgularında spesifik bir tedavisi olmayan aspirin erken müdahale ile vücuttan uzaklaştırılabilir.
Patili dostumuz aspirin aldığında;
- Bulantı, kusma,
- Solunum sayısında artış,
- Ciltte kızarıklıklar,
- Yüksek ateş,
- Dehidrasyon (vücutta aşırı su kaybı)
İleri olgularda
- Düşük vücut sıcaklığı,
- Solunum sayısında azalma,
- Denge kaybı,
- Bilinç kaybı
Kedimin ateşi çıktı mı görüldüğü anda hiç zaman kaybetmeden veteriner hekime başvurmalısınız.