Hazım Hocamızın Kaleminden ‘Dünya Veteriner Hekimler Günü’

Hazım Hocamızın Kaleminden 'Dünya Veteriner Hekimler Günü'

Hazım Hocamızın Kaleminden 'Dünya Veteriner Hekimler Günü'

Hazım Hocamızın Kaleminden Dünya Veteriner Hekimler Günü, Dünyada veteriner hekimliğin ortaya çıkması neredeyse evcilleştirme tarihi kadar eskidir. İlk insanlar kendilerinde kullandıkları tedavi yöntemlerini evcilleştirdikleri hasta hayvanlarına da uygulamak suretiyle veteriner hekimliği mesleğini başlatmışlardır. Dünyadaki ilk modern veteriner hekimliği öğretimi, 1762 yılında, Avrupa’da büyük salgınlara neden olan sığır vebası hastalığını önlemek amacıyla Fransa’nın Lyon kentinde bir veteriner fakültesinin açılması ile ortaya çıkmıştır. Ülkemizde ise ilk veteriner hekimliği öğretimi 1842 yılında İstanbul’da Süvari Okuluna bir askeri veteriner sınıfının açılması ile hayata geçmiştir. Ancak bilimsel anlamdaki ilk veteriner hekimliği öğretimi, İstanbul’ daki yüksek veteriner okulunun 1933 de Ankara’da açılan Yüksek Ziraat Enstitüsüne veteriner fakültesi adıyla bağlanmasıyla gerçekleşmiştir. Veteriner Fakültesi 1948 yılında Ankara Üniversitesine katılmıştır.

Veteriner hekimliği, uzun yıllar boyunca sadece hayvanları tedavi eden bir meslek olarak algılanmıştır. Oysa çağdaş veteriner hekimliği olgusu günümüzde “Sağlıklı Çevre, Sağlıklı Hayvan, Sağlıklı Gıda, Sağlıklı İnsan, Sağlıklı Toplum “ temeline oturmuştur. Veteriner hekimlerin bu zincirin her halkasında vazgeçilmez yetkileri ve işlevleri vardır. Dünya Veteriner Hekimler Günü ’nün ana temasını oluşturan çevre sağlığı günümüzde çok önemli bir olgu haline gelmiştir. Küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin yanı sıra hava kirliliği ve su yoksunluğunun artması gibi etmenler ardışık olarak zincirin diğer halkaları olan hayvan, gıda, insan ve toplum sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle çiftlik hayvanlarının çıkardığı metan gazının hava kirliliğindeki rolünün giderek artması veteriner hekimlere önemli sorumluluklar yüklemektedir. Öte yandan su kaynaklarının giderek azalmasının ve kirlenmesinin hayvan yemi üretimine ve hayvan sağlığına olan zararları da yadsınamaz bir gerçektir.

Hayvan sağlığı ve refahı günümüzde üretimin miktar ve kalite olarak artırılması bağlamında çok büyük bir önem kazanmıştır. Hayvanlarda görülen mikrobik ve paraziter hastalıklar ürün verimliliğini ve sağlıklı gıda üretimini büyük ölçüde engellemektedir. Sağlıksız bir çevrede yetişen hastalıklı hayvanlardan elde edilen gıdalar da doğal olarak güvenilir olmamakta ve bu gıdaları tüketen insanlarda çeşitli hastalıklara yol açmaktadır. İnsan sağlığı; çevre, hayvan ve gıda sağlığı ile doğrudan ilişkilidir. İnsanlarda görülen mikrobik hastalıkların yaklaşık üçte ikisi hayvansal kökenlidir. Bunun son örneğini yaşamakta olduğumuz Covid-19 salgını açıkça göstermiştir. Önceki yıllarda ortaya çıkan sars, mers, deli dana, ebola, kuş gribi, domuz gribi, batı nil virüsü, aids, zika, kırım kongo kanamalı ateşi gibi hastalıklar da hayvanlardan insanlara bulaşmışlardır. Yeni ortaya çıkan bu hastalıkların dışında uzun yıllardır hayvanlarda sıklıkla görülen ve insanlara da bulaşan brusella (malta humması) ve tüberküloz (verem) gibi hastalıklar sığırlarda ve koyunlarda oldukça yaygındır. Bu hastalıkların koruyucu hekimlik mantığı ile önce hayvanlarda önlenmesi insanlarda görülmesini de engellemektedir. Sonuç olarak sağlıklı bir çevrede yaşayan sağlıklı hayvanlardan elde edilen güvenilir gıdaların tüketilmesi hem insan sağlığını hem de toplum sağlığını koruyacaktır. Bu nedenle milattan önce, “ Tıp Doktorları İnsanı, Veteriner Hekimleri İnsanlığı Tedavi Eder “ sözü söylenmiştir.

Türkiye’de veteriner hekimliğin sorunları

Türkiye’de veteriner hekimliğin sorunları çok ve çeşitlidir. Bu sorunların başında hiç kuşkusuz fakülte sayılarının çokluğu gelmektedir. Türkiye sahip olduğu 32 veteriner fakültesi ile Dünyada ilk üç ülke arasında yer almaktadır. Mevcut sayı mutlaka kabul edilebilir bir düzeye indirilmelidir. Kamu hayvan sağlığı örgütü bugünkü çok başlı hantal yapıdan 1985 yılı öncesinde olduğu gibi etkin, bağımsız, merkez taşra uyumu sağlanmış, bütüncül bir yapıya kavuşturulmalı, sağlık sınıfında yer alan kamu veteriner hekimleri öteki sağlık görevlilerine tanınan özlük haklarından yararlandırılmalıdır. Veteriner hekim odalarının tabi olduğu 6343 sayılı yasa serbest ve özel kesim veteriner hekimliği hizmetlerini de kapsayacak bir biçimde yeniden düzenlenmelidir. Veteriner hekimlikte uzmanlık yönetmeliği bir an önce hayata geçirilmeli, mesleki eğitime önem verilmelidir. Veteriner hekimler ek bir düzenleme ile Sağlıkta Şiddet Yasasına dahil edilmelidir. Sağlık Bakanlığında Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı, il ve ilçe belediyelerinde de Veteriner İşleri Müdürlükleri acilen kurulmalıdır.

Mesleğimizin Şanlı Büyükleri

Veteriner hekimliği mesleği şanlı tarihi boyunca ulusal şair ve istiklal marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy, edebiyatçı Prof. Dr. Selahattin Batu, hikayeci Ömer Seyfettin, dünyada ilk kök hücre tedavisini gerçekleştiren Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün, fikir insanı Ziya Gökalp, Fenerbahçe ve milli takımın efsanevi futbolcusu Zeki Rıza Sporel, yazar Muzaffer İlhan Erdost, gazeteci Orhan Duru, beslenme ve çevre uzmanı Doç. Dr. Osman Nuri Koçtürk, insanlar için geliştirdiği öldürücü ruam hastalığının aşısını denek bulamayınca kendisine yaparak şehit olan Veteriner Hekim Yüzbaşı Kemal Cemil Bey ve daha isimlerini sayamadığım nice değerli insanlar yetiştirmiştir.

Yaşadığımız Covid-19 salgını veteriner hekimlerin halk sağlığı için ne kadar gerekli ve önemli olduğunu tartışmasız bir biçimde ortaya koymuştur. Dünyada Covid-19 salgınının önlenmesiyle görevli kurumların başında veteriner hekimler görev yapmaktadır. Corona virusunu Türkiye’de ilk izole eden bilim insanları veteriner hekim  profesörlerdir.

Dünya Veteriner Hekimler Günü ‘nü kutlarken en büyük dileğim, halkımızın veteriner hekimlerin değerini daha iyi anlaması ve devletimizin veteriner hekimliği mesleğine layık olduğu değeri ve önemi vermesidir.

Exit mobile version