BRD ve Mycoplasma spp. etkenleri solunum ve ürogenital sisteme, meme bezlerine, eklemleride kapsayan seröz membranlara, orta kulak, göz ve konjunktival membranlara karşı affiniteleri son derece yüksektir. Mycoplasma mycoides subsp., Mycoplasma bovis, M. dispar, M. bovirhinis, Ureaplazma diversum, Mycoplasma genitalium ve Mycoplasma bovocul en sık izole edilen tiplerdir. Mycoplasma spp.’’ler arasında M. bovis ve M. dispar sığırlar açısından en önemli patojen serotiplerinin başında gelmektedir. Buzağıların enzootik pnömonisi, otitis media, ineklerde mastitis metritis, genç ve yetişkin sığırlarda artritis, besi danalarında kronik pnömoni poliartritis sendromuna yol açarak maddi manevi kayıplara neden olmaktadır.
Mycoplasma spp. Pnömonisi
Mycoplasma spp. pnömonisi, cuffing pnömoni olarak da ifade edilmektedir. BRD kompleksi oluşumunda hemen hemen daima Mycoplasma spp. etkenleri rol oynar. Özellikle enzotik pnömonili danalarda her zaman Mycoplasma bovis’in varlığı düşünülmelidir. Akut fibrinöz pnömonili sığırların %85, kronik pnömonili sığırların %98 inde Mycoplasma bovis izole edilmiştir (Gagea, et al., 2006). Bursa’da yapılan bir çalşma da ise pnömonili sığırların %25 dolayında M. bovis izolasyonu yapılmıştır (Onat K. 2009, mikrobiyoloji tez çalışması). Mycoplasma bovis ve dispar primer patojen tür olmasına rağmen bazı pnomönli hayvanlardan M. bovirhinis, M. arginini, M. genitalium, M. colifornicum, M. canis izole edilmiştir. Bu türler genelde sığırlarlarda şekillenen akciğer enfeksiyonlarında ön planda yer alan patojenler değildir. Ancak çok şiddetli immunsupresif hayvanların pnömoni oluşumunda aktif rol oynarlar.
Mycoplasma bovis, +4°C de sütte 2 ay, suda ve tahta materyalde 2 hafta, saman ve kuru otta 20 gün patojenik aktivitesini korur. Soğuk ve nemli ortamlar en sevdiği koşullardır. Yapılan bir çalışma da M. bovis’in nazal saçılımı hava ısısı 17 °C den 5 °C indiğinde maksimuma ulaşmıştır. Soğuk ve nemli ortamdalarda direk bulaşma maksimuma çıkar.
Mycoplasma spp.;
- Mikrosiliar transport mekanizmasını suprese eder
- Hücresel ve humoral immuniteti baskılar
- Siliar epitelyuma tutunarak alveolara makrofajların fogositozundan kaçabilirler
Mycoplasma spp. pnömonileri genellikle bireysel kafesten gruplara geçen genç hayvanlarda çok sık oluşur. Her grup değiştirme esnasında karşımıza çıkabilir. PI-3, BRSV, BVD virusleri, M. haemolytica, Pasteurella multocida, H. somnus ile yakın sinerjik etkileşimleri vardır. Enfeksiyonun erken döneminde genetik alveolar makrofaj kleransı yetersizliği hastalığın oluşumuna zemin hazırlar. Diğer hastalıklarda olduğu gibi genetik duyarlılık ve immun supresyon önemlidir. Uzun süre kortizon kullanımı, endojen (yüksek süt verimi, kronik enfektif tüberküloz, bruselozisveya kronik organ hastalıkları hepatitis, hepatik lipidozis, renal yetmezlik, konjektif kalp yetmezliği, ayak hastalıkları, mastitis, metritis…) ve eksojen stres faktörleri (rasyonda enerji protein, vitamin mineral dengesizliği, aşırı sıcak, nemli veya soğuk ortamlar, yeterince su ihtiyacının sağlanamaması, kapalı yetersiz ventilasyonlu ahırlar, : yoğun hayvan populasyonu, gençlerle yetişkinlerin aynı ortamda bulunması…) immun sistemi olumsuz etkileyerek hastalık insidansını ve patojenitesini artırırlar.
BRD’de rol oynayan Mycoplasma spp. enfeksiyonları genelde tek başına çok şiddetli patolojiler oluşturmaz. Pasteurella Spp., Haemophilus somnus, Arcanobacterium pyogenes, PI-3, BRSV, BHV, BVD etkenlerinden bir yada bir kaçı Mycoplasma spp. etkenlere eşlik eder.
Özellikle de BVD virüsü, BIV (Bovine İmmunodeficiency virüs) ve lökozis gibi immunsupresif hastalıklarla enfekte hayvanlarda Mycoplasma spp. pnömonisini çok şiddetli ve yüksek mortalite ile seyredebilir.
Mycoplasma spp. etkenlerinden M. dispar trakeal epitelyum hücreleri ve silialarda dejeneratif bozukluklar ve yıkımlanmalara yol açar. M. bovis ise daha çok akciğer paranşimin de güçlü bir hücresel yanıt oluşturarak şiddetli akciğer hasarına neden olur. Ayrıca Bovinen ötrofilik ve pulmoner makrofaj aktivitesini önemli ölçüde baskılayarak akciğer klerans mekanizmasını ve lokal savunma bariyerlerini bozarlar.
Mycoplasma spp. Pnömonide Önemli Klinik Bulgular
Orta dereceden gşiddetliğe varan depresyon, iştah azalması
Akut olgularda artan beden ısısı (genellikle orta derecede ateş; 39,6-40,5°C), mukopurulent nazal ve gözyaşı akıntısı, kronik olgularda biletaral mukopurulent nazal akıntı, aralıklı ateş, kondisyon kaybı
Öksürük muayenesi ve trakeal palpasyonda hassasiyet, akut olgularda yaş, kronik olgularda kuru öksürük, akciğer oskültasyonunda anterior ventral bölgelerde öncelikli olmakla yaş harharara, kronikleşen olgularda kuru harhara ve sürtünme sesleri
Değişen derecelerde solunum güçlüğü
Pnömoni ile birlikte bir veya daha fazla eklemde artritis oluşması çok sık görülebilir. Bu hayvanlarda hastalık genellikle kronik seyirlidir ve genç hayvanlarda belirgin gelişme geriliği dikkate çeker. Artritis ve Pnömoninin bir arada bulunduğu bu Mycoplasma spp. formuna “Kronik Pnömoni poliartritis sendrom” denir.
Mycoplasma mycoides subsp mycoides ’deki kadar tipik olmasa da Mycoplasma bovis enfeksiyonunda da plöropnömoni meydana gelebilir.
Bazı hayvanlarda Mycoplasma spp. pnömoni olguları otitis media ve daha nadir olarak meningitisle birlikte seyredebilir.
BRD ve Mycoplasma spp. Pnömonilerinde Klinik Tanı
Penisilin, Sefolasporin, Ampisilin, Amoksisilin gibi Betalaktam antibakteriyellere cevap alınamama
Tedaviye genellikle zayıf yanıt
Pnömoni ile birlikte veya bağımsız olarak sürü içerisinde bazı hayvanlarda artritis, otitis media, konjektivitis, sistitis, piyelonefritis, laktasyondaki hayvanlarda tedaviye yanıt alıınamayan mastitis, abort, endometritis, vajinitis belirlenmesi, klinik tanıda önem taşır. Kısaca pnömonili bir hayvanda yalnızca solunum sistemine odaklanılmamalı, diğer sistemlerinde dikkatli bir şekilde klinik muayenesi değerlendirilmelidir. Ayrıca hasta hayvanın bulunduğu gruptaki veya sürüdeki diğer hayvanlarda bahsedilen patolojiler aranmalıdır.
Pnömoni ile birlikte veya bağımsız olarak sürü içersinde bazı hayvanlarda görülebilen diğer Mycoplasma spp. hastalıklarının klinik yansımalarının irdelenmesi Mycoplasma spp. pnömonilerinin klinik tanısında son derece önemlidir.
Akciğerlerde Postmortem Lezyonlar
Mycoplasma spp. pnömonilerinde makroskopik patolojisinde genellikle diğer patojenlerle miks enfeksiyonda oluşturduklarından değişen yansımalarla karşılaşılabilir.
Fibrinöz pnömoni, fibrinöz pleura-pnömoni yansımaları dikkati çeker. En önemli postmortem muayene yansımalarından biriside genellikle Anterior ventral akciğer lobunda kırmızı-mavisimsi atalekziye benzer alanlar, kesittte bronşiyollerde yoğun pus, suppurasyon belirlenmesidir. Özellikle kronik olgularda kranioventral pnömoni bölgelerinde sarı renkte sınırlı değişen büyüklüklerdeki genelde mercimek büyüklüğünde (bazen 1-2 cm’den büyük olabilir) boyutunda kazeöz benzeri nekrotik lezyonların görülmesidir.
Oluşan lezyonlar tüm akciğer paranşiminde görülebileceği gibi, çok az miktarda sınırlı bir bölgede de karşımıza çıkabilir.
Bu lezyonlar diğer akciğer apseleri gibi bir kapsülle çevrili değildir ve ince bir fibrönöz doku ile sınırlandırılmıştır. Bu bölgeye kesit yapıldığında çok nadir olarak kremamsı bir sekresyon oluşumu gözlenir. Linear sarı nekrotik lezyonlar lenf akımının yoğun olduğu interlobuler bölümde yoğunlaşır. Şiddetli plöritis ve akciğer nekrozu görülen hayvanlarda post mortem bakıda bulaşıcı Bovine pleuro-pnömoni olgularına çok benzer lezyonlar görülür.
Artritisin ön planda olduğu vakalarda doğal ölüm veya kesim şekillendiğinde sağ orta veya sağ eklenti akciğer lobu mutlaka gözden geçirilmelidir. Genellikle bu hayvanlarda bu bölgelerde yoğun akciğer lezyonları görülebilir.
Mycoplasma spp. Otitis media
- İştah kaybı, ateş, depresyon
- Kulaklarda ağrı, baş sallama, kulağı kaşıma veya sürtme
- Epiphora, fasiyal yüz felci, meningitis
BRD ve Mycoplasma spp. Artritis Poliartritis
Yaygın olmamakla birlikte, omuz, kalça, dirsek, diz bölgesinde daha çok gözlenir. BRD ve Mycoplasma spp. artritis tek başına bağımsız oluşabileceği gibi, çoğunlukla pnömoni veya laktasyondaki hayvanlarda mastitis birlikte seyredebilir.
Hareket etmede isteksizlik dolayısı ile yem almada yetersizlik ve zayıflama dikkati çeker.
Artritis genellikle birçok eklemde oluşur. Değişen derecede topallık meydana gelir.
Akut durumlarda eklemler ödemli, sıcak ve ağrılıdır. Bu dönemde ekleme yapılan punksiyonda fibropurulent eksudat ile miks opak synovial sıvı aspire edelebilir.
Artritis genellikle fibro-nekrotik tenosinovit ve bölgedeki iskelet kaslarını da etkileyerek myositis ile komplike olabilir. Bazı hayvanlarda yumuşak dokularda apse oluşumları gözlenir.
Antibakteriyel tedaviye yanıt zayıftır.
Mycoplasma spp. Konjunktivitis Keratokonjunktivitis
Mycoplasma bovis ve Mycoplasma bovoculi tek başlarına veya birlikte bu Mycoplasma spp. formunu oluşturabilir.
- Klinik bulgular genelde iki hafta içersinde geçer.
- Konjunktivalarda şiddetli hiperemi, konjesyon,
- Değişen derecelerde mukopurulent gözyaşı akıntısı,
- Korneal opasite
- Bazen korneal opesite ve nedbe dokusu kalıcı olabilir.
BRD ve Mycoplasma spp. Enfeksiyonları ile İlişkili Dermotolojik Patolojiler
Mycoplasma spp. enfeksiyonları bazen inatçı pyoderma, selülitis apse ve nadir olarakta toksik epidermal nekrozis oluşturabilirler. Bu yansımalar pnömoni, artritis, ve diğer sistemlere ait Mycoplasma spp. patolojilerle birlikte seyredebileceği gibi tek bir dermotolojik sorun olarak karşımıza çıkabilirler. Mycoplasma bovis ile ilişkili toksik epidermal nekroz ilk kez tarafımızca tespit edilmiştir. Pnömoni belirtileri gösteren bazı buzağılarda deride generalize şiddetli eritem, ülseratif -nekrotik deri lezyonları dikkati çeker. Epidermis dermisden soğan zarı gibi ayrılır.
Mycoplasma spp. ile ilişkili toksik epidermal nekroz yansımalarında Mycoplasma spp. antibakteriyel tedavi ile birlikte pentoxifylin ve bazı olgularda Metilprednisole denenebilir.
Konjuntivitis veya Kerato – Konjunktivitis olgularını pnömoni ve artritis olguları izlerse mutlaka
Mycoplasma enfeksiyonlarını klinik olarak düşün!!!!
Mycoplasma spp.’de Etken İzolasyonu
Pnömonili bir hayvandan alınan örneklerin bakteriyolojik incelenmesinde BRD ve Mycoplasma spp. yönünden değerlendirilmesi özellikle istenmelidir. Çünkü genellikle laboratuvarlar bu isteği belirtmezseniz, Mycoplasma spp. için gerekli izolasyon işlemlerini yapmazlar. Nazal svaplardan etken izolasyonuna gidilmemelidir. Yaşayan hayvanlardan bronkoalveolar lavaj (BAL) veya trakeal aspirasyon örnekleri alınmalıdır. Ölen veya kesilen hayvanlardan bronşiyal lenf nodülleri ve akciğer paranşiminde tespit edilen nekrotik alanları kapsayan lezyonlu bölgeler etken izolasyonu için değerlendirilmelidir. Mycoplasma spp. BAL sıvısında (-20 -70°C) aylarca, +4°C birkaç gün, oda ısısında birkaç saat stabil kalırlar. Yangılı akciğer paranşiminden alınan doku örnekleri hızlı bir şekilde değerlendirilmelidir.
Aksi halde alınan yangısal dokulardan Mycoplasma spp. inhibitörleri salgılanması sonucu izolasyon başarısız olabilir veya oranı azalabilir.
BRD ve Mycoplasma spp. Hastalıklarında Tedavi
Sağaltım için mutlaka Veteriner Hekim ‘inize başvurun. Burada yazılan tedaviler bilgi amaçlıdır. Burada verilen bilgilerle tedavi edilmeye çalışılan hastanın oluşabilecek olumsuz tüm sonuçlar için hiçbir sorumlukluk kabul edilmez.
Mycoplasma spp. pnömonilerinin antibakteriyel tedavi seçeneklerini hazırlarken, alınan trekhehal aspirasyon veya bronşiyal örneklerden bakteriyel kültür, minimum antibakteriyel konsantrasyonu ve antibiyogram sonuçları gelene kadar; mycoplasma bovis ve dispar merkezli, Mannhemia haemolytica, Pasteurella multocida, Haemophilus somnus ve kronikleşen olgularda Arcanobacterium pyogenes, Fusabacterium spp. hedef alan antibakteriyellerle tedaviye başlanmalıdır.
M. bovis ile ilişki pnömonilerin tedavisi güçtür.
M. bovis tedavisinde genellikle antibakteriyellere rezistans önemli bir sorundur.
Florfenikol, Kinolonlar (özellikle Danofloksasin, Marbofloksasin, Enrofloksasin) ve Makrolidler ilk tercih olarak seçilmelidir. Danofloksasin veya Enrofloksasin, Marbofloksasinlerden biri ile Amoksisilin veya Seftiofur veya Sefkuinom, Sefkuinome çok şiddetli akut vakalarda öncelikli olarak düşünülmelidir. Mycoplasma spp., etkili yeni makrolitler Valnemulin, Pleuromutilin, Retapamulin, Azamulin ve Gamitromisindir.
Kitlesel grup tedavisinde Florfenikol ya da Tilmikosin, Tulatromisin, Tildipirosin tek doz uygulanabilir. Makrolidler + Oksitetrasiklinler veya Florfenikol + Oksitetrasiklin kombinasyonları denenebilir. Bazı olgularda Tilosin ve eritromisin tek başına ya da Tetrasiklinlerle kombine edilebilir.
Hücre duvarı olmadığından beta-laktam antibakteriyeller (Sefalosporinler ve Penisilinler) etkisizdir. Primer tedavide tek başlarına kullanılmamalıdırlar. Sulfonamidlere karşı doğal olarak dirençlidir.
Nonstroidal antienflamatuar ilaçlar toksemi ve yangı sınırlandırılması maçı ile kullanılabilir
Fluniksin meglumine, maksimum 3 gün
Meloksikam, tek doz
Karprofen 3 gün
Şiddetli dispne durumlarında Deksametazone, gerekirse Adrenalin uygulanabilir
Íntratrekheal asetilsistein buzağılarda 1, yetişkinlerde 2 -3 ampul, takiben 5 gün buzağılarda günde 600 1000 mg/ total, yetişkinlerde 20003000 mg/ total, IM.
Askorbik asit 7 gün, Tek doz E vitamini + Selenyum
Koruma Aşılama
Mycoplasma enfeksiyonu sürüye bir kez girdiği zaman eradikasyonu son derece zordur. Enfekte olan hayvanlar özellikle respiratorik sekresyonlarla aylar hatta yıllarca etkeni saçarlar. Mycoplasma bovis’e karşı tam koruma sağlayan bir aşı henüz ortaya konmamakla birlikte bu konuda çalışmalar devam etmektedir. Mevcut aşılar etken saçılımını azaltmakta ve hastalığın daha hafif atlatılmasına sağlamaktadır. Bununla birlikte M. bovis izolasyonunu yaptığımız bir işletmede lokal M. bovis aşısı enfeksiyonun yayılımında ve şiddetinde önemli azalmalar meydana getirmiştir.
Enfeksiyonun oluşumundaki endojen ve eksojen stres faktörlerin engellenmesi veya minimuma indirgenmesi, sinerjik etki oluşturarak M. bovis’in patojenitesini artıran IBR, BVD, PI-3 ve BRSV enfeksiyonlarına karşı aşılama programının aksatılmadan uygulanması korumadaki en önemli unsurları oluşturur. Tüm bunların yanında BVD, BIV, lökozis gibi immun sistemi suprese eden enfeksiyonlara yönelik tarama programlarının yapılması ve pozitif olanların eradike edilmesi sürüdeki Mycoplasma spp. enfeksiyonlarının oluşum insidansını ve şiddetini azaltacaktır.
Maternal antikorların M. bovis’e karşı koruyup korumadıkları tam olarak bilinmemektedir. M. bovis ile enfekte annenin sütü ile beslenen buzağılarda çok erken dönemlerde enfeksiyon oluşabilir ve bu hayvanlar ilerleyen dönemlerde klinik olarak hasta olabilecekleri gibi taşıyıcı olarak kalabilirler. Bu nedenle sürüdeki taşıyıcı hayvanların belirlenmesi ve eliminasyonu önemlidir.
Buzağılar için en önemli bulaşma yollarından bir süt ve kolostrum olduğu için öncelikle tank sütünden Mycoplasma spp. için bakteriyel kültür yaptırılmalıdır, takibe mastitli hayvanlardan örnekler Mycoplasma spp. yönü ile değerlendirilmelidir. Büyük laktasyon gruplarında inekler 5’erli gruplara ayrılmalı ve hepsinde ortak kaba süt örnekleri alınmalıdır. Ortak süt örneği Mycoplasma yönü ile temiz çıkarsa sorun yoktur, ortak örnek pozitif çıkarsa gruptaki 5 hayvanın ayrı ayrı örnekleri alnmalı ve Mycoplasma pozitif olan veya olanlar tespit edilmelidir.
Bu uygulama tüm laktasyondaki hayvanlara uygulanır. Subklinik Mycoplasma spp. mastitli hayvanlar tespit edilerek sürüden &karılması kısmen daha pratik olarak sağlanabilir.
Korumada şu an en önemli yöntem, düzenli bir şekilde BRSV, BVD, IBR, PI-3 aşılarının yapılması, hayvan refahının özellikle bakım besleme ve ortamda iyi bir ventilasyonun sağlanmasıdır.
BRD ve Mycoplasma spp. Hastalıklığın Diğer Hastalıklarla İlişkileri
Mycoplasma spp. Klinik Mastitis / Subklinik Mastitis
Buzağılarda Mycoplasma spp. etkenlerin en önemli bulaş kaynağı birisi enfekte sütlerle olan bulaşmadır. Bu nedenle kısada olsa Mycoplasma spp. mastitisin bazı klinik özelliklerini gözden geçirmek önemlidir.
İneklerde M. bovis ile ilişkili subklinik mastitis son derece yaygındır.
İlk dönemde etkilenen memeden hafif kahverengimsi lapa tarzında çökelti veren bir sekresyon dikkati çeker. Takip eden günlerde meme sekresyonu purulent bir yapı kazanır ve meme dokusunda belirgin ödem oluşur. Diğer memelerde de hızlı bir yayılım meydana gelir.
Kronik dönemde alveolar atrofiye bağlı olarak meme dokusu hacim olarak küçük ve sert kıvamdadır. Süt verimi hemen hemen hiç yoktur. Hastalığın kronik döneminde bazen meme dokusunda yoğun apse oluşumları görülebilir ve bu durum Arcanobacterium pyogenes gibi diğer irinli enfeksiyonlarla karıştırılabilir.
Mycoplasma spp. mastitisin en önemli tipi, subklinik olanıdır. Bu formda klinik bir bulgu dikkati çekmez ama sütle etken atılımı devam eder. Bu enfekte sütle beslenen buzağılarda yoğun bulaşma oluşur.
Otopside meme dokusuna kesit yapıldığında gri sarı renkte renk değişimi ile karakterize nodüler yapı gözlenir.
Sütte aylarca hatta yıllarca belli aralıklarla bakteri atılımı görülebilir.
Tedavi cevap yetersizdir. Hayvanların eradike edilmesi en doğru yöntemdir.
BRD ve Mycoplasma spp. Üriner Kanal Enfeksiyonları
Corynebacterium renale, E.coli, Streptococcus spp., Pseudomonas spp. kadar çok sık izole edilmeselerde M. bovis, Ureaplazma diversium, M. bovigenitalium gibi Mycoplasma spp. etkenleri oldukça inatçı ve genellikle kronikleşen sistitis ve pyelonefritise neden olabilirler. Mycoplasma spp. üriner kanal enfeksiyonuna sahip olan bu hayvanlarda genellikle endometritis ve vajinitis gibi genital kanal enfeksiyonları oluşabilir.
Mycoplasma spp. Genital Kanal Enfeksiyonları
Mycoplasma spp. genital kanal enfeksiyonları düşünüldüğünün aksine çok sık gşekillenebilen, rutin tedaviye genellikle cevap alnamayan, kronik endometritis, salpongitis, oophoritis, vajinitis bağlı olarak infertileteye yol açan önemli bir sorundur. Bazı gebe hayvanlarda abortlar oluşabilir. Mycoplasma spp.’’nin bu formunun görüldüğü işletmelerde genç hayvanlarda özellikle inatçı pnömoni salgınları dikkat çekiçidir. Genital kanal enfeksiyonları ve abortlara yol açan en önemli Mycoplasma türleri Mycoplasma bovis, Ureaplazma diversium ve M. bovigenitalium’dur.
Kaynak