Ülkemizdeki Sığır Barınakları hakkında genel olarak bazı bilgiler vermeye çalışacağım.
Sığır barınakları nasıl olmalı?
Kuru, temiz ve konforlu olmalı. Havadar olmalı. Bu koşulların sağlanamadığı barınaklarda inek, buzağı, düve, dana barındırmak hayvanlara eziyettir.
Eziyet ettiğimiz hayvanlardan da verim bekleyemeyiz.
Ülkemizdeki barınakların birçoğu, hatta “modern” diye yapılanların da, ne yazık ki, birçoğu kuru, temiz, konforlu, uygun havalandırmalı değil.
Modern diye dayatılan ve projeleri yapılan birçok işletme “modern” olmaktan çok uzak. Çünkü; sürü yönetimine uygun yapılar değiller.
Günümüzden 450 yıl kadar önce yaşamış halk ozanı Pir Sultan Abdal ‘ın barınak ve konfor anlayışı bugünkülerden daha modernmiş.
“Öküzün damını alçacık yapın, yaş koman, altına kuruluk sepin, koşumdan koşuma gözlerin öpün. İrençberler hoşca tutun öküzü”
Bakın, hayvanı sıcaktan korumamızı, kuru ve temizi, konforu öğütlüyor.
Biz ise ineklere toprak muamelesi yapıp adeta işkence ediyor, buna karşılık verim bekliyoruz.
Kırkbeş yıl önce kaybettiğimiz halk ozanı Aşık Veysel ‘in (1894-1973) bir deyişi “toprak” ile ilgili.
Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinenYine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yârim kara topraktır.
İşkence yaptıkça bana gülerdi.
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verim dört bostan verdi.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Ama inekler topraktan değil.
Ülkemizdeki Sığır Barınakları uygun ortam sağlanmadığı, işkence yapıldığı halde, verim vermeye bir süre daha devam etseler bile, sonunda onları kaybediyoruz. Yaşanan birçok sorun kötü barınaklardan kaynaklanıyor. Eski barınakları düzeltmek, yeni yapılanları da sürü yönetimi ilkelerine uygun şekilde yapmak şarttır.
Düzeltme yönünde çaba sarf etmezsek sorunlarımız sürecektir. Sonunda yine kabahat hayvanların olacaktır. Uyum sağlamadı zavallı !
İneklerin, buzağıların, danaların kötü koşullara uyum sağlamasını beklemekten vazgeçelim.