Üç Annesi Olup Babası Olmadan Dünyaya Gelen Koyun DOLLY Hikayesi

Üç Annesi Olup Babası Olmadan Dünyaya Gelen Koyun DOLLY Hikayesi

Kaynak: wikipedia

İlk klonlanan hayvan DOLLY

DOLLY Kimdir?

Dolly (5 Temmuz 1996 – 14 Şubat 2003), Dolyy, namı değer üç annesi olan ve erkek hücre spermi hücresi olamadan sadece üç anne koyun ile dünyaya getirilen dünyadaki en ünlü koyundur.

Dolly, nükleer transfer süreci kullanılarak yetişkin somatik bir hücreden klonlanan ilk hayvandır. Bunu biraz daha anlaşılır dille anlatacak olursam eğer dolly’in oluşumunda erkek koyun, onun spermi yada hücreleri kullanılmamıştır. üç anne koyun,

Dolly, Ian Wilmut, Keith Campbell ve Edinburgh Üniversitesinin Roslin Enstitüsündeki bilim adamları ile İskoçya’daki Edinburgh’nun yakınlarındaki biyoteknoloji fabrikası PPL Therapeutics tarafından klonlandı. Dolly’nin klonlanmasında donör olarak kullanılan hücre meme bezinden alındı ve böylece vücudun spesifik bir bölgesinden alınan hücrenin bütün bir bireyi yeniden yaratabileceği ve sağlıklı bir klonun üretilebileceği kanıtlanmış oldu.

Dolly’nin ismiyle ilgili ise Wilmut şu açıklamayı yaptı: “Dolly bir meme bezi hücresinden türetildi ve biz Dolly Parton’ınkilerden daha etkileyicisini düşünemedik.” deri hücreleri yeni cilt üretmek üzere programlanabilirler çünkü kendini kesip, yeni cilt yara üzerinde yetişir. Bu, siz iyileşirken veya büyürken hayati önem taşır ve hatta insan derisi gibi bazı hücreleri laboratuvarda büyütebileceğimiz anlamına gelir.

Bunun aksine, yeni döllenmiş bir yumurta, vücuttaki yüzlerce farklı hücre tipinden herhangi birine dönüşebilen ‘kök’ hücreler içerir – deri, kas, beyin hücreleri vb.

Dolly’nin yaratıcılarının birçok zorlukla karşılaştılar ve yüzlerce denemeden sonra Dolyy oluştu. Yer denemeden sonra DNA’yı Yeniden Programlamak zorlu bir süreç olduğunu belirtmektedirler.

Roslin Enstitüsü‘nde bilim adamları, yumurta hücresinin çekirdeğini ana hücrenin çekirdeğiyle değiştirdiler. Dolly’nin durumunda bir meme hücresi oldu. Bir şekilde, yumurta hücresi yeni çekirdeğinde bulunan bağışlanmış DNA’yı yeniden programlanmış oldu ve sonuç Dolly oldu. Manipülasyon, 1970’lerde insan doğurganlık tedavilerinde öncülük eden bir yöntem olan mikroskobik iğneler kullanılarak yapıldı. Elde edilen embriyo, üçüncü bir vekil koyunun rahmine implante edildi

DOLYYİN Doğumu

Dolyg üç anne koyunun kullanılması sonucu (bir tanesi yumurta hücresinin eldesinde, bir diğeri genetik materyal eldesinde ve üçüncüsü ise klonu taşımada görevliydi) 5 Temmuz 1996’da doğdu ve doğumu 1997’nin başlarında açıklandı.

Yetişkin bir vücut hücresinden alınan hücre nükleonusun, döllenmemiş fakat gelişmekte olan ve çekirdeği çıkarılmış bir yumurta hücresine transfer edildiği Somatik Hücre Nükleer Transfer tekniği kullanılarak üretilmiştir. Daha sonra bu melez hücre, bölünmesi için elektrik şoklarıyla uyarıldı. Bu elektrik şoku kısa süreliğine yumurta ve meme hücresinin zarlarında delikler oluşturur. Bu deliklerden yumurtaya aktarılan kalsiyum, canlı oluşumunu sağlayacak bir zincirin başlamasını sağladı. Bir süre sonra hücre bölünmeye başladı ve sayıca artmaya devam etti. Ama laboratuvar ortamında gerçekleşen bu olaylar için bir konak bulmak gerekliydi. Bu nedenle, hormonlarla gebeliğe hazırlanmış olan bir koyunun rahmine aktarılan embriyonun artık tutunabileceği ve beslenebileceği bir ortamı olmuş oldu. Bu olaydan beş ay sonra da Dolly dünyaya geldi. Dolly yetişkin bir memeliden alınan hücre ile üretilen ilk klondur. Dolly’nin varlığı 22 Şubat 1997’de halka duyuruldu. Bu durum medyada büyük dikkat uyandırdı. Koyun ile oynayan İskoç bilim adamları televizyonda yayınlandı ve TIME dergisi koyun Dolly’i baz alan özel bir rapor hazırladı. Science dergisi Dolly’yi “yılın buluşu” olarak gösterdi. Dolly klonlanan ilk canlı olmasa bile medyada büyük dikkat uyandırdı çünkü o yetişkin bir hücreden klonlanan ilk canlıydı.

DOLYY Koyunun Hayatı

Dolly tüm hayatını Edinburgh’teki Roslin Enstitüsü’nde geçirdi. Burada bir Galler dağ koçu ile çiftleştirildi ve toplamda 6 kuzu dünyaya getirdi. İsmi Bonnie olan ilk kuzu 1998 Nisan’ında doğdu. Bir sonraki yıl Dolly, isimleri Sally ve Rossie olan ikiz kuzuları ve bundan sonraki yıl da Lucy, Darcy ve Cotton üçüzlerini dünyaya getirdi. 2001 Sonbaharında 4 yaşındayken, Dolly’de artrit meydana geldi ve yürümesi aksamaya başladı fakat bu durum anti-enflamatuvar ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi edildi.

DOLYY Nasıl Öldü?

Dolly, 5 Temmuz 1996’da doğdu ve ilerleyen akciğer hastalığı nedeniyle 14 Şubat 2003’te, Dolly ötenazi yapılarak hayatina son verildi. Dolyyin hastalığı pulmoner adenomatoz denilen, bir virüsün neden olduğu bir akciğer iltihabı ve ağır artrite hastalığı vardı. Hastalığın nedeninin klonlamanın bir yan etkisi mi yoksa tüm hayatını bir ağılda geçirmesinin bir sonucu mu olduğunu hala tartışma konusudur. Dolly gibi bir Finn Dorset cinsi koyuların 11-12 yaşına kadar yaşaması bekleniyordu ancak Dolly yalnızca 6 yaşına kadar yaşayabildi. Otopsi sonuçları gösterdi ki Dolly, JSRV isimli bir retrovirüsün neden olduğu ve koyunlar arasında sıkça görülen, bir çeşit akciğer kanserine sahipti. Roslin bilim insanları bu durumun Dolly’nin bir klon olmasıyla alakası olmadığı görüşünde birleştiler ve akciğer hastalığına sahip olan diğer koyunlar aynı hastalıktan öldüler. Kapalı alanlarda tutulan koyunlar için bu tür akciğer hastalıkları özel bir tehlike teşkil eder ve Dolly güvenlik nedeniyle dışarı çıkarılmasına izin verilmedi.

Dolly’nin ölümünün, klonlandığı canlıyla aynı yaşta yani 6 yaşında doğmasıyla ilgisi olduğunu söyleyen bazı spekülasyonlar vardı. Yani Dolly klonlandığında annesi 6 yaşındaydı ve bu koyun turlerinin 11-12 yıl yaşadıkları varsayılırsa Dolly aslında 12 yaşında öldüğü söylenebilir ama bu fikre dayanan temellerden biri yaşlanma sürecinin tipik bir nedeni olan telomerlerinin kısa oluşuydu. Roslin Enstitüsü yaptığı yoğun sağlık taramalarının Dolly’de yaşlanmayla ilgili herhangi bir anormallik açığa çıkarmadığını belirtti.

DOLLY Koyununun Klonlanma Nedeni

Bütün hayvanları klonlamanın potansiyel kullanımları arasında çiftçilik, tıbbi ve beslenme amaçlı proteinlerin üretilmesi veya insanlar için organ bağışçısı olmak üzere genetiği değiştirilmiş domuzların klonlanması yer alabilir.

Daha çok süt veren inekler klonlanıp daha az inekten daha çok süt üretilebilirdi.

Soyu tehlike altında olan hayvanlar klonlanarak sayılarının artması sağlanabilir.

Klonlama belki koruma altında olan türlerde ve soyu tükenmiş olan canlıların fosillerinden elde edilen DNA sayesinde bu canlıların yeniden üretimesinde kullanılmak için bir araç olabilir. Evcil hayvanların klonlanması gelecekte transgenik çiftlik hayvanlarının üretilmesinde önemli olabilir.

Hücre toplamak için embriyoların klonlanmasını içeren “terapötik” klonlama, Alzheimer ve Parkinson hastalıkları gibi birçok insan dejeneratif durumu için tedavilere yol açabilir. Hatta insanların bile klonları yapılabilirdi.

Ancak, kamuoyu her türlü klonlamanın etiği konusunda bölünmüş durumda ve Dolly’nin ölümü tartışmanın alevlerini körüklemişti.

Koyun DOLLY Hikayesinde Sonuç

Ölümü Dolly’nin başarılı bir şekilde klonlanabilmesi sonucu, içerisinde atların ve boğaların da olduğu daha birçok büyük memeli hayvan klonlandı. Argali (dağ koyunu) klonlanması girişimi canlı embriyo vermedi. Banteng boğası klonlanması girişimi tıpkı muflon (yabani koyunun bir türü) gibi daha başarılıydı, iki girişimde canlı döl verdi. Bu şekilde gerçekleştirilen hücrelerdeki bu yeniden programlama işlemi mükemmel değil ve nüklear transfer ile üretilen embriyolar sıklıkla anormal gelişmeler gösteriyorlar. Memeli klonlaması yapmak yüksek oranda verimsiz (Dolly 277 denemeden sonra gelişmeyi başarabilen tek kuzuydu). Dolly’nin klonlanmasını sağlayan takımın başı olan Wilmut, 2007’de, nüklear transfer tekniğinin insanlarda kullanılmasının asla yeterince verimli olamayacağını açıklamıştı.

Sonuç olarak, Ian Wilmut ve Keith Campbell in çalışmaları yetişkin bir hücrenin genetik malzemesinin bir yumurta hücresine aktarılmasıyla yeni bir canlının üretilebileceğini göstermiştir. Bu çalışmalarının sonucunda aynı zamanda bir canlıyı meydana getirebilecek her türlü bilginin yumurta hücresinde depolanmış olduğu da anlaşılmıştır. Bu da, yumurtadaki canlıyı meydana getirebilen bu etkenlerin neler olduğu saptayabilirsek yumurtaya ihtiyaç duymadan da herhangi bir yetişkin hücreyi programlayarak kök hücrelere dönüştürebileceğimizi işaret etmektedir.

ZONG ZONG ve HUA HUA Maymunları

Birinin adı Zong Zong diğerinin adı Hua Hua, onlar dünyanın klonlanan ilk Makak maymunları.

Çinli bilim insanları 1996’da İskoçya’da klonlanan koyun Dolly’den sonra ilk kez bir primat klonladı.

Klonlama işleminin koyun Dolly ile aynı teknikle yapıldığı belirtiliyor.

Araştırmacılar yaklaşık 2 aylık olan maymunların sağlık durumunun gayet iyi olduğunu söylüyor.

Araştırmacılar, insanla genetik olarak özdeş olan maymunların insan sağlığı konusundaki araştırmalar için model olabileceğine dikkat çekiyor.

Exit mobile version