Tavuklarda kullanılan aşılar, hastalık etkeni mikroorganizmalar veya onların antijen unsurlarından hazırlanan ve bir hayvana verildikleri zaman hastalık meydana getirmeden bağışıklık kazandıran maddelerdir. Bu bağışıklık maddeleri (Antibody, Antikor), özel mikroorganizmalara karşı hayvanın vücudu içinde veya dışında etkilidirler.
Tavuklarda kullanılan aşılar, klasik ve biyoteknolojik aşılar olarak iki grup altında toplamak mümkündür.
Klasik aşılar,
1) Canlı (zayıflatılmış-attenuated / aktif) aşılar ve
2) Ölü aşılardır (inaktif). Bu aşılar içerisinde mikroorganizmalar bütün olarak bulunurlar.
Biyoteknolojik aşılar ise,
1) Rekombinant DNA aşıları / klon’lanmış aşılar,
2) Sentetik peptid aşılar,
3) Anti-idiotip antikor aşıları,
4) Mutant aşılar olarak gruplandırılır.
Aşı uygulaması, tavuk sağlığını koruma önlemlerinden ancak birisi olarak fayda sağlar.
Tavuklarda kullanılan aşılar hakkında kısa bilgiler
Zayıflatılmış canlı aşılar (aktif aşılar)
Mikroorganizmaların çoğaltılıp farklı ortam ve dokulara adapte edilmeleri ile zayıflatılmış aşılar üretilir.
Bu işlemler sırasında hastalık etkeni mikroorganizmaların hastalık yapma etkilerinin zayıflamış olması fakat bağışıklık üretecek kadar antijen etkisini korumuş olmaları gerekir.
Canlı Aşıların Önemli Özellikleri Şunlardır:
- Aşı veya Antijen unsur hayvan vücudunda ürer.
- Güçlü bağışıklık verirler.
- Kolay yollardan uygulanabilirler.
- Düşük dozlarda verildiğinde bağışıklık seviyesi de düşük olur.
- Aşılamadan sonra çok hafif hastalık belirtileri görülebilir.
- Hastalık bulaştırma tehlikesi vardır.
- Aşılanan hayvanlar hastalık taşıyıcı (Portör) olabilirler.
- Bazı kimyasal maddeler bu aşıları etkisiz hale getirebilir.
Cansız aşılar (inaktif aşılar)
Cansız aşılar, hastalık etkeni mikroorganizmaları öldürülmüş şekilleri ile bulundurur ve bu nedenle herhangi bir hastalığa yol açmazlar. Bu aşılar yalnız verildikleri hayvan vücudunda bağışıklık maddelerinin üremesini tembih ederler.
Cansız Aşıların Önemli Özellikleri Şunlardır:
- Aşı veya antijenik unsur hayvan vücudunda üremez.
- Kısa süreli bağışıklık verirler.
- Verilme yolları enjeksiyon olup uygulanması nisbeten zordur.
Biyoteknolojik aşılar
Bu aşılar sayesinde klasik aşılarda rastlanan bazı sorunlar kısmen ortadan kaldırılmıştır. Üretilmeleri ileri teknoloji gerektirdiği için biraz daha pahalıdır.
Tavuklarda kullanılan aşılar da Saklama Kuralları
Tavuklarda kullanılan aşılar çok iyi standartlar içinde üretilmiş olsalar dahi, iyi saklanmaz ve tarifine uygun şekilde kullanılmaz ise ortaya pek çok sorun çıkabilir.
- Aşılar buzdolabında saklanmalıdır.
- Bazı aşılar dondurulmuştur. Bunlar dondurulmuş olarak muhafaza edilmelidir.
- Günü geçmiş aşılar kullanılmamalıdır.
- Aşı şişe ve ampulleri ancak kullanılacakları zaman açılmalıdır.
- Tarifinde belirtilenden fazla veya az miktarlarda aşı kullanılmamalıdır.
- Aşılama işlemi aceleye getirilmemelidir.
- İçme suyu aşıları kullanılırken su içinde klor ve benzeri maddeler bulunmamalıdır.
Aşılama Yapma Yolları
Aşılama, bölgede hastalık yapan, sürüye bulaşma ihtimali olan hastalıklara karşı, o hastalıklar için üretilmiş özel aşılar kullanılarak yapılır. Bölgede bulunmayan hastalıklara karşı aşı yapmak gereksizdir.
Tavuklara aşı vermenin değişik yolları şunlardır:
- Embriyoya aşı uygulama (yumurta içi)
- Kasiçi
- Derialtı
- Göz
- Burun
- Ağız (gaga) batırma
- İçme suyu
- Havaya püskürtme
- Kloaka yöntemi
- Kanat perdesi (derisi) içi
- Tüy follikülü içi
Embriyoya aşı uygulama: Civciv embriyosunda, kuluçka makinesindeki gelişiminin dokuzuncu gününden başlayarak merkezi lenfoid organları gelişmeye başlar. Bu tarihten sonraki bir zamanda civciv embriyosuna aşı yapılır ise, embriyo, bağışıklık maddelerini üretebilir. Son yıllarda özel makinelerle kuluçkadaki embriyoların aşılanması işi önem kazanmıştır. Özellikle bu yoldan Marek hastalığına karşı aşılama yapıldığı ve başarılı sonuçlar alındığı görülmektedir.
Kas içi ve deri altı aşılama: Kas içi ve deri altı aşı uygulaması, tarifine uygun miktardaki aşının uygun bir enjektör yardımı ile kas içi veya deri altı verilmesi şeklindedir. Çeşitli çağlarda hayvanlara uygulanabilir.
Göz ve burun aşıları: Göz ve burun aşıları bir damlalık yardımı ile yapılır. Damlalık içine alınan aşı solüsyonu, birkaç santimetre yükseklikten bir damla olmak üzere göz veya burun deliğine damlatılır. Üç haftalık yaştan daha küçüklere uygulanır.
Ağız (gaga) batırma: Ağız (Gaga) batırma yolu ile aşılama, bir tabak içerisine 1 cm kadar yükseklikte konulan aşı solüsyonuna ağız ve burun deliklerinin batırılması ile yapılır. Göz batırılmamalıdır. Üç haftalıklardan daha küçüklere uygulanır.
İçme suyu aşıları: İçme suyu aşıları, kısa zamanda ve az işçilikle uygulanabilmeleri nedeni ile çok yaygın olarak kullanılır.
İçme suyu aşısı uygulanmasında kullanılan su, temiz, berrak ve taze olmalıdır. Su içinde klor, benzeri dezenfektan artık maddeler ve pas bulunmamalıdır.
Kullanılan su miktarı 100 piliç için 2-4 haftalık yaştakilere 10-20 litre, daha büyüklere 20-40 litre kadardır. Su alımının soğuk havalarda az, sıcak havalarda fazla olacağı unutulmamalıdır. Aşı solüsyonu daima taze olarak hazırlanmalıdır.
Aşının canlılığını daha uzun süre devam ettirmek için suya % 6 oranında yağsız süt ilavesi yararlı olur. Yağlı süt, tortu meydana getireceği ve otomatik suluk sisteminde tıkanıklıklar yapacağı için sakıncalıdır.
Aşılı içme suyunun hepsinin tavuklar tarafından iki saat içinde tüketilmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla aşı yapılmadan önce hayvanlar İki üç saat susuz bırakılır. Aşı uygulamasında mevcut piliç sayısı göz önünde bulundurularak yeteri kadar suluk kullanılmalıdır. Suluk miktarının az olması bazı piliçlerin aşı alamamasına, diğerlerinin ise daha fazla almalarına yol açabilir.
Püskürtme (sprey ve dumanlama) aşı: Püskürtme aşı, en Yaygın olarak günlük civcivler için kuluçkahanelerde veya hemen kümese geldikten sonra Newcastle aşılamasında uygulanır. Piliçlerin diğer çağlarında başka bazı aşılar da bu yoldan verilebilir ancak bazı solunum yolu rahatsızlıkları söz konusu olabileceği için, aşı prospektüsleri incelenmeli ve bir uzman veteriner hekim’in görüşleri alınmalıdır.
Püskürtme aşı, özel olarak imal edilmiş püskürtme araçları kullanılarak yapılmalıdır. Aşı püskürtme aracı, aşı sıvısının gereği kadar küçük parçacıklar halinde havaya püskürtülmesini sağlar. Aşı sıvısının çok küçük ya da gereğinden fazla büyük zerrecikler halinde püskürtülmesi aşılamanın başarısını engeller.
Aşı uygulamasının yapılacağı kümes veya oda, sağlık koşullarına uygun olmalıdır. Günlük civcivler aşılama sırasında ve aşılamadan sonra, yarım saat kadar bir süre için ısı kaynaklarının altına konmamalıdır. Yalnız sağlıklı civcivler aşılanmalıdır.
Aşı solüsyonunun hazırlanmasında saf su veya distile su kullanılmalıdır. Aşı solüsyonu, püskürücü aracın deliklerini tıkayabilen küçük tortulardan arınması için ince gözenekli bir tel elekten süzülebilir. Fakat asla filitre kağıdı veya pamuk filitre içinden süzülmemelidir.
Aşı, civcivlerden 60 cm kadar yükseklikten ve uygun büyüklükte tanecikler şeklinde püskürtülmelidir.
Aşılamadan hemen sonra püskürme aracı gereği gibi temizlenmelidir.
Tüy follikülü içi aşılama: Çiçek ve difteri aşıları tüy follikülleri içine yapılabilir. Bu amaçla but’un ön yüzünden onbeş, yirmi kadar telek çekilerek yolunur. Telekler birer veya ikişer, aşağıdan yukarıya doğru bir defada çekilerek koparılmalıdır. Folliküllerin kanaması, aşının dışarı akmasına neden olacağı için sakıncalıdır. Kanama olması halinde diğer but üzerindeki telekler yolunmalıdır. Telekler yolunduktan sonra ortaya çıkan deri ve folliküller üzerine aşı küçük bir fırça ile sürülür. Aşılanacak her hayvan için fırça, yeniden aşı solüsyonu ile ıslatılır. Bir çiftlikte kullanılan fırça başka bir çiftlikte kullanılmamalı, her çiftlikte yeni ve temiz fırça kullanılmalıdır.
Henüz tüy follikülleri gelişmediği için bu aşılama yöntemi on haftalık yaştan daha genç piliçlere uygulanamaz.Ayrıca tüy değiştirme çağında olan piliç ve tavuklara da uygulanmamalıdır.
Tavuklarda Aşılama Programları
Bir tavuk sürüsü için aşı programı yaparken aşağıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmalıdır.
- Tavukların yaşadıkları bölgede görülen hastalıklar,
- Tavukların verim özellikler,
- Tavukların bağışıklık durumu, (bağışıklık maddelerinin kandaki miktarı/titrasyon sonuçları) ana ve babalarının (damızlık) aşı programları ve sağlık durumları.
Bir bölgede hiç görülmemiş bir hastalığa karşı sürülerin aşılanması gereksizdir. Bazı tavuk hastalıları, bazı yıllarda, tavukçuluk endüstrisine büyük zararlar vermiş ve sonra kaybolmuşlardır. Örneğin EDS 76, 1970’li yılların ikinci yarısında tüm Dünya’da tavukçuların korkulu rüyası olmuştur. Günümüzde EDS 76 salgınlarından artık bahsedilmemektedir. Bu arada Newcastle salgınları, önlemlerin azaltılması halinde Dünyanın hemen her yerinde tavukçuluk endüstrisine büyük kayıplar verdirmektedir.
Bölgede sorun olan hastalıklar en yakın tavuk hastalığı laboratuvarlarınca belirlenir. Veteriner Hekimler, aşı programlarını yaparken söz konusu laboratuvarların uyarılarını hatırda tutmalıdırlar. Aşı programlarını yaparken eldeki sürünün verim özellikleri ve yaşama süreleri ele alınmalıdır. Yumurtacı ve damızlık sürülerde aşı programları, sürü yumurtaya girmeden bitmiş olmalıdır. Broiler sürüler ise, en fazla 49-50 gün yaşayacakları için, sadece gençlik çağında ortaya çıkabilen Newcastle, Marek ve Gumbora gibi hastalıklara karşı ve gerekli olanlar için aşılanmalıdır.
Aşı uygulanacak sürünün, söz konusu hastalığa karşı bağışıklık durumu çok önemli bir husustur. Bir sürüde antikor düzeyi çok yüksek iken aşı uygulanırsa, aşı olarak verilen antijen, hayvanda zaten var olan antikorlar tarafından tutulur. Böylece hayvanlar söz konusu hastalığa karşı bir süre korunmasız hale gelmiş olacaktır. Böyle sürülere aynı aşının bir süre sonra tekrarlanması halinde yüksek seviyede bağışıklık sağlanacağı söylenebilir. Damızlıkların aşı programları, geçirmiş oldukları hastalıklar, maternal immünite konusunda fikir verebilir. Örneğin inaktif ve canlı aşılar ile IBD’ye karşı aşılanan damızlıklar, yavrularına daha fazla bağışıklık maddesi geçirirler. Bu damızlıklar ile, aynı hastalığa karşı değişik şekilde korunmuş ya da korunmamış sürülerin yavrularının aşı programları farklı olacaktır.
Cansız aşılar, kas içi verilmeleri gerektiği için uygulamada biraz zorluk vardır. Aynı hastalığa karşı cansız ve canlı aşıların sıra ile verilmesi daha güçlü bir bağışıklık oluşturacağı için gerektiğinde tercih edilmelidir.
Aşılamadan Sonra Kontrol
Aşılamayı takip eden iki haftadan sonra ondört gün aralık ile sürüden iki defa rastgele kan örnekleri alınmalı ve antikor titrasyonlarının yükselip yükselmediği gözlenmelidir.
Ayrıca aşılamadan üç veya dört hafta sonra sürüden rastgele alınacak birkaç örnek piliç özel bir laboratuvarda hastalık etkeni ile bulaştırılır ve hastalığın klinik belirtileri veya verim düşüşleri gözlenirse, sürünün hastalığa karşı direnci konusunda bilgi edinilmiş olur.
Yeterli bağışıklığın sağlanmadığı durumlarda sürünün aşı programı ve aşı uygulama yöntemleri gözden geçirilmelidir . Gerektiğinde aşılama tekrarlanabilir.
Aşılamalar sağlıklı tavuklarda yorgunluklara sebep olur. Aşılamadan önce veya hemen sonra bazı streslerin olması aşıların çıkardığı bu yorgunlukların çok büyük olmasına yol açabilir.
Aşılama öncesi ve sonrasında sorun çıkmasına neden olan faktörler şunlardır:
- Susuzluk
- Yemsizlik
- Sıcak hava
- Sürüde başka hastalık bulunması
- Yer değiştirme, taşıma
- Değişik bir hastalık için yeni aşılanma
- Bazı ilaçların yeni verilmiş olması
Sürülere gereksiz yere aşı yapmaktan kaçınmalı, özellikle yumurtacı ve damızlık sürülerde mecbur kalınmadıkça yirmi haftalık yaştan sonra aşılama yapılmamalıdır. Bu sürülerde tüm aşı programlarının yumurtlama dönemi başlamadan tamamlanması gerekmektedir.
Kaynakça
Tavuk Yetiştiriciliği, Prof. Dr. F. Tahir Aksoy, Şahin Matbaası, 163-168.