Tarımda Milli Birlik Projesi. Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkezi Konseyi Başkanı Sayın Ali Eroğlu ‘nun ”Tarımda Milli Birlik Projesi’ ile ilgili basın açıklaması.
Son günlerde basında yer alan haberlere göre; ‘Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan “Tarımda Milli Birlik Projesi” 25 Nisan 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile Külliye’de kamuoyuna açıklanacağı” söylenmektedir.
Yine bu kapsamda basında verilen bilgilere göre özetle “Bu proje ile ‘Yalın Sistem’ uygulamasına geçilecek. Yalın Sistem ile, Türkiye’nin tarımsal yapısı, Tarım ve Orman Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatı, tarımda faaliyet gösteren Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT) ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin organizasyon yapısı tümüyle değiştirilecek. Milli Birlik Kooperatifi ve özel sektörün de yüzde 50 ortak olacağı Semerat Holding kurulacak…” Bu projenin amacı olarak ise; “Sağlıklı beslenme temel insan hakkıdır” ilkesinin öne çıkarıldığı “Tarımda Milli Birlik Projesi; herkesin sağlıklı beslenmesini makul fiyatlar ve hakkaniyetli bir değer zinciriyle sağlayarak ülkemizin uluslararası alanda rekabetçi bir güç olmasını merkeze alır” bilgisine yer verildiği görülmektedir.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak, 6343 sayılı Kanun ile Birliğimize verilen görev ve sorumluluklar çerçevesinde toplumu ve kamuoyunu bilgilendirmek için aşağıdaki hususların vurgulanmasında fayda görülmüştür;
Ülkemizde gıda, tarım ve hayvancılık alanında özellikle 80’li yıllarda başlayan, daha doğru ifadeyle başlatılan bir sorunlar zinciri olduğu bilinmektedir. Nitekim TVHB olarak da defaten bu konularda raporlar ve çözüm önerileri sunulmuştur. Ancak bu yönde on yıllardır ‘çözüm odaklı’ ve uzun soluklu tarımsal politikalar ve projeler yerine bir bakandan diğer bakana değişen geçici stratejiler uygulanmaya çalışılmıştır.
Tarımda Milli Birlik Projesi adı altında sunulan bu yeni çalışmada öyle görülüyor ki ‘çiftçi örgütleri ve meslek örgütleri başta olmak üzere paydaşlara danışılmadan ve konu uzmanları üzerinde teknik analizler yapılmadan’ uygulanmaya konulmak istenmektedir. Ama bir veteriner hekim olarak diyoruz ki hastalığın teşhisini tam koymadan ve yeterli konsültasyonu yapmadan hastayı ameliyata alırsanız sonrasında ortaya çıkacak travma ölümcül sonuçlara da yol açabilir! Bunun acı bir örneği maalesef 1984 yılında yaşanmış ve Tarım Bakanlığında ‘reorganizasyon’ adı altında yapılan bir operasyonla tarım ve özellikle hayvancılıkta onarılmaz yaralar açılmıştır. Şimdi de devletin tarım ve hayvancılıkta temel görevleri olan “düzenleyici, destekleyici ve denetleyici” görevlerini/fonksiyonları kuvvetlendirmek, çiftçinin ve çiftçi örgütlerinin kronik sorunlarını (girdi maliyetleri, ürün değerlendirme, pazarlama, regülasyon sorunları vb.) çözmek, ileri teknoloji ile üreticiyi buluşturmak, birlik/kooperatif gibi yapıları kuruluş amacına uygun çalıştırarak aracıları/komisyoncuları aradan çıkarmak tabi ki yerinde bir uygulama olacaktır. Ancak, birbirinden farklı görevi olan kurumları/kuruluşları yeni bir sistem çatısı altında yapılandırmaya çalışma, üzerinde çoklu tartışmaların olabileceği önemli bir konu olarak görülmektedir.
Evet, tarım ve hayvancılıkta birim alandan/hayvandan verim artırılmalıdır, toplum daha ucuz ve kaliteli gıdaya ulaşmalıdır, bazı tarımsal ürünlerden ithalatçı durumdan çıkılıp, ihracatçı durumuna gelinmelidir. Bu hedeflere kimsenin itirazı olmaz. Ancak bunun planlanması ve projelendirilmesi, başta üreticiler ve STK’lar olmak üzere sektörün tüm bileşenlerinin ortak akıl yürütmesi ve bilimsel/teknik ayakların yerine oturtulması ile yapılabilir. Dünyada tarım ve hayvancılıkta bunu başarmış pek çok ülke ve model mevcuttur.
Daha da ötesi projede hayvancılık alanında kısa ve orta vadede iddialı hedefler konulurken (özünde bu hedefleri destekliyor ama üzerinde teknik anlamda ciddi kafa yorulması gerektiği hususunu not düşüyoruz), havza bazlı bölgelendirmenin bitkisel ve hayvansal üretim için hiçbir ayrım yapılmadan modellenmesini, Bakanlığın merkez teşkilatında sadece gıda değil, hayvan sağlığını, insan sağlığını ve hayvan refahını kapsayan Veteriner Otoritesinin hiç düşünülmemesini, taşrada ise il müdürlüklerinin kaldırılıp kendine özgü pek çok işi olan hayvancılık ve veteriner hekimlik hizmetlerinin tarım şubesi altında yönetilmesinin planlanması içinden çıkılması mümkün olmayan sonuçlara sebep olabilecektir.
Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi olarak; Tarım, hayvancılık, üretici ve tüketici menfaatleri açısından böyle bir proje hayata geçirilirken kamu, ilgili STK’lar ve konu üzerinde görüş verebilecek bilim adamlarının görüşleri alınarak hazırlanmasının daha uygun ve doğru olacağına inanıyoruz.
Ali EROĞLU
Türk Veteriner Hekimleri Birliği
Merkez Konseyi Başkanı