Sporotrikoz, hayvan ve insanda görülen subakut veya kronik seyirli, granülomatöz, sistemik bir mikozdur. Hastalığın deri şeklinde, vücuda giriş yerinde ve buraya ait lenf damarları boyunca papüllü, bazen ülserli deri lezyonları görülür. Solunum yolundan bulaşan enfeksiyonda üst solunum yollarında benzer lezyonlar saptanır. Hematojen yayılım ile lokal veya multifokal organ sporotrikozu gelişir.
Etiyoloji
Etken, dimorfik bir mantar türü olan Sporothrix schenckii‘dir.
Bulunduğu Canlılar ve Coğrafya Bölgeleri
Sporotrikoz tüm dünyada görülür. Görülmesi havanın nemine (%92-100) ve ısısına (26-29 °C) bağlıdır. Sporotrikoz özellikle Brezilya, Kolombiya, Venezüella, Kosta Rika, Guatemala, Meksika’nın tropikal ve subtropikal bölgelerinde, Mississipi deltası’nda, güney-doğu Asya’da (özellikle Endonezya’da), Güney Afrika ve Avustralya’da görülmektedir. Avrupa’da ise, son 30 yıldır İtalya’da vaka sayısı artmaktadır (Apulia’da yaklaşık 74 vaka); diğer Avrupa ülkelerinde ise hastalığa sporadik olarak rastlanmaktadır.
Etken doğada yaygın olup toprak dışında çürük odun ve ölü bitki parçalarında, yüzey sularında ve arada bir yüzme havuzlarında bulunmaktadır, İnsan dışında, birinci sırada kedi, at, geviş getirenler ve köpek olmak üzere hayvanlar da sporotrikoza yakalanabilirler.
Tarım ve orman işçileri ve kontamine bitkiler, odun ve başta kedi olmak üzere enfekte hayvanlarla teması olanlar risk altındadırlar.
Sporotrikoz Hastalığında Bulaşma
İnsanda zoonoz olarak sporotrikozun; birinci sırada kedi ve daha az olarak köpek ve sincap tırmalaması veya ısırığını izleyerek ortaya çıktığı görülmüştür.
Etken en küçük yaralardan, örneğin, odun kıymığı, bitkilerin sert dikenleri veya böcek sokması ile oluşan yaralardaki deriye veya deri altına girer. Enfeksiyonun solunum yoluyla ve insandan insana bulaşması en derdir.
Hastalık Tablosu
Kuluçka devri 3-21 gün olup 3 ay. kadar uzayabilir. Değişik klinik tablolar görülebilir.
En sık görülen şekli deri sporotrikozudur. Burada lezyonlar vücudun açık bölgelerinde, çoğu kez ekstremitelerde, özellikle eller ve parmaklarda görülür. Etkenin girdiği yerde sert, elastik yapıda küçük bir papül oluşur (başlangıç lezyonu, inokülasyon şankrı). Papül ağrısız olup başlangıçta yerinden oynatılabilir, ancak zamanla çevredeki dokuya sıkıca yapışır. Hastalığın ilerlemesi ile lezyon çevresindeki doku, kırmızıdan mor renge dönüşür. Papül flüktüasyon gösterip ülserleşir ve seröz veya irinli bir akıntı oluşur. Birkaç gün ile birkaç hafta arasında lenf damarları boyunca başka papüller ortaya çıkar. Bu papüller de ülserleşirler. Bölgesel lenf düğümlerinde çoğu kez tutulum yoktur. Hastanın genel durumu bozulmaz. Başlangıç lezyonu hızla spontan iyileşme gösterir; ancak, yerinde nedbe bırakır. İkincil lezyonlar ise yıllarca sürer.
Mukoza sporotrikozunda ise papüler değişiklikler burun, ağız, farinks, larinks ve trakeada görülürler ve başka etkenleri yaptığı anjin, stomatit, glossit, larinjit veya rinite benzerler. Hastalığın ilerlemesi ile kenarları düzensiz ve kabarık ülserler, granülomatöz değişiklikler ve bölgesel lenf düğümlerinde şişme ortaya çıkar. Bu lezyonlar yumuşak nedbeler bırakarak iyileşirler.
İnsanda çok ender olarak ünifokal veya (en başta bağışıklık sistemi zayıf olanlarda) multifokal organ sporotrikozu gelişir. Akciğerler, kemikler (osteit, osteo-periostal gomlar), eklemler (sinovit), kaslar, gözler (koryoretinit), testis ve epididimler tutulabilir. Tedavi edilmezse ölümcüldür.
Tanı Nasıl Yapılır
Sporotrikoz mikoz mantar hastalığının tanıda, biyopsi materyali histolojik olarak incelenir ve/veya kültür ile etken saptanır. Histolojide (PAS veya Grocott boyama) irinliden granülomatöze kadar değişebilen bir yansı ve maya evresindeki etkenin yuvarlak-oval hücreleri, puro şeklinde mantar elemanları görülür. Sporothrix schenckii, Sabouraud-dekstroz-agarda 37 °C’de maya şeklinde, 22 °C’de miçel şeklinde ürer; diğer dimorfik mantarlardan farklı olarak küf mantarına benzer üreme göstermez. Dimorfizmi saptamak için pasajların beyin-kalp infüzyonu, çukulata veya patates-dekstroz agarda 25 °C’de ve 35-37 °C’de % 5 CO2‘li ortamda üretilmesi gerekir.
Bir lateks aglütinasyon deneyi ile (Immuno Mycologics, Norman, Oklahoma) S. schenckii’ye karşı oluşan antikorlar saptanabilir. > 1:4 titreler kuşkuludur; 1:8 titredeki yalancı olumlu sonuçlar önlenememektedir. Tedavi sırasında ve tedavi sonrasında antikor titreleri ender olarak değişir.
Aglütinasyon ve presipitasyon deneyleri gibi serolojik tanı yöntemleri ve deri içi deneyi (sporotrikin deri deneyi) tanı açısından yardımcı olmakla birlikte, endemik bölgelerde yaşayan, ancak klinik olarak sporotrikoz belirtileri göstermeyen bireylerde de pozitif sonuç verebilir.
Ayırıcı Tanı
Tüberküloz, yüzme havuzu granülomu (Mycobacterium marinum, M. fortuitum), lepra, tularemi, sifiliz, koksidiyoldomikoz, blastomikoz, layşmanyoz’dan ayırt edilmelidir.
Sporotrikoz Tedavi
Deri sporotrikozunda seçilecek ilaç, potasyum iyodürdür. Doymuş Kİ eriyiğinden başlangıçta 3 x 5-10 damla/gün süt veya meyve suyu içinde verilir. Doz 3-5 damla/gün olarak arttırılıp 3 x 40-50 damla/gün kadar çıkılır.
Tedavi süresi: 4-8 hafta. Yan etki görülünce (gözyaşı ve tükürük salgısında artma; iyot aknesi), tedavi kesilir ve birkaç gün sonra daha düşük dozlarla devam edilir.
Seçenek tedavi olarak itrakonazol, 100-200 mg/gün, 6 ay, kullanılır. Eklem, kemik ve akciğer tutulumlarında itrakonazol, 2 x 300 mg/gün 3-6 ay süreyle verilir, gerekirse daha uzun süre (24 aya kadar) 2 x 200 mg/gün dozda uygulanması önerilmektedir.
Özellikle MSS sporotrikozu olmak üzere yaygın sporotrikozda amfoterisin B, 0,5 mg/kg/gün, i.v., toplam doz 1-2 g, gerekirse + flusitozin, 100 mg/kg/gün, ağız yolundan, uygulanır.
Akciğer kavemi gibi lokalize sporotrikozda cerrahi girişim, örneğin, lobektomi endikedir.
Korunma
Çürüyen odun veya bozulan bitkilerle, infekte hayvanlar ile temasta dikkatli olunmalıdır (koruyucu eldiven kullanılması).
Referanslar
Barile, F., M. Mastrolonardo, F. Loconsole et al.: Cutaneous sporotrichosis in the period 1978-1992 in the province of Bari, Apulia, Southem İtaly. Mycoses 36, 181-185, 1993.
Clay, B.M., V.K. Amand: Sporotrichosis: nasal obstruction in an infant. Am. J. Otolaryngol. 17, 79-77, 1996.
Fieury, R.N., PR. Taborda, A.K. Gupta et al.: Zoonotic sporotrichosis. Transmission to humans by infected domestic cat scratching: report of four cases in Sao Paulo, Brazil. Int. J. Dermatol. 40, 318-322, 2001.
Kaddad, V., H.A. Miot, L.D. Bartoli et al.: Localized Iymphatic sporotrichosis after fishinduced ınjury (Tilapia sp.) Med. Mycol. 40, 425-. 21, 2002.
Kauffman, C.A.: Sporotrichosis, Clin. Infect. Dis. 29, 231-236, 1999,
Kaufiman, C.A., R. Hajjeh, S.W. Chapman: Practice guidelines for the management of patients with sporotrichosis. Clin. Infect. Dis. 30, 684-087, 2000.
Noguchi, H., M. Hiruma, A. Kawada: Sporotrichosis successfuliy treated with itraconazole in Japan. Mycoses 42, 571-576, 1999.
Reed. K.D., EM. Moore, G.E. Geiger et al.: Zoonotic transmission of sporotrichosis: case report and review. Clin. Infect. Dis. 16, 384387, 1993.
Saravanakumar, PS., P Eslami, K.A. Zar: Lymphocutaneous sporotrichosis assoclated with a sguirrel bite: case report and review. Clin. Infect. Dis. 23, 647-648, 1996.