Sığırların Gangrenli Nezlesi MCF, ruminantların herpes viruslar tarafından meydana getirilen ağız ve üst solunum yolu mukozasının yangılanması, ülserasyonu, eksudasyonu bazen göz lezyonları, ishal ve sinir sistemi bozuklukları ile karakterize çoğunlukla ölümle son bulan bir enfeksiyonudur. MCF virusları, Herpesviridae ailesinin Gammaherpesvirinae alt ailesinin Rhadinovirus sınıfında yer almaktadır. İki yüz yıldır bilinen bir hastalıktır. İlk olarak 1700’lerde tanımlanmıştır. MCF’nin iki önemli epidemiyolojik formu tanımlanmıştır. Bunlar Afrika formu olarak tanımlanan değişik antilop türleri tarafından bulaştırılan wildebeest-associated MCF (WA-MCF), ve evcil koyunlarda yaygın olarak bulunan sheep-associated MCF (SA-MCFV) yada Ovine herpesvirus-2 OvHV-2 olarak isimlendirilen formudur.
Hastalığın inkubasyon süresi oldukça değişkendir. Deneysel çalışmalarda bu sürenin 7-70 gün arasında değiştiği düşünülmektedir (Li ve ark, 2006; Berezowski ve ark, 2005). MCF’nin her iki formu da burun ve göz sekresyonları yoluyla saçılmaktadır. Hastalığa sebep olan viruslar doğada taşıyıcı konumunda olan koyun ve keçi gibi ruminant türlerinde subklinik infeksiyon olarak bulunmakta ve aynı ortamda bulunan sığırlara bulaşmaktadır. Fakat son yıllarda yapılan araştırmalar, koyun ya da antilop türleri gibi herhangi bir taşıyıcının yokluğunda da klinik vakaların ortaya çıktığını göstermektedir. Çoğu tartışma bu konu çevresinde yoğunlaşmış olup, duyarlı türler arasındaki bulaşma şekillerinin (insektlerden horizontal bulaşmaya kadar) çeşitliliğini akla getirmektedir.
Saha gözlemleri virusun yakın temas ile bulaştığını fakat kontamine sular, mekanik vektörler ve diğer tam tanımlanamamış yollar ile de bulaşmanın olduğunu ortaya koymuştur.
WA-MCF’nin aksine, sığır SA-MCF enfeksiyonları yıl boyunca görülebilmektedir. Fakat yavrulama sezonu boyunca insidenste ılımlı bir artış olduğu bildirilmektedir.
MCF’nin klinik belirtileri, perakuttan kroniğe kadar çok değişken olup, hastalık süreci uzadıkça semptomlar daha belirgin olarak görülmektedir. MCF’nin klinik tablosu Gotze ve Lies (1929) tarafından 1) perakut, 2) baş ve göz, 3) intestinal ve 4) ılımlı yada hafif semptomlarla karakterize (mild) olmak üzere 4 değişik form içerisinde incelenmiştir. Hastalık başlangıç semptomları ile birlikte aniden ortaya çıkar. Sığırlardaki tipik semptomlar 41-42oC’ye ulaşan ani ateş, süt veriminin düşmesi, durgunluk, göz ve burunda seröz akıntı, dil, sert damak, dişeti ve yanak papillarının uç kısımlarında erozyonlar ile birlikte hiperemiye bağlı salivasyon erken klinik belirti olarak görülebilmektedir. Başlangıç semptomlarının ilk bir-iki gününde çevreden merkeze doğru ilerleyen bir korneal ödem şekillenmekte olup episkleral damarlaşma, göz kapaklarında şişkinlik ve ışığa duyarlılık yaygındır. Generalize enfeksiyon olgularında eklemler de etkilenir. Sığırlarda sıklıkla preskapuler yada inguinal nodüller olmak üzere tüm lenf yumrularında şişlik görülebilir. İshal sığırlarda yaygın değildir fakat bizon ve geyiklerde çok sık ve genellikle kanlı ishal şeklinde görülür. Hemorajik sistitis yaygın olduğundan idrar kanlı olabilir.
Düşük morbidite ve karakteristik semptomlar gösteren hastalarda MCF şüphesi yüksektir. Anamnezde koyun, keçi ya da antiloplar ile temasın olması da belirleyicidir. Ancak nüks eden bir çok olguda bu temas ya yoktur ya da görülmez. Lenf yumrularının şişmesi, korneal ödem klinik olarak ayırt edicidir. MCF yi karakterize eden başlıca değişiklikler gastrointestinal sistem, solunum sistemi ve üriner sistemde mukozal veya dermal lenfoid infiltrasyon, lenfoproliferasyon lenf dışı dokularda interstisyal infiltrasyon vaskulitistir.
Malignant catarrhal fever virusunun Alcelaphine herpesvirus 1 tipinin bir özelliği kültürlerde ve büyük olasılıkla duyarlı türlerin dokularındaki ilk izolasyonlarında hücre ilişkili olmasıdır. OvHV-2 ise monolayer hücre kültürlerinde hiçbir zaman üretilememiştir. Bu yüzden teşhis ancak histopatolojik yolla veya viral DNA’nın saptanması yoluyla yapılabilmektedir. OvHV-2 ye karşı oluşan antikorlar sığırlarda immunofloresan ve ELISA ile saptanabilir.
Viral DNA ‘nın saptanması için canlı hayvandan EDTA’lı kan, burun swabı, burun epiteli ölen hayvanlardan lenf yumrusu, dalak, akciğer, böbrek, barsak alınmalıdır. PCR klinik olarak MCF ile enfekte veya taşıyıcı hayvanların dokularında MCF virus spesifik DNA segmentlerini saptamak ve amplifiye etmek için kullanılmaktadır. PCR asemptomatik taşıyıcı hayvanları saptamak için en sensitif test olarak değerlendirilmektedir. MCF pozitif herhangi bir hayvan, lökositlerinde ve dokularında PCR ile teşhis etmeye yeterli olacak düzeyde viral DNA’ya sahiptir.