Orta Zincirli Yağ Asitleri ve Antimikrobiyal Dirençle Mücadele

Orta Zincirli Yağ Asitleri ve Antimikrobiyal Dirençle Mücadele

Orta Zincirli Yağ Asitleri ve Antimikrobiyal Dirençle Mücadele

Orta Zincirli Yağ Asitleri ve Antimikrobiyal Dirençle Mücadele. Antimikrobiyal direnç (AMD) riskini azaltabilmek amacıyla kümes hayvancılığında antibiyotik kullanımını kısıtlamak için global bir endişe ve hatta talep bulunmaktadır. Orta zincirli yağ asitleri (OZYA) kanatlı performansını ve gıda güvenliğini tehlikeye atmadan antibiyotik kullanımını kısıtlamayı mümkün kılmaktadır.

Avrupa’da, yetişticiler antibiyotik büyüme faktörsüz /ABF) üretime devam etmek zorunda kaldılar. Bunun için, yeterli iklim kontrolü, uygun hijyen ve biyogüvenliğe sahip yeni kümesler inşa etmek, buna ilaveten belenme ve yeni katkı maddeleri adapte edilmiştir.

Antimikrobiyal direnç küresel bir sorundur. Yeni direnç mekanizmaları ortaya çıkmakta ve ortak bulaşıcı hastalıkları tedavi etme kabiliyetimizi tehdit ederek yaygınlaşmakta ve yakın zamana kadar normal yaşamına devam edebilen bireylerin sakat kalmasına ve hatta ölümüne neden olmaktadır. Artan dirençle birçok standart tıbbi tedavi başarısız olmaktadır. Antimikrobiyal direnç, birinci basamak antibiyotiklerin işe yaramaması durumunda, daha pahalı tedaviler nedeniyle sağlık hizmetleri maliyetlerini de artırmaktadır.

Dirençli mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar, normal tedaviye yanıt alınamamakta ve ölümle sonuçlanabilmektedir. 2014 yılında yayınlanan Antimikrobik Direnişle İlgili İnceleme’ ye göre, yılda 700.000 kişi günümüzde antimikrobiyal direnç yüzünden ölmektedir. Global yem endüstrisi antibiyotik kullanımını sürdürürse, 2050 yılına kadar ölümlerin yılda 10 milyona ulaşabileceği tahmin edilmektedir. Bu durumda, antimikrobiyal direnç dünyanın önde gelen ölüm nedeni olacaktır (Şekil 1).

Şekil 1 – Diğer ölüm nedenlerine kıyasla 2050’de antimikrobiyal direnç ölümlerinin öngörüsü.

Antimikrobiyal büyütme faktörü

Hayvan üretiminde antibiyotik yaklaşık 50 yıldır kullanılmaktadır. Bu kullanımının çoğu antibiyotik büyütme faktörleridir (ABF). ABF’ler, herhangi bir terapötik amaç için değil, büyüme ve yem dönüşümünü iyileştirmek için kanatlı yemlerinde sürekli düşük seviyede kullanılan antibiyotiklerdir. AGP kullanımının en önemli faydalarından biri, biyogüvenlik yönetiminin daha yetersiz olduğu eski tesislerde hayvan sağlığının korunması amaçlı olabilir. ABF’lü broyler yetiştiren çiftlikler çoğunlukla daha az modern ekipmana ve daha eski kümeslere sahip olanlardır. Gıda güvenliği tehlikelerini yönetmek için bir plan izlemek olası görülmemektedir. Üretim koşulları optimize edildiğinde AGP’nin daha küçük yararı olabilir. Araştırmacılar, daha önce kullanılmış ortamlara kıyasla yeni ortamlarda civcivlerde ABF daha az etkin olduğunu göstermişlerdir.

Kümes hayvanları üretiminde ABF’lerinin kontrolü

Hayvan yemlerinde büyütme faktörü olarak antibiyotik kullanımına ilişkin AB çapında yasaklama, 1 Ocak 2006’da yürürlüğe girmiştir. Yasak, tıbbi amaçla kullanılmayan antibiyotiklerin aşamalı olarak kaldırılmasınıda son adımıdı. Avrupa’da, yetişticiler bu açığı gidermek için harekete geçmek zorunda kaldılar. Çiftliklerde uygun iklim kontrolü, hijyen ve biyogüvenlik sağlayan yeni kümesler inşa edilmesi ve ayrıca beslenme programı ve katkı maddeleri adapte edilmiştir. ABD’de ABF ’leri yasaklanmadığı halde FDA, endüstri için tıbben önemli antibiyotikleri büyütme faktörüleri arasından gönüllü olarak geri çekme yönergelerini yayınlamıştır. Politika belirleyiciler için, zorluk, hayvan antibiyotiklerinin topluma kazandırdığı fayda ve maliyeti değerlendirmektir. Hayvancılık endüstrisine antibiyotiklerin ekonomik değeri ne kadar,  artan direnç seviyeleri için potansiyel sağlık maliyeti nedir? ABD et üreticileri ve tüketicileri için ABF’leri yasağının potansiyel kâr ve ekonomik etkileri nelerdir? Tüm bu sorulara ilk önce yanıt bulunmalı, ancak yine de 2017’de ABD’de AGP yasağı bekleniyor.

Antibiyotiklere alternatif olarak Orta Zincirli Yağ Asitleri

Orta zincirli yağ asitleri (OZYA), kümes hayvanlarının beslenmesinde antibiyotiklere alternatif olarak uzun yıllar kullanılmaktadır. Geniş antimikrobiyal ve immün destekleyici aktivitesi bulunan kakı maddeleri önleyici ve büyümeyi teşvik eden antibiyotiklerin yerini alan preparatlar haline geldi. Midenin düşük pH’lı ortamında, ayrışmayan OZYA molekülleri, bakteri hücre zarının fosfolipid çiftli katmanına nüfuz edebilir, böylece destabilize olurlar. Bakteri hücresi içinde OZYA’lei, nötre yakın  bir ortamla karşılaşırlar. Ayrışmış OZYA molekülleri ve protonları bakteri sitoplazmada birikirler. Hücre içi asitleştirme sonuçu bakterinin ölümüne yol açacaktır. Aromabiyotik OZYA’leri kısa zincir (KZYA) ve uzun zincir yağ asitlarine (UZYA) kıyasla daha düşük minimum inhibisyon konsantrasyonlarını göstermekle kalmaz, serbest OZYA da, aktif komponentlerini bağırsak yolunda serbest bırakan OZYA esterleri ve yağ kaplı bütiratlar ile karşılaştırıldığında hayvanın sindirim kanalında bağırsak lipazlarıyla zaten patojenlere erken bir bariyer oluştururlar. Antibakteriyel etkilerin kombinasyonu, faydalı bir mikrobik ekosisteme ve dolayısıyla bağırsakların hazmetme ve emme kapasitesini destekleyen boyu daha uzun bir villi / kript oranına neden olacaktır.

OZYA’nin tavuk bağışıklığına olumlu etkisi

Antimikrobiyal etkiye ek olarak, OZYA hayvanın bağışıklığı üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Patojenlere karşı ilk savunma hattı nötrofillerdir. Bu beyaz kan hücreleri patojenlere saldırarak ve hayvanların hasta olmasını önlemeye çalışacaktır. Stres hallerinde beyaz kan hücreleri zayiata uğrarlar ve çok kısa ömürlü olurlar. Araştırmada OZYA’nin yeme katılmasıyla, beyaz kan hücrelerinin ömürlerini uzatabileceği gösterilmiştir. Bu da kan daha canlı beyaz kan hücreleri içerecek ve dolayısıyla hayvanlar daha iyi korunacak demektir.

Tablo 1 – Broylerler ile yapılan bir Clostridium eprüvasyonu  denemesinde aromabiyotik OZYA, ABF’nin aynı etkinliği sergilemiştir.

OZYA, Clostridium eprüvasyonunda iyi performans göstermiştir

Yakın tarihli bir araştırma, OZYA’nin ABF’lerin mükemmel bir alternatifi olduğunu tekrar doğrulamışdır. Eprivasyon denemesinde, 500 900 Cobb civciv 30 şarlık grublar halinde  Clostridium perfringens ile eprüve edilmiş. Hayvanların performansı düşük olduğundan ve negatif kontrol grubunun mortalitesi yaklaşık %9 olduğu için, deneme kurulumunun başarılı olduğu açıktır. Bu, hayvanlarda Clostridium’un açıkça neden olduğu anlamına gelmektedir. İkinci ve üçüncü tedavide sırasıyla ABF ve OZYA’nin etkisi test edilmiştir. Her iki tedavi de canlı ağırlık ve FCR önemli ölçüde geri kazandırılmıştır. Ölümler, AGP ile% 4’ün altında, OZYA’ da % 3’ün altında gerçekleşmiştir. Aromabyotik OZYA verilen grubta Avrupa üretim verimlilik faktörü (EPEF) ABF verilen gruptaki EPEF’leri ile tamamen aynı bulunmuştur. Zooteknik performansların yanında lezyon puanlamada 21. günde ölçülmüştür. Yine benzer ve önemli ölçüde daha düşük bir lezyon puanı hem ABF hem de OZYA ile elde edilmiştir (Tablo 1). OZYA hayvan performansını geliştirilebilirken,antimikrobiyal direnç riski azaltılabilir.

(*) Manu De Laet, PoultryWorld’den özetlenerek çevrilmiştir.
poultryworld. net/Nutrition/Articles/2016/10/MCFAs-and-fight-against-antimicrobial-resistance-2907025W/

Exit mobile version