Öbiyotikler ve Yeni Bir Bağırsak Sağlığı Paradigması Gereksinimi

Öbiyotikler ve Yeni Bir Bağırsak Sağlığı Paradigması Gereksinimi

Öbiyotikler ve Yeni Bir Bağırsak Sağlığı Paradigması Gereksinimi

Öbiyotikler ve yeni bir bağırsak sağlığı paradigması gereksinimi. Günümüzde dünyanın birçok yerinde, antibiyotik büyüme faktörlerinin (ABF) önemli bir kısıtlanması veya yasaklanmasından ötürü bağırsak sağlığını etkili şekilde koruyabilen ürünlerin kullanımı konusunda gittikçe artan bir ilgi söz konusudur.

Simbiyotik (prebiyotik + probiyotik), esansiyel yağlar, polifenoller ve organik asitler hayvanlarda bağırsak bütünlüğünü sağlamada etkili bir araç olarak görülebilmektedir. Bununla birlikte, ABF’leri yerine ikame edilecek ürünlerin kusursuz seçimi, bu alandaki gözlemlere dayanan bir öğrenme sürecidir ve hayvan refahı, diyet ve genetik gibi çeşitli faktörlere göre değişmektedir. Geçmişte, ABF’leri, yem kaynaklı disbiosisi (mikrobial dengesizlik), sanitasyon ve kümes koşullarının yetersizliği etkilerini maskelemek amacıyla kullanılmıştır. Kümes hayvanlarını sağlıklı yetiştirme ve verimlerini etkileyen sayısız zorluk nedeniyle, sindirim sisteminin işleyişi birçok farklı etkileşim ile karakterize edildiğinde ve bir dizi değişken varsa, antibiyotiklerin yerini alacak tek bir çözüm düşünmek zordur.

Öbiyotikleri Yeniden Düşünme

Öbiyotikler yararları çok çeşitli bilimsel yayınlarla ve ticari değerlendirmelerle açıklanmıştır. Her farklı meydan okuma için, bu bileşiklerin hangilerinin tavuk sağlığı üzerinde olumlu etkiler gösterebileceğini ve hangi koşullar altında etkili olduklarını belirlenmesi gerekir. Bununla birlikte, öbiyotik etkilerinin değerlendirilmesi onlarca yıl boyunca antibiyotiklerle elde edilen sonuçlarla kıyaslamayı gerektirmektedir.

Öbiyotikler çalışma sisteminin etkin ve gerçekçi değerlendirilmesi için yeni bir paradigma gereksinme bulunmaktadır. Buna “antibiyotik dönemine” hala bağımlı teknisyen ve yetiştiricilerin kavramsal bir eleştir ışığında yeniden eğitilmeleri gerekmektedir. Hayvan üretiminden antibiyotiklerin elemi ne edilmesi için açıkca ön şart; işletme koşullarının mükemmelleştirilmesi dir. Yapılan bir araştırmaya göre; ABF’lerinin etkisi yalnızca kötü işletme koşullarında fark edilebilmektedir. Optimal çiftlik ortamı ve diyetle öbiyotikler geleneksel olarak antibiyotikler yerini alabilirler.

Şu anda mevcut olan öbiyotiklerden, bu ürünlerin ilk nesline kıyasla daha tatminkar sonuçlar elde edilebilmektedir. Kimi öbiyotik bileşikler, özellikle genç kanatlılarda, karşılaşılan zorluklara tutarlı bir yanıt vemektedir. Lactobasil üremesini tetikliyerek laktik asit ve bakteriyosinler oluşmasıyla bağırsak mikroflorasının gelişmesine yardımcı olurlar. Salmonella gibi patojen bakterilerin kolonizasyonunu önlemeye katkıda bulunur. Bu olumlu sonuçlara rağmen, probiyotiklerin etkinliği kullanılan deneysel modele çok bağlıdır ve sadece bazıları açıkça tekrarlanabilir yüz güldürücü sonuçlar ortaya koymaktadır.

Alternatif Yaklaşımlar

Prebiyotikler, çoğunlukla sindirilemeyen veya bağırsakta kısmen sindirilen oligosakkaridlerden türetilen substratlar olup bağırsak mikrobiyotasının dengesini olumlu bir şekilde etkileyebilmektedirler. Son bilimsel bulgulara göre, kanatlı diyetlerinde simbiyotik (prebiyotik + probiyotik) kullanımı kanatlı hayvanı üretimide uygun bir alternatiftir. Aksine antibiyotikler yerine öbiyotiklerin ikamesi kanatlı performansında önemli farklılıklar gözlenmemiştir,

Simbiyotiklerin yanı sıra, içme suyunda veya yemde katılan organik asitler farklı kompozisyonlarda kullanılmış ve kanatlı hayvanların bağırsak sağlığını olumsuz etkileyen bazı patojenler kontrol etme yetenekleri saptanmıştır. İlaveten bu yem katkı maddeleri sadece belirli bakteri gruplarını inhibe etmekle kalmaz; bazılarının faydalı mikroflora üretimini teşvik ettiği düşünülmektedir.

Diğer yandan, bitki polifenollerinden antioksidan özellikli aromatik maddeler bakteriyel ekstraselüler enzimleri inhibe eder. Oksidatif fosforilasyon ve besin ögelerinin alımını inhibe ederek metabolik substratların bloke sonucu Clostridia ve diğer patojenleri kontrol eder. Bu nitelikler bakteri direncinin gelişimini önleyebilir veya geciktirebilir.

TreatmentCanlı ağırlık (g)FCR
Negatif kontrol2303a1.539b
Positif ckontrol2399a1.503b
Organik asid2054b1.645a
Bitkisel ekstrakt 12294a1.535b
Probiotik2284a1.533b
Bitkisel ekstrakt 22318a1.523b
CV (%)3.091.76

Tablo 1 – Ürünlerin, 1 ila 40 günlük bir süre içerisinde broiler zooteknikal performansındaki ABF’lerine alternatif olarak değerlendirilmesi

Öbiyotikler Pratik Kullanımı

Deneysel koşullar altında ve eprüvasyon olmadan, öbiyotiklerin avantajlarını antibiyotiklerle kıyaslamak oldukça zordur (Tablo 1). Bunun aksine saha koşullarında, onların olumlu sonuçları kanıtlanmıştır (Tablo 2).

Antibiyotiklerin yerine ikame ya da kullanımlarını azaltmak amacıyla öbiyotik kullanmak için özel bir model mevcut değildir. Ancak her eprüve durumu ve etkileşim faktörü (beslenme, yıllık devir sayısı, bağışıklık durumu vb.) için pratik ve etkili bir koruyucu program belirlemek mümkündür.

ParameterlerBenzoik asid, timol, eugenol ve piperine + colistin karışımıavilamycin + colistin
Hayvan sayısı19,4419,576
Kesim yaşı (g)4039
Ortalama günlük ağırlık6765
Canlı apırlık (g)2,6912,542
FCR1.721.72
Düzeltilmiş FCR 2.5 kg1.661.71
EPEF381370

Tablo 2 Saha koşullarında esansiyel yağlarla organik asit bir kombinasyonunun ve ABF’leri  ile etkilerinin karşılaştırmalı değerlendirmesi (Garcez, D. 2013).

Probiyotikler kanatlı hayatının ilk aşamasında kullanıldığında olumlu etkiler göstermiştir. Esansiyel yağların ve organik asitlerin kombinasyonlarının (örn. Eugenol + timol + piperin + benzoik asit kombinasyonları) kullanıldığı programlar, ABF’leri kullanarak elde edilen sonuçlara çok yakındır.

ABF’leri ile Kombine Öbiyotikler

Pratikte, çok ciddi bakteri baskısı (örn., Clostridium perfringens) altında, mikrobiyotayı kontrol edebilmek amacıyla kısa süreler için antibiyotiklerin terapötik kullanımı gereklidir. Dolayısıyla, probiyotikler standart programlarla eş zamanlı olarak kullanılabilir. ABF ’lerin hâlâ izin verilen ülkelerde bile, öbiyotiklerden yararlanma, bağırsak sağlığının korunmasına yardımcı olabilir. Uygulanan antibiyotiklerin düzeyinde makul bir azalma ya izin verebilir. Bu nedenle, öbiyotikleri yalnızca antibiyotiklerin yerini alamaz, aynı zamanda ek fayda sağlamak için onlarla ile birlikte kullanılabilir gibi görünmektedirler.

Dünyada antibiyotiklerin yasaklandığı bölgelerde, ticari bağlamda çeşitli öbiyotik bileşiklerin dikkatli bir şekilde deneyip her risk seviyesi için en iyi kombinasyonu tanımlamak esastır. Pazar, belgelenen sonuçlara ve buna bağlı ekonomik faydalara dayalı yeni standartlar belirleyecektir.

ABF’lerin diğer alternatifleri arasında, narasin gibi grampozitif bakteriler üzerinde etkili olan bazı antikoksidiyaler, hala clostridia gibi enteropatojenlerin kontrolü için kullanılmaktadır. Nanoteknoloji, sadece antimikrobiyal etki için değil, aynı zamanda hücre metabolizması üzerindeki uyarıcı etkisi nedeniyle hayvan performansını destekleyebilir. Keza antibiyotik tedavide umut verici bir araç olmanın yanında bakteriyel direncin tersine çevrilmesi, immun yanıtın arttırılması ve yem tüketiminin iyileştirilmesi gibi olumlu etkileri de sayılabilir.

ABF’ler uzun yıllardır hayvancılıkta kullanılmakta olup belirli varsayımlar ve beklentilere yol açmıştır. Öbiyotikler yeni imkânlar sunmaktadır. Ancak tüm avantajları yalnızca sanayi, malları, eylemleri ve faydaları konusunda doğru bir biçimde eğitim alındıklarında gerçekleşir. Tüm avantajları, sektör bu konuda uygun şekilde eğitilirse gerçekleşecektir.

Yetiştiricinin Eğitimi

Hayvancılıkta antibiyotiklerin ortadan kaldırılmasına yönelik dünya çapındaki baskı, yeni çözümler aramayı teşvik emiştir. Öbiyotikler hayvan bağırsak sağlığını korumada farklı bir yol sunmaktadır. Bu yeni yaklaşımların etkinliği, onlarca yıllık antibiyotik kullanımı sonucunda elde edilen sonuçlara göre değerlendirilmeye eğilimlidir. Bu nedenle ‘antibiyotik çağını’ bilen üreticileri yeniden eğitmeye gereksinim vardır.

Hayvan üretimi uzun süre daha geleneksel moleküllerin kullanımına bağlı kalmaya devam edecektir. Fakat öbiyotikler ve diğer teknolojiler etkili alternatifler ve / veya tamamlayıcı yaklaşımlar sunmaktadır. Öbiyotik kullanımı için standart bir model mevcut değildir ve her risk ve tetikleyici faktör için önleme programı düşünmek ve uygulamak zorunluğu bulun-maktadır. Uygulanacak spesifik şartlar için fayda / maliyet oranının otomatik hale gelmelidir.

Kaynaklar

(*): Gastrointestinal sistemdeki mikrofloranın sağlıklı bir dengesi için kullanılan bakteriyel ürünler.

(*):João Batisa Lancini: poultryworld.net/Health/Articles/2017/6/Eubiotics-and-the-need-for-a-new-gut-health-paradigm-42396E/ (Özetlenerek çeviri)

Exit mobile version