Koyunların Anaplasmosis Hastalığı

Koyunların Anaplasmosis Hastalığı

Koyunların Anaplasmosis şiddetli kansızlık ile seyreden, kenelerle bulaşan bir hastalıktır. Etkeni Anaplasma ovis’tir. Ülkemizde çoğunlukla Anaplasma ovis bulunduğu, ancak, bazen Anaplasma phagocytophilum’un da etkenler arasında olduğu bilinmektedir. Bulaşma çoğunlukla keneler ile olmaktadır. Rhipicephalus bursa başta olmak üzere, birçok kene ailesi bulaşmada rol oynar. Örneğin; Ixodes, Hyalomma, Dermocentor gibi keneler de etkeni bulaştırabilirler.

Anaplasma bir riketsiya’dır. Koyunlarda subklinik (gizli) olarak da bulunabilir. Kuluçka (inkübasyon) süresi genel olarak 3-4 haftadır.

Bulaşmada keneler dışında sokucu sineklerin, etkenle bulaşık enjektör iğneleri ya da cerrahi malzemelerin de rolü olduğu bilinmektedir(mekanik bulaşma). Hatta rahim içi (in utero) bulaşmanın söz konusu olduğu da bildirilmiştir.

Anaplasmosis (Anaplazmoz) Zoonotik potansiyeli olan, yeni insanlara da bulaşabilen bir hastalıktır.

Koyunların anaplasmosis, diğer bir kene ile bulaşan hastalık olan, kan paraziti hastalığı babesiosis (piroplasmasis, kırçan, ağrıma) ile birlikte de olabilir. Bu iki hastalık birlikte olduğunda belirtiler daha şiddetli haldedir.

Koyunların Anaplasmosis Belirtileri

Anaplasmosisin belirtilerinin başında koyu sarı idrar gelmektedir. Dişiler erkeklere göre daha duyarlıdırlar. Durgunluk, iştahsızlık, aşırı su kaybı (dehidrasyon), ağızda aşırı salya olması, sık işeme, bazen kabızlık, bazen kanlı ishal, süt veriminde azalma, sinirsel belirtiler, tüylerde dökülme, burun akıntısı, sık soluma, öksürük, tıksırık, göz yaşı akıntısı, sarılık, zayıflama, bazen idrarda kan görülebilecek diğer belirtilerdir.

Ölen hayvanlarda karaciğer büyümüş, sarımsı, portakal rengi, alacalı bir renk almıştır. Vücut boşluklarında sarımsı sıvı toplanmıştır. Kan sulanmış, incelmiştir.

Kesin teşhisi kan frotisinin boyanarak mikroskop altında incelenmesiyle ya da laboratuar tahlilleriyle konulur.

Koyunların Anaplasmozis Tedavisi

Tedavi oksitetrasiklinler ile mümkündür. Oksitetrasiklin tedavisinin koyunlar iyileştikten sonra da birkaç gün devam etmesi, koyunların taşıyıcı olarak kalmasını önlemek amacıyla, önerilmektedir.

Imidocarb etkilidir. Imidocarb etken maddeli ilaçların sadece hastalık belirtisi gösterenlere değil, tüm sürüye uygulanması özellikle tavsiye edilir. Yukarıda da belirtildiği gibi, taşıyıcı olma (gizli, subklinik) ihtimali olan bir hastalıktır.

Tedavide destek olarak kan yapıcı ilaçların kullanılması yararlı olur.

Koruyucu Hekimlik

Vektör kontrolü şarttır. Yani hastalığı bulaştıran kenelerle ve sineklerle mücadele koruyucu hekimliğin temelini oluşturur.

Hastalık tropikal ve subtropikal (ılıman ve yarı ılıman) ülkelerde kene faaliyetlerinin olduğu aylarda görülür. O yüzden başlıca önlemin kene faaliyetleri görüldüğünde etkin bir “kene mücadelesi” olduğunu unutmamak gerekir.

Exit mobile version