Keçilerde Mastit Enfeksiyonu

Keçilerde Mastit Enfeksiyonu

Keçilerde Mastit Enfeksiyonu

Keçilerde mastit enfeksiyonu, çeşitli irritan etkilere karşı meme bezinin tepkisi olup, sütte fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik, meme dokusunda ise patolojik değişikliklerle karakterize bir hastalıktır.

Travma sonucu şekillenen hafif tepkiler çabuk iyileşebilir. Keza, meme başı deliğinden çeşitli amaçlarla uygulanan ilaçlar yangısal tepki doğurabilirler. Ancak, bu irritasyon devamlı değilse iyileşme hızla tamamlanır. Daha şiddetli ve uzun süreli irritasyonlar ve bakteriyel enfeksiyonlar memenin glandular dokusunda kısmi veya yaygın yıkıma neden olurlar ve sonuçta meme fonksiyonunu tamamen yitirebilir.

Etyolojisi ve Epidemiyolojisi

Etiyolojisi

Keçilerde mastit olgularından izole edilen başlıca bakteriyel etkenler; Staphylacoccus aureus, Micrococcus ovinus, Bacterium ovinum, Pasteurella haemolytica, Corynebacterium pseudotuberculosis, Corynebacterium pyogenes, Streptococcus agalactiae, Streptococcus uberis, Streptococcus zooepidemicus, Clostridium perfringens, Escherichia coli ve Bacillus putrefaciens olarak sıralanabilir.

Keçilerde mastit başta stafilakoklar, streptokolar, koliform mikrooganizmalar ve pastörelialar olmak üzere birçok mikroorganizmanın keçilerde mastit ‘e neden olduğu bilinmekle birlikte, en sık rastlanan etkenler Staphylacoccus aureus ve Pasteurella haemolytica ‘dır.

Staphylacoccus aureus laktasyonun erken döneminde galaktogenik enfeksiyona sebep olur. Morbidite oranı yüksek olup, sürünün %25 ini enfekte edebilir.

PasteurelIa haemolytica ise, çoğunlukla yaz aylarında ve laktasyonun son dönemlerinde bulunan keçilerde enfeksiyon yapar.

Corynebacterium pseudotuberculosis ‘e bağlı olarak keçi memesinde supuratli lezyonlara rastlanmakla birlikte, etken genellikle meme lenf yumurularında yer alır ve gerçek anlamda bir mastitis oluşturmaz. Ancak memenin fonksiyonunu bozabilir. Klinik olarak görülen birçok meme lobunda koagulaz negatif stafilakoklara rastlanabilmektedir.

Keçilerde Brucellosis, Enfeksiyoz Agalactiae (Süt kesen), Leptospirosis ve Salmonella abortus ovis enfeksiyonları gibi hastalıklarda da meme dokusunda yangı görülür. Özellikle keçilerde, daha az olarak da keçilerde görülen Bulaşıcı Agalaktiae’nin etkeni Mycoplasma agalactiae ‘dir. Bu hastalık Akdeniz ülkelerinde endemiktir. (Tamamlayıcı bilgiler için, Mycoplasma Enfeksiyonları Bulaşıcı Agalaksi, Salmonellosis, Leptospirosis ve diğer enfeksiyonlarla ilgili bölümlere bakınız. )

Keçilerde Mastit Epidemiyolojisi

Mastitisi oluşturan etkenler, enfekte memelerden veya çevreden kaynaklanabilirler. Sütçü keçilerde Staphylacoccus aureus, Streptococcus agalactiae gibi önemli etkenler memeden kaynaklanıriar. Çevreden bulaşan Escherichia coli ve Ps. pyocyaneus gibi etkenlere bağlı mastitisier ise daha az görülür.

Mikroorganizmalar sağımcının elleri, sağım makinasının başlıkları ve kurulama bezleri ile bulaşık memelerden diğerlerine bulaşabilirler. Keçi ağıllarında enfekte memelerin sütleri bulaşık altlıklar aracılığıyla da enfeksiyon birçok hayvana birden yayılabilir.

Yaşlı ve fazla sayıda laktasyon geçiren, dengesiz beslenen, çevre stresleri ile karşı karşıya olan keçiler hastalığa daha fazla duyarlıdırlar. Gelişmiş olan oğlakların analarını emmeleri sırasında meme başlarını yaralamaları da önemli bir sorun olabilir.

Mastitisin Patolojisi

Tuberküloz gibi birkaç hastalık dışında, etkenler büyük çoğunlukla memeye meme başı kanalı yoluyla girerler. Keçilerde mastit şekillenmesinde; mikroorganizmaların memeye girmesi ve çoğalması (enfeksiyon) ve meme bezinin tepkisi (Yangı, Mastitis) birbirini izler. Meme başından enfeksiyon genellikle sağım sırasında olur.

Bazı mikroorganizmalar kısa sürede enfeksiyon oluştururlarken, bazıları daha uzun zamanda ürerler. Mikroorganizmanın virulansına bağlı olarak bazen kısa sürede, şiddetli klinik belirtilerle mastitisler şekillenirken, bazı olgular subklinik olarak seyrederler. Örneğin. streptokoklar genellikle sekretorik hücrelerde hafif, stafilakoklar ise önemli dejeneratif değişiklikler oluştururlar.

Bu durumda doku antikorlarının varlığı ya da önceki olası bir enfeksiyonun sonu olan hipersensivite de önemli rol oynar.

Memede irritasyon yapan iç ve dış etkenler ve özellikle meme içinde üreyen bakteriler ve bunların metabolik artıkları memenin sekretorik dokusunu oluşturan alveoler hücrelerin yıkımına neden olurlar. Yangının erken dönemlerinde hasta bölgedeki kan damarları genişleyerek normalden daha fazla kan taşırlar. Yarı geçirgen kapillarlar daha geçirgen bir hal alırlar ve kan akımı yavaşlar. Böylece enfekte bölgeye, normalde kan yolu ile geçemeyen birçok madde geçmeye başlar.

Keçilerde mastit ilk patolojik değişiklik, kandan süte albumin geçişidir. Sodyum klorür ve bikarbonat geçişi anar ve pH’ yı değiştirir. Laktoz sentezi durur. Kazein sentezi azalır. Yangının ilk saatlerinden itibaren süte polimorf çekirdekli lökositler geçmeye başlar. Bu süreçte bol miktarda lökosit ve epitel hücresi sütle atılır. irritasyon sona erdikten sonra da bir süre lökosit eksudasyonu devam eder.

Keçilerde Mastit Klinik Belirtileri

Keçilerde mastitis ‘leri klinik ya da subklinik olarak seyredebilir. İneklerde görülen kataral mastitis’ler küçük ruminantlarda nadirdir. Özellikle klinik mastitis’ler keçi sürüleri için önemlidir. Klinik mastitis’ler, “gangrenli mastitis” ve “gangrenli olmayan mastitis” şeklinde iki guruba ayrılabilirler.

Akut gangrenli tip daha çok görülüp, çabuk ve şiddetli seyreder. Hasta hayvanda beden ısısı yüksek olup, halsiz ve deprese görünümdedir. Enfeksiyon ilerledikçe meme dokulan sertleşip, şişer ve kızarır. Meme bölümü ağrılıdır. Hayvan arka bacaklarını geriye, yanlara ve yukarı doğru çekerek sününmeyi ve dokunmayı önlemeye çalışır. Diğer meme bölümü sağlam olsa bile, çoğunlukla yavrusunu emzirmek istemez.

24-48 saat içinde memede mavimsi bir renk değişikliği başlar, meme soğur ve gangren bütün merme dokularına yayılır. Bu şekilde hastalanan hayvanların %25′ i 4-5 gün içinde ölebilir. Ölümle sonuçlanmayan olgularda 1-2 hafta içinde apseler şekillenir. Bunlar yırtılır, fistülleşir ve meme bölümü ayrılarak düşebilir. Mastitis’in bu formunda bazı oğlaklarda da pnömoni gözlenir. Gangrenli mastitis’i atlatan keçilerin ayrı bir yerde semirtilerek kesime sevkedilmesi en doğrusudur.

Gangerenli olmayan tipteki klinik maslitis’ler daha az şiddetli seyrederler. Enfekte meme bölümü şişer, sertleşir ve yangılı bir durum alır. Sütte sulanma ve pıhtılaşma görülür. Meme loplarında veya deri altında apseler şekillenebilir. Süt sekresyonu azalır ve hatta bazı şiddetli olgularda meme bölümü körelir. Bu tip mastitis ‘lerin iyileşme şansı gangrenli olanlara kıyasla daha fazladır. Oğlaklar hasta memelerden korunmazlarsa toksemiden ölebilirler.

Subklinik mastitis ‘lerde ise, memede ve sütte gözle fark edilebilir bir bozukluk yoktur. Ancak, meme bölümleri giderek yıkıma uğrarlar ve süt verimi önemli ölçüde etkilenir. Subklinik mastitis ‘lerin diyagnozu amacıyla California Mastitis Testi (CMT) keçilerdebaşarı ile uygulanabilir.

Keçilerde Mastit Tedavisi Nasıl Yapılmalıdır?

Sağaltım için mutlaka Veteriner Hekim ‘inize başvurun. Burada yazılan tedaviler bilgi amaçlıdır. Burada verilen bilgilerle tedavi edilmeye çalışılan hastanın oluşabilecek olumsuz tüm sonuçlar için hiçbir sorumlukluk kabul edilmez.

Klinik mastitis’li keçilerde, oxytocin hormonu enjeksiyonları ile memelerdeki sekresyonun boşaltılması gerekir. Birçok olguda enjeksiyondan sonra 3-5 dakika içinde hasta memeyi elle boşaltmak mümkün olabilir. İlerlemiş olgularda, oxytocin’e rağmen memeden çok az süt alınır veya hiç alınmayabilir.

Meme bölümü boşaltılabiliyorsa ve lokal olarak uygulanacak antibiyotiğin memede dağılabileceği düşünülüyorsa, meme başı deliği dezenfekte edilerek, kullanılacak antibiyotik meme içine infüze edilir. Bu infüzyonlar 12 saat aralyıklarla iki üç gün devam ettirilmelidir. Bunun yanısıra, 3-5 gün süreyle (Penisilin + Streptomisin + Dexamethason + Antihistaminik) enjeksiyonları yapılmalıdır. Memeden sütün alınmadığı olgularda ise, parenteral ilaç sağaltımı 5-7 gün devam ettirilmelidir.

Subklinik mastitis ‘ler, CMT taramaları sonucunda hasta olduğu belirlenen memelerden alınan süt örneklerine antibiyogram uygulamaları yapılarak seçilen antibiyotiklerin, kuru döneme geçerken meme içine infüzyonları ile yüksek oranda sağılılabilirler.

Mastitis Hastalığından Nasıl Korunuruz?

Devamlı olarak dar ağıllarda ve entansif olarak yetiştirilen sürülerde mastitis rastlantıları daha fazla olmaktadır. Özellikle kalabalık ve merada yayılan sürülerde memelerin devamlı kontrolu zor olabilir. Deprese ve belirgin olarak hasta olan ve yürürken arka bacaklarını askıya almaya çalışan, oğlakları hasta ve zayıf olan keçilerin memeleri mutlaka kontrol edilmelidir.

Klinik mastitis’li hayvanların hemen sürüden ayrılarak sağaltılmaları gerekir. Hasta anaların memelerini emmeye çalışan ve doymadıkları için diğer keçilerin memelerini emmeye çalışan oğlakların ve keza, bulaşık altlık ve zeminlerin hastalığın yayılmasına neden oldukları gözden ırak tutulmamalıdır. İnatçı enfeksiyonlarda hasta hayvanın kesime sevkedilmesi diğer hayvanların korunması açısından yararlıdır.

Sürüdeki bütün hayvanların memeleri aşım sezonundan önce muayene edilmelidir. Laktasyon devresinde, oğlakların ısırması sonucu veya başka nedenlerle yaralanan memelerin hemen sağıtılması gerekir.

Laktasyondaki hayvanlar subklinik mastitis’ler yönünden periyodik olarak CMT ile taranabilir.

Kaynaklar

Kaynakları görüntülemek için tıklayın...
  • Koyun Keçi Hastalıkları ve Yetiştiriciliği, Prof. Dr. Cemal Nadi Aytuğ, Prof. Dr. Erol Alaçam, Prof. Dr. Burhan Cahit Yalçın, Prof. Dr. Hazım Gökçen, Prof. Dr. Hilmi Türker, Dr. Ümit Özkoç, Tüm Vet Hay. Hiz. , Teknografik Matbaası, İstanbul 1990, 375-377.
  • Alaçam, E .(1987): Koyunlarda modern üretme yöntemleri., Koyun Yetiştiriciliği ve Hastalıkları Simpozyumu, Selçuk. Univ. Vet. Fak. yay, 32-39.
  • Bailey, D.E.(1981): Sheep flock health management. 179. 184. (Alınmıştır). Current Veterinary Therapy, Food Animal Practice, WB Saunders London
  • Doney, J. M. ve ark. (1976): Factors affecting reproductive performance in sheep. 70-73 (Alınmıştır) The Veterinary Annual. 16. th issue, John WrigghtSons Ltd., England.
  • Heidrich, H. J., Renk, W. (1967): Disease of Mammary Glands of Domestic Animals., WB Saunders, London.
  • Hueston, W. D. ve ark. (1986): Direction of ovine itramammary infection with the California Mastitis Test., JAVMA, 188, 522-524
  • Hunter, R. H. F. (1980): Physiology and Technology of Domestic Animals., Acad. Press., London.
  • Jubb, K. V. F. ve ark. (1980): Pathology of Domestic Animals., 3. ed., vol 3,’Acad; Press. London.
  • Kılıçoğlu Ç. ve ark. (1984): Koyunlarda embrio nakli üzerine çalışmalar., Doğa., 8, 257-270.
  • Kirkbirde, C. A. (1986): Examination of bovine and ovine fetuses., vet. Clin. North. Amer., 2, 61-83.
  • Miller. S. J. (1986): Artificial breeding techniques in sheep. (Alınmıştır) Current Therapy in Theriogenology., 2. ed.,WB Saunders, London.
  • Ott, R. S. (1980): Breeding management problems in sheep and goats., 1018-1022. (Alınmıştır) Current Thnerapy in Thireogenology Led., W B. Saunders, London.
  • Özkoca, A. (1984): Çiftlik Hayvanlarında Reproduksiyon ve Sun’i Tohumlama, Ist. Üniv. yay., N.3209, İstanbul.
  • Richardson, C. (1972): Pregnancy diagnosis In the ewe. A revew., Vet..,Rec 90, 264275.
  • Scott, G. E. (1970): The Sheepman’ 5 Production Handbook, American Sheep Producers Council., USA.
Exit mobile version