Kanatlılarda bağırsak sağlığının önemi, optimal besin emilimi için yemin temel bileşenlerine verimli bir şekilde dönüştürülmesi, hem broiler hem de broiler damızlık üretimi ve refahı için hayati önem taşır. Beslenme, mikrobiyoloji, immünoloji ve fizyolojiyi ilgilendiren komplike bir alan olan bağırsak sağlığında önemli bir rol oynamaktadır.
Kanatlılarda bağırsak sağlığının önemi açısından sağlığı tehlikeye girdiğinde, sindirim ve besin emilimi etkilenir. Bu da FCR üzerinde ekonomik kayba ve hastalığa daha fazla yatkınlığa yol açan olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Ek olarak, antimikrobiyalle rin kullanımı, farklı yem gereksinimleri ve daha verimli kanatlılarla ilgili mevzuattaki son değişiklikler, bağırsak fonksiyonunun ve bağırsak sağlığının daha iyi anlaşılması gerektiğini karşımıza çıkarmaktadır. Bu makale bağırsak sağlığının önemini, optimal bağırsak fonksiyonunun geliştirilmesi ve sürdürülmesinde elzem olan öncelikli faktörleri ana hatlarıyla ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Bağırsaklar ve Nasıl Çalışmakta
Bir kanatlının bağırsak kanalı gaga da başlayan ve kloaka da biten özel bir tüptür. Bağırsakların ana işlevi, yiyeceğin kanatlı tarafından emilmesi ve kullanılması için temel bileşenlerine dönüştürülmesi ve sindirilmesidir. Bağırsak beş ayrı bölgeye ayrılır (Şekil 1); kusak, bezli mide (proventriculus), taşlık, ince bağırsak (duodenum, jejunum ve ileum) ve kalın bağırsak (kör bağırsaklar, kolon ve rektum). Bu bölgelerin her birinin sindirim sürecinde ve besin maddelerinin emilmesinde özel bir rolü vardır.
Yem kısa bir süre depolandığı ve yerleşik bakteriler tarafından kısmen fermente edildiği kursağa girer. Biahare asit ve pepsin (proteini parçalayan bir enzim) ile karışarak proventrikulusa geçer, ardından taşlığa. Taşlık, yemi daha küçük parçacıklara ayırmak için bir değirmen gibi davranır. Yeterince kırılan yem ince bağırsağa nakil olur. Taşlık yemi öğütürken, proventriculus tarafından salgılanan asit ve enzimlerle karıştırılır.
Bu işlem, tüm proteinlerin daha küçük peptitlere parçalanmasını sağlar. Bilahare ince bağırsakta emilim için amino asitlere dönüştürülür. İnce bağırsakta, parçalanan karbonhidratlar ve yağlar hayvanlarca kullanılabilir. Normal sindirim işlemi sırasında digesta ileumun son kısmına ulaştığında tüm proteinler, yağlar ve karbonhidratlar yemin sindirilemeyen bileşenlerini (örn. Selüloz, nişasta olmayan polisakkaritler vb.) geride bırakarak emilmiş olmalıdır.
Bu materyalin iki kaderi vardır; dışkıyla dışarı atılır ya da bakterilerin bu maddeleri organik asitler, kısa zincirli yağ asitleri ve canlının ekstra besin maddeleri için emebileceği vitaminler oluşturmak üzere fermente ettiği kör bağırsaklara giderler. Sindirimin sonunda, tavuklar biri sekal diğeri de fekal olmak üzere çok farklı görünen iki farklı dışkı üretirler (Şekil 3).
Kanatlılarda Bağırsak Sağlığının Önemi ‘Bağırsak Sakinleri’
Bağırsaktaki mikroorganizma topluluğu: dost bakteriler, bağırsak florası, bağırsak mikrobiyotası ve bağırsak mikrobiyomu gibi pek çok şekilde anılır. Başta bakteri, mantar, protozoa ve virüslerden oluşan çok çeşitli bir topluluktur. Modern DNA tabanlı teknolojiler bağırsaklarda bulunan bakteri türlerinin çok daha doğru bir resmini verirken, bağırsaktaki çok sayıda bakterinin şu anda bilinmediği ve sınıflandırılmadığı giderek daha belirginleşmektedir. Kümes hayvanlarına odaklanan son çalışmalar, bir broiler piliçinin gastroentestinal (GE) kanalının tahmini 600800 bakteri türü tarafından kolonize edildiğini ileri sürmektedir.
Mikrobiyotanın bolluğu ve çeşitliliği GE kanalı boyunca değişir ve tahmin edilebilir şekilde daha az tolere edilebilir koşullara ve bağırsak içeriğinin daha hızlı geçişine sahip bölgeler daha az sayıda bakteriye sahiptir. Gelişmekte olan embriyonun bağırsağında bakteri bulunabilmesine rağmen, genellikle yetişkin bağırsak mikrobiyotasının gelişimi, ağırlıklı olarak, çevreden, yemden ve yumurtadan çıktıktan sonra civcivlerle ilgilenen insanlardan bakteri almak ile başlar
Kursak, 24 saat içinde hızla kolonize edilir.
Yumurtadan çıktıktan bir gün sonra, ileum ve sekum bakterilerin hâkimiyetindedir. Üç gün sonra ince ve kalın bağırsaktaki bakteri seviyesi on kat artar.
Gastroentestinal sisteme giren ilk bakteriler bağırsak ortamında hızla çoğalarak kolonize olduklarından öncü bakteriler olarak kabul edilebilir. Öncü bakteriyel topluluğun bileşimi bağırsak geliştikçe ve oksijen seviye leri düştükçe art arda değişikliklerden geçer. Mikrobiyotanın doruk noktası veya yetişkin mikrobiyotanın oluşturması 34 hafta sürebilir, ancak bu süre zarfında, civcivlere kaliteli yem ve su birlikte optimum kümes koşulları sağlanması bağırsakta stabilite sağlanmış olur.
Kursak, ciddi bir Lactobacil popülasyonunu barındırır. Bu bakteriler yemdeki karbonhidratları kısmen fermente eder ve kursak ortamının pH’ını azaltan laktik asit üretirler. Proventrikulusdaki koşullar, çoğu bakteri için uygun olmayan oldukça asidiktir. Taşlık ayrıca asidik bir ortama sahiptir. Ancak esas olarak kursak kaynaklı önemli bir Lactobacil popülasyonuna sahiptir. İnce bağırsağın bakteriyel popülasyonu esas olarak Lactobacilden oluşur, bazen Enterococlar, E. coli, Eubaceriler, Clostridia, Propionibacteria ve Fusobacteria bulunabilir. İnce bağırsağın bakteri popülasyonu hayvan yaşlandıkça gelişir. Ancak genellikle iki haftalıkken stabil olacaktır. Sekum, daha yavaş büyüyen fermentatif bakterilerin kolonizasyonuna izin veren daha stabil bir ortam sağlar. Civciv hayatının erken dönemlerinde, sekuma Lactobaciller, Coliformlar ve Enterococlar hakimdir. Ancak iki haftalık yaşta, sekal ortamı yetişkin florasının hakimiyetine girmeye başladıkça stabil hal almaya başlayacaktır. Bu aşamada, öncü türlerin yerini Bacteroidler, Eubacteriler, Bifidobacteriler ve Clostridia alır.
Bağırsak Mikrobiyotası Ne İşe Yarar?
GE kanalda konakçı (tavuk) hücreleri, bağırsak ortamı, bakteri hücreleri ve yem bileşenleri arasında çoklu etkileşimler vardır. Bu etkileşimler, bağırsak mikrobiyotasının konağın sağlığı ve refahında son derece önemli rolünü vurgular. Ne yazık ki; bunun tam olarak nasıl gerçekleştirildiği henüz tam olarak anlaşılamamıştır.
Bağırsak mikrobiyotasının bakteri topluluğu, bağırsağı kaplayan, Salmonella, Campylobacter ve Clostridium perfringens gibi patojenik bakterilerin çoğalmasını önleyen koruyucu bir bariyer oluşturur. Bu ilke en yaygın olarak rekabetçi dışlama olarak bilinir. Teoriler, ortak (veya dost) mikrobiyotanın bağırsak hücrelerindeki bağlanma bölgelerine hakim olduğunu, patojenler tarafından bağlanma ve kolonizasyon fırsatını azalttığını öne sürüyor. Önerilen başka bir mekanizma, bağırsak mikrobiyotasının, uçucu yağ asitleri, organik asitler ve doğal antimikrobiyal bileşikler (bakteriyosinler olarak bilinir) dahil olmak üzere, ya patojen bakterilerin üremesini engelleyen veya ortamı uygunsuz kılan bileşikleri salgılayabilmesidir..
Mikroptan ari hayvanlarla yapılan çalışmalar, bağırsak mikrobiyotasının bağışıklık sisteminin uyarılması ve gelişmesinde önemli olduğunu da göstermiştir. Dost mikrobiyotanın bağırsak bağışıklık sistemini ‘tetikte’ tuttuğu ve böylece patojenlere hızlı tepki verebileceği düşünülmektedir. Bağırsak mikrobiyotasının da bağışıklık sisteminin gelişmesinde ve olgunlaşmasında önemli bir faktör olduğu bilinmektedir.
Bağırsak mikrobiyotasından yoksun olan hayvanların hastalığa daha duyarlı oldukları, bağışıklık doku ve organlarının yeterince gelişmediği gösterilmiştir. Bağırsak mikrobiyotası, hastalığa karşı koruma ve bağışıklık sisteminin uyarılmasına ek olarak, canlının sindiremediği bitki liflerinin fermantasyonu yoluyla fazladan besinler üreterek piliçin gelişmdsini destekleyebilir.
Bağırsak Sağlığı Dengesi
Bağırsak sağlığı, konakçı, bağırsak mikrobiyotası, bağırsağın durumu ve diyet bileşikleri arasındaki hassas dengenin korunmasına dayanır. Bu denge kanatlı sevk ve idaresi, yem kalitesi ve hayvanın yaşadığı ortam gibi faktörlerden önemli ölçüde etkilenebilir. Bağırsak sağlığı optimal olduğunda, yemin tamamen sindirilmesi ve besin bileşenlerinin emilmesi söz konusudur. Bağırsaktaki normal süreçlerde bir aksama varsa, yetersiz sindirim ve yetersiz besin emilimi meydana gelebilir. Bu da malabsorpsiyon (emilim bozukluğu)ve bağırsak dengesizliğine yol açar. Bağırsakta herhangi bir dengesizlik varsa, bağırsak sağlığı riski altındadır ve bu da hayvan sağlığını ve performansını etkileyebilir. Sindirim ve emilim yetersizse yani besin bozukluğu söz konusu ise, ince bağırsak durgunluk başlar böylece bakteri popülasyonunun aşırı artışa yol açılmış olur. Emilim bozukluğunun bir başka sonucu, emilemeyen proteinlerin, şekerlerin ve yağın sekuma geçmesi ve mikrobiyal popülasyonda aşırı artış ve yararlı fermentatif bakterilerden uzaklaşmaya neden olur. Bağırsaktaki mikrobiyotanın dengesi aşağıdaki faktörlerden etkilenebilir:
- Yetersizbağırsak gelişimi,
- Yem değişimi,
- Yem (kalite ve hammadde)
- Mikotoksinler,
- Biyogüvenlik
- Çevresel koşular (sıcaklık ve havalandırma vb)
- Kümes koşulları
- Virus, bakteri enfeksiyonları veya coccidiosis
- Su kalitesi
Yemin, bağırsak mikrobiyotasının kompozisyonu üzerinde en etkili faktör olduğu saptanmıştır. Aşağıda, diyetin bağırsak florasını nasıl değiştirebileceğini vurgulanmaktadır (Şekil 4).
Hammadde tipi, besin yoğunluğu ve yem formüldeki değişikliklerin mikrobiyotayı etkilediği gösterilmiştir. Bir sürünün yaşamı boyunca, diyetlerin bileşiminde farklılık olduğu bir dizi yem değişikliği vardır; bu, bağırsak mikrobiyotası için mevcut olan mikro besin maddelerinde bir değişikliğe neden olur. Bu değişimin sonucu, mikrobiyota yeni beslemeye uyum sağladığı için bağırsakta küçük bir bakteriyel dengesizlik olabilir. Bu dengesizlik, yem değişikliği sırasında bağırsak sağlığını etkileyen başka faktörler olmadığı sürece genellikle etkisi olmayabilir.
Taşlık fonksiyonu için yem çok önemlidir. Fazla öğütülmüş yem veya kalitesiz pelet, yemin ince bağırsağa çok hızlı geçmesi ne neden olabilir. Bu meydana gelirse, asit ve pepsin enziminin proteini parçalaması için yeterli zaman kalmaz. Bu da ham proteinlerin ince bağırsağa girmesine neden olur. Çünkü ince bağırsak ham proteini yeterince sindiremez. Böylece bağırsakta protein emilim sorunu ve viskozite artışı oluşur, Bu Tab loda disbacteriyosis riski demek olup ciddi vakalarda nekrotik enteritise yol açabilir. Kırılmış mısır, tam buğday veya lif kullanımı, yemin taşlıkta en iyi şekilde karıştırılmasını yardımcı olabilir.
Bir olumsuzluk sırasında ortaya çıkan ince bağırsak ve sekum bakteri popülasyonlarındaki değişiklikler, genellikle disbakteriyosis olarak adlandırılır ve uzun sürerse hayvanı menfi yönde etkiyebilecektir. Sekal bakteriyel aktivitedeki değişim, farklı bakteriyel metabolitlerin (besinlerin parçalanmasıyla bakterilere oluşturulan bileşikler) üretilmesine neden olur. Amino asitlerin bakteri metabolizmasından üretilen aminler gibi bu metabolitlerin bazıları bağırsak tahrişine neden olabilir. Ciddi sorunlara yol açılır.
Disbakteriyosis sırasında bazı bakteriler çoğalır ve besin emilimini etkiler. Örneğin, bazı bakteriler emilim için diyet yağlarına bağlanan safra asitlerini etkisiz hale getirerek yağ emilimini azaltabilir. Diğer bakteriler, villileri tahrip ederek besin emilimi için mevcut yüzey alanını azaltabilir. Besin emilimi azaldığında, tavuk beslenme ihtiyacını karşılamak amacıyla yem tüketiminde artış gözlenir. Dolasıyla su tüketiminde artma içeriğin bağırsağı daha hızlı terk etmesi, ıslak altlık sorununa yol açabilir.
Bağırsak gelişimi, bağışıklık sisteminde bir sorun yaşanmazsa, bağırsak rahatsızlıklarının kanatlı üretimi ve FCR üzerindeki etkisi azaltılabilir. Kanatlı yumurtadan çıktıktan ve yem ve suya eriştikten sonra bağırsak son olgunlaşma aşamalarına tetiklenir. Biyogüvenlik, kümes hijyeni, civciv yetiştirme becerisi, tümü sağlıklı civciv ve sağlıklı bir bağırsak oluşumu için çok önemlidir. Yaşamın ilk haftasında bağırsak, villilerinin hızla büyümesi ile çabucak olgunlaşmaya başlar. Bu büyüme aşamasını takiben villinin uzunluğu, yetişkin canlıdaki villinin uzunluğunu belirlediği için önemlidir. Civcivin ilk zamanlarında villi büyümesi tehlikeye girerse, yetişkin kanatlıda daha kısa villi demektir. Bu da performansı etkileyecektir. İdeal villi gelişimi, yem ve su kalitesinin yanı sıra doğru civciv yetiştirme yönetimine dayanır. Civciv yetiştirme yönetimi ideal olan işletmelerin, iyi performans gösteren ve kümesteki zorluklarla başa çıkma kapasiteleri daha yüksek olan bir bağırsak geliştirme eğiliminde olduğu gözlemlenmiştir.
Disbakteryiosis nedir?
Disbakteriyosis çok özel bir hastalık değil, ikincil bir sendromdur. Bağırsak bozukluğunun bir sonucu olarak bağırsak mikrobiyotasındaki dengesizliktir. Bağırsaklarda zayıf besin emilimi ile sonuçlanır ve bu da daha kötü FCR’ye ve daha düşük canlı ağırlığa neden olur. Disbakteriyosis yeterince şiddetli ise ıslak altlık sorununa katkıda bulunabilir.
Disbakteriyosis’in ortaya çıkışı, şartlara bağlı olarak değişir. Ancak genellikle sulu dışkı ve köpüklü sekal dışkısı ile karakterizedir. Etkilenen kanatlının otopsilerinde, gazlı ve sulu bağırsak içeriği ile birlikte bağırsak duvarının inceldiğini görülür. Disbakteriyosis çevresel stres, viral veya bakteriyel baskı, coccidiosis veya yem değişikliği sonuçu ortaya çıkabilir. Disbakteriyosis, antimikrobiyal ilaçlarla tedavi edilebilir; ancak bağırsak dengesizliğinden şüpheleniliyorsa organik asitler veya probiyotikler gibi alternatif tedavilerin kullanılması tercih edilir.
Disbakteriyosisin birincil nedeni tanımlanmazsa, tekrar ortaya çıkması muhtemeldir. Bu nedenle, bağırsak bozulmasının nedenini belirlemek ve düzeltmek zorunludur.
Su Kalitesi
Su kalitesi ve su sistemi yönetimi bağırsakların uzun vadeli sağlığı için önemlidir; Çiftlikte su kalitesinin izlenmemesi ve iyileştirilmemesi bağırsak sağlığı ve kanatlı performansı için kapı açar.
Su kalitesi ve su tesisatı yönetimi bağırsakların uzun süreli sağlığı için kritik öneme sahiptir. Çiftlikte su kalitesinin izlenmemesi ve iyileştir memesi, bağırsak sağlığı ve kanatlı performansı için zararlı olabilir. Su yönetimi stratejileri su kaynağına (örn. Şebeke suyu veya açık kaynak suyu), su sertliğine, su pH’ına ve sudaki mineral seviyelerine mikroorganizma yüküne bağlıdır
- Her sürüden sonra yeterli temizlik ve dezenfeksiyon:
a. Biyofilmi kurtulma (örn. Su hattında 2472 saat boyunca 2550 ppm Hidrojen peroksit sonra yıkayın).
b. Varsa dozajamayı çıkarın (zayıf asitle 5 pH’ı hedefleyin, örn., Sitrik asit 24 saat boyunca hatta bırakın, sonra yıkayın).
- Civciv gelmeden önce
a. Durağan suda çamaşır suyu solüsyonu kullanın.
b. Civcivler gelmeden önce yıkayın.
- Sürünün ömrü boyunca
a. Su sistemi sanitize edilmeli (örneğin, Klor [24 ppm] veya Klor dioksit [0.8 ppm]).
b. Organik asitlerle suyu asitleştirin (pH 5.57,).
c. Sürünün ömrü boyunca düzenli aralıklarla su hattı biyofilm giderimi (biyofilmler 6 hafta içinde oluşabilir).
d. Sanitasyonun etkinliğini kontrol etmek için su deposundan en uzaktaki suluktaki ORP’yi (oksijen azaltma potansiyeli) rutin olarak kontrol edin; > 650 mv olmalıdır).
Bağırsak yüzeyinin rengi, bağırsak duvarının sağlığı ve içeriğin yapısı, devam eden bağırsak sağlığının temel göstergeleridir ve sorunun nedeninin belirlenmesine yardımcı olabilir. Soldaki görüntü üstte sıra ile; duodenum, jejunum ve ileum ile sağlıklı bir bağırsak. Bağırsak yüzeyi pembedir ve bağırsak duvarı kendi üzerine katlanır ve iyi kas tonusunu işareti. İçerik geçişi, kıvamı ve rengi normal, iyi sindirimi demektir.
Sağdaki resimler, farklı hayvanların bağırsak sağlığının sorunlu olduğunu göstermektedir. Burada bağırsak yüzeyinin iltihaplandığı, bağırsak tonusunun zayıf olduğu ve içeriklerin mukus ve aşırı sulu olduğu görülmektedir. Bunların hepsi bağırsak sağlığının kötü ve sindirim bozukluğunun göstergeleridir.
Bağırsak Sağlığı için Katkılar
Bağırsak sağlığını desteklemek için pek çok ürün mevcuttur. Bu ürünler suya, yeme eklenebilir. Katkıların etki şekillerinde farklılık gösterir ve bu da doğru ürünü seçmeyi zorlaştırır. Bazı ürünler yararlı bakterilerdir veya onları uyarır, bazıları bağırsak dokularının gelişimini destekler, bazıları sindirime yardımcı olur ve diğerleri patojenleri inhibe eder. Sonuç olarak, hangi ürünün kullanılacağına karar verirken, bağırsak sağlığı sorununa neyin neden olduğunu araştırmak ve herhangi bir potansiyel ürünün karşılaşılan sorunu çözme yeteneğine sahip olup olmadığını saptamak önemlidir.
Bu ürünler genellikle “antibiyotiklere alternatifler” olarak adlandırılır. Antibiyotik kullanımının azaltılmasını hedefleyen programlarda başarıyla kullanılır. Bununla birlikte, kullanımlarının daha önleyici olduğunu kabul etmek önemlidir. Bu nedenle kullanımları alternatif bir strateji olarak düşünülmelidir. Stratejik yaklaşımın bir parçası olarak amaç, bağırsağın ihtiyaçlarına tavuk yaşamının önemli noktalarında çözüm sunan bir ürünü uygulamaktır.Bağırsağın üç baskın aşaması vardır; gelişme, değişme, bakım ve koruma (Şekil 5). Gelişme aşamasında amaç, dost bakteri kolonizasyonunu, doku ve bağışıklık gelişimini teşvik etmektir. Değişim aşaması, yem değişikliği, aşılama ve nakil gibi stres faktörlere yanıt olarak bağırsak ortamında dalgalanmaların olduğu dönemleri ifade eder. Bu olaylar bağırsak ortamında bir değişikliğe neden olabilir; emilim bozukluğu ve aşırı bakteriyel üreme riskini artırabilir. Bakım aşaması, bağırsağın gelişmeyi durdurduğu ve dengeye ulaştığı dönemi ifade eder. Ancak yine de yönetim veya patojen baskısı nedeniyle bozulma riski vardır. Bu nedenle bağırsak dokusunun takviyesi önemlidir.
Sonuç
İdeal bağırsak sağlığı dengesini korumak, gıda üreten herhangi bir hayvandan en iyi gelişimi ve FCR’yi elde etmek çok önemli. Birçok araştırmacı bağırsak florasını, bağırsak fonksiyonunu ve bağırsak bağışıklığını anlamaya çalışmaktadır. Bağırsakların oldukça karmaşık bir alan olarak kaldığı giderek daha açıktır. Kanatlı hayvan üretimi, yönetim biçimleri, iklim, hastalık sorunu ve yem hammaddelerindeki bölgesel farklılıklar, bağırsak sağlığının korunmasına daha fazla karmaşıklık getirmektedir. Ancak açık olan, iyi kanatlı yönetimi uygulamaları kanatlı sağlığı, refahı ve performansının sürdürülmesinin anahtarıdır.
(*) by Dr Richard A. Bailey
TREATMENTS AND PR