Kanatlı Sektörünün Yeni Derdi: Histomoniasis (Karabaş)

Kanatlı Sektörünün Yeni Derdi: Histomoniasis (Karabaş)

Histomoniasis veya karabaş, Infectious enterohepatitis karışık bir hastalıktır. Öncelikle kör bağırsak ve karaciğer lezyonlarıyla hindileri etkilese de, tavuklarda da önemli bir etkiye sahiptir.

Histomoniasis Hastalık Etkeni

Karabaş hastalığının nedeni kamçılı bir protozoan olan Histomonas meleagridis’tir. Hindi, tavuk, sülün, keklik, tavus kuşu, bobwhite (Amerikan) bıldırcınlarını etkileyen önemli bir kanatlı hastalığıdır. Karabaş adının kökeni belirsiz ve yanıltıcıdır; hasta hayvanda genellikle siyanotik bir baş görülmez. Hastalığa, kör bağırsakta yaşayan yuvarlak solucan, Heterakis gallinarum’un taşıdığı kamçılı elipsoid/ ovoid formda tek hücreli Trichomonadida takımından  anaerobik protozoan olan bir Histomonas meleagridis neden olur.

Histomonas meleagridis’in mikroskobik görünümleri

Dış koşullara çok duyarlı, vücut dışında ancak birkaç saat yaşar. Heterakis gallinae yumurtaları içinde dış ortamda 4 yıl canlı kalır. Bağırsak lümeni formu 13 flagellalı (kamçı), elipsoid / ovoid 316 mikron çapındadır. Doku formu flagellasız amoeboid 830 mikron çapındadır.

Karabaş hastalığında asıl suçlu Heterakis gallinarum veya embriyonlu yumurtalarının yenilmesidir

Karabaş Hastalığının Bulaşması

Histomoniasiste ana suçlu kör bağırsaktaki yetişkin yuvarlak solucanlar (Heterakis gallinarum) veya bunların embriyonlu yumurtalardır. Heterakis gallinarum, karabaş hastalığında ara konak olarak hizmet ettiği bilinen tek bağırsak solucandır. H. meleagridis H. meleagridis’in üreme kanalını aktif olarak istila eder ve ardından yumurtasını enfekte eder.

H. meleagridis’in yaşam döngüsü karmaşıktır:

Hindilerde bulaşma:

Doğal konak

H. gallinarium yumurtaları çevresel koşullara son derece dayanıklıdır ve 24 yıl boyunca bulaştırıcı kalabilir. Sağlıklı kanatlılar, protozoan ile bulaşık yuvarlak solucanları, bulaşık altlık veya dışkıyı yediklerinde enfekte olurlar. Bir sürü içinde doğrudan hayvandan hayvana bulaşma da meydana gelebilir. Tavuklar, keklikler ve sülünlerin bağırsaklarında yaygın olarak yuvarlak kurt bulunduğundan, genellikle diğer kuşlar için protozoal enfeksiyonun kaynağıdırlar.

Enfekte kör bağırsak solucan yumurtasının kimi potansiyel hastalık taşıyıcısından biri tarafından bulaştırması da bir risktir. Bunlara solucanlar (yumurtaları yiyebilen) veya yapışkan yumurtaları vücutlarında taşıyabilen sinekler veya kemirgenler gibi mekanik hastalık taşıyıcıları dâhildir. Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR), Alphitobius diaperinusun H. meleagridis DNA’sını içerebileceğini göstermiştir. Potansiyel bir vektör oldukları saptanmıştır. İnsan ve ekipman mekanik taşıyıcıdırlar. Sel suyu artan solucan aktivitesini tetikleyebilir.

Sekal solucan yumurtaları çevresel koşullara son derece dayanıklıdır ve 24 yıl boyunca bulaştırıcı kalabilir. Islanmış, kalıplaşmış altlığın değiştirilmesi veya temizleme sırasında solucan yumurtalarının ortaya çıkması ile histomoniasis salgınları arasında bir bağlantı olduğuna dair bazı kanıtlar söz konusudur.

Vektörlerin yanı sıra, H. meleagridis’in kloakal sıvıyı içmesi yoluyla doğrudan bulaşması yalnızca hindilerde kanıtlanmıştır. Hastalığın hindilerde tavuklara göre daha hızlı yayılmasının nedeni bu olabilir. H. meleagridis’in deneysel olarak oral verilmesi (protozoanın kendisinin doğrudan uygulanması), parazitlerin kursak ve taşlığın asidik ortamı nedeniyle enfekte etmede çok az başarıya sahiptir.

Ancak H. meleagridis hindilerde intrakloakal yoluyla verildiğinde hastalık oluşur. Konak veya ara konak haricinde dış ortamda, H. meleagridis canlı kalma süresi kısadır. Suda ve dışkı da sadece 9 saate kadar yaşayabilir.

Histomoniasis hastalığının bulaşması ve süreçleri

Histomoniasis Hastalığının Klinik Belirtileri

Tavuklardaki klinik belirtiler hindilerdeki kadar net değildir ve hatta fark edilmeyebilir. Ancak yüksek ölüme neden olabilir. Sekal akıntılarda (dışkılarda) kan, gelişme geriliği, homojen olmayan sürü ve yumurta üretimindeki düşüşler gibi hastalığın bazı belirtileri, diğer hastalık sorunlarıyla karıştırılabilir.

Gençlerde hastalık akut seyreder ve belirtilerin ortaya çıkmasından birkaç gün sonra ölürler başlar. Yaşlı hayvanlarda hastalık kronik olabili,  ve ölmeden önce zayıflayabilirler.   

Son zamanlarda, histomoniasis, damızlık ve yumurtacı sürülerde bir sorun olduğu rapor edilmiştir. Geçmişte tavukların esas olarak H. meleag ridis asemptomatik taşıyıcılar olduğuna inanılırken, günümüzde artan mortalite ve yumurta üretiminde düşüşle birlikte tavuklarda daha ciddi salgınlar görülmektedir.

Organik sürüler ve geleneksel çiftlikler etkilenebilir ve klinik belirtiler hızla artan mortalite ile akut formda birkaç hafta boyunca devam eden yüksek mortaliteye kadar değişiklik görülebilir. Tipik sekum birikintisi (tıkaç) ve karaciğerdeki nekrotik lezyonlar, saptanan baskın bulgulardır. Çoğu durumda, tavuklar klinik belirtilerden kurtulur, ancak taşıyıcı kalırken hindiler enfeksiyona yenik düşer. Tavuklarda diğer hastalıklarla birlikte enfeksiyon mortaliteyi artırabilir.

Saha gözlemleri, başta E. tenella olmak üzere coccidiosis ile bir koenfeksiyonun klinik belirtileri şiddetlendirecektir.

Otopsi Bulguları

Karabaştan şüpheleniliyorsa, yeni ölmüş ve hasta hayvanlar örnekleri inceleme için bir teşhis laboratuvarına götürülmelidir. Başlangıçta kör bağırsak kalınlaşmış şişkindir. Daha ileri vakalarda, kör bağırsakta pıhtılaşmış kan ve ölü dokular sert bir tıkaç oluşturur. Karaciğer lezyonları oldukça değişkendir. Ancak tipik olarak çapı 1 cm’ye kadar dairesel odaklar kendini gösterir. Sekal birikimler gelişmesine rağmen tavuklarda karaciğer lezyonları her zaman görülmez.

Tavuklarda karaciğer lezyonları görülmez veya daha az şiddetlidir. Ancak bakteriyel bir enfeksiyon tabloyu ağırlaştırabilir. Histomoniasisin birincil lezyonları, parazitin submukoza ve muskularis mukozaya göç ettiği sekumdadır (kör bağırsak). Bu, iltihaplanmaya ve sarımsı yeşil bir mükoz eksüdat veya daha sonraki aşamalarda kuru, birikinti (tıkaç) gelişmesine yol açar. Nadiren sekumu yırtması sonucu peritonite ve diğer organların etkilenmesine yol açar. Sekumda ki belirtiler, H.meleagridisin isilasından 34 gün sonra belirginleşir. 

Histomonaslar, vasküler sistem veya periton boşluğu yoluyla karaciğere ulaşabilirler. Karaciğer lezyonlarının görünümü oldukça değişkendir; hindilerde enfeksiyondan 68 gün sonra ortaya çıkar ve 4 cm çapa kadar olabilir ve tüm organda görülebilir. Bazı durumlarda karaciğer yeşil veya ten rengi görünür. Lezyonlara ayrıca böbrekler, bursa Fabricius, dalak ve pankreas gibi diğer organlarda da rastlanabilir.

Primer lezyonlar sekum ve karaciğerde görülür. Sekum iltihaplanma ile kalınlaşır ve lümen peynirimsi veya kaslı bir tıkaçla şişmiştir. Karaciğerdeki lezyonlar nekroz ve kronik enflamasyondur ve klasik lezyonlar koyu kırmızı merkezli ve soluk dış halkalıdır.

Makroskopik düzeyde (otopsi yoluyla), salmonellosis ve coccidiosis gibi enfeksiyonlar arasında bir ayrım yapılmalıdır. Çünkü bu enfeksiyonların oluşturduğu lezyonlar Histomoniasis lezyonları ile kolaylıkla karıştırılabilir. Her üç vakada da sekumda birikim oluşabilir.

Bununla birlikte, karaciğer lezyonları ile birlikte sekum lezyonları, karabaş enfeksiyonunu için patagonomiktir. Mikroskobik düzeyde protozoa, etkilenen sekum ve karaciğerlerde kolaylıkla bulunabilir. Bu, en azından bir salgındaki ilk vaka için, histomadların varlığını doğrulamak için doku örnekleri alınarak histopatoloji ile doğrulanabilir.

Histomoniasis karaciğer ve sekum lezyonları hastalık için tipiktir

Histomoniasis Hastalığının Teşhisi

Hastalığın erkan teşhisi hayati önemdedir. Hasta hindiler hastalığı yayar ve mümkün olduğunca çabuk itlaf edilmeleri veya izole edilmeleri gerekir. Yeni ölüler ve hastalar incelenmelidir.                                                                                              

Teşhis, sekumun patognomonik ülserasyonuna ve karaciğerdeki nekrotik lezyonlara dayanır. 

Koruma ve Kontrol Esastır

Hastalıkla savaşmak için kullanılan birçok ilacın yasaklanması altlığın yeniden kullanılması ve stok yoğunluğunun artması gibi hayvancılıktaki değişikliklerle birlikte, Kuzey Amerika ve Avrupa dâhil olmak üzere birçok ülkede karabaş hastalığı yeniden ortaya çıktı. Hastalığın kontrolünün odak noktası, temizlik ve dezenfeksiyon ile önlemenin yanı sıra ara konakçı ve taşıyıcıları kontrol etmek ve hastalığın nasıl yönetileceğini ve ortadan kaldırılacağını daha iyi anlamak için yeni teşhis yöntemlerinin kullanılmasıdır.

Sürüde felaketi önlemek için erken teşhis önemlidir. Histomoniasis tedavisinde mevcut lisanslı kemoterapötik ürünler mevcut değildir, bu nedenle kontrol tedbirleri önlemeye odaklanmıştır. Salgın sırasında, hayvanların kontamine bir tesisten temiz bir alana çıkarılması yararlı olabilir veya kontamine kümes altlığının takviye edilerek kalın bir şekilde kaplanması hastalığın yayılmasını yavaşlatabilir. H. meleagridis’in birincil rezervuarı sekal solucan yumurtası olduğundan, terapötik kontrolüleri gerekir.

Bu hastalık ancak hasta sürünün karantinaya alınmasıyla yayılmasına mani olunabilir. Sürünün antelmintiklerle solucanlarla mücadele, protozoonları taşıyan sekum nematodlarına maruz kalmayı minimize edebilir. Hemen karantina dahil olmak üzere iyi bir çiftlik ve ve altlık yönetimi hastaları ayıklama ve sanitasyon, parazitik kontaminasyonun yayılmasını kontrol etmek için temel stratejidir

Histomoniasis tedavisinde kullanılan ilaçların yasaklanması nedeniyle koruma ve kontrol anahtardır. Tutarlı ve etkili kemirgen ve böcek mücadelesi yanı sıra, kümesler arasında ve içinde mükemmel bir biyogüvenlik programı özel giysi ve ayakkabı kullanımı dahil olmak üzere çok önemlidir.

Giderek artan düzenleyici kısıtlamalar nedeniyle, Avrupa pazarında on yıllardır gıda üreten hayvanlar için histomoniasise karşı hiçbir ilaç ruhsatlandırılmamıştır. Yakın tarihte bir istisna; İtalya’da hindi histomoniasisin erken döneminde kullanılmak amacıyla aminoglycoside’ler grubundan Paromomycin ruhsatlanmıştır.

Bilindiği üzere Paromomycin gastrointestinal sistemden zayıf emilen bir antibakteriyeldir. Ürünün antibakteriyel aktivesi yanı sıra, belirli parazitlere karşı da bir etkinlik gösterir. Enfeksiyonun erken evresinde uygulanması; parazitin bu dönemde sekumda bulunmasındandır. Hastalığın ileri aşamasında parazit karaciğere yerleşeceğinden ilacın buraya ulaşması zor olmasındandır. Üretici firma, histomoniasise bağlı lezyonların ve ölümlerin azaltılmasında etkin olduğunu iddia etmektedir.

Temel bilgilerin yanı sıra, özellikle bir salgından sonra, sürüler arasında altlık tamamen ve etkili bir şekilde değiştirilmelidir. Uygun bir temizlik ve dezenfeksiyon protokolünün kullanılmasına titizlikle ve tavizsiz devam edilmelidir. Birincil hastalık taşıyıcılarını/ara konakçıların kontrolü, hastalığın önlenme stratejisindeki temel adımlardan biridir.

Veteriner hekim tavsiyesini takiben tutarlı, erken ve planlı mücadele, sekum ve toprak solucanlarıyla yumurtalarının taşıdıkları Histomonadlara maruz kalmanın azaltılmasına yardımcı olacaktır. En etkili çözüm, 35 gün tedavi etmek olabilir. Ayrıca her 34 sürüde ilaç etkisiz göründüğünde ürün rotasyonu gerekebilir. Solucandan kurtulma programları, tedavilerin sıklığını belirlerken parazit prepatent dönemini (2436 gün) hesaba katmalıdır.

Sağlıklı tavuklar ve av kuşları sıklıkla sekal solucan vektörü olduklarında hindiler ve diğer galliformlar arasında herhangi bir temastan kaçınılmalı ve solucan popülasyonunun azaltılmasına özen gösterilmelidir. Kontamine topraktan gelen solucan yumurtaları, işçiler tarafından içeri taşınarak enfeksiyona neden olabilir. Sinekler gibi eklembacaklılar da mekanik vektörler olarak hizmet edebilir. Çünkü H. gallinarum yumurtası aylarca veya yıllarca toprakta yaşayabilmektedir.

Hindiler tavuklarca kontamine yere konmamalıdır. Enfeksiyon, bir hindi sürüsüne bulaştıktan sonra doğrudan temas yoluyla bir vektör olmadan hızla yayılır. Bariyerler kullanarak bir tesisi alt birimlere bölmek, belirli birimlerde hastalar olabilir. Doğrudan çevreye yayılan histomonaslar hızla ölür. Böylece, H. gallinarum’un kontamine bir hindi kümesinde yaşam döngüsünü tamamlayamazsa, dekontaminasyon gerekli olmayabilir.

H. meleagridis’in zayıflatılmış klonal bir suşuna dayanan histomonas aşısının deneysel denemelerde oldukça etkili olduğu iddia edilmektedir. Üretimi standart hale getirmek ve aşının sahada uygulanmasını optimize etmek için daha fazla çabaya ihtiyaç vardır. Hâsılı aşılama denemeleri histomoniasis kontrolünde yalnızca kısmen başarılı olmuştur. Raporlar, etkinliği konusunda farklılık göstermektedir. Hindilerin canlı, zayıflatılmış aşının Histomonas’a karşı bağışıklık tepkisinin gelişmesi ancak 4 haftayı bulmaktadır.

Deneysel enfeksiyondan 5 hafta önce 18 haftalık yarkaların aşılanmasının yumurta üretimindeki düşüşü önlediği gösterilmiştir. Çoğu işletme canlı kültürler kullanılarak hayvanların bu hastalığa karşı aşılanmasının pratik olmadığı sonucuna varmıştır. İnaktif (ölü) organizmalar, SC veya IP verildiğinde bir miktar bağışıklığı uyarır, ancak koruma sağlamaz. Şu anda ticari olarak mevcut bir aşı bulunmamaktadır.

Son araştırmalar, hayvan konforunu artıran ve stresi azaltan koşullar sağlamanın, histomoniasis’in varlığında bile hayvanlarda klinik hastalık görülmesini azaltabildiğini saptanmıştır.

Histomoniasis tedaviside kullanılmak üzere şu anda hiçbir ilaç onaylanmamıştır. Tarihsel olarak, ronidazol, ipronidazol ve dimetridazol gibi nitroimidazoller önleme ve tedavi için kullanılmış ve oldukça etkili olmuştur. Bu ürünlerden bazıları veteriner reçetesiyle gıda üretimi olmayan kuşlarda kullanılabilir. Benzimidazol antelmintikleri ile tavukların laboratuvar tetkiklerini takiben düzenli uygulanması, enfeksiyonu taşıyan H. gallinarum solucanlarına maruz kalmanın azaltılmasına yardımcı olacaktır.

Kontamine çiftliklerde iyi bir biyogüvenlik ve altlık yönetimi, hastalığın yayılmasını durdurmaya çalışmak için çok önemlidir. Kümese yeni altlık sermek, kümesi bölmelere ayırmak, ölü ve hastaları vakit geçirmeden uzaklaştırmak ve çiftlikte artan biyogüvenlik seviyesi parazitin yayılmasını azalmasına katkıda bulunacaktır.

Tavuklar sekum solucanlarının bilinen bir rezervuarı olduğundan ve tavuklarda histomoniasis genellikle daha az şiddetli veya subklinik seyrettiğinden hindilerin tavuklardan ayrı olarak yetiştirilmesi şiddetle tavsiye edilir.

Histomonas salgınlarının meydana geldiği sürülerde düzenli olarak solucan mücadelesi yapılmalıdır. Heterakis için daha iyi konakçı olduklarından ve genellikle daha uzun süre yaşadıklarından, bu durum özellikle damızlık ve yumurtacılar için önemlidir. Dolasıyla enfeksiyon baskısının oluşması minimize edilmiş olur. Bu nedenle, histomoniasis salgınlarının yönetiminde solucanların yok edilmesi önemli bir strateji olarak düşünülmelidir.

İyi yönetim, biyogüvenlik ve sanitasyon ve hayvanların tel veya beton zeminlerde barındırmak ya da yerde barındırılanlar için altlığı kalınlaştırmak  enfeksiyon riskini azaltabilir.

Göz Ardı Edilmemesi Gerekenler

Karabaş vektörünü ve yardımcı faktörlerini azaltmak

Sekal solucanlar ve solucanların yanı sıra, diğer organizmalar mekanik hastalık taşıyıcıları olarak hizmet edebilir.

Coccidiosis

Coccidiosisz kontrol altında edilmediğinde karabaşın karaciğere yayılma olasılığı daha yüksektir.

Bağırsak sağlığı

Tedavide kullanılan etkili ajanların yasaklanmasıyla, karabaş hastalığı sorunlarını minimize etmek için alternatif bağırsak sağlığı ürünlerinin geliştirilmesine ve kullanımına artan bir ilgi bulunmaktadır.

E. coli’nin kontrolü

Her ne kadar H. meleagridis histomoniasis etkeni olarak kabul edilse de, parazitin bakteriyel etken yokluğunda klinik hastalığa neden olmadığı bilinmektedir. Örneğin E. coli ortamda bulunmadığında histomoniasisin şiddetini azalttığı aksine salgını durumunda tetiklediği saptanmıştır.

Özetle

Exit mobile version