Bor Noksanlığı ve Zehirlenmesi

Bor Noksanlığı ve Zehirlenmesi

Bor (B) şekilsiz, koyu kahverengi metal olmayan bir elementtir. Ülkemiz dünya bor maden rezervinin % 60’ına sahiptir. Boraks (Borax) olarak adlandırılan (Na2B4O7. 10 H20) doğal bileşikten elde edilir. Çok düşük bir oranda (% 0.003) çeliğin sertliğini ve mekanik özelliğini artırmakta kullanılır. Nötronları çok iyi bir şekilde absorblamasından bor çelikleri Nükleer (Atomic) güç santrallarında çevreyi radyosyandan korumak (shielding) amacı ile kullanılır. Cam, enamel, sabun, kağıt sanayinde, tahta ve yiyecek üretiminde koruyucu olarak kullanılır.

Metabolizması

Gıda maddelerindeki bor, sodyum borat veya borik asit sindirim sisteminden çok hızlı bir şekilde absorblanır ve başlıca idrar yolu ile atılır. İdrarla atılım oranı sindirim sisteminden absorblanan miktarla orantılıdır. Ette 0.16, balıkta 0.36, süt ürünlerinde 1.1 ug/g (KM) kadar bor bulunur.

Borun temel işlevi paratiroit hormon aktivitesini düzenlemektir. Bu yüzden kalsiyum, fosfor, magnezyum ve D vitamini metabolizmasını dolaylı olarak etkilemektedir. Kadınlarda menopoz sonrası kalsiyum kaybını ve kemiklerde demineralizasyonunu önlemek için paratiroid hormon boşalmasına gereksinim vardır.

Borun, yaklaşık 70 – 80 yıl öncesinden beri bitkiler için temel bir element olduğu bilinmektedir. Danelerde 0.92, sebzelerde 13.0, diğer bitkisel ürünlerde 2.6 ug/g (KM) kadar bulunur. Baklagillerde bor diğer türlerden daha yüksektir. Bor noksanlığının genellikle açık renkli, kumlu ve organik madde içeren nemli ve milli topraklarda yetişen bitkilerde geliştiği bildirilmektedir. Bazı durumlarda kireçleme bitkinin toprak borundan yatarlanmasını azaltmakta fakat bu azalmanın muhtemelen bitkinin özel kalsiyum/bor oranı ilişkisinden ileri geldiği üzerinde durulmaktadır. Bitkinin normal gelişmesi için bor kalsiyum gibi bitkinin büyüyen noktalarına devamlı erişmelidir. Aksi halde büyüyen köklerin uçları ve uç dallar ölür (kutur), depo dokular mantarlaşır. Şeker ve nişasta hücre ve dokular arasında nakledilecek yerde, birikim yaparlar. Bitkiler bor noksanlığına olduğu gibi toprakta yüksek bor bulunmasına karşı da hassastırlar. Şeker pancarı ve yonca bor noksanlığına en hassas bitki türleridir.

Bor Noksanlığı ve Zehirliliği

Hayvanlar için bora gereksinim olduğuna dair pek bilgi yoktur. Sıçanlarda bor noksanlığı şekillendirilememiştir. Fakat saplemental borun sıçanların yaşam sürelerini arttırdığı ve vücut yağ dokusunda etkili olduğu izlenimi edinilmiştir. Civcivlerde yetersiz D vitamini durumunda, bor noksanlığı gelişmenin yavaşlamasına ve plazma Alkalin fosfataz enzim aktivitesinin yükselmesine neden olmaktadır. Borun D vitamini metabolizması ile birlikte kalsiyum ve fosfor metabolizması ile etkileşim gösterdiği ileri sürülmektedir. Bor civcivlerde magnezyum noksanlığında şekillenen bozukluğun düzeltilmesinde etkili olmaktadır. Fakat yazarlar, yukarda belirtilen hususların daha geniş araştırmalarla desteklenmesine ihtiyaç olduğu kanısındadırlar. Gerek hayvanlarda gerekse insanlarda romatizmal eklem iltihabında (rheumatoid artritis) bor seviyesinin düştüğü ve borun bu hastalıktan korunma ve tedavisinde rolü olduğu ileri sürülmektedir.

Diyette yüksek bor B, vitamini için zıt etki yapmakta ve bu vitaminin seviyesinin düşmesine yol açmaktadır. Yumurtadan yeni çıkmış civcivlere borik asit verilmesi halinde parmakların felç olmasına ve içe bükülmesine (curled toe paralysis) sebep olduğu saptanmıştır. Bu hastalığın civcivlerde riboflavin noksanlığında ortaya çıktığı bilinmektedir.

Bor, ağız yolu ile verildiğinde zehirliliği düşük bir elementtir. Sığırlar için en yüksek katlanılabilirlik seviyesi diyette 150 ug/g (KM) olarak öngörülmekte ise de 100 ug/g yoğunluğu geçtikten sonra toksik bulguların ortaya çıkabileceği ileri sürülmektedir. Fakat genel kanı içme sularında daha düşük seviyede bulunmasıdır. Sığırların içme sularında 150-300 mg/L bor bacaklarda, küçük tırnaklarda (toynak) ödem ve yangıya, yem tüketimi, hematokrit ve hemoglobin seviyesinin düşmesine yol açmıştır. İdrarla fosfor atılımı artmaktadır.

Normal deriye doğrudan uygulanan borik asit herhangi bir zehirlenmeye yol açmazken, yaralanmış deriye uygulandığında zehirlenme ve ölüme yol açmaktadır. Boran bileşikleri H13 B5 H11 B6 H12 v.b.) borik asit (H3 BO3) ve diğer eriyebilir boratlardan daha zehirlidir. Birleşik Devletler’ de insan içme sularında bulunması gereken en yüksek seviye 1 ppm, hayvan içme sularında ise 5 ppm olarak belirlenmiştir.

Kaynakça

Kaynakları görüntülemek için tıklayınız...
Çiftlik Hayvanlarının Beslenme Hastalıkları (Nutritional Diseases), Doç. Dr. Ş. Kaya Göksoy, TDV Yayın Matbaacılık, Ankara 2003, 241-242.
Exit mobile version