Biyolojik silah geçmişi ile bizi tehdit eden Şarbon, hayvanların ve bu enfekte hayvanların etini tüketen insanların ölümüne neden olan hastalık olan şarbon zaman zaman ülkemizde ne yazık ki ölüm haberi ile medyaya yansımaktadır. Ülkemizde en sık görülen tarımsal kaynaklı şarbondur. Özellikle hayvancılığın yaygın olduğu bölgelerde, hasta hayvanların kesilmesi, derisinin yüzülmesi ve kontamine etlerin işlenmesi sırasında doğrudan temas sonucu cilt şarbonu, enfekte etlerin yeterince pişirilmeden tüketime sunulması sonucu gastrointestinal şarbon ve ender olarak da sporların solunum yolu ile alınması sonucunda akciğer şarbonu şeklinde görülebilir. Araların da en tehlikesi akciğer şarbonudur.
Kuduz hastalığında ki gibi sıcak kanlı hayvanlar bu hastalığa duyarlı olmakla beraber en duyarlıları sığır ve koyunlardır. İnsanlara geçişi de genelde bu enfekte gıdaların insan tüketimine sunulması ile olur ve ne yazık ki ısıl işlemlere oldukça dayanıklıdır. Etkenin 2 formu vardır: spor ve vejetatif form. Her zaman ki gibi spor formu vejetatif forma göre daha dayanıklıdır . Doğada ki formu spor formudur ve uzun süre dış ortamda dayanıklı kalır. Bu yüzden belli bölgede aralıklarla baş göstermektedir. Bu alanlara halk şeytan tarlası olarak da ifade eder. En önemli zoonoz hastalıklardan olan şarbon meslek hastalıklarımız arasında da yer almaktadır ve ihbarı mecburidir. Bu yüzden belirti göstermeden ölen hayvanlarda bu hastalık unutulmamalı gerekli önlemler eşliğinde muayene edilmeli. Burada en önemli ip ucu doğal deliklerden kan gelmesidir.
Eğer hayvan sahibi size hayvanda herhangi bir belirti göstermeden öldüğünü söyler ve doğal deliklerden kan geldiğini görürseniz ortamdan herkesi uzaklaştırın burada göreviniz öncelikle halk sağlığını korumaktır ve derhal kadavrayı imha edin. Diğer belirtilere bakılacak olursa ateş, dispnea, mukozalarda peteşi – hiperemi, vücudun ventral kısımların da ödem, hematüri gibi belirtiler dikkatimizi çekmektedir. Hasta hayvan ölmeden kısa süre önce etkenleri süt, dışkı, idrarı ile saçtığından çevre kontamine olur bu yüzden çevre dezenfekte edilmelidir. Acil karantina işlemleri başlatılmalı. Hastalık belirtisi göstermeyen hayvanlar da acil aşılanmalı. Kontaminasyon riski olan her türlü malzemeler de ya imha edilmeli ya da uygun şekilde dezenfekte edilmelidir. Hayvanların tüketimine sunulacak otlar da yakılmalı. Şarbondan dolayı ölen hayvanlar Clostridium etkenlerinde olduğu gibi hayvan açık arazide kalırsa etkenler kuşlar, sel, yağmur gibi durumlarda geniş bir alana yayılabilir. Diğer bir yayılma ihtimali de maalesef nekropsi ile kadavraların açılmasıdır.Bu yüzden tanı amaçlı nekropsi yapılmamalıdır. Eğer nekropsi sırasında hastalık fark edilirse derhal nekropsi durdurulmalı ve 2 metre derinlikte ki çukurlara sönmemiş kireçlerle kapatılmalı veya yakılmalıdır.
Bizi Tehdit Eden Şarbon da Tedavi
Tedaviye gelirsek aslında pek mümkün değil ancak yine de bakteriyel bir hastalık olduğundan antibiyotik verilir. Hastalığın başında yakalanırsa gram + bakterilere etkili olan Penisilin tercih edilir ve yüksek dozda verilir. Penisilini aminoglikozitlerle kombinasyon yapılabilir.
Verilebilecek diğer antibiyotikler: oksitetrasiklin, amoksilin, gentamisin. Antiserum kullanımı yararlı olacaktır.
Şüpheli durumda duyarlı hiç bir hayvan giriş çıkışına izin verilmez . Yetkili veteriner hekim tarafından alınan numunelerde etken tespit edilirse hastalık çıkış kararı alınıp bölge karantinaya alınır
Özetle hastalığın bulaşmasını önlemek için hasta hayvanların kesilmemesi ve etinin yenmemesi, çevreyi yeniden infekte etmemesi için karkasın kurallara uygun şekilde gömülmesi ve hastalığın hayvanlardaki kontrolü için duyarlı hayvanların aşılanması gereklidir.