Bilimsel bilginin doğası, öncelikle Bilim; “geçerliliği kabul edilmiş sistemli bilgiler bütünü” şeklinde tanımlanabilir. Bilimin temeli sorgulama ve meraktan geçer. Bilimin doğası; bilimsel bilginin ve bilim insanlarının ne gibi niteliklerinin olduğunu, bilimsel araştırmaları, toplumun bilime, bilimin topluma ne şekilde tesir ettiği gibi konuları barındırmaktadır. Bilimin geçmişten şimdiki zamana kaydettiği tarihi süreç zarfında, bilimle ilgili görüşlerde önemli farklılıklar meydana gelmiştir.
Bilimsel okuryazarlık ve bilimin doğası kavramları gerek literatür gerekse günlük yaşamda son yıllarda oldukça sıklıkla kullanılmaktadır. Richard Davkins ‘e göre canlıların merkezinde yatan şey bilgi, sözcükler ve talimatlardır. Aristoteles ‘in “doğal olarak bütün insanlar bilmek isterler” yaklaşımı da bilginin yaşamsal önemini ortaya koyar. Bilimsel bilginin devamlı değişim gösterdiği küreselleşen dünyada bilgiye ulaşmak kolaylaşırken elde edilme süreci önem kazanmıştır. Farklı dallarda meydana gelen bu gelişmeler bugüne kadar yapılmış çalışmaları olduğu kadar günlük yaşamı da önemli ölçüde etkilemektedir. Bilim dünyasında meydana gelen bu değişiklikler toplumları doğal olarak da bireyleri doğrudan etkilemektedir.
Bilimsel Bilginin Özellikleri
- Değişebilme ve kendini yenileme özelliğine sahiptir
- Deneyseldir
- Gözlem ve çıkarım arasında fark vardır
- Merak ve sorgulama gerektirir
- Toplum ve kültür için üretilir.
- Akıl ve mantık ilkelerini kullanır
Bilimsel bilginin süreçlerine baktığımız zaman;
Herhangi bir olayın neden ve nasıl olduğunu mevcut bilgilerimizle açıklayamıyorsak bu olay bizim için bir problemdir. Tespit edilen problem tanımlandıktan sonra gözlem aşamasına geçilir.
Gözlem: Nitel Gözlem ve Nicel Gözlem olarak iki kısım da incelenir.
Nitel Gözlem: Beş duyumuzu kullanarak yaptığımız gözlemlerdir. Örneğin “çaydanlıktaki su sıcaktır”. Buradaki gözlem nitel bir gözlemdir. Bunu, suya dokunarak veya sudan çıkan buharı gözlemleyerek karar veririz.
Nicel Gözlem: Ölçü aletleri kullanılarak yapılan gözlemlerdir. Örneğin “çaydanlıktaki su 80ºC dir”. Buradaki gözlem nicel bir gözlemdir. Burada termometre aleti kullanılarak bir gözlem yapılmıştır. Yapılan gözlemler neticesinde problemle alakalı veriler ışığın da tahminler yapılarak ortaya bir Hipotez atılır.
Hipotez: En basit haliyle bir iddiadır. Bilim de ise tanımı yapılmış bir soruna karşı sunulan geçici bir çözümdür. Hipotezin iyi bir araştırmaya katkısı büyüktür. Araştırmalarda tarafsızlığı sağladığı gibi veri toplama sürecini de sistemleştirir.
İyi bir hipotez de şu özellikler olmalıdır.
- Verileri test edilebilmeli
- Açık, net ve güçlü bir şekilde ifade edilmeli
- Çözüm odaklı olmalı
- Neden sonuç ilişkisini iyi yansıtmalı
- Deney ve gözlemlere açık olmalı
Bilimsel bir hipotez esasen doğru veya yanlış olarak ispatlanmaz; bunun yerine eldeki verilerle tutarsız olduğuna karar verilirse reddedilir veya değiştirilir; reddedilmezse “geçici olarak doğru” kabul edilir. Kontrollü şartlar altında ortaya konulan hipotezi test etmek için deney sonucunu etkileyecek şartlardan birini değiştirip diğerlerinin sabit tutulması ile kontrollü deneyler yapılır. Kontrollü deneylerde Deney Grubu ve Kontrol grubu bulunur. Kontrol grubu deney grubunda yapılan değişikliklerin etkilerinin karşılaştırılması amacı ile kullanılır.
Yapılan gözlem ve deneyler tahminleri doğrularsa hipotez kuvvetlenir ve kesinlik kazanır tersi bir durumda ise hipotez çürütülmüş olur ve o hipotez terk edilir. Elde ki veriler ve gözlemler tekrar gözden geçirilerek yeni bir hipotez kurulur.
Kontrollü deneyler ile ispatlanmış bilimsel doğrulara Teori adı verilir. Teoriler zamanla çürütülebilir. Teoriler çürütülmez ve zamanla evrensel bir geçerlilik kazanır ve o alandaki bütün bilim adamları tarafından kabul edilirse Kanun haline gelir.