Atmayın, bu yazımda çiftliklerde etrafa, çevreye atılmaması gerekenleri hayvancılıkla uğraşan çiftçi dostlarımıza hatırlatmak istiyorum.
Büyükbaş ve küçükbaş çiftliklerinde, ne yazık ki, bazen düşük (yavru atma, abortus) sorunları oluyor. Böyle durumlarda yavru kesinlikle yok edilmemeli, bir yere atılmamalı, derhal laboratuvara tahlil için gönderilmelidir. Atık yavru tahlile gönderilmezse doğru teşhis konulamaz. Tahminlerle yapılan tedavi girişimleri sonuçsuz kalır. Lüzumsuz masraf yapılmış olur. Hastalık giderek yayılır. Sorun daha da şiddetli bir hal alır.
Diğer yandan yavru atmaya yol açan hastalıklar içerisinde “zoonotik” olanlar yani insanlara bulaşma potansiyeli olanlar vardır.
Laboratuvara gönderilen atık yavru dışındaki her türlü kirlenmiş altlık, sonlar (eşler) yakılmalı veya 1,5 metrelik bir çukura, üzerine katran ya da sönmemiş kireç dökülerek, gömülmelidir.
Koyunların delibaş hastalığı halen ülkemizde gayet yaygındır. Ölü veya kesilen koyun ya da kuzuların başları, beyinleri köpekler tarafından yenildiği sürece bu hastalıktan kurtulamayacağız. Delibaş hastalığı tıbbi adıyla coenurosis koyunlarda beyine yerleşen bir parazit larvasının yaptığı hasar sonucunda oluşmaktadır. Bu larvaya Coenurus cerebralis adı verilir. Eğer bu larvalar köpek tarafından yenilirse köpekte tenya (şerit) haline geçer. Taenia mullticeps adıyla bilinen şerit köpeklerin bağırsaklarında yaşar. Köpekler şerit yumurtalarını dışkıyla etrafa saçar. Bu yumurtaların bulaştığı otları yiyen koyunlarda, kuzularda, oğlak ve keçilerde delibaş hastalığı ortaya çıkar.
Demek ki; köpeklerin küçükbaş geviş getiren hayvanların hastalıklı beyinlerini yemeleri kesinlikle engellenmelidir.
Köpeklere tenya (şerit) mücadelesi yapmak delibaş hastalığıyla mücadelede tek başına yarar sağlamaz. Çünkü komşu sürülerin köpekleri, başıboş köpekler ve yaban hayatındaki kurt, tilki, çakal gibi et yiyiciler de tenyayı taşıyabilirler. Atık baş ya da beyinleri bunların yemesini önlemek için kesinlikle hastalıklı organlar yakılmalı ya da gömülmelidir. Hastalıklı organların etrafa atılması halinde siklus (döngü) devam edecek ve “delibaş” derdinden kurtulamayacağız.
Küçükbaş geviş getirenlerin mezbaha dışı kesimlerinde karaciğerlerde bir sorun görülürse karaciğerler kesinlikle yakılarak veya gömülerek imha edilmelidir. Sisticerk (Cysticercus tenuicolis), Ekinokok (Echinococcus granulosus) hastalıklı organların köpekler tarafından yenmesiyle bulaşıyor ve yayılıyor. İşin kötüsü bunlar zoonotik. Örneğin; Kist hidatik (Cyst hydatid) olarak bilinen ve insanlarda karaciğer kistlerine sebep olan hastalığın etkeni atık karaciğerleri köpeklerin yemesi sonucunda çevreye yayılıyor.
Böyle çift konakçılı paraziter hastalıklar konusunda yeterli bilgiye ve bilince sahip olmak, koyun, kuzu, keçi, oğlakların hastalıklı iç organlarını çevreye atmayın.
Kesimler mezbahada yapılsa zaten sorun görülen iç organlar veteriner hekim tarafından ayrılarak imha edilirler. Fakat küçük baş geviş getirenlerde mezbaha dışı kesimlerin, özellikle hasta hayvanların kesimlerinin, olduğunu biliyoruz.
Hayvancılık yapılan çiftliklerde eskimiş araba veya traktör lastiklerinin çevreye atılmaması gerekir. Şişe kırıkları, plastik kovalar, leğenler ve lastikler çevreye atıldıklarında içlerinde biriken sular tam bir sinek yatağı haline gelmektedir. Durgun sulara sinekler larva bırakırlar ve bu larvalar sonradan uçkun sinek haline gelirler. Çiftlikte sinekten kurtulamayız. Uçkun sineklerle mücadele yapılsa bile başarı şansı yoktur.
Çiftliklerde su birikintilerine yol açan her şey durgun suya ve sineklerin larva bırakmasına zemin hazırlayacağı için yukarıda sayılanların etrafa atılmamaları konusunda herkes uyarılmalıdır.
Son olarak bir de suni tohumlama çubuklarının atılmaması, saklanması gerektiğine değinmek istiyorum. Suni tohumlama çubuklarının (payet) üzerinde boğa ile ilgili her türlü bilgi vardır. Doğacak olan buzağının babası odur. Genetik ilerleme için bu bilgiler bize lazımdır.
Diğer yandan buzağının babası konusunda bir bilgi gerektiğinde bu çubuklar üzerinde istenen tüm bilgileri bulabiliriz. Böyle sorunlarla sürekli karşılaşıyorum. Bana sorulan sorular arasında doğan buzağının katalogda ki boğaya benzemediğini, umdukları gibi olmadığını söyleyen çok sayıda yetiştirici dostumuz oluyor. Fakat çoğunlukla tohumlama çubuğu (payet) yok. Bu durumda buzağının babası belli değil.
Tohumlama çubuklarının atılmamasını, bir kâğıda zımbalanarak ve tarih yazılarak saklanmasını öneririm.
Atmayın da özet olarak; yukarıda saydıklarımın atılmaması sürü yönetimi bakımından, kuru ve temiz sistemine uymak, çevreyi kirletmemek ve hastalıkların yayılmasını önlemek için şarttır.