Tavuklarda Koksidiosis Enfeksiyonu (Coccidiosis)

Tavuklarda Koksidiosis Enfeksiyonu (Coccidiosis)

Tavuklarda koksidiosis enfeksiyonu, kanatlıların sindirim kanalında çok önemli bozukluklarla ortaya çıkan bir hastalıktır.

Koksidiosis Etkeni

Etken, Eimeria sınıfından protozoa’lardır. Tavuklarda, Eimeria acervulina, Eimeria brunetti, Eimeria maxima, Eimeria necatrix, Eimeria mivati, Eimeria mitis, Eimeria praecox, Eimeria hagani, Eimeria tenella olmak üzere dokuz eimeria türü tespit olunmuştur. Bunlardan ilk beş tanesi çok önemli ekonomik kayıplara yol açmaktadır.

Duyarlı hayvanlar

Eimeria’lar tavuk ve hindilerde hastalık oluştururlar. Modern hayvancılıkta, koksidiyoz etkenlerinin daima çevrede bulunacağı unutulmamalıdır. Civcivler maternal antikor ile hastalığa karşı korunurlar. Maternal antikor düzeyi genel olarak 2. haftalık yaştan sonra azalır. Ağız yolu ile hastalık oluşturmayacak sayıda oocyst alan kanatlılar, alınan eimeiria türüne karşı bağışıklık oluştururlar. Hastalığı atlatan kanatlılarda da bağışıklık oluşur.

Coccidiosis Hastalığında Bulaşma

Bulaşma, sporlanmış oocystlerin ağız yolu ile alınması ile olur. Duyarlı bir tavukta enfeksiyona bağlı bozuklukların oluşabilmesi için ağız yolu ile 10.000 kadar oocyst’in alınması gerekir. Alınan her bir oocyst’e karşılık, tavuk dışkısı ile 100.000 kadar oocyst dışarı atılır. Koksidiosis’e neden olan oocystler dış etkilere karşı çok dayanıklıdır. Bunların, infeksiyon yeteneğini yitirmeden toprakta 80-90 hafta kadar yaşadıkları tespit olunmuştur. Normal kümes Isısı koşullarında, altlıkta nem oranının yükselmesi halinde kümes tabanında oocystler birkaç günde gelişmelerini tamamlar ve patojen hale dönüşürler (oocystlerin hastalık yapabilmesi için sporlanması gerekir).

Isı, nem, oksijen gibi koşullardan birisinin olmaması halinde oocystler gelişemez ve hastalık yapma yeteneğini kazanamazlar. Sporlanmış oocystler ağız yolu ile tavuklar tarafından alınır. Bulaşık yem, su, altlık hastalığın yayılmasına yol açar. Sindirim kanalına giren sporlanmış oocystler orada oksijensiz koşullarda yaşamalarının değişik evrelerini tamamlarlar. Yaşamının bazı evrelerinde barsak epitelleri içine giren parazitler, orada da gelişmelerine devam ederler. Barsak epitellerinin parçalanması sonucu kanama ve epitel erozyonları oluşur. Bu gelişmelerin en sonunda çok sayıda oocyst ürer. Bu oocystler gaita ile üreme çemberini tamamlamak için dışarı atılırlar. Kümes koşullarında sporlanan oocystler tekrar tavuklar tarafından ağız yolu ile alınmayı beklerler.

Tavuklarda Koksidiosis Enfeksiyonunda Belirtiler

Hastalığın belirtileri, hayvanın direnç durumuna ve hastalık etkeni Eimeria türlerinin hastalık yapma gücüne bağlı olarak ortaya çıkar. Bazı olaylarda hastalık belirtileri çok küçüktür. Zararlar uzun zaman içerisinde ve yavaş yavaş ortaya çıkar. Şiddetli koksidiyoz olayında kanlı ve mukoid bir ishal hastalığın en önemli belirtisidir. Bu durumda hayvanların tüyleri kabarmıştır. Hayvanlar, halsiz, yorgun ve solgun görünümdedirler. Boyunlarını içeri çekerler. Uykulu bir görünümdedirler. Sürüde morbidite ve mortalite çok hızlı olarak artabilir. Hastalığın yumurtlayan tavuklarda görülmesi halinde, yumurta verimi düşer. Broiler sürülerinde büyüme durur, sürüde bir örneklik bozulur.

Tavuklarda Koksidiosis Hastalığında Otopsi Bulguları

Barsak kanalında ortaya çıkan belirtiler, hastalık etkeni Eimeria türlerine göre farklı olur.

Eimeria tenella: Bu etken tavuklarda sekal koksidiosis’e yol açar. Sekum epitelleri tahrip olmuştur. Sekum içinde kanlı bir içerik vardır. Lezyonlar bazen barsağın diğer ölümlerine de yayılmıştır.

Eimeria necatriks: Bu etken tavuklarda ince barsak koksidiosisine yol açar. Yaygın görülen ve şiddetli seyreden bir koksidiyoz şeklidir. Barsağın üst üçte birinde kanamalar, balon benzeri şişmeler ile ortaya çıkar. Barsak mukoza tabakası kırmızı renktedir ve üzerinde çok sayıda küçük peteşiler, beyazımsı lezyonlar görülür. Barsak duvarı kalınlaşmıştır.

Eimeria acervulina: Bu etken ince bağırsağın duodenum bölgesine yerleşir. Hastalık en çok broilerlerde ve altlıklı kümeslerde bulundurulan diğer piliçlerde görülür. Bağırsağın duodenal lobu ödemli ve kalınlaşmış durumdadır. Barsak mukozasında kanlanma, dejenerasyon ve nekroz odakları görülür.

Eimeria maksima: Bu tür, ince barsakların orta üçte birinde yerleşir. Hastalığın şiddetli seyretmesi halinde ince barsağın her tarafında lezyonlar görülebilir. Eimeria maksima olaylarında oocyst çıkarımı az olduğundan, sürüde bağışıklığın oluşması daha kolay olabilir. Bazı vakalarda hastalığı hazırlayan yan etkilerin varlığı ile hastalık büyük zararlara yol açabilir. Fakat genel olarak Eimeria maksima, az patojen bir bir eimeria türüdür. Barsak duvarı kalınlaşmıştır. Barsakta genişleme görülebilir. Barsak içeriği, kahverengi, kırmızı renklerdedir. Eimeria maksimanın Eimeria acervulina ile birlikte seyretmesi halide ölüm oranları daha yüksek olur.

Eimeria brunetti: Bu tür; ince barsağın son kısmı ile, rektum, kloaka ve sekumda yerleşir. Tavuklarda iştahsızlık ve ishaller ile ortaya çıkar. Barsak duvarında kalınlaşma, kırmızımsı barsak içeriği ve toplu iğne başı gibi hemorajik lezyonlar görülür.

Tavuklarda Koksidiosis Enfeksiyonunda Teşhis

Klinik belirtiler ve otopsi bulguları teşhise yardımcı olur. Otopside görülen lezyonlar, laboratuvar incelemeleri ve bulguları ile kesin teşhis yapılır. Bu hastalığın teşhisinde, ince bağırsağın başlangıcından kloakaya kadar olan sindirim kanalı dikkatle muayene edilmeli ve her bölgeden alınacak örnekler ayrı ayrı doğal şekli ile ve giemsa ile boyanarak mikroskopta incelenmelidir. Burada koksidiasis ile koksidiosis olaylarının birbirinden ayrılması gerekir. Koksdiasis, sağlıklı sürülerde, birkaç hayvanın az sayıda oocyst yayması olayıdır. Bu durum gerekli hijyen kurallarına uyarak kolayca önlenebilir. Tavuklarda koksidiosis ise, bilinen otopsi bulgularının yanında, mikroskopik incelemeler sonucu, eimeria’ların değişik gelişme formlarının saptanması sonucu belirlenir. Koksidiosis kolibasillosis, nonspesifik enteritis, nekrotik enteritis, toksikasyonlar karıştırılabilir.

Hastalığın Kontrolü

Kümeslerin devreler arası iyi dezenfekte edilmesi, kümes altlığında nem miktarının kontrolü, eimeria oocyst’leri ile üretilmiş canlı aşı kullanarak ve ilaçlar yardımı ile hastalık kontrol edilir. Özellikle damızlık sürülerin aşılanması çok etkili bir koruma sağlar. Koksidiosis’e karşı ilk kullanılan ilaç toz kükürt olmuştur. Bazı yan etkileri bulunan bu madde günümüzde tamamen terkedilmiştir. Günümüzde, tavuklarda koksidiosis sağaltım ve kontrolünde yararlanılan birçok ilaç mevcuttur. Burada; ilaçları etkilerine göre tanımlamada kullanılan üç terimin kısa olarak açıklanması yararlı olacaktır.

Koksidiostat: Sindirim kanalındaki Eimeria’ların üremesini durdurarak, klinik ve subklinik bir infeksiyonu önleyen ve sürüde bağışıklık oluşumuna yol açan preparatlardır (örnek, amprolium, zoalen).

Koksidiosit: Sindirim kanalındaki Eimeria’ları öldürerek, klinik ve subklinik infeksiyonları kesin olarak önleyen ve bu yoldan bağışıklık oluşmasını da engelleyen preparatlardır (örnek lonophore grubu ilaçlar).

Antikoksidial: Koksidiosis’e karşı sağaltım ve korunma amacı ile kullanılan “tat” veya “sit” etkili preparatlardır. Eimeria türleri, antikoksidial ilaçlara karşı zaman içerisinde direnç kazanabilmektedir. Ayrıca antikoksidial ilaç uygulamanın mümkün olan en ekonomik ve en güvenilir şekilde olması gerekmektedir. But durumlar gözönünde bulundurularak broiler sürüler, yumurtacı ve damızlık yetiştirmeler için ayrı ayrı antikoksidial uygulama programları geliştirilmiş bulunmaktadır. İyi bir antikoksidial ilacın özellikleri aşağıda olduğu gibi özetlenebilir.

Broiler Sürülerde Koksidiosis’in Kontrolü

Broiler sürülerde, subklinik de olsa koksidiosis olayı ile karşılaşılmamalıdır. Broiler sürülerinin koksidiyoz’a karşı aşılanması maliyet nedeni ile henüz yaygın değildir. Aşılamanın yakın gelecekte broiler üretiminde büyük kolaylıklar sağlayacağı söylenebilir. Broiler sürülerinde yeme ilaç katılması en yaygın uygulamadır. Bu nedenle broiler yemlerine, son 5-7 günler hariç olmak üzere daha çok “sit”, etkili antikoksidial ilaçlar devamlı olarak katılır. Eimeria türlerinin ilaca direnç oluşturmamaları amacı ile ilaçlama programları;

olmak üzere üç şekilde yapılabilir.

Değişimli (rotasyon) program: Bu uygulamaya göre, 6 ay veya 1 yıl süre ile işletmeye giren tüm broiler sürülerine belirli bir antikoksidial ilaç verilir. Bunu takip eden 6 ay ya da 1 yıl süresince başka bir ilaç uygulanır. Rotasyon programı bu şekilde devam eder. Hızlı değişimli (switch) program: Bu program uyarınca, her üretim dönemi için ayrı bir antikoksidial ilaç kullanılır.

Dönüşümlü (shuttle) program: Bu program uyarınca, bir yetiştirme döneminde, başlangıçtan 4., 5. haftaya kadar bir antikoksidial (bu ilacın “sit” etkili olması önemlidir), ondan sonra, kesime 5 gün kalana kadar başka bir antikoksidial ilaç kullanılır. Bu program, özellikle yemini kendi üreten işletmeler için çok uygundur. Diğer iki programa göre uygulamada daha iyi sonuç vermekte ve bazı avantajlara sahip bulunmaktadır.

Damızlıklarda ve ticari Yumurtacı sürülerde koksidiosis’in kontrolü: Damızlıklarda ve ticari yumurtacı sürülerde koksidiosis’in kontrolü söz konusu sürülerin altlıklı kümeslerde ya da kafeslerde barındırılmalarına göre değişik şekillerde planlanmalıdır. En uygunu, bu sürülerin ilk gün canlı koksidios aşıları ile aşılanmalarıdır.

Aşı uygulaması yapılmayan sürüler için alınacak önlemler şu şekilde özetlenebilir: Daima altlıklı kümeslerde bulundurulan veya kafeste büyütülüp yerde yumurtlama devresini geçiren sürülere 16. haftalık yaşa kadar eimeria türlerine karşı bağışıklık kazandırılması gerekmektedir. Yerde büyütülen fakat kafeslerde verim alınan veya daima kafeslerde bulundurulan sürülerin bağışıklık kazanması çok önemli değildir. Bağışıklık sağlamak amacı ile altlık üzerinde büyütülen sürülerin yemlerine 1-10 haftalar arasında “tat”, etkili 10-12. haftalar arasında “sit” etkili ve 12-16 haftalar arasında “tat” etkili antikoksidial ilaçlar katılmalıdır (sandöviç yöntemi). Bu uygulama ile yumurta dönemine giren piliçler, koksidiosis’e karşı bağışıklık kazanmış olurlar. Damızlık ve yumurtacı tavuklara tüm yaşamları boyunca “sit” etkili antikoksidial ilaç kullanmayı önerenler vardır. Ancak damızlık sürülere verilen bazı antikoksidial ilaçların, kuluçka sonuçlarını biraz düşüreceği hatırda bulundurulmalıdır. Yumurtacı ticari sürülere, yumurta verimi esasında devamlı antikoksidial ilaç verilmesi, muhtemelen yumurta kalitesini ve insan sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir.

Tavuklarda Koksidiosis Enfeksiyonunda Tedavi

Hastalık belirtisi görülür görülmez, sürüye içme suyu ile iki üç gün sit etkili antikoksidiyal bir ilaç verilmelidir. Bu ilaçlama, üç gün sonra yine aynı şekilde tekrarlanmalıdır. Bu amaçla, piyasada mevcut çeşitli ilaçlar güvenle kullanılabilir. Bazı sülfa grubu ilaçların yumurta veriminde düşüşlere neden olacağı unutulmamalıdır. Erken ve uygun önlemlerin alınması halinde sorunlar daha kolay çözülebilir.

Kaynakça: Tavuk Yetiştiriciliği, Prof. Dr. F. Tahir Aksoy, Şahin Matbaası, 1999, 232-236.

Exit mobile version