Tavşanların genel ve anatomik özellikleri. Öncelikle tavşanların zoolojik sistemdeki yeri Chordataiarın Craniata grubu, Gnathostoma alt filumu, Tetrapoda üst sınıfı. Mammalia sınıfı, Lagomorpha takımı, Leporidae familyası. Lepus europaeus, Oryctolagus cuniculuc türlerine ait örneklerdir. Tabi bu gruplanmalar biraz karmaşık oldu ama tavşanlarımızın zoolojik sistemde ki yeri bu şekildedir.
Tavşanların Genel Özellikleri
Tavşanların genel özelliklerinde öncelikle dişlerin aile olarak bahsedelim. Dişlerin üst çenedeki kesici dişlerin 2 çift olması ile rodentiadan ayrılan lagomorpha takımının iki büyük ailesi vardır.
Avrupa tavşanı olarak bilinen Oryctolagus cuniculus‘un anavatanı İberian peninsula olup, Akdenizden Batı Avrupaya kadar geniş alanlarda yaygındır. Yeni Zelanda, Güney Amerika ve Avustralyada da koloniler halinde yabani sürüler bulunmaktadır.
Tavşan ilk kez MÖ 1 ‘inci yüzyılda Romalılar tarafından kapalı bahçelerde yetiştirilmiş, ilk evciltme denemeleri ise 6-10 ‘uncu yüzyıllarda Fransa da yapılmıştır. Gerçek evciltme orta çağda başarılmış, 17 ‘inci yüzyıl ortalarında İngiltere de evcil tavşan yetiştiriciliği başlamış, 18 ‘inci yüzyılın sonlarında tavşan et üretimi amacıyla yetiştirilen bir hayvan olmuştur. Tavşanın bilimsel amaçlarla kullanıldığı ilk örneklere ise 1672 ve 1797 yıllarında rastlanmıştır.
Doğada tavşan yarı kurak çöllerden subtropikal bölgelere kadar geniş bir alanda yaşar. Yabani tavşanlar uygun bitki örtüsü olan her yerde yaygındır. Laboratuvarda geliştirilen tavşanlar ürkektir. Özgür bırakılan evcil tavşanlar hastalıklara ve tuzaklara (düşman hayvanlara) yabanilerden daha duyarlıdır.
Laboratuvar tavşanları Oryctolagus cuniculus (ada tavşanı) dan köken almıştır. Bu tavşan 44 cm boyda, kuyruğu 6 cm, ağırlığı 2 kg kadardır. Kromozom sayısı 44 ‘tür.
Tavşanların Anatomik Özellikleri
Tavşanların anatomik olarak öncelikle kuyruk yapılarından bahsedelim. Tavşanların kuyrukları çok küçük, uzun kıllarla örtülüdür. Ayak parmakları olarak ön ve arka ayaklarında 5 er parmak vardır. Ayaklarının tabanı kıllarla örtülüdür. Tavşanların kulakları uzundur. Tavşanın her yönde bağımsız görüş gücüne ve küçük dürbünümsü görüntü alanlarına sahip çıkıntılı gözleri vardır. Tavşanların işitme ve koku duyusu iyi gelişmiştir.
Tavşanlar ergin vücut büyüklüğünde 1 kg dan 6 kg ‘a kadar değişken ağırlıklarda olup, orta irilikte olanlar iyi tanımlanmıştır. Memelilerde alışılmamış bir durum olarak dişi erkekten ağırdır. Laboratuvar koşulları altında dişi tavşanlar karın boşluğunda aşırı miktarda yağ biriktirir.
Tavşanların Ağız Yapısı
Tavşanın ağzı nisbeten küçüktür. Üst dudak yarıktır ve sağ ve sol yanların her biri nostril ile devam eder. Tavşanın diş formülü 2/1, 0/0. 3/3. 3/3 ‘tür. Üst çenedeki insisorların arkasında küçük bir çift insisor daha vardır. Köpek dişi yoktur. İnsisivlerle premolarlar arası bir boşlukla ayrılır. Bu boşluğa diastema denir. Ana kesiciler küt bir kenara sahip olup yaşam boyunca uzar ve bir diğerinin üzerine sürterek (aşındırarak) onları sabit büyüklükte tutar. Molarlar köksüzdür ve derin mine tabakası vardır. Kemirme hareketi yandan yana ve önden arkaya şekildedir. Tavşan pulverize yemleri güçlükle yer, eğer maddeler toz yem halinde iyi karıştırılmışsa en iyisi onları tekrar peletleyerek vermektir.
Tavşanlarda tükürük bezi olarak 3 çift tükrük bezi vardır.Tavşan yemek borusu kas tabakaları yönünden tek tiptir. 3 kas tabakası vardır. Kaslar çizgilidir ve midenin kardiak kısmına kadar uzanır. Sağlıklı bir tavşanın midesi asla boş değildir. Tavşan tıpkı sıçan ve at gibi kusamaz. Nisbeten az miktarda safra üretir. Pankreas diffüzdür ve safra kanalı girişinin 30-40 cm distalinden duodenuma girer.
Tavşanların Bağırsak Yapısı
Tavşan barsağı makromoleküler bileşimleri geçirmez. Bu nedenle süt yoluyla anne tavşanlardan immunoglobulinlerin emilmesi pek kolay değildir. Gerçi antikorların yaşamın ilk birkaç saatinde emilebildiğini gösteren bazı bulgulara rastlanmıştır. Yine de yavru tavşanın pasif bağışıklık maddelerinin çoğunu doğumdan önce anneden alır.
İnce ve kalın barsakların toplam uzunluğu yaklaşık olarak beden uzunluğunun 11 katı kadardır. Kalın bağırsak mide kapasitesinin 10 katına sahiptir. İnce barsağın terminal kısmında, ampul gibi genişlemiş bir lenfatik doku, sacculus rotundus, bulunur. Sekum dar, kör bir tüp, apendix, halinde biter. Duodenumun terminusunun hemen yakınından kolona yapışmıştır. Kolon proximal ve distal olarak fucus coli ile ayrılmıştır. Fucus coli tavşanda iki çeşit dışkı üretilmesinde en önemli kısımdır. Günde 1-2 kez, sert peletlerin atılması, yumuşak peletlerin atılması ile kesilir. Buna cecotroph denir. Bu sekotroflar tavşan tarafından direk olarak anusten alınır. Cecotrophy bir koprofaji işlemi olarak ifade edilir. Yumuşak dışkı yüksek su, elektrolit ve nitrojen içeriğine sahiptir ve niacin. riboflavin, panthothenate ve cyanocobolamin yönünden nisbeten zengindir. Dışkının 1/3 ü cecotrophtur. Sekotrof ritmik olarak şekillenir. Evcil tavşanlarda yumuşak dışkı ya da cecotrophy gece, yabani tavşanlarda gündüz oluşur.
Tavşanların Burun Yapısı
Tavşanın burun delikleri dokunma hücreleri ile iyi donanmıştır ve onlar çok iyi gelişmiş bir koku duyusuna sahiptir. Taktil vibrisler uzundur ve 20-25 tanedir ve üst dudakta yerleşmiştir. Tavşan tam olarak gevşemişken burun deliklerinin oynatılması belki olmayabilir ama genellikle dakikada 20-120 kere yukarı aşağı hareket eder. Bu hareket soluk alırken oluşur ve hava turbinate kemikler üzerinden etkili şekilde girer.
Tavşanlar dinlenirken diafram aktivitesi ile soluk alırlar. Bu nedenle hayvan ele alınıp baş aşağı şekilde pozisyon değiştirildiğinde abdominal solunum uyarılır, ki yapay solunumun en etkili aracıdır. Göğüs duvarına manipülasyon nisbeten etkisizdir. İnsan, kedi, köpek ve kobayla karşılaştırıldığı zaman tavşanda tracheobronchial oluşumda daha az goblet hücreleri vardır.
Tavşanların Akciğer Yapısı
Akciğer, 4 sağ ve 2 sol olmak üzere 6 lobludur. Sol loba hava akış hacmi sağdakinden daha yüksektir, çünkü birim hacim için proximal hava yollarının dayanıklılığı sağda daha düşüktür.
Tavşanların Böbrek Yapısı
Birçok memelide böbrek çok papillalı olduğu halde tavşanda tek papillalıdır. Tavşan böbrek tubulleri taban membran sağlam kalarak uygun şekilde diseke edilebilen tek memeli olarak bilinir. Tavşan sık sık işemez ama miktar fazladır. Dişiler erkeklere göre genellikle daha bol idrar yapar. Ad libitum yemleme altında, tavşan idrarında pH=8.2 civarındadır ama aç olduğu zaman 6-7 ye düşer. Yavru tavşanların idrarı presipite olmaz ama sağlıklı genç bir tavşanda albuminuri bulunması yaygındır. Tavşanlar yeterince tane ve yeşil yem yediği zaman idrar sarımsıdan kahverengimsi renklere sahip olur ve bulanıklaşır, bu temel olarak amonyum magnezyum fosfat ve kalsiyum karbonat monohidrat presipitatlar nedeniyledir. Normal tavşanların idrarlarında epitel hücreleri ya da bakteriler ya çok azdır ya da hiç yoktur. Alyuvar ve akyuvarlar genellikle gözlenir. Tavşanın maksimum idrar konsantre etme yeteneğidir. İdrar magnezyum ve kalsiyum atılımı için en büyük yoldur. Birçok memelide kalsiyum temel olarak safra ile atılır.
Tavşan yüzey alanının her birimi için aşırı derecede metabolik hıza sahiptir. Kulak büyük olduğu zaman yüzey alanı büyümesine rağmen, sonuçlar diğer endotermlere göre daha fazla karşılaştırılabilirdir.
Yeni doğmuş bir tavşan 7 günlük yaşa kadar ektodermdır. Yeni doğan tavşanlar süt emerken bile, onların glukoz rezerylerı dışarı solunumla atılana kadar /exhausted) normoglysemıa’yı sürdürür ki bu doğumdan sonra yaklaşık 6 saat kadardır. Yeni doğan tavşanlar aç kaldığında hipoglisemi belirgin bir ketosisle concominant olarak gelişir.