Sütçü Sığır İşletmelerinde Aşılama ve Koruyucu Hekimlik Programı

Sütçü Sığır İşletmelerinde Aşılama ve Koruyucu Hekimlik Programı

Sütçü Sığır İşletmelerinde Aşılama ve Koruyucu Hekimlik Programı

Sütçü sığır işletmelerinde aşılama ve koruyucu hekimlik programı. Süt Sığırcılığı yapan işletmelerde buzağıların, danaların ve ineklerin sağlıklarının korunmaları bir “koruyucu hekimlik programı” yla mümkün hale gelir. Korumak ucuz ve garantili, tedavi ise pahalı ve zordur. Tedavi her zaman başarılı olamayabilir.

Aşılama ve koruyucu hekimlik programı için süt sığırcılığı işletmelerinde; doğum yapan, süt verme döneminde, kuru dönemde inekler olduğu gibi, yeni doğmuş buzağılar, büyümekte olan danalar vardır ve bunların her bir bölümüne uygulanması gereken “koruyucu hekimlik” çalışmaları söz konusudur.

Koruyucu hekimlik; aşı uygulamalarını, uygun barınakları, uygun yem formüllerini, uygun besleme tekniklerini, uygun boğa kullanımını kapsar.

Bunlardan aşılama programını gözden geçirelim

Buzağı doğar doğmaz buzağıya hazır antiserum uygulanır. Göbek kordonu iyotlu bir solüsyona batırılarak dezenfekte edilir. Buzağının ağız sütünü içmesi sağlanır.

Buzağı ağız sütünü ilk iki saat içinde en az 2 litre, ilk 12 saat içinde ise en az 6 litre olarak almalı ve bu miktarın alındığından emin olunmalıdır. Buzağı annesinin yanından ayrılmalı, temiz ve kuru bir yere konulmalıdır.

On ikinci haftada buzağıya pasteurella aşısı (öksürük veya zatürre aşısı da diyebiliriz), viral solunum yolu enfeksiyonlarına karşı karma aşı ve karma klostridyum aşısı yapılır. On dördüncü haftada bu aşılar tekrarlanır.

Buzağılar 4-8 aylıkken bruselloz hastalığına karşı aşılanmalıdırlar. Tarım Müdürlükleri vasıtasıyla aşılanmaları sağlanır. Bu dönemde ilk şap aşısı da uygulanır. Şap aşısı; ilk kez aşılanacak olanlar için dördüncü aydan başlanarak dörder ay arayla bir yaşına kadar uygulandıktan sonra, 6 aylık tekrarlar halinde devam edilir.

Dişi buzağılar düve olunca, ilk tohumlamadan önce, yaklaşık 14. veya 15. ayda karma viral aşı, mastitis aşısı ve karma klostridyum aşısı yapılır. Problem olduğu bilinen bölgelerde Leptospiroz aşısı da önerilir. Leptospiroz hastalığı kan işeme ve sarılıkla ortaya çıkar ve ülkemizin daha çok doğu bölgelerinde görülen bulaşıcı bir hastalıktır.

Gebe inekler genellikle doğuma 60 gün kala kuruya ayrılırlar. Gebe düveler ise henüz süt vermeye başlamadıklarından doğuma 45 gün kala mastitis aşısının tekrarı, pasteurella aşısı ile aşılanırken, buzağının korunması için ilk E. coli ve Klostridyum C aşısı da uygulanır.

Aşılama programının en önemli bölümü ineğin kurudaki dönemidir. İnek kuruya ayrılırken, en son sağımda meme boşaltıldıktan sonra, kuru dönem mastitis tüpleri dört meme lobuna sıkılır ve artık sağılmaz. Anne adayı ineğe pasteurella aşısı, karma klostridyum aşısı, geniş etkili antiparaziter enjeksiyon ve mastitis aşısı uygulanır.

Doğumdan üç hafta önce ise ikinci E. Coli, Klostridyum C aşısı, Mastitis aşısının tekrarı, leptospirosis ve viral solunum yolu enfeksiyonlarına karşı aşıların tekrarı ile aşılama programına devam edilir. Bu dönemde bir A, D, E vitamin karması enjeksiyonu yapılması da yararlı olacaktır.

Doğuma 1 hafta kala, (doğumdan; 2-8 gün önce) yüksek dozlu D3 vitamini enjeksiyonu yapılır.

Bazen, Theileriosis hastalığının sık görüldüğü bölgelerde, kenelerin mevsimsel etkinliğinin başlamasından iki ay önce, tahminen Şubat ayı içinde Theileriosis Aşısı yaptırmak gerekir. Her yıl Şubat ayının Theileriosis aşısı ayı olarak takvime not alınması yerinde olur.

Ne yazık ki, bazı bölgelerimizde kuduz olayları meydana gelmiş ve o bölgelerde sığırlara Kuduz aşısı yapılması öngörülmüştür. Hastalık riski olan yerlerde kuduz aşısı da aşı programı içine konulmalıdır.

Exit mobile version