Süt İnekçiliğinden Kimler KAR eder?

Süt İnekçiliğinden Kimler KAR eder?

Süt İnekçiliğinden Kimler KAR eder?

Tabii ki sütünü iyi fiyata satıp, yemi ucuza maleden kar eder.

Ama bunlar genellikle sütü üretenin elinde olmayan durumlardır. O zaman, tamamen süt fiyatı ve yem fiyatına bel bağlamak “sürdürülebilirlik” ve kârlılık için yeterli değildir.

Başka birçok konu vardır ki; tümü hayvan sahiplerinin kendi elinde olan konulardır. Odaklanılacak konuları eksiksiz, ihmal etmeden, düzenli olarak uygulayan işletmeler kar eder, kriz dönemlerini kolay atlatacaklar, sürülerini büyütebilecekler ve “sürdürülebilir” halde tutabilecekler.

Önemli konuları sıralayalım

Kayıt tutma ve gözlem çok önemlidir. İşlerin nereye gittiğini bilmek gerekir. Dönemsel olarak, yıllık, 6 aylık, aylık, haftalık veriler kontrol edilmelidir. Bu veriler için iyi bir kayıt sistemi olmalı ve kayıtlar bilgili kimseler tarafından değerlendirilmelidir.

İşletmede gizli (subklinik) ketosis, gizli asidoz, gizli mastitis, gizli hipokalsemi var mıdır? Ayrıca, bu problemler klinik olarak ne sıklıkla görülmektedir?

Sık görülen hastalıklar hangileridir? Bu problemlerin oranları nedir? Örneğin; sonun atılamaması, abomasumun yer değiştirmesi, güç doğum.

Vücut kondüsyonları kontrol edilmeli ve değerlendirilmelidir.

İneğin günlük yaşamı gözlenmeli, günlük yaşamdan sapmalar, sebepleriyle birlikte araştırılmalıdır.

Boş günler, buzağılama aralığı, sağımda geçen günlerin sürü ortalaması bilinmelidir.

Sürüden yıllık mecburi çıkarma sebepleri ve oranları bilinmeli ona göre önlem alınmalıdır. Kayıt tutulmazsa bunları bilemeyiz ve önlem alamayız.

Süt sığırcılığı ile uğraşan çiftlikler kaba yemin, özellikle selülozun önemini iyice kavramış olmalıdırlar.

Kaba yem kalitesini biçim zamanı belirler.

Saman kaba yemlerden kabul edilmemeli, sağılan inekler için samanın tıkayıcı etkisi göz önünde bulundurulmalıdır.

Kaba yem ve kesif yemlerin ince kıyılmış, ince öğütülmüş olanlarından sakınılmalıdır. Yemlerin depolanması konusuna, özellikle zamansız bitmemesine dikkat edilmelidir.

Süt sığırcılığı yapan çiftliklerin sahipleri, yöneticileri ve çalışanları kesinlikle stres kavramına inanmalıdırlar. İnekler, buzağılar, danalar çabucak strese girerler. Stres ise başka problemlerin tetikleyicisi olur. Nakliye, sıcaklık, yem değişiklikleri başta olmak üzere, her türlü değişiklik, günlük hayattan sapan her şey, konforsuzluk, ineğin rahatını kaçıran her türlü etken stres sebebidir.

Günün büyük bir kısmını yatarak ve bu zamanın da en az yarısını geviş getirerek geçiren inekler işletmeye kazanç sağlarlar. Bu konu gözlenmeli, izlenmeli, gerekirse teknolojik olanaklar kullanılmalıdır.

Kızgınlık takibi için de aynı durum söz konusudur

İneklerin günlük yaşamından sapan durumlar söz konusu olduğunda profesyonel desteğe ihtiyaçları vardır. Örneğin; doğum tam bir ihtiyaç durumudur. Çok istediğimiz doğum aslında ineğin yaşamındaki en kritik olaydır. Doğum öncesi, doğum esnasında ve doğumu takip eden günlerde ineklerden gerekli desteği esirgememek şarttır. Loğusa takip programı ise bu o konuda yapılabilecek en hayırlı iştir.

Rasyonu tek başına görmemek, işin “yemleme yönetimi” olduğunu bilmek gerekir. Yemleme yönetimi yapamayan işletmeler, rasyonları kâğıt üzerinde ne kadar iyi olursa olsun, başarılı olamazlar.

Birçok konu daha sıralanabilir. Ana hatlarıyla başarı için gerekenler bunlardır. Kuru, temiz, iyi havalandırılmış, konforlu barınaklar, uygun sağım tekniklerinin uygulanması, iyi kayıt, iyi gözlem, kayıtların bilgi ışığında değerlendirilmesi ile kazançlı bir süt sığırcılığı işletmesi oluşturmak mümkündür.

Exit mobile version