yaklaşık 10 yıldır zaman zaman kronik öksürüğü olan ancak günlük yaşantısına belirgin bir etkisi olmayan kedimin iştah kaybı ve halsizleşmesi nedeniyle kliniğe başvurdum. Götürdüğüm veteriner ultrason ve röntgen tetkiklerinden sonra dünya çapında sadece 6 kedi vakası bildirilmiş bronkolit isimli nadir görülen bir rahatsızlığa tutulduğunu, kesin bir tedavinin olmadığını, sadece rahatlatma amaçlı palyatif tedavi uygulayabileceklerini söyleyip 14 gün sürecek kortizon ve antibiyotik iğne tedavisine başladı. bu süreçte 4 gün de serum verildi. kortizona ilk hafta 4mg. ile başlanıp 2. hafta 2mg.’a indirildi. bana bir hafta daha 1 mg.’a düşürerek antibiyotikle devam edeceğiz demelerine rağmen son gün karar değiştirip 14. günde tedavi kesildi ve bir hafta iğnesiz, ilaçsız devam etsin denilerek bir hafta sonra kliniğe gelmem istendi. bu bir haftalık süreçte kedinin iştahı açıldı, katı mama bile yemeye başladı, uyuşukluğu azaldı ve hatta kardeşiyle oynamaya bile başladı.. ancak 6. gün kabızlık geçirdi ve 4-5 kez denedikten ve her seferinde öğürerek beyaz köpüklü bir balgam çıkardıktan sonra ancak tuvaletini yapabildi. o andan itibaren iştahı yeniden kapanmaya ve halsizleşmeye başladı. tekrar veterinere götürdüm. yeniden röntgen çekip hastalığın ilerlediğini iddia ettiler. yeni bir kortizon ve antibiyotik iğnesi tedavisine başlandı. 3 gün serum verildi. kedinin durumunda önceki tedavideki gibi bir iyileşme görmediğim için şüphelendim, zira solunumu kötüleşmiş, zaman zaman ağzından nefes alıp vermeye başlamıştı. bu nedenle farklı bir ilaç kullanıp kullanmadıklarını sordum. bana aynı antibiyotiği vermediklerini, bünyenin antibiyotiğe karşı direnç geliştirebileceği gerekçesini gösterdiler. kullandıkları antibiyotiğin işe yaramadığını iddia etmeme ve iki hafta önceki antibiyotiği veremiyorlarsa başka bir antibiyotiği denemelerini rica etmeme rağmen önceki tedavideki iyileşmeyi sağlayan asıl faktörün kortizon olduğunu, antibiyotiğin sadece akciğerlerin bakterilere karşı zayıf düşmemesi için verildiğini söylediler. hatta tedaviden sorumlu uzman hekim, kedinin durumunun kritik olduğunu söyleyip, daha öncesinde sahibine ötenazi ve nekropsi teklif edin diyen profesör ünvanlı hekimin telkinini ağzından kaçırdı. bütün moral bozukluğuma rağmen kedinin solunum yollarındaki sekresyonu giderecek bir antibiyotik kullanılması gerektiğinde ısrar edince sorumlu uzman hekim, bu hastalığı tekrar araştıracağını, bir sonuç bulursa beni haberdar edeceğini söyleyip mail adresim ve telefon numaramı aldı. ikinci tedavinin 4. gününde de kortizon ve aynı antibiyotik iğnesi yapıldı ve eve döndük. ertesi gün akşama kadar herhangi bir haber alamadım ve akşam 7’de kızımla birlikte kliniğe gittik. tam bütün tetkik raporlarını ve kullanılan ilaçların tam listesini isteyip o klinikle ilşkimi kesecektim ki antibiyotiği değiştirdiklerini, monodoks 100 mg. ‘a geçileceğini, günde iki kez ağızdan sulandırarak benim evde vereceğimi söylediler. bir hafta boyunca da kortizon iğnesine ayrıca klinikte devam edilecekti. kar fırtınasında kediyi başka bir veterinere götürmenin sağlığını daha fazla riske atmak olacağını düşünüp reçeteyi kabul ettim, kortizon iğnesini yaptırıp eve döndüm. kapıdan içeri girip sepeti açtığımda kızım nefes almıyordu. olayın üzerinden 12 gün geçmesine rağmen şu an bu satırları yazarken o anda hissettiğim şok ve üzüntüyü yeniden yaşıyorum.
size sorum; 10 gün aradan sonra aynı antibiyotik kullanılmaz diye bir kural var mı ? kedim öldükten sonra hastalığın latince ismini kendi çabamla bulup internette araştırdığımda sadece 3 bilimsel makale buldum ve malesef hepsinde de hastalanan kedilerin prednisolone ve monodoks isimli antibiyotiğin de etken maddesi olan doksisilinle tedavi edildiğini ve 2 ila 6 yıl arasında sorunsuz yaşadıklarını öğrenmemle ikinci bir şoka uğradım. sizce bana canını teslim eden, canım kadar sevdiğim bir varlığın ölümünde sorumlu olan kimdir ? ölmemesi gereken bir kedi için sahibine ötenazi ve nekropsi teklif edin diyen profesör mü, profesörün teşhisi nasılsa kusursuzdur diyip hastalığı birinci ayın sonunda araştırmayı o da benim zorumla ancak akıl edebilen uzman hekim mi, yoksa doğduktan 10 gün sonra annesi kaybolduğu için biberonlarla beslediğim biricik kızımı kılı kırk yararak araştırdıktan sonra en iyi veterinere emanet ettiğini zanneden ben mi ?