Dil Oynatma Hastalığı ve Manganezin (MN) Rolü. Manganezin önemi, ilk kez 1930 yılında kanatlılarda birçok eklem ve bacak problemlerinin şekillenmesi, oluşan bacak problemlerinin “ PEROSİS” olarak tanımlanması ve bu problemin manganez eksikliğinden kaynaklandığının ortaya çıkmasından sonra anlaşılmaya başlandı. Mangan çok önemli bir iz element olup, çok az miktarda da olsa mutlaka dışardan alınması gerekmektedir. Buzağı ve sığırlarda manganez (Mn) yetmezliği ile ilgili sorunların saptanması daha sonraki yıllara rastlanır. Manganez eksikliğinin sığırlarda üreme problemlerine neden olduğu 1951 yılında (Bentley ve Phillips) saptanırken, eksiklik bulunan annelerden doğan buzağılarda birçok ayak, eklem sorunlarına sebep olduğu ve çokça anomalili doğumla sonuçlandığı 1965 yılında (Rojas ve ark) tarafından tespit edildi.
Günümüz hayvancılığında manganezin iskelet yapısında çok önemli ve üreme performansından doğrudan sorumlu olduğu bilinmektedir. Rasyondaki manganez miktarı çok değişiklik arz etmekte ve 4 mg/kg dan 60 mg/kg diyet miktarına kadar değişmektedir. Bu durum hayvanın ihtiyacı, gelişim dönemi, gebelik ve verim ihtiyacına bağlı olarak farklılık göstermektedir. Hayvan türü ve absorbsiyon fizyolojilerine bağlı olmak üzere de bu ihtiyaç farklılık gözlenebilmektedir. Diyetteki manganezin çok az bir miktarı absorbe olmaktadır. Bu oran %1 ile % 5 arasında değişiklik gösterebilir. Vücutta ise manganez geniş bir dağılım hacmine sahiptir.
Vücutta manganezin fonksiyonları birçok enzim tarafından düzenlenmektedir. Manganez yetmezliğinde gözlenen birçok bulgu vücutta manganez fonksiyonlarından sorumlu “ Glikoziltransferaz “ enziminin düşmesi sonucu ortaya çıkar. Bu enzim “ Mukopolisakkarit” lerin sentezinden sorumludur ki bu mukopolisakkaritler kemik matriksinin ve kartilagonun gelişiminden sorumludur. Manganez , enzim aktivatörü olarak bitki ve hayvanların birçok fonksiyonlarına dahil olmaktadır.
Manganaz yetmezliğinde kemik ve kartilagoda mukopolisakkarit miktarında azalma şekillenir ki bu iskelet gelişimini olumsuz etkiler. En önemli yetmezlik belirtisi büyüme geriliği yada anormal gelişim bozukluklarıdır (Perosis). Kemik ve kartilagonun organik matriksinin şekillenmesinden sorumlu mukopolisakkarit ve glikoproteinlerin üretiminden sorumlu enzimlerin yapısına dahil olur. Bundan dolayı, Mn yönünden fakir yemlerle beslenen hayvanlarda kısa kemik yapılara ya da malforme kemik oluşumlarına sıkça rastlanabilir. Özellikle Mn yönünden düşük yemlerle beslenen gebe ineklerin fötus ve yavrularında bu tablo ile sıkça rastlanılabilir.
Mangan, kolin biosentezine de dahil olan bir mineraldir, yetmezliğinde kolin biosentezlenemez ve kolin yetmezliği gelişir ki bunun sonucu karaciğerde yağ metabolizması ve enerji kullanımı azalır ve karaciğerde yağ birikimini provoke ederek Fatty Liver gelişimini tetikler. Doğum sonrası, hayvanların negatif enerji dengesini yaşamasına neden olarak süt verimini olumsuz etkiler. Büyüme dönemindeki sığırlarda günlük Mn ihtiyacı aşağı yukarı 20 mg/Kg yem miktarındadır ( NRC , 1996).
Fötüsün gelişimi üzerine manganezin çok önemli katkısı söz konusudur. Bu nedenle gebelik döneminde mangan rasyon oranı 40 mg/kg yem düzeyinde olmalıdır. Bu oranını altındaki miktarlarda anomalili buzağı doğum oranı artabilir ( NRC, 1996). Rasyonlarında 15.8 mg Mn/kg bulunan ineklerin, doğum sonrası yavrularında kalın eklem, çarpık bacaklılık, topallık ve zayıflık olduğu saptanmıştır. Son 20 yıldan beri dünyanın birçok bölgesinde genç buzağılarda mangan yetmezliğinin önemli bir problem olduğu bildirilmektedir. Buzağı deformasyonlarının başlıcaları Superior brachygnathism (nazomaxiller kemiklerin kısalığı) ki bunun sonucu alt çenenin dışarıya uzaması, dişlerin açıkta görünmesi şeklindeki bir görüntü, hayvanların cüce kalması, zayıf doğum, yürüyememe, yatıp kalkamama gibi belirtiler olarak sıralanabilir.
Keza düşük manganes içeren rasyonlarla beslenen yüksek doğurganlık özelliklere sahip düvelerden doğan yavrularda % 43 cücelik , % 43 sarsaklık ve zayıflık ve % 71 inde Süper Brachygnatism saptanırken ;5 0 mg Mn/ kg yem ile beslenen düvelerden doğan buzağılarda herhangi bir olumsuzluk saptanmamıştır.(STM, 2011) Manganez yetmezliği ineklerde de irregüler östrus bozukluklarına ve düşük gebelik oranlarına neden olmaktadır.( Bentley ve Phiips, 1951; Rojas ve ark, 1965)
Manganez yetmezliği sonucu gelişen fötal ve perinatal ölümler
Fötal hayattaki mineral yetmezlikler, fötusun gelişiminde sorunlara ve iskelet ile sinir sisteminde gelişim bozukluklarına neden olabilir. Keza embrionik yaşamın sürdürülmesinde Mn, Cu, Zn, Fe ve iyot’un önemli olduğu bilinmektedir. Mangan kartilago ve kemik oluşumu için gerekli olan Glikoziltransferaz enziminin aktivasyonu için gereklidir. Mangan aynı zamanda progesteron hormonunun sentezi için gerekli olan enzim ve kolesterol için elzem esansiyal elementlerden biridir ( Davis et all, 1990). Bu nedenle mangan östrus siklusu ve erken fötal
gelişimi için zaruri bir elementtir.
Mangan yetmezliğinin bulunduğu bölgelerde, birçok işletmede, ölü doğum ya da deforme fötüs bulgu gösteren olgulara rastlanmıştır.
Manganez önemli bir iz elementtir. Çok az miktarlarda kullanılmasına rağmen mutlak alınması gereken bir mineraldir. Yemlerde bulunan Mn ’ın çok azı ( %1) emilebiliyor. Bu emilimi etkileyen bir çok faktör de göz önüne alındığında önemi daha da artar. Mn emilimini etkiyen bir çok faktörden söz etmek mümkün. Rasyondaki Co ve Fe düzeyinin yüksekliği Mn emilimini engelleyerek mangan yetmezliğine neden olabilir. Keza rasyonun yüksek Ca ve P seviyeleri de mangan emilimini azaltır. Dolayısı ile yemlerdeki yeterli manganez miktarı , mangan yetmezliğinin engelleyicisi olamamaktadır. Keza pH değeri yüksek arazilerde yetişen yem bitkilerinde de Mn miktarı düşük seyretmekte ve bu yemlerle beslenen hayvanlarda mangan yetmezliği şekillenmektedir.
Dil Oynatma Hastalığı ve Manganez Yetmezliği ilişkisi
Dil oynatma hastalığı, Dil oynatma alışkanlığı ya da Dil oynatma Sendromu olarak adlandırılmakta ve sebebi hakkında farklı görüşler ileri sürülmekle beraber Mn eksikliğinin önemli bir neden olduğu çoğunlukla kabul edilmektedir.
Dil oynatma hastalığı, sürekli ya da belli aralıklarla dilin fizyolojik davranışının dışında, ağızdan dışarı çıkartılarak oynatılmasıyla karakterizedir. Son yıllarda tüm Dünyada yaygın bir davranış bozukluğuna dönüştüğü bilinmektedir. Hastalık her yaş grubunda, her ırk hayvanda görülmekle beraber kültür ırklarında ve çiftlik
hayvanlarında daha sıkça rastlanılmaktadır.
Hastalığın etyolojisinde genetik dispozisyon, davranış takliti içgüdüsü, mineral yetmezlikler, stres yaratan tüm nedenler ve bilhassa Mn, Cu ve Fe yetmezliklerinin rol oynadığı ileri sürülmektedir.
Yapılan bir çok araştırmada , sığırlarda Dil Oynatma Sendromunun nedenlerinin biri olarak Mangan yetmezliği öne sürülmektedir. Yunanistan’da yapılan bir araştırmada; rasyonlarında ve hayvanların kıl yapısında Mn yetmezliği saptanan sürülerde “ Dil Oynatma Hastalığının “ geliştiği, rasyon ve kıl yapısında Mn miktarının yeterli olduğu sığır işletmelerinde bu bulguların gelişmediği saptanmıştır (Karatzias ve ark 1995). Keza Mn yetmezliğine Cu ve Co ‘ın eşlik ettiğini ileri süren araştırmacılar da mevcuttur ( Gül, Rosenberg ) Ülkemizde yapılan sınırlı araştırmalarda dil oynatma alışkanlıklarında farklı sonuçlar elde edilmiştir. Kayseri yöresinde yapılan bir araştırmada; dil oynatan ve oynatmayan ineklerdeki Cu, Zn, Mn, Co, Fe, Cr ve Ni gibi minerallerin önemli
olmadığı ortaya konurken ( Abdulkadir ve ark 2008), Cu ve bilhassa Mn’ın dil oynatma hastalığında çok anlamlı oranda düşük çıktığını tespit eden araştırmalar da mevcuttur( Issi, Mustafa ve ark, 2009)
Elazığ yöresinde yapılan bu araştırmada toplam 15 sığırın yapılan muayenelerinde çeşitli derecelerde dil oynatma şikayetleri taşıdığı ve hastalık grubu olarak bu hayvanların tespit edildiği, aynı işletmelerde bulunan ve aynı beslenme koşullarında olan 10 baş sığır ise dil oynatma şikayeti olmayanlar olarak araştırmaya dahil edilmiştir.
Tablo incelendiğinde anlaşıldığı gibi dil oynatma hastalığı şikayeti olan hayvanlarda kısmen Bakır (Cu) önemli derecede sorumlu iken Mangan 1. derecede ve çok daha anlamlı derecede az bulunmuştur. Bu araştırma ile
ülkemizde “ Dil oynatma “ şikayeti ile seyreden hayvanlarda Cu ve Mn’ın etyolojide önemli rol oynadığı saptanırken, bu sonuç yurtdışında yapılan çalışmalarla da teyit edildiği aşikardır. Konu üzerinde elbette ki farklı bölgelerde ve farklı beslenme koşullarında yetiştirilen hayanlar üzerinde daha fazla araştırmalara ihtiyaç bulunmaktadır.
Hastalığın tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok yaygın olduğu bilinmektedir. Özellikle üstün verimli kültür ırklarındaki insidansının yüksekliği, bunların verim özellikleri ile besin ihtiyaçları arasındaki dengenin iyi sağlanamamış olmasına bağlanabilir.
Yukarıda sözü edildiği gibi Manganın hayvanlar için esansiyel bir element olduğu ve yetersizliğinde hayvanlarda gelişim geriliği, fertilite bozuklukları, abortus, eklem deformasyonları, anomali oluşumları ve Dil Oynatma hastalığının da görülebileceği söylenebilir.
Video;
Kaynakça
1.Rojas, MA ve ark. 1965: Sığırlarda Mnagan eksikliği. J.Anim. Sci. 24: 664-667
2.Salt Enstitüsü Haber Bülteni İlk Çeyrek 2011
3.Bentley, OG, PH Phillips .1951. Süt sığırlarında düşük manganez rasyonlarının etkisi. J. Dairy Sci.34: 396-403
4. Karatzias, H ve ark 1995. Süt sığırlarında oyun oynama ve manganez eksikliği. Dtsch veteriner Wochenschr, 102 (9): 352-353
5.Gül Y:2006: Geviş Getiren Hayvanların iç Hastalıkları, Medipress yayıncılık.
6. Rosenberg G, 1994: Sığırların Limbnesses, Berlin.
7.İssi, M ve ark: 2009: Dil Oynatma Hastalıklı Sığırlarda Hematolojik Bulgularla Birlikte Bazı Mineral Madde ve Vitamin Düzeyleri. Kafkas Univ Vet Fak Derg 15( 6) 931-935
8.NRC. 1996. Sığır Sığırlarının Besin Gereksinimleri. 7th rev. Ed. Ulusal Bilimler Akademisi. Washington DC.
9.Abdulkadir, G ve ark. 2008: Kayseri Yöresinde Dil Oynatma hastalığı olan Sığırlarda Bazı iz Elementlerin Serum Düzeylerinin Değerlendirilmesi. Sağlık Bilimleri Dergisi 17 (1)m16-22
10.Davis ve ark. 1990. Manganez, demir ve lipid etkileşimleri inratlar. Beslenme Dergisi 120. 507 513