Paratüberküloz (Johne’s Disease), ruminantlarda bulaşıcı, tedavisi olmayan ölümcül bir hastalıktır. Bir ülkedeki sütçü sürülerin % 68’inde ve etçi sürülerin % 8’inde en az bir pozitif hayvan olduğu tahmin edilmektedir. Hastalığın koyun ve keçilerde yaygınlığı bilinmemektedir. Eğer bu hastalıkla daha önce karşılaşmadıysanız karşılaşmak da istemezsiniz. Eğer karşılaşırsanız hastalığı kontrol altına almak için harcayacağınız zaman ve çaba dikkate değer. Çünkü bu hastalık, hayvanlarınızın sağlığını gizlice tüketerek sizi de büyük zarara sokar.
Johne’s Disease Hastalığın Nedeni
Bu ölümcül hastalığa Mycobacterium avium subsp. paratuberculosis (MAP) neden olmaktadır. Bu bakteri, çoğalmak için ruminantlarda makrofaj (bağışıklık sisteminin enfeksiyona karşı savunma hücreleri) hücrelerinde yaşamaya mecburdur. Bu mikrorganizma, kurutma, sıcak ve soğuk gibi fiziksel faktörlere karşı oldukça dirençlidir. Bu yüzden yem, toprak ve suda bir yıla kadar canlı kalabilir. Fakat taşıyıcı hayvan dışında başka yerde çoğalamaz.
Paratüberküloz Bulaşma Süreci
Hastalığın tipik bir bulaşma senaryosu vardır: Yavru bir ruminant, ya rahim içi/intrauterin olarak enfekte doğar ya da doğduktan sonraki birkaç ay içerisinde MAP ile enfekte dışkı ile kontamine süt, yem veya suyu ağızdan alarak enfekte olur. Yeni doğmuş hayvanların ileum (ince bağırsağın alt yarısı) ‘unu istila eder ve sonuç olarak makrofajlar tarafından yangısal bir yanıt meydana gelir. Makrofajlar, enfeksiyonu gideremedikleri için bölgeye daha fazla mücadele yapması amacıyla çok miktarda yangısal hücre gönderilir. MAP, makrofajların içerisinde yaşamaya devam eder ve böylece daha çok MAP ve yangı reaksiyonu meydana gelir. Sonunda bakteriler bölgesel lenf nodüllerine ve vücuttaki tüm dokulara yayılır.
Hastalığın gelişim süreci yavaştır, fakat hastalıktan etkilenen hayvanlarda hastalık, herhangi bir belirti göstermeden aylarca, yıllarca devam eder. Tahmin edileceği gibi kronik olarak iltihaplı bağırsak kalınlaşır ve tahriş olur, böylece besin maddelerini daha az oranda sindirmeye ve emmeye başlar. Subklinik olarak etkilenen/enfekte hayvanlar bile yaşam payı için daha fazla besine ihtiyaç duyarlar. Çünkü bu hayvanların selüloz sindirimi, süt ve et verimi ve döl verimindeki performansları yetersiz hale gelir.
Ne yazık ki, bir sürüde paratüberküloz prevalansı değerlendirilmek istendiğinde klinik olarak etkilenen ve test sonucu pozitif olan hayvanlar genellikle buzdağının görünen tepesi gibidir. Enfekte hayvanlar, MAP’ı çevreye/ortama bulaştırırlar ve sağlıklı görünseler bile yıllarca olmasa da aylarca diğer hayvanlar için enfeksiyon kaynağı olarak yaşarlar. Enfekte hayvanlar MAP’ı süt, kolostrum ve dışkıya bulaştırırlar ve plasentadan fötusa bile geçirebilirler. klinik olarak hasta hayvanlar genellikle hastalığı çok fazla bulaştırırlar.
Paratüberküloz Hastalığının Belirtileri
Paratüberkülozun klinik belirtileri genellikle doğum veya nakil gibi stresli vakalardan sonra belirgin bir şekilde ortaya çıkar. Sığırlarda klinik enfeksiyonun başlıca belirtileri, kilo kaybı ve şiddetli diyare (ishal) ‘dir. Keçi ve koyunlardaki genel belirti, hayvanların iştahının iyi olmasına rağmen belirgin kilo kaybıdır. İshal, keçilerde sığırlardaki kadar yaygın değildir. En az 18 aylık zayıf, iyi beslenmesine ve iyi bir parazit mücadelesi yapılmasına rağmen kilo almayan bir sığırınız var ise siz de paratüberküloz ile karşılaşmış olabilirsiniz.
Johne’s Disease Nasıl Teşhis Edilir?
Sürünüz de tedaviye yanıt vermeyen zayıf bir hayvan sonunda ölür veya kesilir ise bir veteriner hekime otopsi yaptırmanız faydalı olur. Paratüberkülozu araştırmak için ileum ve bölgesel lenf nodüllerinden örnekler alınabilir. Üretici, genellikle sürüde hastalığın olup olmadığını ilk kez bu yöntemle öğrenir.
Sığırlardaki başka hastalıklar da ishal veya ishal görülmeyen ruminantlarda kilo kaybına neden olabilir. Diş ile ilgili hastalıklar, kanser, kötü beslenme, toksinler, viral hastalık, B.V.D. (Bovine Viral Diarrhea/Sığır Viral İshal), C.A.E. (Caprine arthritis and encephalitis) ve diğer bulaşıcı hastalıklar da bu belirtilere neden olabilir. Klinik olarak hasta bir hayvanın ayrıntılı muayenesinden sonra veteriner hekim, MAP veya diğer hastalıkları dahil etmek veya etmemek için özel laboratuvar testlerini önerir.
Paratüberküloz teşhisi için gübre, dokular, süt, toprak, su, yem vb. veya hastalığa yanıt olarak üretilen hayvan antikorlarındaki etken mikroorganizmalara bakılır. Dışkı, doku veya çevredeki örneklerde MAP kültürünün üremesi çok yavaş bir süreçtir ve genellikle hastalığın erken dönemleri fark edilmez. Sürüdeki pek çok hayvandan alınmış örneklerin karıştırılarak test edilmesi daha ekonomiktir ve çoğunlukla tercih edilmektedir. Bu şekilde sürüdeki MAP varlığı ortaya konulabilir ve eradikasyon çabalarına katkı sağlanır. DNA prob testleri, mikroorganizmayı tespit etmede kullanılan başka bir yöntemdir. Bu test ile örneklerde MAP DNA’sına bakılır, bu yüzden mikroorganizmayı üretmekten çok daha hızlıdır. Antikor testleri arasında ELISA ve AGID test seçenekleri de vardır. Tüm testler, hastalığın ilk evrelerinde negatif sonuç verebilir, bu yüzden tekrar test yapılması, bu hastalığı teşhis etme, kontrol altına alma ve hastalık ile baş etmede çok önemlidir.
Kan ve süt örneklerinde ELISA testi, tüm sürünün taranması açısından düşük maliyetli iyi bir seçenektir. Bu test ile bir antikorun titre düzeyleri rapor edilmektedir. Bu düzeyler arttıkça hayvanın hastalıkla enfekte olma veya başka hayvanlara bulaştırma olasılığı da artar. Koyun ve keçilerde CLA (Caseous Lymphadenitis/bulaşıcı apse) nedeniyle ortaya çıkan antikorlar, paratüberkülozun teşhisinde kullanılan bazı ELISA testleri ile çapraz reaksiyon gösterebilir ve test sonuçları, yanlış-pozitif çıkabilir. Dolayısıyla, veteriner hekiminiz, sürüde C.L veya C.L. aşılama programları ile birlikte kullanabileceğiniz başka testler önerebilir.
Kanda antikorları saptayan AGID testi, hasta hayvanlardaki hastalığı bireysel olarak teşhis etmek için kullanılmaktadır. Sonuçlar, pozitif, negatif veya şüpheli şeklinde rapor edilir. Kullanılacak olan test türü, sürünüzdeki enfeksiyon durumuna, hedeflerinize ve veteriner hekiminizin önerilerine bağlıdır. Eğer dişi bir hayvanda yapılan test sonucu pozitif çıkar ise bu hayvanın annesi, kardeşi ve yavrusunda da sonuç pozitiftir ya da olacaktır.
Hastalığın Önlenmesi ve Kontrolü
Sürünüze MAP ‘ın girmesi veya yayılma oranını azaltmak için neler yapılması gerektiği ile ilgili liste aşağıda yer almaktadır:
* Hayvanlara yerde yem vermeyin.
* Sadece test sonucu negatif olan hayvanların kolostrum ve sütünü verin (ya da buzağı maması veya pastörize süt); MAP durumu bilinmeyen hayvanların kolostrumunu kullanmayın ve saklamayın.
* Yeni doğanları pozitif annelerden hemen ayırın ve MAP’den ari bir yerde yetiştirin.
* 18 aylıktan büyük tüm hayvanları test edin; pozitif ve negatif hayvanları ve bu hayvanların yem ve su kaynaklarını ayırın. MAP taşıyan ve taşımayan hayvanları iki ayrı grup şeklinde farklı yerlerde doğum yaptırın.
* Negatif hayvanları yılda en az bir kez tekrar test edin.
* Genç hayvanların, ergin hayvanların gübresi ile temaslarını en aza indirgemek için onları erkenden sütten kesin.
* Aşırı otlamayı önlemek ve hayvanların gübre ile temasını en aza indirgemek için meraları dönüşümlü kullanın.
* Hayvanlar tekrar meraya gelmeden önce mümkün olduğu kadar uzun süre merayı dinlendirin.
* MAP ile enfekte gübrenin yayıldığı bilinen kontamine meralar veya otlaklarda hayvanları otlatmayın.
* Kontamine meraları sürün ve güneşe maruz bırakın ve tekrar kullanmadan önce mümkün olduğu kadar fazla kar-kış, yaz geçmesine izin verin.
* Hayvanların vücut kondisyon skorlarını bireysel olarak sık sık kontrol edin ve kilo kaybı olup olmadığına bakın.
* MAP durumu bilinmeyen sığırlarla diğer sığırları aynı barınakta tutmayın.
* MAP durumu bilinmeyen süt ve kolostrumu, buzağıları beslemede kullanmayın.
* MAP pozitif olan bir çiftlikten su almayın, kullanılmasına izin vermeyin veya suya erişimi engelleyin
* Mümkün olan en kısa sürede barınaktan gübreyi atın/çıkarın ve gübrenin su kaynaklarına bulaşmasını/ boşaltılmasını önleyin.
* Arazi veya işletmenizde çok fazla hayvan bulundurmayın.
* Hayvanlara yeterli miktarlarda dengeli bir diyet uygulayın.
* Tüm gübreyi enfekte kabul edin; inek memeleri de dahil olmak üzere ortamı/çevreyi sürekli temizleyin ve sterilize edin.
* Aletleri ve ekipmanı sabun ve su ile yıkayın ve etkeni yok edebilecek bir ürün ile dezenfekte edin.
* 18 ay üzerindeki tüm hayvanların test edilmesi ve tüm pozitif hayvanların ve en son doğan yavrularının sürüden çıkarılması ile en hızlı şekilde arındırma sağlanabilir.
ABD’de paratüberkülozun önlenmesi için aşı mevcut değildir, bu yüzden üreticiler, sürülerindeki bu belanın önüne geçmek veya ondan kurtulmak için sevk ve idare uygulamalarına güvenmek zorundadırlar. Bu durum, yeterince çok ifade edilmemiş olabilir: Sadece test sonucu negatif olan hayvan ve sürülerden hayvanları sürünüze katın. Paratüberküloz açısından bir sürünün durumu, tek bir hayvanın durumundan çok daha önemlidir. Pozitif hayvanların bulunduğu bir sürüdeki negatif bir hayvan hastalığı barındırıyor olabilir veya gelecekte pozitife dönebilir.
Tüm sürüyü en az 3 ay karantina altına alın ve sürüye katmadan önce tekrar test edin.
MAP, dışkının oral yolla alınması ile bulaşır, bu nedenle gübre yönetimi/idaresi paratüberkülozu kontrol altına alma ve önlemede anahtar noktadır/çok önemlidir. Hedefiniz, genç hayvanların MAP dozunu almasını en az indirgemek ve engellemek olmalıdır.
Sürünüz için bir risk değerlendirmesi ve paratüberküloz yönetim planı yapmak için veteriner hekiminiz ile birlikte çalışın. Paratüberküloz Yönetim Planı yapmak zorunda kalan kişiler, genellikle ek yarar olarak sanitasyonla ilgili koksidiyoz ve mastitis gibi hastalıkların görülme oranında da düşüş elde ederler. Ayrıca, yem masrafı da belirgin şekilde düşer.
Sonuç
Paratüberküloz hastalığına karşı sonucu bilmek istemiyorum diyerek “devekuşu yaklaşımı” ile olaya bakmayın ve test yaptırmayı ihmal etmeyin.
Eğer hayvancılık sektöründe kalıcı olmak istiyorsanız eninde sonunda test yaptırmanız gerekecektir ve teşhisin geç koyulması çok sayıda hayvanın hayatına ve çok fazla para ve emeğin harcanmasına mal olacaktır. Kısaca anlatmak gerekirse, paratüberkülozu kontrol altına almak için:
- MAP açısından sürünüzü kontrol edin.
- Hastalığı tespit/teşhis edin ve pozitif hayvanları sürüden uzaklaştırın.
- Çiftlik sağlığını hedefleyin, özellikle de gübre idaresini iyi yapın.
- Hastalığın olup olmadığına karar vermek için çok iyi kayıt tutun.
Paratüberküloz hastalığınınn önlenmesi ve kontrolü için süt ikame yemi veya 62 °C ’de 30 dakika veya 72 °C ’de 15 saniye sürekli karıştırılan pastörize sütü verin. Test sonucu negatif olan hayvanların kolostrumunu kullanın.
Susan Kerr, Washington Eyalet Üniversitesi Öğretim Görevlisi- Klickitat Country, Yayın Tarihi: 2011 Sonbahar, CiltNo: Cilt.VI No.4