Kuzularda süt emme devresinde yeni doğan kuzuların, ilk günlerde, sindirim sistemlerinde mevcut olan enzimler sadece kolostrum ve sütle alınacak besin maddelerini sindirebilecek kapasiteye sahiptir. Bir günlük bir kuzunun bağırsaklarında süt veya kolostrumdaki laktozu parçalayan Lactase enzimi ile, süt yağını parçalayan Lipase enzimi aktif durumdadır. Bu sayede, yaşamı için çok gerekli olan enerjiyi kolostrum veya sütten kolayca sağlayabilir.
Kolostrum sütü laktoz ve yağ bakımından çok zengindir. Yeni doğmuş bur kuzuya kolostrum yerine, süt yerine geçebilecek bir başka yiyecek verilse kuzu bundan hiç yararlanamaz veya sınırlı ölçüde yararlanır. Bu yönden, kuzular diğer memeli hayvanların yavrularından da hassastır. Yeni doğmuş bir kuzuya, kolostrum yerine normal koyun sütü veya inek sütü verilse kuzuyu yaşatmak kolay olmamaktadır. Öksüz bir kuzuya verilecek süt ananın aynı gün doğurmuş bir başka koyun olması en doğrusudur.
Süt yerine geçen karbonhidratlı maddeler ve yağlar ancak ikinci haftadan sonra normal şekilde sindirilebilir duruma girerler. Şu halde, yeni doğmuş bir kuzunun doğumdan sonra en az iki hafta süre ile ya kendi anasını veya yakın saatlerde doğum yapmış bir başka koyunu doyasıya emmesi şarttır.
Laktoz dışında, kolay sindirilebilir karbonhidratlı maddelerin sindirimini sağlayan Maltase, Amylase (Amilazlar) gibi sindirim fermentleri, doğum takip eden günlerde yavaş yavaş aktivite göstermeye başlar.
Temel enerji kaynağı olan süt şekeri (laktoz) yerine geçebilecek karbonhidratlı besin maddelerinin sindirilmeye başlaması için üç hafta; sindirimi nispeten daha güç olan kesif yemler ve kaba yemlerdeki karbonhidratları sindirebilir hale gelmesi ve rumenin fonksiyon yapmaya başlaması ise, en az dört beş haftalık bir zamanı gerektirir.
Kuzularda Süt Emme Devresinde Sindirim Enzimleri Özet
Özet olarak söylemek gerekirse, doğumdan sonraki beş altı hafta içinde kuzunun beslenmesi anaya bağımlıdır. Bu bağımlılığın herhangi bir nedenle koparılması halinde kuzunun sağlığı tehlikeye girer.
Kuzunun ilk 6 haftada (halk ifadesi ile, 40 gün) anasını doyasıya emmesi ve bu arada, ikinci haftadan itibaren, önünde bulundurulacak kaliteli konsantre yem ve kaba yemlere yavaş yavaş alışması en doğrusudur. Daha sonraki dönemde süt yavaş yavaş azaltılıp, yiyebildiği kadar kaba ve konsantre yemler verilirse ve meradan bol bol yararlanması sağlanırsa kuzular hızlı ve sağlıklı büyüme imkanı bulurlar.
Süt proteinlerini sindiren fermentler doğuştan itibaren mevcuttur. Ancak, abomasumda tuz asidi salgısı gecikerek salgılanmaya başladığı için, yeni doğan hayvanlar kolostrum ile aldıkları proteinleri (bu arada immun globulileri) sindirim kanalında enzimatik parçalanmaya uğratmadan barsak mukozasından olduğu gibi rezorbe ederler. Bu özellik doğumu takip eden saatlerde çok belirgindir. İlk günün ortalarından itibaren protein moleküllerini rezorpsiyon yeteneği azalmaya başlar; ikinci günde azalıp kaybolur. Buna paralel bir şekilde, proteinleri sindiren fermentler aktivite kazanırlar. Yine aynı şekilde, kolostrum sütünün kompozisyonu hızla değişir ve normal süte dönüşmeye başlar.
Doğumdan sonraki üçüncü günde: koyunun memesindeki normal süttür, Lab fermenti ve proteolitik fermentler aktif duruma girmişlerdir. Bağırsaklardan rezorbe edilenler protein molekülleri değil, protein yapı taşlarıdır.
Kaynak: Koyun-Keçi Hastalıkları ve Yetiştiriciliği, 1990, Ed; Aytuğ CN, Alaçam E, Özkoç Ü, Yalçın BC, Gökçen H, Türker H, TÜM VET Hayvancılık Hizmetleri Yayını, Teknografik Matbaası, İstanbul, Türkiye, 69-70.