Kuş Tüyüne Benzer Tüyleri Olan Pterozor Fosili Bulundu. Çin’de bulunan iyi korunmuş iki pterozor fosili üzerinde yapılan bir çalışma sonucunda, bu uçan sürüngenlerin kıla benzer piknofiberlerin yanı sıra, kuş tüyüne benzer yapılara da sahip olduğu ke..
Çin’de bulunan iyi korunmuş iki pterozor fosili üzerinde yapılan bir çalışma sonucunda, bu uçan sürüngenlerin kıla benzer piknofiberlerin yanı sıra, kuş tüyüne benzer yapılara da sahip olduğu keşfedildi. Anlaşılan o ki, pterozorlar arasında hem yarasalardaki gibi kürke, hem de kuşlardaki gibi tüylere sahip olan türler vardı. Çalışmayı gerçekleştiren ekip, elde ettikleri bulguları Nature Ecology & Evolution dergisinde yayımladı.
Dinozorlar çağında yaşamış canlılar olan pterozorlar, gerçekten uçabilen ilk omurgalılardı. Ancak günümüzde soyları bütünüyle tükenmiş durumda olduğundan, uçan sürüngenlere ilişkin yanıtlanmamış pek çok soru var. Şimdiye dek yapılan çalışmalarda, pterozor derisinin piknofiber adı verilen kıl gibi uzantılarla kaplı olduğunu göstermişti. Yeni çalışmada ise bu sürüngenlerin ayrıca kuş tüyünü andıran tüylerinin de olabildiği ortaya kondu. Ekibin kıdemli üyesi Mike Benton, keşiflerinin kuş tüyünün evrimsel kökenine ilişkin çok önemli ipuçları verdiğinin altını çiziyor.
Çalışma kapsamında araştırmacılar iyi korunmuş iki tane kısa kuyruklu pterozor fosilini analiz etti. Bu hayvanlar yaklaşık 160 milyon ilâ 165 milyon yıl öncesinde, şu an Çin sınırlarında kalan bölgede yaşamıştı. Bilimciler bu hayvanların 4 farklı çeşit tüye sahip olduklarını belirtiyor. Piknofiber çeşitlerinden biri kabarık kıllar gibi olup, hayvanın başında, gövdesinde, uzuvlarında ve kuyruğunda bulunuyordu. Diğer üç piknofiber çeşidi arasında ise kanatlarda ve kafada bulunan, modern kuş tüyü gibi dallanan kıvrık ipliksi tüyler vardı.
İzgeölçümü (spektroskopi) sonucunda, bu piknofiberlerin hepsinin kimyasal bileşimlerinin, modern kuş tüyüne benzer olduğu anlaşıldı. Elektron mikroskobu taraması sayesinde de pigment paketçikleri içerdikleri, yani renkli olabildikleri keşfedildi; melanozomlarına bakılırsa çoğunlukla kahverengi idiler. Tüm bu tüylerin olası rolleri arasında ısıl yalıtım, aerodinamik hava akışı, kamuflaj ya da süslenme için renklilik ya da kedi bıyığı gibi algılama amaçlı olabilecekleri düşünülüyor. İleri görüntüleme teknikleri, yakın gelecekte bu pterozor tüylerinin yapısına ilişkin daha fazla bilgi edinmemizi sağlayabilir.
Kuş tüyleri, günümüzde omurgalıları süsleyen en karmaşık yapılar olma niteliği taşıyor. Eskiden sadece kuşlarla ve onların dinozor atalarıyla sınırlı olduğu düşünülüyordu. Ancak kuş tüyünün evrimsel kökeni tartışmalı bir konuydu. Elde edilen yeni bulgular, kuş tüyünün hem pterozorların hem de dinozorların ortak atasında evrilmiş olması olasılığını destekleyebilir. Bununla birlikte, kuş tüyü benzeri yapıların bu iki soyda bağımsız olarak evrilmiş olma olasılığı da hâlâ var.
Dinozorlar gibi pterozorlar da arkozordu. Krokodilyenleri de kapsayan bu sürüngen grubu, muhtemelen Geç Permiyan Dönem’de (250 milyon yıldan uzun süre önce) belirmiş ve onu izleyen Mezozoik Çağ’da baskın olmuştu. Arkozorlar yaklaşık 66 milyon yıl öncesine dek bollaşmayı sürdürdü. Kretas sonundaki kitlesel yok oluşla birlikte, geriye sadece bir dinozor soyu (kuşlar) ve birkaç krokodilyen kaldı.
Karmaşık, dallanmış yapılar olan gerçek kuş tüyleri, çeşitli teropodlarda (dinozor aile ağacının kuşları da kapsayan ana dallarından biri) bulundu. Daha az karmaşık tüyler ise teropod olmayan birkaç dinozorda görüldü. Onlarca yıldan bu yana, paleontologlar iyi korunmuş pterozor fosillerinde de bazı tüyler buluyordu. Basit yapılara sahip (dallanmamış, boş tüpler gibi) olan bu tüylere piknofiber adı veriliyordu. Pterozor resmi çizen sanatçılar da hayvanı kürke benzer bir kıl örtüsüyle betimliyordu. Ancak yeni yapılan çalışmada, kısa kuyruklu iki pterozor örneğinde dört ayrı çeşit piknofiber olduğu saptandı.
Tip 1 basit, içi boş piknofiberler olup, diğer pterozorlarda da bulunan çeşit olarak belirtiliyor. Bu piknofiber çeşidi iki örneğin de vücutlarının büyük bölümünü kaplıyor. Memelilerin alt kürklerine benzetilen yapının, ısıl düzenlemede rol oynayabileceği düşünülüyor. Diğer üç çeşit ise dallanan yapılar olmalarıyla dikkat çekiyor ve sadece belirli bölgelerde bulunuyorlar. Örneğin bir ağaç dalını andıran Tip 4 (bkz. n harfi ile belirtilen kare) sadece kanat zarlarında yer alıyor. Tip 2 ve Tip3 (bkz. h ve k harfleri ile belirtilen kareler) ise daha farklı dallanma yapısına sahipler ve örneklerden birinin sadece başında, boynunda ve uzuvlarında bulunuyor.