Koyunların ağız yaraları ile ortaya çıkan birçok hastalık vardır. Diğer belirtiler ile bir arada değerlendirilmezse hastalıklar birbirleriyle karıştırılabilir. O yüzden ağız yaraları ile seyreden hastalıklarda ayırıcı klinik teşhis için başka belirtiler olup olmadığına özellikle dikkat edilmelidir.
Ağızda, dudaklarda yara ile seyreden en önemli hastalık Ektima ’dır. Literatürde ORF, kontagiyöz pustuler stomatitis, Scabby mouth, Sore mouth, CE= Contagious Ecthyma olarak geçen hastalığın etkeni pseudocowpox virüsüdür. Virüs vücuda girdikten 4- 7 gün sonra ilk belirtiler ortaya çıkar. Virüsün zoonotik potansiyeli de vardır. Yani insanlara da geçebilir. Özellikle direnç sistemleri zayıflamış bireylerde belirti gösterebilen Ektima virüsü kendiliğinden iyileşir.
Hasta hayvanlarla temas ve müdahalede mutlaka eldiven kullanılmalıdır.
Koyunlarda da kendiliğinden iyileşebilen Ektima hastalığı, kuzularda ölümcül olmaktadır.
Kuzularda ölüm oranının yüksek olması yavruların aç kalması sebebiyledir.
Ektima hastalığı çok bulaşıcıdır. Epiteliotropik (Epitel dokulara tutunan) bir virus olduğu için ağız ve dudaklar dışında ayaklara ve memelere de bulaşabilir.
Böylece; bazı durumlarda hastalığın topallık ve mastitise sebep olduğu gözlenmiştir.
Hastalıkla mücadelede yapılması gereken en önemli iş hastalar ile sağlıklıların ayrılmasıdır. Erken gözlem ile ilk belirti gösteren hayvanların diğerlerinden ayrılması hastalığın bulaşmasını yavaşlatır.
Ektima hastalığının özellikle ırk hassasiyeti olan Frezian ırkı koyunlarda yayılması daha hızlı, belirtileri ise daha şiddetli olur.
Hastalığı yapan virüs sodyum hipoklorit de çabucak ölür. Dolayısıyla çevre dezenfektanı olarak sodyum hipoklorit kullanılması önerilir.
Koyunların Ağız Yaraları Koruma Ve Tedavi
Koruma için aşısı vardır. Aşı MLV (Modifiye canlı virüs) aşısıdır. Ancak; son zamanda ülkemizde aşısı bulunmamaktadır. Daha önce 2 farklı aşı vardı ve kullanılmaktaydı.
Eğer kuzuların aç kalmalarına engel olunursa ölüm oranı gayet düşük seviyelerdedir. Hastalığın kendiliğinden iyileşmesi de mümkündür.
Kuzular suni besleme ile aç kalmaktan kurtarılırsa ölmezler. Sonda ve şırınga ile beslenen yavrular hastalığı atlatabilir.
Virüs etkenli bir hastalık olduğu için Ektimanın doğrudan tedavisi yoktur. Ağız ve dudaklardaki yaralara gliserin iode sürülebilir. Hazır olarak bulunabilecek magistral bir ilaç olan gliserin iode, aynı zamanda elde yapılabilir.
En pratik yöntem 3 kısım gliserini, 1 kısım tentürdiyot ile karıştırıp, iyice çalkalamaktır. Elde edilen gliserin iode ağız, dişeti ve dudaklara sürülür.
Koyunlarda nakliye stresinin önlenmesi, hatta olabilecek her türlü stresin önlenmesi Ektima hastalığının koruyucu hekimliğinde başarı elde edilmesini sağlar.
Ektima ile karıştırılabilecek diğer virüs etkenli hastalıklar şunlardır;
PPR (Küçük geviş getirenlerin vebası), Mavi Dil hastalığı, Şap, Çiçek hastalığı.
Ayrıca; Sığırların Veziküler Stomatitis hastalığı nadiren koyunlarda da görülebilir.
Koyunların Ülseratif Dermatosis hastalığı Ektima ile aynı virüs ailesinden bir virüsün oluşturduğu, diğer belirtilere ek olarak vaginitis, balanoposthitis ve ayak lezyonları ile ortaya çıkan bir hastalıktır.
PPR Morbillivirus tarafından oluşturulur. Mavi Dil Bluetongue virüsü (BTV) tarafından meydana getirilen bir hastalıktır. Şap etkeni Aphthovirüstür. Çiçek hastalığı etkeni ise Capripox virüsü olup, ağız dışında, kasık, koltukaltı, vagina ve anüs çevresinde de nekrotik yaralarla ortaya çıkar.
Mavi Dil hastalığında dil morarır, şişer ve ağızdan dışarı çıkar. Aynı zamanda ayaklarda, canlı doku ile tırnağın birleştiği bölgede lezyonlar yapar.
PPR ise öldürücü bir hastalık olup, ölüm oranının yüksekliği, öksürük, dil ve yanaklarda kötü kokulu ülserler ile karakterizedir.
Sonuç olarak; Koyunların ağız yaraları olduğunda her ağız yarası Ektima değildir. Mutlaka tüm belirtiler değerlendirilmeli ve yanlış teşhise yol açmadan, doğru uygulamalar yapılmalıdır.