Koyunlarda Uyuz Hastalığı (Akariasis)

Koyunlarda Uyuz Hastalığı (Akariasis)

Koyunlarda uyuz hastalığı önemli bir arthropod enfestasyonudur. Türkiye’de rastlanan başlıca uyuz çeşitleri “Psoroptik uyuz” (Gövde uyuzu), “Sarkoptik uyuz” (Baş Uyuzu) ve seyrek olarak da “Korioptik uyuz” (Ayak uyuzu) ‘dur.

Koyunlarda Sarkoptik Uyuzu (Baş Uyuzu)

Halk arasında “Kel” veya “Kelbaş” olarak bilinmektedir. Baş uyuzunun 2 türü vardır. Sarcoptes Scabei var Ovis ve Sarcoptes Scabei var Caprae ‘dir.

Sarcoptes Scabei var Ovis

Çok küçük, vücutları toplu yuvarlaktır. Dişiler 330-600 mikron uzun, 250-400 mikron genişliktedir. Erkekler 200-240 ve 150-200 mikron boyutlarındadır. Ayakları kısadır. 3. ve 4. çift ayaklar vücut hizasından dışarı taşmazlar. Dorsal yüzde kıvrım ve oluklar ve bu türe özgü, kısa üçgen şeklinde birçok pul mevcuttur.

Biyolojisi

Döllenmiş dişi epidermisin üst NR, ii <a tabakasında tüneller açar, bu tünellerde yumurtlayarak ilerler. Her defasında 1-2 yumurta bırakırlar. Yumurtalardan 3-4 günde 6 ayaklı larvalar çıkar ve derinin yüzeyine çıkarak dolaşırlar. Derinin üst katlarında küçük gömlek değiştirme cepleri hazırlar ve bu ceplere girerek gelişmelerine devam ederler.

Larvaların genital organları yoktur. Larval cepte iki nimfal devre geçirirler. Nimflerin dört çift ayakları mevcut, genital organları yoktur. Büyük olanlardan dişiler, küçük olanlardan erkekler meydana gelir. yumurtadan yumurtaya gelişme yaklaşık 17-21 gündür.

Ergin erkekler derinin yüzeyinde veya larval cepte dişileri ararlar. Ergin dişiler döllendikten sonra yeni tunel açar ve gelişme kesesi hazırlarlar. 4-5 gün sonra yumurtlamaya başlarlar. Dişilerin ömrü yaklaşık 3 ay, erkeklerinki 2 aydır. Hayvandan hayvana bulaşma kontak suretiyle larva, nimf veya erginlerin bulaşması şeklinde olur.

Patogenezi

Sarkoptesler epidermisi tahrip eder, epitel dokuları ve lenf sıvısı ile beslenirler. Meydana getirdikleri irkilti sonucu şiddetli kaşıntı, eritematoz deri yangısı ve eksudat sızıntısı oluşur. Eksudat sızıntısı pıhtılaşarak deri yüzeyinde kabuk meydana getirir. Daha ileri aşamada, bağ dokunun proliferasyonu ve aşırı keratinizasyon ile karakterize dermatitis tablosu ortaya çıkar. Deri kalınlaşır, kırışır, kıllar dökülür. Sarkoptes uyuzunun yol açtığı deri lezyonları mantar enfeksiyonları ile komplike olur.

Klinik Belirtiler

Sarkoptesler, yüz, kasık ve kulak gibi vücudun yapağısız kesimlerini seçer, yavaş yayılırlar. Lezyonlar önce dudaklardan başlar, bütün baş ve yüz bölgesinin kaplar. Göz kapaklarına inebilir. Kıllar dökülür. Deri kalınlaşmış, çatlamış ve kuru kabuklarla örtülmüştür. Yeni lezyonlarda kırmızımsı papuller ve eksudat vardır. Lezyonlar çok kaşıntılıdır. Hayvanlar başlarını sağa sola sürterek kaşınırlar. Hayvan kaşıntıdan dolayı huzursuzdur. Otlama aksar ve sonuçta zayıflar.

Sarcoptes Scabei var Caprae

Erkekler 243 mikron uzunlukta, 188 mikron genişlikte; dişiler 345 mikron uzun ve 342 mikron genişliktedir. Dorsal yüzdeki pullar çok sivri olmayıp, arkaya doğru seyrelmektedir. Özellikle yurdumuz keçilerinde ve Akdeniz bölgesinde yaygındır. Bu akar kozmopolit olup, koyunlardan başka at ve sığırlarda da bulunabilir.

Hastalık genellikle kronik seyreder. Baş bölgesinden başlar. Şiddetli irritasyon, kaşıntı, kabuklanma, kıl dökülmesi, sürtünme ve kaşınmadan dolayı huzursuzluk dikkati çeker. Uzun süren olaylarda deri kalınlaşır; burun üstü, göz kapakları ve kulak içleri gibi kılların az olduğu bölgelerde nodüller teşekkül edebilir. Uyuz böceğinin sebep olduğu deri lezyonları çoğu kereler mantarlar tarafından istila edilir; enfestasyon şiddetlenir.

Koyunlarda Uyuz Hastalığında “Psoroptik Uyuzu”

Psoroptes Communis var Ovis (Gövde Uyuzu)

Gövde uyuzun etkeni Psoroptes Communis var Ovis ‘dir. Koyun ve sığırların gövde uyuzunu meydana getirir. Koyunda vücudun yapağı kaplı tüm bölümlerinde, omuzlarda, yanlarda ve arka kısımda uyuz lezyonları meydana getirir. Dünyanın her yanında yaygındır. Dişiler 670-740 mikron uzun, 450-460 mikron genişlikte, erkekler 500-600 mikron uzunlukta, 340-370 mikron genişliktedir. Vücutları oval beyaz renkte ve ayakları kahverengindedir. Larvalarında 3 çift, erginlerde 4 çift ayak mevcuttur. Rostelleri uzun ve sivridir, sokmaya ve emmeye çok elverişlidir.

Biyolojisi

Psoroptesler tüm hayatlarını konak hayvanın derisi üzerinde geçirirler. Evrim süresi yumurtadan çıkıştan ergin hale gelip ilk yumurtaların çıkarılışına kadar 10-12 gündür. Dişiler ergin cağa geldiklerinde bir önceki jenerasyondan kalma ergin erkek mevcutsa bu süre 89 güne kadar iner.

Döllenmiş yumurtalardan 1-3 günde larvalar çıkar. Larvalar 2-3 gün beslenir protonimf safhasına geçer; Bu devre 3-4 gün sürer. Küçük nimflerden erkekler, büyüklerden dişiler meydana gelir. Dişiler erkeklerden daha önce oluşurlar. Bazen yumurtadan çıkıştan 5.5 gün sonra ergin çağa erişmiş olabilirler. Erkekler 6 günden önce görülmez. Çiftleşme 1 gün sürer. Dişiler 30-40 gün yaşar ve bu süre içinde 90 veya daha fazla yumurta yumurtlarlar.

Epidemiyolojisi

Gençler ve zayıf kondisyonlu hayvanlar uyuza daha duyarlıdırlar. Klinik hastalık olaylarına Sonbaharın sonu, Kış ve İlkbahar başlangıcında rastlanmaktadır. Kışı ağır enfestasyonlu olarak geçiren koyunlar yazın klinikman düzelirler. Bu iyileşme tam olabildiği gibi, Sonbaharda hastalık yeniden ortaya da çıkabilir. Yaz süresince Akariasis latent olarak devam eder.

Latent Akariasis devresinde akarların en fazla bulundukları vücut bölgeleri infraorbital çukurlar, inguinal kıvrımlar, skrotum, kuyruk bölgeleri ve boynuz dipleridir. Sonbahar ve kış geldiğinde, akarlar buralardan tüm vücut yüzeyine dağılırlar. Latent Akariasis’li, fakat klinikman normal görünen bu gibi koyunlar, hastalığın bulunmadığı bir sürüye gittikleri de enfestasyon kaynağı durumuna gelirler.

Psoroptes etkenleri konakçı hayvan vücudu dışında ancak 1 ay kadar canlı kalabilirlerse de, vücut dışında bulunan böceklerin enfestasyon yeteneği 15 günden fazla sürmez. Enfestasyon direkt veya endirekt kontak suretiyle olur.

Patogenez ve Semptomlar

Psoroptes ovis deride tunel açmaz, deri üzerinde kabukların altında yaşar. Epidermisi delerek, lenf sıvısı emerek beslenirler ve burada lokal bir reaksiyon yaratarak, küçük yangısal kabarcıklar oluştururlar. Burada serum intiltrasyonu vardır. Akarlar keratin tabakası üzerinde çok aktiftirler, deride direkt tahribata yol açarlar.

Hastalık çoğunlukla cidago ve sağrı bölgesinden başlar ve yavaş yavaş bütün vücuda yayılır. Hastalığın en erken devresinde yangı bölgesinde küçük veziküller ve seröz eksudat mevcuttur. Lezyon çevreye doğru yayılırken orta kısımda veziküller kurur ve kabuk oluşturur. Lezyonun çevre bölümü nemlidir. Lezyonlu bölgelerde yama tarzında yapağı dökülmesi başlar.

Lezyolu bölgede şiddetli kaşıntı vardır. Koyunlar parmaklıklara, duvar ve diğer sabit objelere şiddetli sürtünürler. Kaşıntılı bölgelerde yapağı dökülür; bazen hayvanın tüm vücudu yapağısız kalabilir. Psoroptes uyuzunun sebep olduğu birinci önemli ekonomik kayıp yapağı dökülmesidir. Uyuz lezyonları tüm yapağılı vücut bölgelerinde görülebilir. En fazla yerleştiği bölgeler omuzlar, vücudun iki yanı, sağrı ve kuyruk bölgeleridir. Deri kalınlaşır, kepeklenir, sürtünme sonu erozyonlar şekillenebilir. Kaşıntı semptomları koyunlar ağıla konduklarında, sıcakta daha da artar.

Uyuzlu koyunlar çok huzursuzdur. Kaşıntıdan dolayı yem yemeleri önemli ölçüde azalır. Yemi değerlendirme azalır. Hayvanlar belirgin şekilde zayıflarlar; genç hayvanların gelişmeleri aksar. İleri derecede uyuz enfestasyonlarında hayvanlar kaşeksi sonucu ölebilirler. Uyuz böceklerinin salgıları ve tahrip olan dokulardan kaynaklanan toksik etkiler de hayvanda toxaemie yaratabilir.

Koyunlarda Uyuz Hastalığında “Chorioptik Uyuzu”

Chorioptik Bovis var Ovis (Ayak Uyuzu)

Ayak uyuzu etkeni Chorioptik Bovis var Ovis ‘dir. Koyunlarda uyuz böceklerinin en ince ve uzun olanıdır. Vücutları oval, rostellumları uzun ve koniktir. Ayak uçlarında eklemsiz ve kupaya benzeyen vantuzları vardır. Koyunların ayaklarında ve baş bölgesinde bulunur. Biyolojileri Psoroptes’lerin biyolojilerine benzemektedir. Yumurtadan yumurtaya yaklaşık 3 hafta sürer.

Bunlar deri yüzeyinde yaşar ve derin tabakalara inmezler. Bundan ötürü “Kabuk yiyen uyuz” adı ile de bilinirler. Ayak uyuzu çoğunlukla ön ayaklarda görülür. Belirgin klinik semptom ayaklarda kaşıntıdır. Thrombidiosis ile karışabilir.

Koyunlarda Uyuz Hastalığında Teşhis Nasıl Yapılır?

Baş uyuzu, Vücut uyuzu ve Ayak uyuzununun klinik teşhisinde, önce sürünün genel durumu gözden geçirilir. Kaşıntı, yapağı dökülmesi, deride kalınlaşma ve kabuklanma gibi lezyonlar bulunan koyunların mevcut olması uyuz hastalığı için kuvvetli şüphe yaratır. Klinik diyagnoz da mevsim ve diğer epidemiyolojik şartlar da dikkate alınır.

Diyagnozu kesinleştirmek için, hasta hayvanlardaki deri lezyonlarından derin kazıntı alınır (Baş uyuzunda kabukların altından derin kazıntı, vücut uyuzunda lezyonların kenar kesiminden). Kazıntılar petri kutularına alınıp ağızları kapatılır. Bir süre oda ısısında bırakılır. Vücut ısısında ısıtalarak, siyah bir zemin üzerine döküldükten sonra büyüteçle uyuz böceklerinin varlığı tespit edilir.

Latent uyuz durumunu tesbit için, infraorbital çukur, testisler ve boynuz diplerinden kazıntı almak gerekir.

Materyal labratuvara gönderildiğinde, diseksiyon mikroskobunda incelenir. Ayrıca %10 potasyum hidroksit solusyonu ile muamele edilip, ısıtarak santrifuje edilir. Sedimentten alınan materyal mikroskop altında incelenerek uyuz böcekleri aranır.

Koyunlarda Uyuz Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Uyuz çıkan sürüde, uyuz lezyonu görülsün veya görülmesin sürüdeki tüm hayvanlarda uyuz tedavisi yapılmalıdır. Çünkü tedavi yapılmayanlar latent hasta olarak sonradan tüm sürüyü yeniden bulaştırabilirler.

Üç haftalık aralarla hayranlardan alınacak deri kazıntılarında hiçbir canlı uyuz böceği görünmeyene dek akarisit ilaç uygulamasına devam edilmelidir.

Uyuz çıkan sürülerin iklim şartları elverdiği ölçüde devamlı açık havada, merada bırakılmaları yararlıdır.

Uyuz sağıtımında pek çok akarisit ilaç kullanılabilir. Bunlar arasında ivermectin‘in ayrı bir yeri vardır. İvermectin deri altı yolla 0.2 mg/kg dozda, tek bir enjeksiyon şeklinde tatbik edilir. Eğer psoroptik uyuz çok şiddetli ve yaygın ise, 1 hafta sonra ikinci bir ivermectin enjeksiyonu tavsiye edilir. Ya da, ağır enfestasyonlu koyunlarda ilk ivermectin uygulamasında 0.4 mg/Kg doz uygulanır.

Uyuz sağtımında kullanılan diğer ilaçlar prospektuslaçında belirtildiği şekilde sulandırıldıktan sonra, banyo, püskürtme veya yıkama şeklinde kullanılırlar. Bu akarsit insektisit ilaçların başlıcaların jenerik isimleri şunlardır:

Koyunlarda Uyuz Hastalığının Kontrolü Nasıl Yapılmalıdır?

Ağıllar 15 gün boş bırakılmak suretiyle ağılda kalmış olan uyuz böceklerinin yok olması sağlanır.

Latent enfekte koyunların hastalık mevsimi öncesinde sağıtılarak vücutları üzerinde mevcut bulunan uyuz böceklerinin imha edilmesi halinde sürüde uyuz hastalığının çıkışını önlemek mümkündür. Koyun sürüleri Sonbaharda ağıla konduğu devrede veya besiye alınan hayvanların besi ahırına yeni geldikleri devrede, sürünün tamamında uzun süre etkili bir akarisit (örneğin, ivermectin) uygulandığı takdirde, uyuzu önlemek mümkün olabilir.

Koyunlarda trombidiosis

Trombiculidae ailesine bağlı TroMbicula autumnalis akarının larvalarının meydana getirdiği bir hastalıktır.

Ergin akarlar 2.5 mm uzunlukta, kırmızı renkte, vücutları deri yapısında kıllarla örtülüdür. Erginler ve nimfler toprakta serbest yaşar, küçük arthropodların yumurtaları ve larval sıvıları ile beslenirler. bu parazitlerin örümceğe benzeyen, kırmızı renkli, altı ayaklı, 400 mikron boyunda 190 mikron enindeki tüylü larvaları, Yaz sonları ve Sonbaharda koyunlarda parazit olarak bulunurlar.

Klinik Belirtiler

Koyunlar ayaklarını yere vurur, ısırırlar. Corona bölgesi, ökçe, bukağılık ve bazen baldır derisi kızarıktır. Bu devrede, 1mm çapındaki demet halindeki larvaları doymuş halde bulmak mümkündür. Larvalar doyduğunda, 3-5 mm çapındaki bir yangılı bölgenin ortasında küçük, sarı bir merkez gibi görünürler. larvaların yangılandırdığı deri kesimi şişer, kalınlaşır, sıcaktır. Ulserli bölge sekunder enfeksiyonların etkisi ile fistülleşebilir. Koyunun ısırmasından ötürü deri yaralanır. Kabuk altında ekseriya yeşilimsi irin bulunur. Bu devrede kaşıntı hafiflemiş olabilir. Lezyonlar bazen diz bölgesine kadar yayılabilir. İlerlemiş olaylarda lezyonlu derinin görüntüsü siğil ile kaplı bir deriyi andırır.

Ölüm oranı çok düşüktür 6-8 haftada iyileşme olur.

Diyagnoz

Bulaşıcı Ecthyma’nı ayak şekli ile ve sekunder deri enfeksiyonları ile karışabilir. Fakat bunlarda kaşıntı yoktur. Bulaşıcı Ecthyma da esas lezyonlar dudaklarda bulunur. Lezyonu bölgeden alınan kazıntının mikroskobik muayenesinde larvaların görülmesi ile diyagnoz konur.

Tedavisi

Sağaltımda organik fosforlu ve sentetik pyretroid bileşiği ektoparazit ilaçları kullanılabilir. Parazitli olduğu bilinen meralara Sonbaharda koyunların sokulmaması tavsiye edilmektedir.

Kaynak

Kaynakları görüntülemek için tıklayınız...
Koyun Keçi Hastalıkları ve Yetiştiriciliği, Prof. Dr. Cemal Nadi Aytuğ, Prof. Dr. Erol Alaçam, Prof. Dr. Burhan Cahit Yalçın, Prof. Dr. Hazım Gökçen, Prof. Dr. Hilmi Türker, Dr. Ümit Özkoç, Tüm Vet Hay. Hiz. , Teknografik Matbaası, İstanbul 1990, 264-268.
Exit mobile version