Koyunlarda Kanyaş Otu Zehirlenmesi (Phalaris)

Koyunlarda Kanyaş Otu Zehirlenmesi (Phalaris)

Koyunlarda kanyaş otu zehirlenmesi (Phalaris), Phalaris aquatica (Kanyaş), P. tuberosa (Yumrulu Kanyaş), P. arundinacea (Yem Kanyaşı), P. canariensis (Kuş Yemi), P. picta (Alaca Kanyaş) nisbeten sulak meralarda oldukça sık rastlanan otlardandır. Su kenarlarında çok bol bulundukları için, kurak geçen aylarda koyunlar bu otları bol miktarda yerler. Bu otların siyanogenik etkisi de oldukça yüksektir.

Kanyaş otunun en fazla öldürücü olduğu zaman, Sonbaharın bulutlu ve Kırağılı günleridir. Sonbahar da ve Kış aylarında, koyunlarda phalaris (Kanyaş) türü otlar bakımından zengin olan meralara sokulmasından 2-3 hafta sonra klinik olaylara rastlanmaya başlar.

Sığırlar koyunlara kıyasla daha dayanıklıdır. Hastalık her yaş koyunda görülür. Zehirlenmeler, meranın toprak özelliklerine, bitkinin içinde bulunan tryptamin alkaloidlerinin miktarına, iklime, çevre ısısına ve bitkinin büyüme devrelerine göre farklılıklar gösterir. Gölgede büyümüş olan kanyaş otlarının daha toksik olduğu bildirilmektedir.

Koyunlarda Kanyaş Otu Zehirlenmesinin Patogenezi

Kanyaş bitkisinin içinde bulunan, serotonin benzeri, bir tryptamin alkaloidin zehirlenmeye neden olduğu zannedilmektedir. Bu madde, otonom sinir sisteminde serotonin yerine geçerek, serotoninin fonksiyon yapmasını önler. Triptamin alkaloidlerinin taşikardi ve ventriküler blok yapıcı etkileri de vardır.

Kanyaş Otu Zehirlenmesinin Klinik Belirtileri

Koyunlarda kanyaş zehirlenmesi başlıca iki şekli vardır: bunlardan birincisi ventriküler fibrillasyona bağlı “ani ölüm şekli“; ikincisi de, “sinirsel şekil” dir.

Ani Ölüm Şekli

Koyunlar istirahat halinde iken normal görünüştedir. Hareket etmeye zorlandığında, bir süre gittikten sonra ani olarak titreme ve şiddetli solunum güçlüğü belirtileri ortaya çıkar. Yere düşer. Şuur kaybolur. Kalp sesleri sadece bir uğultu şeklinde duyulur (ventriküler fibrilasyon). Koyun de asfeksi, kalp yetmezliği ve kollaps sonu, kısa sürede ölür.

Sinirsel Çekil

Başlangıçta koyunlarda istirahat halinde iken normal görünüştedir. Eksite edildiklerinde sinirsel belirtiler ortaya çıkar. Koyun sese, dokunma ve diğer uyarılara çok duyarlıdır. Baş öne eğiktir. Yürüyüş sırasında adımlar tutuktur. Eklemleri gereği gibi bükemediği için adeta sarmısak döğer gibi yürür. Yüzlek kaslarda titremeler, göz küresinde dönme hali görülür. Solunum çok hızlanır. Bu semptomlar nöbet şeklinde görülür.

Hayvan sakin halde bırakıldığında tekrar ayağa kalkarak normal yaşantısına devam eder; yürüyüşü normalleşir.

Hayvan Kanyaşlı merada otlamaya devam ettiğinde sinirsel nöbetler ve konvulusyonlar giderek daha da sıklaşır ve şiddetlenir. Sürüde her gün değişik sayıda hasta hayvana rastlanır.

Sürü meradan uzaklaştırıldıktan sonra hastalar yavaş yavaş düzelir. İki ay içinde sürü yeniden normal duruma gelir.

Nekropsi Bulguları

Hiçbir makropatalojik bulgu yoktur. Ventriküler fibrillasyon ve kollaps sonu ani olarak ölen koyunlarda akciğer konjestiyonu ve akciğer ödemi, viseral organlarda, özellikle endokard ve epikard da peteşiyal kanamalara rastlanır.

Histopatalojik Bulgular

Med. sipnalis ve Cerebellum’un ventral kesimlerinde sinir hücrelerinde dejenerasyonlara rastlanır. Uzun süre devam eden olaylarda Purkinje ipliklerinde de dejenerasyonlar şekillenir. Böbreklerin medulla bölgesinde ve orta beyinde yeşilimtırak pigmentasyona rastlandığı bildirilmektedir.

Hastalığın Seyri

Merada Kanyaş otunun tespit edilmesi ve klinik semptomların görülmesi ile diyagnoz konabilir. Claviceps paspali zehirlenmesi ile benzerlikleri vardır.

Phalaris Zehirlenmesinde Tedavi

Sağaltım için mutlaka Hekim ‘inize başvurun. Burada yazılan tedaviler bilgi amaçlıdır. Burada verilen bilgilerle tedavi edilmeye çalışılan hastanın oluşabilecek olumsuz tüm sonuçlar için hiçbir sorumlukluk kabul edilmez.

Sürüyü Kanyaşlı meradan uzaklaştırmaktan başka çare yoktur.

Kanyaş Zehirlenmesinden Koyunları Nasıl Korumalıyız?

Kaynakça

Kaynakları görüntülemek için tıklayın...
Koyun Keçi Hastalıkları ve Yetiştiriciliği, Prof. Dr. Cemal Nadi Aytuğ, Prof. Dr. Erol Alaçam, Prof. Dr. Burhan Cahit Yalçın, Prof. Dr. Hazım Gökçen, Prof. Dr. Hilmi Türker, Dr. Ümit Özkoç, Tüm Vet Hay. Hiz. , Teknografik Matbaası, İstanbul 1990, 346-347.
Exit mobile version