Köpeklerde irinli hepatitis yani karaciğer apseleri ender görülen bir hastalıktır. Thornburg yedi yıllık çalışma sonucunda hepatobiliar hastalık bulunan 1800 köpeğin sadece 5’inde hepatik apse belirlemiştir. Vakaların yarısı yeni doğanlarda veya birkaç aylık yavrularda görülür. Bununla beraber erişkinlerde otopsi çok daha az yapıldığından dolayı insidansının bildirilenlerden daha büyük olduğuna inanılır. Karaciğer apselerinin çoğu diğer organ ve sistemlerdeki enfeksiyonlara bağlı olarak şekillenir.
Hastalığın Etiyolojisi ve Patogenezi
Köpeklerde irinli hepatitis hastalığı genellikle çok sayıdaki bakterinin gastrointestinal kanaldan geçmesi sonucu şekillenir. Gastro intesinal perforasyonu takiben gelişen peritoneal boşluğun bakteriyel kontaminasyonu sonucu karaciğer direk olarak istilaya uğrayabilir. Abdomenden bakterilerin portal dolaşımla uzaklaştırılması sırasında da irinli hepatitis oluşabilir. Hepatik mononuklear fagositik sistem (RES) normalde barsaklardan ve portal sirkülasyondan geçen az sayıdaki bakteriyi uzaklaştırır. Travma, enfeksiyon veya cerrahi müdahale sonucu gelişen şok durumunda RES’in inhibe edilmesi sonucu portal dolaşımdaki mikroorganizmalar uzaklaştırılamaz. Fagositozisten kurtulan intestinal mikroorganizmalar apselerin ve septiseminin gelişmesine neden olurlar. İrinli hepatitis laparatomi veya gastrointestinal cerrahi sırasında abdomenin bakteriyel kontaminasyonu sonucu gelişir. Akut pankreatitiste pankreasta apseler meydana gelebilir. Buna bağlı olarak direkt yayılma sonucu karaciğer apseleri gelişebilir. Yeni doğanlarda doğum sırasında oluşan umblikal ven vasıtasıyla gelişen bakteriyel invazyon sonucu irinli hepatitis gelişebilir. Hayvanlarda irinli hepatitisin en yaygın nedeni umblikal veya portal ven vasıtasıyla karaciğerin bakteriyel invazyonudur.
Apseler aynı zamanda hepatik arter tarafından taşınan bakterilerin karaciğer invazyonu sonucu da gelişebilir. Bu şekilde gelişen hepatik apseler, bakteriyel endokarditle ve pyometrayla birlikte olabilir.
Köpeklerde irinli hepatitis ve biliar sistem enfeksiyonları deneysel olarak anaerob Bakteroides fragilis’in intravenöz inokulasyonuyla oluşturulabilir. Tek başına E.Coli enjeksiyonu hiç bir değişikliğe neden olmaz. Ancak, E.Coli küçük dozda B.fragilis ile kombine edildiğinde, hepatik apse oluşma insidansında beş misli artış olur. Köpeklerdeki diğer etkenler Nocardia spp. ve Actinomyces spp.‘dir. Bu etkenler pyogranülomatöz lezyonlar oluşturur.
Köpeklerde irinli hepatitis, travma veya neoplastik hastalıkların neden olduğu bölgesel hepatosit yıkımlanması sonucu gelişir. Hayati fonksiyonunu kaybetmiş doku karaciğerin normalde parçaladığı mikroorganizmaları uzaklaştırma yeteneğini kaybeder. Bakteriyolojik çalışmalar ender olarak yapıldığından, hepatik apseye neden olan organizmalar çoğunlukla belirlenemez. Septisemili hayvanlarda yapılan kan kültürlerinde çoğunlukla irinli hepatitise neden olan organizmalar da belirlenir. Karaciğer apselerinin en yaygın nedeni intestinal mikrofloradaki anaerobik bakterilerdir. Geçmişte kullanılan kültür teknikleri hepatik apseye neden olan intestinal anaeropların izole ve identifikasyonu için yeterli olmamıştır. Bu nedenle bazı kültür sonuçları apselerin steril olduğunu veya kontaminasyon organizmalarını göstermiştir. Apseye neden olan organizmaların gastrointestinal kanaldan köken aldığı bilindiğinde, apsenin primer sağaltımı intestinal anaerobik bakterilere karşı yönlendirilir.
Köpeklerde İrinli Hepatitis Hastalığında Klinik Belirtiler ve Tanı
Hepatik apse çoğunlukla antibiyotiklere cevap vermeyen sürekli bir ateşe neden olur. Depresyon, kusma ve anoreksi gibi spesifik olmayan semptomlar sürekli olarak görülür. Genel bir bulgu olan hepatomegalinin yanı sıra, peritonitis, ağrı ve abdominal effusyon olabilir. Sistemik enfeksiyonun belirtileri olarak ensefalopati, orşitis, subkutan apsedasyon, öksürük ve dispne gibi solunum sistemi semptomları görülebilir.
Klinik patolojik değerlendirmede, kronik enfeksiyonlarda beklenildiği gibi hemogramda değişiklikler vardır. Akut yangısal reaksiyonlarda lökositozis hakimdir ve kronik forma dönüştükçe monositozis görülür. Sola kaymayla birlikte nötrofili en yaygın bulgudur. Dejeneratif sola kaymayla birlikte nötropeni sepsis olan hayvanlarda gözlenir. Kronik dönemde hipergammaglobulinemi bulunabilir. Kanın biyokimyasal analizlerinde, hepatosit dejenerasyonunu gösteren ALT aktivitesinde artış görülür. Açlık ve tokluk serum safra asitleri yükselebilir.
Klinik ve rutin laboratuvar bulgular bir karaciğer hastalığı olduğunu göstermez. Bulgular septisemide gözlenen verilere benzediğinden dolayı hepatik hastalığın bulunma ihtimali kolaylıkla gözden kaçabilir. Periton sıvısının alınabildiği vakalarda, hepatik apsedasyon şüphesini doğuran peritonitisin gelişmiş olduğu belirlenebilir. Hepatik apseyle birlikte olan diğer bozukluklara bağlı laboratuvar bulgular gözlenir. Bu bozukluklar arasında diabetes mellitus (hiperglisemi), pankreatitis (yüksek amilaz ve lipaz aktiviteleri) ve pyelonefritis veya prostatitis (pyuri) bulunur.
Bakteriyel endokarditis çoğunlukla tanı edilebilir. Enfeksiyöz peritonitis tespit edildiğinde irinli hepatitisin de olabileceği düşünülmelidir. Abdominal boşlukta enfeksiyon bulunmadığında, hepatik apsedasyonun tanı güçtür. Kesin tanı standart laboratuvar ve radyografik bulguların değerlendirilmesiyle konulamaz. Karaciğer biyopsisi tanıda faydalı olabilir. Bununla beraber, perkutan biyopsi ile lezyonlu bölgeden biyopsi örneğinin alınması zordur. Laparaskopi ve laparatomi karaciğerin yüzeyine yakın veya yüzeyine yerleşmiş lezyonların belirlenmesinde faydalıdır. Bununla beraber, az sayıda olan ve karaciğerin derin bölgesinde bulunan apseler karaciğerin dış bakısıyla belirlenemez. Bunlar en iyi ultrasonografik muayeneyle veya karaciğer tarafından alınan gamma ışınları yayan radyoaktif izotopların enjeksiyonunu takiben gamma sayıcıda hepatik görüntü ile muayene edilir. Ultrasonografik muayenede normal karaciğer ekojenitesinden farklı ekojeniteye sahip apse görüntülenebilir. Apseler, hepatik görüntü sırasında radyoaktif isotopun alınmadığı ve konsantre olmadığı bölgelere yol açarlar. Radyografik muayenelerde hepatomegali ve abdominal detayda kayıp belirlenir. Maalesef, çoğu vakada hepatik apselerden şüphe edilmez veya şüphe edildiklerinde tanılarında pek çok güçlükler vardır.
Tedavi
Sağaltım için mutlaka Hekim ‘inize başvurun. Burada yazılan tedaviler bilgi amaçlıdır. Burada verilen bilgilerle tedavi edilmeye çalışılan hastanın oluşabilecek olumsuz tüm sonuçlar için hiçbir sorumlukluk kabul edilmez.
İIrinli hepatitis sağaltıma ender olarak cevap verir. Predispoze faktörlerin bilinmesi, apse oluşumunun önlenmesinde önemlidir. Böylece intestinal bakteri ile kontamine olmuş abdomen sadece hayvanın ölümünü önlemek için değil aynı zamanda kronik peritonitis ve buna bağlı olarak gelişen apse oluşumunu önlemek için etkili bir şekilde sağaltım edilmelidir. Kontamine olmuş peritoneal boşluktaki mikroorganizmaların ve yabancı döküntülerin uzaklaştırılması için lavaj uygulanır. Hem aerobik hemde anaerobik bakterilere karşı antibiyotikler kullanılır. Aerobların hemen hepsi gentamisine (8 saat arayla, I.V.) duyarlıdır. Bacteroides fragilis bulunmadıkça anaeroblara karşı genellikle penisilinlerden biri kullanılır (Cephalothin 6-8 saat arayla, IV veya Cefadroxil 12 saat arayla, IV). Bacteroides fragilis patojen etken olarak tespit edildiğinde, klindamisin kullanılır. B.fragilis aynı zamanda metranidazole (8-12 saat arayla, oral) karşı da duyarlıdır.
Apsenin sağaltımı için de kontamine olmuş abdomen için kullanılan antibiyotikler kullanılır. Apse drene edilmedikçe sağaltımında başarılı olmak mümkün değildir. Apsenin drenajı laparatomi ile mümkündür ve şirurjikal drenajin peritoneal boşluğu kontamine etmemesine ve yeni apseler oluşturmamasına dikkat etmelidir. Apseler çok sayıda olduğunda, drenaj ile iyileşmeyebilir. Her türlü hepatik apsenin prognozu kötüdür.
Kaynakça: Kedi ve Köpek Hastalıkları Prof.Dr. Hüseyin Yılmaz İmren 1998 (Medisan), 67-68.