Kedilerde Herpes Virus Enfeksiyonları

Kedilerde Herpes Virus Enfeksiyonları

Kedilerde Herpes Virus Enfeksiyonları

Kedilerde Herpes Virus enfeksiyonları, kedilerde üst solunum yollarında hırıltılı solunum, öksürük, lakrimasyon, salivasyon, kilo kaybı ve ateşle karakterize bulaşıcı bir enfeksiyondur.

Etiyolojisi ve Bulaşma

Enfeksiyonun etkeni Feline Herpesvirus 1 (FHV 1) ‘dir. İlk olarak 1957 yılında izole edilmiştir. FHV 1 ve Feline Calicivirus (FCV) üst solunum yolu enfeksiyonlarının %81 ‘rinden sorumlu tutulmaktadır.

Bulaşma genellikle hava yoluyla ya intrauterin yolla olur. Bulaşmayı önemli kılan faktörlerin başında, nekahat dönemdeki kedilerin aralıklı olarak virusu çıkarmaları gelmektedir.

Klinik Semptomlar

Kedilerde Herpes Virus enfeksiyonlarında klinik semptomlar genellikle 2-6 günlük bir inkubasyon süresinden sonra klinik semptomlar ortaya çıkmaya başlamaktadır. Klinik semptomlar olarak akut ve kronik seyirli 2 formda görülmektedir.

1-Akut Form: Bu formda genel duruma, etkenin virülensine, kedinin yaşına ve daha önce kazanılmış bağışıklığın düzeyine göre değişir. Genç kedilerde herpes virus enfeksiyonu daha şiddetli görülmektedir.

Aksırık, konjuktivitis ve rhinitis gözlenen ilk klinik semptomlardır. Seröz olan gözyaşı ve burun akıntısı daha sonra sekunder bakteriyel enfeksiyonların işe karışması ile mukoid ve mukopurulent bir yapı almaktadır. Akıntılar göz kapaklarının yapışmasına ve burun deliklerinin daralmasına hatta tıkanmasına neden olmaktadır. Bu durumlara bağlı olarak hırıltı ve ağızdan solunum gözlenmektedir. Kedilerde herpes virus trachea ve bronşlara yayılırsa öksürük görülebilir.

Gözün birçok noktasında ülseratif keratitis gözlenebilmektedir. Bu noktaların birleşmesiyle oluşan yaygın ülseratif odaklar hastalık için karakteristiriktir. Bazen ülseratif glossitis gözlenebilir. İntrauterin bulaşma nedeniyle enfekte olan yavrular doğumdan birkaç gün sonra hastalık belirtileri gösterir ve çoğunlukla 2-3 hafta içersinde kedilerde ölüm gerçekleşir.

2-Kronik Form: Akut formun ilerleyişi ve komplikasyonları sonucunda görülen formdur. Aksırma nöbetleri, kronik rhinitis, frontal sinusitis, turbinant mukozasında ülserasyon ve nekroz odakları görülür. Lakrimal kanallarda kronik enfeksiyon sonucu fibrosis ve stenosise bağlı olarak bol epiphora görülmektedir.

Nekropsi

Makraskopik olarak dehidrasyon, vücut yağlarında azalma, göz çevresinde ve burun deliklerinde kabuklu eksudat bulunur. Nazal boşlukta, frontal sinusların mukozal yüzeylerinde yangı odakları ve purulent eksudat vardır. Fokual ülserasyon ve nekrooz odakları görülür.

Şiddetli olgularda yangı trachea ve bronşlara kadar yayılabilir. Pulmuner lezyonlar bulunabilir. Tonsiller çoğunlukla büyümüş ve yüzeylerinde hemorajik ve nekrotik alanlara rastlanır. Generalize enfeksiyonlarda karaciğerde hepatik nekroz odakları görülür.

Kedilerde Herpes Virus Enfeksiyonlarında Tanı

Akut konjuktivitis, sık aksırma ve ülseratif keratitis hastalığının tanımlanmasında yardımcı olur. Virus izolasyonu için farenks, burun delikleri ve konjuktividan alınan svapslar steril tüplere yerleştirirek -70 derecede saklanır ve kuru buz içinde laboratuvara gönderilir. Hastalığın direkt tanısı İmmunoflresans ve serolij testler kullanılır.

Kedilerde Herpes Virus Tedavisi

Sağaltım için mutlaka Veteriner Hekim ‘inize başvurun. Burada yazılan tedaviler bilgi amaçlıdır. Hiçbir sorumlukluk kabul edilmez.

Viral bir enfeksiyon olmasından dolayı kedilerin bakımı iyi yapılmalıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirilecek gıdaların verilmesi bu yönden önemlidir. Sekonder yani fırsatçı bakteriyel enfeksiyonların engellenmesi için Hekimin uygun gördüğü bir antibiyotik kullanılmalıdır. Gözlerde oluşan akıntılar sonucunda oluşan kabuklanmalar müdahele edilerek uzaklaştırılmılıdır. Akıntıların uzaklaştırılması amacıyla topikal dekonjestan kullanılabilir. Oluşan konjuktivistlerin tedavisi amacıyla da oftalmik antibiyotikler kullanılabilir.

Son yıllarda DNA sentezini baskılayıcı olarak Idoxrine ve Trifludine preperatları kullanılmaktadır. 

Korunma

Modifiye edilmiş canlı karma aşılar kullanılmaktadır. 9 ‘uncu haftada ilk doz, 3 hafta sonra ikinci doz yapılır ve daha sonralarında yılda 1 kez olmak kaydıyla tekrarlanılır. Ayrıca intranasal aşılar kullanılmaktadır.

Exit mobile version