Kedilerde FIV Hastalığı (İmmunyetmezlik Virüs, Aids)

Kedilerde FIV Hastalığı (İmmunyetmezlik Virüs, Aids)

Kedilerde FIV, kedilerde aids, kedilerde immunyetmezlik virüs ya da Feline Immunodeficiency Virus olarak bilinen bu hastalığın etkeni Orthoretrovirinae ailesine bağlı Lentivirus olan L. Feline immunodeficiency virus‘dür.

Kedilerde FIV hastalığına yakalanmış kedilerde virüs, kedinin immun sistemine saldırır. Saldırıcı sonucunda bağışıklığın ya da immun sistemin baskılanması sonucu sekonder enfeksiyonlara karşı kediler savunmasız kalır. Kedilerde immunyetmezlik virüsü ile enfekte kediler yıllarca normal olarak hayatlarını devam ettirseler de eninde sonunda immun sistemlerinin baskılanması ile karşı karşıya kalırlar ve sekonder olarak hastalık yapan ya da yapmayan bakteri, virüs, protozoa ve mantarlar sonucunda ciddi hastalıklara maruz kalırlar. Bu bilgilere rağmen son yıllarda yapılan çalışmalarda kedilerde aids etkeni ile enfekte kediler Feline Lösemi Virüs (FeLV) ile enfekte olmadıkları sürece normal yaşam sürdüklerini göstermektedir.

Kedilerde FIV ile enfekte kediler her ülkede bulunmakla beraber enfeksiyonun yoğunluğu büyük ölçüde ABD’dedir. Yalnız son zamanlarda ülkemizde de sıkça görülmeye başlandı. Son bilimsel araştırmalarda kedilerin %2,5 ila %4,4’üne hastalık görülmektedir. Viral bulaşmanın en etkili yolu ısırma yoluyla geçiştir. Bu yüzden sokak kedileri, serbest dolaşan, saldırgan erkek kediler en çok enfekte olurlar, evde kalan ve dışarı ile teması olmayan kediler en az enfeksiyon riski grubundadır.

Kedilerde Hastalığında Bulaşma Nasıl Olur?

FIV için birincil bulaşma yolu, enfekte bir kedinin ısırması ile bulaşır. Su kaplarını paylaşmak veya karşılıklı temizlik yapmak gibi rastgele, agresif olmayan temas, virüsün bulaşmasında yeterli değildir. Sonuç olarak, ev arkadaşlarının kavga etmediği, istikrarlı sosyal yapıları olan evlerdeki kedilerin FIV enfeksiyonlarına yakalanma riski çok düşüktür. Sadece nadir durumlarda, enfekte bir anne kedi, enfeksiyonu yavrularına bulaştırabilir. Ancak anne hamileliği sırasında FIV ile enfekte olursa yavru kedilere bulaşma riski artar. Cinsel temas, FIV’in kediler arasında yayılmasının önemli bir yolu değildir.

FIV ile enfekte olmuş kediler dünya çapında mevcuttur, ancak enfeksiyonun yaygınlığı büyük ölçüde değişmektedir. Kuzey Amerika’da sağlıklı kedilerin yaklaşık %2,5-5’i FIV ile enfektedir. Hasta veya enfeksiyon riski yüksek olan kedilerde oranlar önemli ölçüde daha yüksektir (yüzde 15 veya daha fazla). FIV ısırık yaraları yoluyla bulaştığı için, özellikle diğer kedilerle kavga etme olasılığı yüksek olan, dış mekana erişimi olan kısırlaştırılmamış erkek kediler, FIV enfeksiyonu açısından en büyük risk altındadır. Şu anda Kuzey Amerika’da ticari olarak FIV’ye karşı koruma sağlayan bir aşı bulunmamaktadır, bu nedenle riski azaltmanın en iyi yolu, kedileri içeride tutarak ve evdeki tüm kedileri test ederek hastalık bulaşmış olabilecek kedilerle teması sınırlamaktır.

Kedilerde FIV Hastalığında Klinik Belirtiler

Enfeksiyonun erken döneminde virüs en yakın lenf yumrularına taşınır bu genellikle çene bölgesine yakın lenf düğümleri olur. İlerleyen durumda virüs buradan diğer lenf yumrularına dağılır. Bu süreçte bütün lenf yumrularında büyüme (genellikle geçici büyüme şekillenir) ve bu duruma sıklıkla yüksek beden ısısı eşlik eder. Lenf yumrularında aşırı büyüme şekillenmez ise bu safha genellikle belirlenemeden geçer.

Klinik bulguları akut faz, latent dönem ve kronik dönem olmak üzere 3’e ayırabiliriz.

  1. Akut Faz
    • Ateş (bir kaç gün)
    • Lenfadenopati (4-9 hafta)
    • Sepsis
    • Sellülitis
    • İshal
  2. Asemptomatik, Latent dönem
    • Klinikman normal (Süresi değişken)
  3. Kronik Dönem
    • Immun yetersizlik bulquları
    • Kronik stomatitis, gingivitis
    • Rhinitis, solunum sistemi enfeksiyonları
    • Dermatitis
    • Kusma, ishal
    • Göze ilişkin problemler
    • Ateş
    • Halsizlik
    • Sinir sistemine ait bulgular
    • Davranış bozuklukları
    • Böbrek hastalıkları
    • Nefritis
    • Neoplazi
    • Kilo kaybı

Kronik stomatitis ve gingivitis en sik rastlanılan bulgudur.

Kedilerde FIV ile enfekte kedilerde yavaş fakat devamlı bir kilo kaybı söz konusudur. Farklı kanser olguları ve kan hastalıkları da bu kedilerde yaygındır.

Laboratuvar Bulguları

Kedilerde İmmunyetmezlik Virüs Hastalığında Tanı

Kedilerde FIV teşhis edebilmek için kan örneklerinde FIV antikorların varlığının tespiti gereklidir. Bu antikorları belirlemek için birçok farklı yöntem mevcuttur. Bu yöntemlerin tamamı kedinin virüse karşı vermiş olduğu bağışıklık yanıtına bağımlıdır.

Feline Immunodeficiency Virus hastalığının tanısında ELISA, WB ve IFA yöntemleri ile serolojik olarak tanı konulur.

Kedilerde FIV Hastalığında Tedavi

Ne yazık ki, şu anda FIV için kesin bir tedavi yoktur. Bununla birlikte, FIV ile enfekte olmuş belirli bir kedinin hayatta kalacağını tahmin etmek imkansız olsa da, FIV ile enfekte olmuş kedilerin uygun şekilde yönetilirse yıllarca çok normal, sağlıklı yaşayabileceğini fark etmek önemlidir. Bununla birlikte, FIV ile enfekte olmuş bir kedi, enfeksiyonun bir sonucu olarak bir veya daha fazla ciddi hastalık geçirdiğinde veya kalıcı ateş ve kilo kaybı varsa, prognoz genellikle daha kötüdür.

FIV ile enfekte kediler için sağlık ziyaretleri en az 6 ayda bir planlanmalıdır. Veteriner hekim, diş etlerinin, gözlerin, cildin ve lenf düğümlerinin sağlığına özel önem vererek tüm vücut sistemlerinin ayrıntılı bir fizik muayenesini yapacaktır. Ağırlık doğru bir şekilde ölçülecek ve kaydedilecektir çünkü kilo kaybı genellikle bozulmanın ilk işaretidir. Her yıl tam kan sayımı, serum biyokimyasal analizi ve idrar analizi yapılmalıdır.

FIV ile enfekte olmuş kedilerin sağlık ve davranışlarının dikkatli bir şekilde izlenmesi ve yakından izlenmesi, enfekte olmayan kediler için olduğundan daha da önemlidir. 

FIV ile enfekte kedilerdeki hastalıkların çoğu ikincil enfeksiyonların sonucu olduğundan, herhangi bir hastalık belirtisi görüldüğünde kedilerin derhal değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi çok önemlidir. Bu kediler, FIV’siz kedilere göre daha uzun veya daha yoğun tedaviler ve antibiyotik kürleri gerektirebilir. Diş tedavisi veya ameliyat gibi rutin prosedürler için, ikincil enfeksiyonların yayılmasını önlemeye yardımcı olmak için antibiyotikler önerilebilir. 

Virüsün kendisinin tedavisi sınırlıdır ve çoğunlukla İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü tedavisi için geliştirilmiş ilaçları kullanır. Zidovudin (AZT) tedavisi, şiddetli diş iltihabı (stomatit) veya nörolojik hastalığı olan kedilere yardımcı olabilir, ancak FIV ile enfekte olmuş kedilerde hayatta kalma süresini uzattığı gösterilmemiştir ve ciddi yan etkileri olabilir. FIV’yi tedavi etmek için farklı kombinasyon antiviral tedavilerini araştıran önemli devam eden araştırmalar var.

Antiviral ilaçlar olarak Azidothymidine, interferon, pox viurs vb ilaçlar kullanılabilir.

Kedileri FIV Hastalığından Nasıl Korumalıyız?

Kedilerin virüsten korumanın en kesin yolu etken ile temasını engellemektir. Etkenin bulaşmasının başlıca kaynağı kedi ısırıkları olduğunu asla unutmayın. Bu yüzden kedilerin dışarı ile temasını azaltıp, muhtemel FIV kaynağı olan hayvanlardan uzak tutup olası FIV enfeksiyonunun önüne geçmek gerekir. Ev kedilerinin enfekte olma olasılığını azaltmak için enfekte olmayan kedilerin bulunduğu bir eve yalnızca etkeni taşımayan kedilerin getirilmesini sağlamak idealdir.

FIV teşhisi konan sağlıklı bir kedi için en önemli yönetim hedefleri, kedilerin ikincil enfeksiyonlara yakalanma riskini azaltmak ve FIV’in diğer kedilere yayılmasını önlemektir. Bu hedeflerin her ikisi de, kedileri içeride ve diğer kedilerden izole ederek en iyi şekilde karşılanır. Kısırlaştırma, FIV’in yavru kedilere veya çiftleşme yoluyla bulaşma riskini ortadan kaldıracak ve kedilerin dışarı çıkarlarsa ortalıkta dolaşma ve kavga etme eğilimlerini azaltacaktır. Besin kaynaklı bakteriyel ve parazitik enfeksiyon riskini en aza indirmek için besleyici olarak eksiksiz ve dengeli diyetlerle beslenmeli ve çiğ et ve yumurta gibi pişmemiş yiyecekler ile pastörize edilmemiş süt ürünlerinden kaçınılmalıdır.

Ne yazık ki birçok FIV ile enfekte kediye, diğer kedilerle yıllarca yaşadıktan sonra teşhis konulmaktadır. Bu gibi durumlarda evdeki diğer tüm kediler test edilmelidir. İdeal olan FIV bulaşma potansiyelini ortadan kaldırmak için tüm enfekte kediler enfekte olmayanlardan ayrılmalıdır. Bununla birlikte, FIV primer olarak ısırık yaraları ile bulaştığından, enfekte bir kediden enfekte olmamış bir kediye bulaşmanın, istikrarlı sosyal yapılara sahip evlerde (yani, kedilerin kavga etmediği evlerde) çok daha az olası olduğunu anlamak önemlidir.

Kedilerde FIV çoğu ortamda birkaç saatten fazla hayatta kalmayacaktır. Bununla birlikte, FIV ile enfekte kediler sıklıkla yeni gelenler için bir miktar tehdit oluşturabilecek diğer bulaşıcı ajanlarla enfekte olur. Bu nedenlerle, FIV pozitif bir kedinin yaşadığı bir ortama getirilen bir kediye FIV ve/veya diğer bulaşıcı hastalıkların bulaşmasını en aza indirmek için yiyecek ve su kaplarının, kum kaplarının ve oyuncakların kapsamlı bir şekilde temizlenmesini ve dezenfekte edilmesini veya değiştirilmesi gerekir. Seyreltilmiş çamaşır suyu çözeltisi mükemmel bir dezenfeksiyon yapar.

FIV enfeksiyonuna karşı korunmaya yardımcı olacak aşılar artık mevcuttur. Ancak bunlar kediler için temel aşılar olarak düşünülmemektedir. Aşılanmış kedilerin tümü aşı ile korunmayacaktır. Bu nedenle aşılanmış kediler için bile maruz kalmanın önlenmesi önemlidir.

Yukarıda tartışıldığı gibi, aşılama gelecekteki FIV test sonuçlarını etkileyecektir ve herhangi bir aşı, kedilerde aşı ile ilişkili sarkoma (bir tür kanser) indükleme riskini taşır, bu nedenle aşılamanın avantajlarını ve dezavantajlarını, kedinize FIV aşılarının uygulanıp uygulanmayacağına karar vermenize yardımcı olmak için veterinerinizle görüşmeniz önemlidir.

İnsan Sağlığına Etkisi Var mı?

FIV, HIV’e (İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü) benzer olmasına ve insanlarda AIDS’e benzer bir kedi hastalığına neden olmasına rağmen, yalnızca kedileri enfekte eden türe özgü bir virüstür. Şu anda FIV’in insanlara bulaşabileceğine veya hastalığa neden olabileceğine dair hiçbir kanıt yoktur.

Exit mobile version