Keçilerde Babesiosis (Ağrıması, Piroplasmosis)

Keçilerde Babesiosis (Ağrıması, Piroplasmosis)

Keçilerde Babesiosis (Ağrıması, Piroplasmosis)

Keçilerde Babesiosis (Ağrıması, Piroplasmosis)

Keçilerde Babesiosis kenelerle nakledilen bir alyuvar protozoon hastalığıdır. Halk dilinde “Kırçan“, “Ağrıma“, “Ağrık“, “Ağrı“, “Kan işeme” olarak bilinmektedir. Dünyada ve Türkiyede tüm iklim bölgelerinde yaygındır. .

Etyoloji;

Türkiye’de keçilerde morfolojik yönden farklı iki tür bulunmaktadır. Piroplasma ovis (syn. Babesia motasi) ve Babesia ovis.

Piroplasma ovis (Lestoguard, 1925) : Gimza ile boyanmış kan frotilerinde parazitler alyuvarlar içinde çoğunlukla armut şeklindedir. Çift armut formunda, parazitler sivri uçları ile dar açı oluşturacak şekilde bulunur. Parazitler, alyuvar içindeki gelişme devrelerine uygun olarak, halka, oval, oval ameboid.şekillerde de bulunur. Parazitler 2-4 mikron boyunda, 2 mikron genişliğindedir. B. ovis kadar yaygın değildir.

Babesiosis ara konakçı kene türü Haemaphysalis punctata dişi ventral görünümü
Babesiosis ara konakçı kene türü Ixodes ricinus erkek ventral görünüm
Babesiosis ara konakçı kene türü Rhipicephalus bursa erkek ventral görünüm

 

 

Babesia ovis (Babes 1892) : Türkiye’de keçilerde yaygındır. Alyuvarlar içinde, çoğunlukla çevreye yakın bulunur. Yuvarlak, oval, armut veya anaplasmoid formlarda bulunur. Genellikle halka ve oval formlar daha sık olup, ortalarında birer vakuol bulunmaktadır. Bir alyuvar içinde 4 adede kadar olabilir. Çift olarak bulunan iki parazit arasında geniş açı mevcuttur. Anaplasmoid formlar enfeksiyonun ortalarına doğru artış gösterir. iki halka formu arasında bir sitoplazma köprüsünün oluşturduğu “gözlük formlar” bu tür için karakteristiktir.

Babesiosis – Piroplasmosis etkenlerinin konakçısı olan kene içindeki gelişim evreleri

Semptomlar;

Klinik semptomların şiddeti, enfeksiyonu meydana getiren kene adedine, kene türüne ve enfeksiyon suşunun virulansına bağlıdır. Doğal enfeksiyonlarda kuluçka süresi 9-10 gündür.

  1.  Akut enfeksiyonlarda, hastalar durgun ve bitkin görünüştedir.
  2.  Sürüden ayrı kalır, merada otlamazlar.
  3.  İştihasızlık, sallantılı yürüyüş ve titremeler dikkati çeker.
  4.  Solunum sayısı artar; solunum güçlüğü görülebilir.
  5.  Beden ısısı 41 -42.3 dereceye ye kadar çıkar.
  6.  Konjuktiva ve mukozalar başlangıçta kızarık, daha sonra ikterik ve anemik görünüştedir.
  7.  Başlangıçta konstipasyon, daha sonra ishal görülebilir.
  8.  Hastalar çok hızlı bir şekilde zayıflarlar.
  9.  İdrar miktarı azalır.
  10.  Bütün hastalarda anemi belirgindir.
  11.  Babesia ovis enfeksiyonlarında hemoglobinüri belirtisi (idrarın kırmızı, sarı kırmızımsı görünüşte olması) her zaman görülmeyebilir.

Zamanında sağaltılmadıkları takdirde, akut hastalık belirtisi gösteren hastalarda mortalite oranı genellikle çok yüksek olur. Daha önce enfeksiyonu atlatmış olan hayvanlarda veya hafif derecede enfekte olan hayvanlarda klinik semptomlar nisbeten hafif olur. İştah azalması, takatsizlik, çabuk yorulma, zayıflama ve anemi gibi atipik belirtiler görülür.

Klinik Labratuvar Bulguları;

1-) 1 mm3 kandaki eritrosit sayısı 1.3-4.2 milyon düzeylerine iner.

2-) Hemoglobin miktarı % 5.5 grama kadar iner.

3-) Çevre kandan hazırlanan kan frotileri Gimsa metodu ile boyanıp mikroskopta muayene edildikte eritrositlerin içinde parazitler görülür.

4-) Hastalığın ateşli devresinde çevre kandaki parazit miktarı en yüksek düzeydedir.

5-) Bu dönemde alınan kan frotilerinde eritrositlerin %15- 20 kadarının içinde parazit mevcuttur. Daha sonraki dönemlerde çevre kandaki parazit miktarı büyük çapta azalır.

Otopsi Bulguları;

1-) Karkas solgun, kaşektik ve dehidredir.

2-) Deri altı bağ dokuları, fascia’lar, yağ dokuları ve mukozalarda sarılık dikkati çeker.

3-) Karacığer büyümüş, sarımsı kahverengi veya kırmızı kahverengimsi renktedir; genellikle parankim dejenerasyonu mevcuttur.

4-) Safra yoğun ve granüle manzaradadır.

5-) Dalak büyümüş; pulpa şişkin, yumuşak, koyu kırmızı renkte ahududu görünüşündedir.

6-) Böbrek tubuluslarında dejenerasyon vardır. Akciğerlerde hafif konjestiyon ve ödem; abomasum ve barsaklarda kataral yangı görülür.

Diyagnoz;

Bölgenin durumu, mevsimsel özellikler ve diğer epidemiyolojik bulgular ile birlikte,  klinik bulguları ve otopsi bulgularını değerlendirmekle klinik diyagnoz koymak mümkündür.

Diyagnozun kesinlik kazanabilmesi için, çevre kandan hazırlanan frotileri Gimsa boya metodu ile boyayıp, mikroskobik muayenede eritrositler içinde parazitlerin görülmüş olması gerekir.

Hasta hayvandan toplanan kenelerin yumurtalarında ve tükürük bezlerinde protozoon aranır.

Latent enfekte hayvanları serolojik testlerle (IFAT, ELISA) saptamak mümkündür.

Karaciğer, dalak ve böbrek gibi otopsi materyalinden hazırlanan doku frotilerinin Gimsa ile boyanmasından sonra yapılacak mikroskobik muayenelerde doku protozoonlarının görülmesi de diyagnozda yardımcı olabilir. Ancak, parazitin doku formlarının Anaplasma’lardan ayırt edilmesi gerekir.

Sağaltım;

Etyolojik sağıtım:

Hastaların sağaltımında erken diyagnozun önemi büyüktür. Keçi yetiştiriciliğinde sürü hayvancılığı söz konusu olduğu için, hastalığın başlangıç devresi çoğu kez gözden kaçmakta; sağaltımda gecikme nedeniyle birçok hasta telef olmaktadır. Bu nedenle, hastalığın görüldüğü mevsimde sürülerin her gün birkaç defa dikkatlice göz- den geçirilip, hasta ve hasta olduğundan şüphe edilen hayvanların sağaltım için ayırt edilmeleri gerekir.

Çok sayıda babesidal ilaç mevcuttur. Geniş spektrumlu, çabuk etkili, kolay doze edilebilen, tolerans sınırı geniş olan ve en önemlisi de, kalıcı etkisi uzun olan preparatı tercih etmelidir.

-Kinin türevleri: Ouinuronium diaceturate , (Acaprin@, ) 1 mg/Kg dozda (%0.5 lik solusyondan 10 Kg canlı ağırlığa 2 ml. miktarında, deri altı yolla)

-Diamidine türevleri: Diminazen diaceturate (Berenil@) %7 lik solusyon halinde kullanlır. 3.5 mg/Kg olarak doze edilir. Kısa sürede etkilidir.

-Pentamidin isethionate (Lamidin@) 2 mg/Kg, deri altı.

-Amicarbalide diisethionate (Diampron@) 5-7 mg/Kg dozda, %50 lik solusyon halinde, kas içi yolla

-Sentetik üre türevleri, Trypaflavine %2 lik solusyondan oğlaklara 2.5 ml., keçilere 7.5 ml., damar içi.

-İmidocarb dipropionate : 1-3 mg/Kg, deri altı ve kas içi.

Yardımıcı Sağıtım önlemleri:

Keçilerde Babesiosis genellikle Anaplasmosis ile birlikte seyreder. Bundan dolayı, Anaplasmalara etkili tetrasiklin preparatlarının uygulanması yarar sağlayabilir.

Hayvanların yorulmamasına, istirahat etmelerine dikkat edilmelidir. Bakım ve besleme şartlarını iyileştirmek suretiyle kan yapımını ve klinik şifayı hızlandırmak mümkündür. Klinik nüks olup olmadığını izlemek için, sağaltılan hayvanlar 15- 20 gün süreyle yakından izlenmelidir. Zira klinik nüks halinde ölüm oranı yüksektir. Çünkü nüks şeklinde ortaya çıkan enfeksiyonlarda parazitlerin virulanslarında artış vardır. Olayı çabuk saptayarak sağaltımı yapmalıdır.

Koruma;

Keçilerde Babesiosis korumanın en başta gelen çaresi sistematik kene mücadelesidir.

Sığırlarda Babesia bovis e karşı hazırlanan aşının keçi Babesiosis’ne karşı da immunolojik etkisinden söz edilmektedir.

Kene enfestasyonların olduğu aylarda keçi yetiştiricileri bu ilaçlarla yüksek ateş durumlarında mutlaka ilaç uygulaması yapmalı ve kene mücadelesini bölgesel olarak değişmekle birlikte 3 hafta da bir rutin şekilde yaparsalar akut ölümlerin önüne geçmeyi başarırlar.

Exit mobile version