Geçiş dönemi, doğumdan önceki 3 hafta ile doğum sonrası 4 haftayı kapsayan dönem Geçiş Dönemi olarak adlandırılmaktadır. Başarılı süt ve damızlık hayvancılığı için en kritik dönemdir. Damızlık hayvancılığın mottosu olan “Yılda bir yavru hedefi” bu dönemin başarısı ile mümkündür. Bu süreç çok kısa zaman periyodu içerisinde çok büyük değişiklikleri kapsamakta ve bu değişimlere adaptasyonda başarı hayvanın sağlık ve verim parametrelerini önemli derecede etkilemektedir. Hormonal değişiklikler, stres, yem tüketiminin azalması, yavrunun büyümesi, süt sentezinin başlaması, doğum, uterus involüsyonu, kızgınlık gibi olaylar bu kısa zaman diliminde gerçekleşmektedir. Ketozis, Yağlı Karaciğer, Hipokalsemi, Metritis, Mastitis, Abomasum Deplasmanı ve beraberinde birçok hastalık bu dönemin sonucu olarak meydana gelmekte gelecek laktasyonları dahi etkileyerek ciddi zararlara neden olmaktadır.
Geçiş Dönemi Başarısı Nasıl Sağlanır?
Bu dönemde başarıya giden yolda ilk adım optimum kuru dönem süresini (60 gün) uygulamakla başlar. Kuru dönem süresinin gereğinden uzun ya da kısa olması süreci olumsuz etkilemektedir. Geçiş döneminin en büyük handikaplarından biri kuru madde tüketiminin doğum yaklaştıkça azalmasıdır. Yavrunun büyümesi ve sindirim organlarına baskı yapması, stres, yeterli yemlik ve yatak alanının olmaması ve çevresel etkenler kuru madde tüketiminin azalmasına neden olmakta ve enerji ihtiyacının arttığı dönemde yetersizliğe neden olarak zarar döngüsünün başlangıcına neden olabilir. Kuru madde tüketiminin azalmasının önüne geçebilmek adına hayvanı stresten olabildiğince uzak tutmak için yeterli yemlik ve yatak alanı sağlanması, çevresel etkenlerin minimuma indirilmesi, yemlerin lezzetini arttırmaya yönelik uygulamalar ve uygun partikül uzunluğunu sağlamak yardımcı olabilir. Zorlamalı yemleme bazı araştırmacılar tarafından kuru madde tüketiminin arttırılması için önerilmektedir.
Kuru dönemin son 3 haftası Ca homeostazisinin sağlanması açısından çok önemlidir. Ca vücut için çok önemli bir makro mineraldir. Kas kontraksiyonları, süt sentezi ve immun hücre aktivasyonu için gereklidir. Doğumun başlangıcında Ca ihtiyacı yaklaşık 4 katına çıkmaktadır. Vücutta Ca ’un düzenlenmesi D vitamini, paratiroid hormon ve calsitonin sayesinde olmaktadır. Doğum öncesi katyonik rasyonlarla besleme sonucu Ca kan konsantrasyonunda dengesizlik ve kan pH değerindeki değişimle beraber reseptör sayısı, bağlanma affinitesi, reseptör yapısında bozukluklarla hormonal mekanizmayı etkilemekte ve doğum anında kemiklerden rezorbsiyonu yetersiz kalmakta ve hipokalsemi ve ona eşlik eden hastalıklar meydana gelmektedir. Anyonik rasyonlar bu sorunun çözümü için en etkili faktörlerdendir. Katyon yükü fazla olan yonca gibi yem maddelerinin rasyondan çıkarılması ya da minimize edilmesi, Amonyum klorid ve magnezyum sülfat gibi anyonik tuzların kullanımı sorunun önüne geçmede etkili yöntemlerdir. Yemlemeden 2 – 4 saat sonrasında idrar pH ölçümü ile kontrolü yapılır ve 5.5- 6.5 pH doğru uygulama yapıldığının göstergesi olacaktır.
Devam edecek…