Kanatlılarda çiftliğin biyogüvenlik bakımından önemi 3 önemli ana başlık altında değerlendirilecektir.
Biyogüvenlik Bakımından “Planlama“
Sürülerin hastalıklara yakalanmamaları mümkün değildir. Fakat doğru bir planlama ile bir işletmedeki hastalık olasılığı azalır veya entegre işletmelerde hastalıkların bir çiftlikten diğerine yayılması azaltılabilir. Hastalıkların oluşumunu önleyen işlemlerin etkili olabilmeleri için pratik olmaları ve personelin eğitimi gereklidir. Enfeksiyon riskini minimize etmek ve hastalıkların dağılımını azaltmak amacıyla çiftliklerin plânlanması veya yeniden tanzimi için gerekli biyogüvenlik prensipleri göz önünde bulundurulmalıdır. Doğru bir plânlama ile işletmeye ait birimlerin dağılımı. azaltılır ve kontrol maliyetleri minimuma indirilerek normal üretim parametrelerinin sürekliliği sağlanır.
Modern kümesler kuran ve modem ekipmanlar kullanan birçok yeni çiftlik, işletme sınırlarına tel örgü çekmemek ve elbise değiştirme odası yapmamak gibi basit nedenlerden ötürü hastalık girişini engelleyememektedir. Bu çiftlikler birkaç yıl süreyle hastalıksız olarak işletilmekte fakat büyük kayıpların olduğu kaçınılmaz değişim kısa süre sonra ortaya çıkmaktadır. Kalıcı ve yıkıcı hastalıklar optimum performansı azaltır. Katastrofik hastalıklar çiftliğe girerek tam bir tükenmeye (çöküşe) neden olur. Çiftliğin veya entegrasyonun dizaynında kapsamlı bir plânlama ile biyogüvenlik prensiplerinin ilişkilendirilmesi yatırımın değerini arttırarak uzun süreli kârlılığı sağlar.
Biyogüvenlik Bakımından “Yer Seçimi”
Çiftlik yerinin seçimi ile ilgili birçok faktör mevcut olup, bunlar arasında; arazinin mevcudiyeti ve fiyatı, karayolu veya demiryoluna ulaşım, mikroklima, enerji ve su temini ile yem fabrikası, kesimhane veya kuluçkahanenin uzaklığı yer alır. Daha az öneme sahip olan diğer faktörler arasında; mevcut bölgeye alışık olma, ailevi durumlar ve insan kaynaklarının mevcudiyeti yer alır. Maalesef bir bölgedeki çiftlik yeri seçimi için göz önüne alınan olumlu faktörler diğer üreticilerin de kısa sürede dikkatini çeker. Böylelikle bu bölgede kısa süre içerisinde etkili bir şekilde hastalıkların oluşumunu kolaylaştıran farklı yaşlardaki hayvanları bulunduğu “kümes toplulukları” oluşur.
Sonuç olarak bu bölgedeki hastalıklar rüzgâr (laryngotracheitis, velogenic Newcastle), direkt kontakt (mycoplasmosis), vahşi kuşlar (avian influensa) veya kemiriciler (pasteurellosis, salmonellosis) tarafından kolaylıkla yayılır. Yoğun bir şekilde kanatlı üretimi yapan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bu. tip bölgelerinde varyant veya mutant patojen hatlar ortaya çıkar. Yoğun kanatlı popülasyonlarında respiratorik patojenleri (infectious bronchitis, Newcastle disease, coryza) takiben ardışık enfeksiyonları oluşturan immunosupresif viruslar da (Marek, infectious bursal disease) ortaya çıkar.
Yeni bir entegrasyon veya çiftlik kurarken fiziksel izolasyon öncelikli olarak göz önüne alınmalıdır. Damızlık birimler; sürülerin yüksek değeri ve vertikal transmisyon sonucu olan hastalıklar nedeniyle, ticari broiler, hindi ve yumurtacı birimlerinden en az 45-50 km uzaklıkta kurulmalıdır. Bir kompleks içerisindeki damızlık parent çiftlikleri, direkt olarak damızlık birimlerle ilgisi olmayan personel hareketlerini inhibe etmek, kemirgenler, vahşi kuşlar ve rüzgârla indirekt olarak yayılabilen muhtemel hastalık olasılığını azaltmak için yaygın araç trafiği ve faaliyetlere sahip ticari birimlerden en az 7.5 km uzaklıkta olmalıdır. Parent yarka yetiştiren çiftlikler yetişkin sürülerin bulunduğu çiftliklerden en az 3 km uzaklıkta olmalıdır. Aynı yaşta hayvanları barındıran bir veya daha fazla broiler veya yumurtacı parent damızlık kümesleri birbirlerinden 0.75-1.5 km uzaklıkta olmalıdır.
Dünya’nın birçok yerinde büyük araziler broiler veya ticari yumurta üretimi için satın alınmakta veya kiralanmaktadır. Tavuk çiftlikleri arasındaki arazilerin tarım için kullanımı, meyve bahçesi yapımı veya çiftlik faaliyetleri için kullanımı kanatlı üretimini tehlikeye sokmamalıdır. Entegrasyonlar arasında rasyonel planlama yapılarak biyogüvenlik optimize edilmelidir.
Dizayn
Hepsi içeri-hepsi dışarı (all in-ali out) yetiştirme programları hastalıklardan korunmak için büyük öneme sahiptir. Her büyüme veya yumurta dönemi sonunda çiftliğin tamamen boşaltılması dekontaminasyonu sağlamak biyogüvenlik bakımından gereklidir.
Çiftliğin etkili bir temizliği; bütün sürülerin, altlığın ve biyolojik materyalin kümeslerden ve çiftlik bölgesinden çıkartılmasıyla sağlanmış olur. Ekonomik faktörler ABD gibi büyük üretici ülkelerde yaşları birbirinden farklı ticari yumurtacı kümeslerin bir arada bulunmalarını gerektirebilmektedir. Bu işletmeler, sürü yaşları 20-110 hafta arasında değişen 1.5 milyondan fazla tavuğu 15-20 kümeste olacak şekilde bünyesinde barındırır. Üretim mycoplasmosis, corisa veya laryngotracheitis gibi kalıcı hastalıklarla ciddi bir şekilde azalabilir. Biyogüvenlik gibi salgın hastalıkların varlığında yumurtacı birimler arasında bile internal kontrolün yapılabilmesi amacıyla, kümesler bireysel olarak karantinaya alınabilmelidir. Yarkalar sıkı bir izolasyon ve aşılama programı altında yetiştirilerek transfer zamanı geldiğinde yüksek seviyede bir immuniteye sahip olmalıdır.
Sürüler vertikal geçişli hastalıkları taşımadıklarını gösterir sertifikalara sahip olmalıdır. Yem, altlık, yakıt ve diğer sarf malzemesinin girişinde özel önlemler alınmalıdır. Özellikle damızlık çiftliklerine personel girişi sıkı bir şekilde kontrol edilmelidir. Çalışanlar çiftliğe girdiklerinde duş ve elbise değişim yeri temin edilmeli, lateral transmisyonu önlemek için iş elbiselerinin kümesler arasında değiştirilmesi sağlanarak her kümesinki ayrı olmalıdır.
Kanatlılarda Çiftliğin Biyogüvenlik Bakımından Öneriler
Aşağıdaki faktörler enfeksiyon riskini azaltmak biyogüvenlik bakımından çiftlik dizaynında göz önüne alınmalıdır:
1) İşletmeye girişler, uzman ziyaretçiler ve şirket personeli ile sınırlandırılmalıdır. Karayolları ve demiryolu arazileri hastalık girişi biyogüvenlik bakımından tehlike yaratır.
2) Başta yüksek yoğunlukta kanatlı üretimi yapılan işletmeler olmak üzere, çiftlikler kara yollarının bitişiğinde yapılmamalıdır.
3) Çiftlikler, özellikle tarıma uygun olmayan değersiz araziler üzerinde yapılmalıdır.
4) Doğal drenaj ve sınırları belirlemek için kümesler çiftlik arazisinin yüksek kısmında olmalı, mümkünse kümesler uzun eksenleri doğu-batı doğrultusunda olmak üzere güneşten ısı kazancını sınırlandıracak şekilde yerleştirilmelidir.
5) Farklı yaşlara sahip sürüleri içeren kümeslerin bulunduğu çiftliklerde yetişkin olmayan sürülerin kümesleri daha yaşlı hayvanları barındıran kümeslerden rüzgara karşı uzakta olmalıdır.
6) Arazi büyüklüğü uygunsa kümesler arazi sınırındaki tel örgüye 40-45 m’den daha yakın olmamalıdır. Tel örgü kafes teli tipinde olmalıdır.
7) Çiftliklerin çevresi kafes teli ile sınırlandırılmalıdır.
8) Su kaynakları patojen bakterileri içermemeli ve tercihen 2 ppm miktarında klorlanmalıdır.
9) Atmosferik koşullara açık bütün yollar; araç veya yayalarla hastalık girişini veya yayılmasını önlemek için sınırlandırılmalıdır.
10) Çiftlikte servis kayıtların yapıldığı bir ofis ile dezenfektanların, aşı ekipmanının ve özel alanlarda kullanılacak aletlerin bulunduğu bir depo bulunmalıdır. Ekipmanlar mümkün olduğunca çiftlik içinde kalmalı ve o çiftliğe ait olarak başka çiftlikte kullanılmamalıdır.
11) Bütün çiftliklerde ve kümeslerde ziyaretçiler ve çalışan personel için duş ve elbise değiştirme odaları mevcut olmalıdır.
12) Altlık, kuluçka materyali ve çiftlik ekipmanı için yeterli yer mevcut olmalıdır.
13) Damızlık çiftliklerinde uygun şartlar altında yumurtaların depolandığı ve dekontamine edildiği bir yer mevcut olmalıdır
14) Çifiliğe girmek zorunda olan yem dağıtım araçları ve diğer araçları dekontamine etmek için beton bir alan ve su temin edilmelidir. Diğer tüm araçlar çiftlik sınırları dışında park etmelidir.
15) Damızlık çiftliklerinde dökme yem siloları çiftlik sınırındaki tel örgünün yanında olmalıdır. Böylece yem kamyonlarının çiftliğe girişi engellenmiş olur. Parent hattı bulunan çiftliklerde yem siloları kümeslerin bitişiğinde olabilir fakat kamyonlar çiftliğe girmeden önce dekontamine edilmelidir.
16) Ölü hayvanlar için yeterli gömme çukuru veya yakma fırını temin edilmelidir. Alternatif olarak ölü hayvanlar düzenli bir şekilde toplanarak rendering işletmelerine yollanabilmelidir.
17) Kümeslerin yanındaki drenaj kanalları suyu kümeslerden uzaklaştırarak toplama alanına akıtmalıdır.
18) Damızlık kümeslerinin tabanı her siklusun sonunda patojenleri yok etmek amacıyla tam bir dezenfeksiyona izin verecek şekilde beton olmalıdır. Bazı ülkelerde (örn. ABD) parent hattı ve ticari sürülere ait kümeslerde tabanın toprak olmasına izin verilmektedir.
19) Kümeslerde yeterli izolasyon yapılarak sürünün konfor ısısında barındırılması sağlanmalıdır. Böylece enfeksiyona predispozisyon sağlayan ısı stresi ortadan kaldırılmış olur.
20) Kümeslere kuş ve kemirici girişi önlenmelidir
21) Duvarlar ve kapılar kemiricilere karşı dirençli olmalıdır. Beton zemin farelerin girişini tamamen engeller. Zemin betondan yapılmışsa temizlik sırasında drenajı kolaylaştıran eğimde yapılmalıdır (tercihen sağa veya sola olmak üzere tek taraflı veya balık sırtı). Zemin betonunun pürüssüz olması dezenfeksiyona yardımcı olur.
22) Kümes fanları kümes içinden çektikleri pis havayı diğer bir kümesin fanına gelecek şekilde yeleştirilmemelidir.
23) Her kümesin önünde yeteri kadar altlık ve diğer materyali koyabilmek için yer olmalıdır.
24) Galoş giymek ya da tercihen ayakkabıları değiştirmek kümese patojen girişini azaltır. Her kümeste ayakkabıların dezenfekte edileceği ayak banyoları, ellerin dezenfekte edileceği el banyoları mevcut olmalıdır.
25) Özellikle nipel veya fincan tipi suluk kullanıldığında partiküllü materyalin alıkonulabilmesi için suyun filtre edilmesi gerekir. Patojenlerin sürü içinde yayılmasının engellenmesi amacıyla kapalı suluk sistemleri, çan suluklar gibi açık sistemlere tercih edilmelidir.
26) Sürü ile temas etmeksizin servis sağlanabilmesi amacıyla elektrik düğmeleri kümesin girişinde içerinde hayvan bulunmayan bir odaya monte edilmelidir.
Kaynak
Kanatlı Beslenme Dinamiği ve Biyogüvenlik, Doç Dr. Ö. Hakan Muğlalı, Minpa Matbaacılık, Bolu 2001, 386-390