Kanatlı Patojenlerin Transmisyonu (Bulaşma)

Kanatlı Patojenlerin Transmisyonu (Bulaşma)

Kanatlı patojenlerin transmisyonu, modern ticari kanatlı işletmelerinde enfeksiyon ajanlarının transmisyonundan sorumu en önemli faktör insandır. Patojenler ayakkabı, elbise, şapka, saç ve elle taşınır. İdareciler yeterince temizlenmemiş ekipmanı kullanmak ve farklı civciv kaynaklarını karıştırmak suretiyle hastalıkların transmisyonundan indirekt olarak sorumludurlar. Kanatlı patojenlerinin çiftlik ve entegrasyonlara taşınmasının önlenmesinde işçi ve deneticiler tarafından istenmeden yapılan transmisyonun önlenmesi önemli bir faktördür.

Kanatlı Patojenlerin Transmisyonu Tipleri

Biyolojik transmisyon patojenin enfekte konakçı da çoğalması ve daha sonra bu ajanların hassas kanatlılara transmisyonu ile gerçekleşir. Vektörler olarak örneğin barsak kurtları (Heterakis gallinarum) karabaş hastalığı etkeni olan protozoal organizmaları (Histomonas meleagridis) ve fareler Salmonella typhimurium ve Salmonella enteritidis etkenini yayarlar. Histomonas barsak kurtları içinde göç eder ve dokularında kist oluşturularak enfekte yumurta halinde transfer edileceği canlıyı bekler. Salmonella farenin sindirim sisteminde çoğalır ve gaitası ile atılarak çevreyi kontamine eder.

Mekanik transmisyon bir kanatlı patojeninin çoğalmaksızın canlı olarak objelerle taşınması ile olur. Arabalar, enfeksiyöz bursal hastalığı, laringotraheitis ve Marek hastalığı etkeni olan virusları taşıyabilir. Canlı organizmalar enfeksiyon ajanları için mekanik taşıyıcılık görevi üstlenir. Sivrisinekler tavuk çiçeği, retikuloendotheliozis ve atların ensefalitis viruslarını taşırlar.

Enfeksiyon Ajanlarının Transmisyonu ve Çoğalması

Ajanların en üst derecede çoğaldığı yer ile ürettikleri karakteristik lezyonlar ve transmisyonun tipi arasında ilişki vardır. Solunum sistemi viruslarının birçoğu sonuçta eksudat birikimiyle sonuçlanacak şekilde doku yanıtını situmule ederek solunum sisteminde en yüksek konsantrasyonda bulunurlar. Burun akıntısı ve öksürük virus partiküllerini havaya yayarak aerosol transmisyona neden olur. Newcastle disease, laryngotracheitis ve enfeksiyöz bursal hastalığı virusları bu yolla yayılırlar. Coccidia ve Salmonella spp. diareye neden olarak enfeksiyon ajanlarının bu sulu dışkı ile çevreye yayılmasına neden olurlar. Bazı durumlarda virusun çoğaldığı yer ve patolojisi ile transmisyon tipi arasında belirgin bir ilişki yoktur. Örneğin viral arthritisten sorumlu bir ajan yüksek konsantrasyonda çoğaldığı ve lezyonlara neden olduğu yer eklemler ve tendo kılıflarıdır. Bu bölgeden diğer kuşlara transmisyon yoktur.

Yabancı Hayvan Hastalıklarının Girişi

Her yıl hava alanlarımıza yüz binlerce uçak inmekte, limanlarımıza binlerce gemi girmekte, milyonlarca kamyon sınırlarımızdan girerek kara yollarımızı kullanmakta, milyonlarca yolcu bagajı ülkeye girmekte ve milyarlarca paket postayla gelmektedir. Bu girişlerin hepsi potansiyel olarak patojenlerin girişini sağlar. Modern taşımacılık sistemleriyle sabahleyin yurt dışında enfekte bir sürüye yapılan bir ziyaret sonrası oradaki örneğin Newcastle hastalığının dünyanın bir başka bölgesinde bir yumurtacı veya broiler işletmesinde aynı günün öğleden sonrasında görülmesi bir sürpriz değildir.

Patojenler toz, toprak bulaşmış elbiseyle veya fekal materyal yapışmış ayakkabı ile rahatlıkla taşınır. Giriş noktalarında doğru bir deklerasyon yapılmamışsa gümrük muayenesi sırasında potansiyel kontaminantlar saptanamaz. Paket materyallerinde kullanılan saman kanatlı patojenleri ile enfekte olabilir. Taze veya işlenmiş et veya hayvansal ürünler de kanatlı patojenlerini taşıyabilir. Kuşlar da dahil olmak üzere ithal edilen bütün canlı hayvanlar ülkeye sokulmadan önce karantinaya alınmalıdır. Kaçak olarak sokulan kafes kuşları başta vvNDV (velogenik viscerotropic Newcastle disease virus) olmak üzere birçok hastalık etkeni için potansiyel bir kaynaktır. Unutulmamalıdır ki, ABD de vvNDV salgınlarının birçoğunun pet dükkanlarında satılan papağangillerden kaynaklandığı saptanmıştır.

Kanatlı patojenlerin transmisyonu, biyolojik ve mekanik transmisyon olmak üzere ikiye ayrılır.

Biyolojik Transmisyon

1) Transovarial Transmisyon

Kanatlı patojenlerin transmisyonu bazıları yalnızca transovarial yayılım gösterir. Virusların sorumlu olduğu leukosis/sarkoma kompleksi ve lenfoproliferatif disease örnekleri ise sürüler arasında düşük bir lateral transmisyon oranına sahiptir. Transovarial transmisyon temasla yayılmaya hazır patojenler tarafından da gerçekleşir. Örnekler arasında; Mycoplasma gallisepticum ve M.synoviae, chicken anemi ajanı, viral arthritise neden olan reoviruslar S.gallinarum (tifo), S.pullorum (pullorum), S.arizonae (arizonozis) ile anemi, hepatit ve egg drop sendromla ilgili adenoviruslar bulunur. Bu ajanlar ebeveynlerden civcivlere yumurta aracılığıyla uzun bir süre sonra geçerler. Avian ensefalitis virus ve S.enteriditis gibi bazı enfeksiyonlar enfeksiyondan 23 gün sonra vertikal transmisyon yoluyla(transovarium veya transovidukt) geçerler ve bazı iç organlarda 22 hafta sonra bile enfekte olarak kalabilirler.

Enfekte sürülerden toplanan yumurtalardan birçok patojen izole edilmiştir. Örnekler arasında Newcastle disease, enfeksiyöz bronchitis ve enfeksiyöz laryngotrachitis virusları yer alır. Campylobacteriosis, Clamydiosis, Marek’s disease ve enfeksiyoz bursal disease gibi diğer birçok enfeksiyonda transovarial transmisyon görülmez.

2) Farklı Hayvan Kaynakları

Kanatlıların nakledilmeleri veya sürülerin karıştırılmasının birçok nedeni vardır. Damızlıkçılar yeni genetik sürülere sahip olmayı ister. Meraklılar ve tavuk derneği üyesi üreticiler tavuklarını şovlarda / fuarlarda sergiler. Hindi ve çorbalık tabir edilen tavuklar toptancılarda ve canlı hayvan pazarlarında satılır. Evlerin arka bahçelerindeki ilkel kümeslerde farklı tür ve yaşta tavuk beslenir. Pedigri ve araştırma çalışmaları farklı yaşta tavukları içerir fakat biyogüvenliğin yüksek standartları hastalık girişini engeller. Gelişmekte olan ülkelerde satılabilir tavukların düzenli olarak temini için üretim çalışmaları sırasında faklı yaşlardaki sürülerin bulunması gerekir. Bu durum da ise, ülkede geneli ele alındığında heterojen bir sürü yapısının mevcudiyeti ortaya çıkar. Diğer yandan, örneğin ABD’de yumurtacı hatlarındaki 1.5 milyonun üzerinde tavuk 18-110 haftalık yaş arasındaki 20 kadar sürüden elde edilir.

Farklı kaynak ve yaştaki kuşlar karıştırıldığında hastalıkların yayılması için bir fırsat sağlanmış olur. Hepsi içeri hepsi dışarı (all in/all out) sistemi çapraz transmisyonu -bu sırada çiftlik dekontamine edilirken dönemler arası boşluk oluşturarak azaltır. Yüksek yoğunlukta broiler, yumurtacı ve hindi üretimi bulunan bölgelerde farklı yetiştirici birimlerinin çok yakın çalışması nedeniyle farklı yaşlarda olma durumu etkin bir şekilde artar. Enfekte taşıyıcılar sağlıklı görünebildikleri halde patojenleri yayabilme kapasitesindedir. Tavuklar hastalıkların inkübasyon dönemi sırasında sağlıklı görünebilir fakat laryngotracheitis virusunda olauğu gibi etkeni yaymaya devam ederler. Coryza veya Chlamydiosis ’in latent taşıyıcıları (Haemophilus paragallinarum) belli klinikanormallikler göstermeyebilir veya yalnızca subklinik enfeksiyonlara sahip olabilirler. Piliçler ve hindiler enfeksiyon ajanlarını bir hastalığın klinik fazından sonra gelen iyileşme döneminden sonra uzunca bir süre taşıyabilir fakat patojenler çevresel bir stres veya tüy dökümü ile karşılaştıklarında çevreye yayılırlar. Evlerin arka bahçelerinde beslenen veya ticari olmayan sürülerdeki hastalıkların klinik görünümlerine dikkat edilmeyebilir. Enfekte taşıyıcılarla hassas tavuklar bilgisiz sahipleri tarafından bir araya getirilebilir.

3) Vahşi Kuşlar

Evcil tavuklar veya hindilerin yabani kuşlarla teması yaygın bir enfeksiyon kaynağı olarak hizmet eder. İnfluenza virusu ve Pasteurella multocida (tavuk kolerası) direkt veya indirekt kontakt ile çiftliklere veya su kaynaklarına bulaşabilir. İnfluenza belki su kuşları için hafif bir hastalık olabilir fakat ticari hindilerde büyük kayıplar meydana getirir.

4) Kemirgenler

Kanatlı patojenlerin transmisyonu Kemirgenler (Rodentler), S.typhimurinum, S.enteritidis, P.multocida ve askarit parazitlerinin taşıyıcılarıdır.

5) Böcekler

Bazı kanatlı patojenleri yaşam sikluslarının bir kısmını böceklerin içinde tamamlar. Leucocytozoon spp. böceklerin içinde sporogoni ile çoğalır ve şizogoni ile gametogoni evrelerini konakçı olduğu tavuklarda geçirir. Birçok böcek türü cgzotiy ve vahşi kuşlarda bulunan Plasmodium spp (malarya) ve Haemoprotes spp. gibi protozoon parazitleri için biyolojik vektör olarak hizmet eder. Sivrisinekler arboviruslar için konakçıdır. Argas türündeki yumuşak vücutlu tavuk kenesi Spiroketozis (Borrelia anserina) gibi bakteriyel hastalıkları taşır.

6) Helmintler ve Diğer Omurgasızlar

Solucanlar barsak kökenli kancalı kurtların yumurtaları için (Heterakis gallinarum) taşıyıcıdır. Barsak kurtları ve solucanların her ikisi de Histomonas meleagridis’ in transmisyonunda önemli rol oynarlar. Kanatlıları etkileyen tenyalar; solucanlar, sinekler, hamam böcekleri, sümüklü böcekler, gübre böcekleri ve karıncalar gibi omurgasız konakçılarla, kanatlılar arasında spesifik ara konakçılardır. Su kuşlarındaki tenyaların birçoğu su kabuklularını ara konakçı olarak kullanır.

7) İnsanlar

Veba (Newcastle disease), influenza, salmonellosis, tüberkülozis, ensefalit etkenleri, chlamydiosis ve erysipelas gibi zoonotik hastalıklar kanatlılar tarafından yayılır. İnsanlar influenza virusunu, Newcastle disease virusunu, mikobakteria ve salmonella etkenlerini ticari kanatlılara ve pet kuşlarına taşıyabilir.

8) Diğer Memeliler

Sarcosporidia ve toksoplasma ticari tavuklara oranla başta ördekler olmak üzere sıklıkla yabani kuşlarda görülür. Karnivor omurgalılar en etkin konakçılarıdır. Kuş türleri memeli gaitalarını, solucanları ve sinekleri tüketmelerinin ardından enfekte olarak taşıyıcı konakçı rolünü üstlenirler.

Mekanik Transmisyon

1) Böcekler

Sokucu böcekler hastalıkları mekanik olarak nakleder. Sivrisinekler tavuk çiçeği virusunu, tavuk kenesi ise pasteurella spp. etkenlerini nakledebilir.

2) Kanatlı Patojenlerin Transmisyonu “Yem”

Yem, paratifo etkeni olan Salmonella’ nın en büyük kaynağı olarak suçlana gelmesine rağmen, S.gallinarum ve S. pullorum’ un transmisyonunda daha az önemlidir. Gerçekte ise, düzgün bir şekilde imal edilmeyen ve nakliyatında dikkat edilmeyen rendering ürünleri gibi hayvan kökenli yem ham maddeleri kontaminasyonun en büyük kaynağıdır. Yemin peletlenmesi yemdeki Salmonella etkenlerini anlamlı bir şekilde azaltır fakat canlı organizmaları tamamen elimine edemez.Yemlerin kanatlı patojenleri ile enfekte olmaları genellikle yem karışımı yapıldıktan sonra başlar. Örneğin yemin ambarda kontaminasyonu patojenleri taşıyan güvercinler ve diğer yabani kuşlar ile kemiriciler aracılığıyla olur.

3) Kuluçkahane Kontaminasyonu

Doğru bir şekilde temizlenmiş ve dezenfekte edilmemiş yumurta taşıyıcıları ve inkübatörler bakteri kaynağı olabilir ve sonuçta yumurtalar kontamine olur veya yeni çıkan çivcivde ompalitis gelişir. Civcivlerde cinsiyet ayrımı sırasında kloakadaki intestinal içerik (mekonyum) seksörün (cinsiyet tayini yapan kişi) ellerini kontamine ederek kanatlı patojenlerinin mekanik transmisyonuna neden olur. Civciv kutularının tekrar kullanımı kanatlı patojenleri için bir rezervuar olabilir. İnkübatörler, havalandırma kanalları ve klima modülleri Aspergillus sporları ile enfekte olarak sonuçta kuluçkadan hırıltılı ve güç soluyan civcivlerin çıkarak mikotik hava kesesi yangısı veya pneumonia gelişimine neden olur.

4) Kümes İçine Transmisyon

Kümes çevresi sonuçta hızlı bir sürüler arası transmisyonla sonuçlanacak şekilde patojenlerle kontamine olabilir. Bakım, aşılama, servis ve suni tohumlama çalışanları patojenleri çiftliklere sokabilir. Çalışanlar ve ekipmanları sürülerle temas ettirilmeden önce düzgün bir şekilde dekontamine edilmelidir. Akarlar yumurta paket materyali üzerine yayılarak taşıyıcılara ve kutulara geçebilir. Dekontamine edilebildiklerinden damızlık yumurtalar için plastik veya metal kutular kullanılmalıdır. Broiler piliçleri kesimhaneye götürmekte kullanılan araçlar viruslarla kontamine olarak çiftliklere Infectious Bursal disease, Marek’s disease, Influenza ve laryngotracheitis virusularını taşırlar. Çiftliklere virus, bakterileri ve parazit yumurtalarının taşınmalarını önlemek için dezenfeksiyon gereklidir.

5) Aşılama

ABD, Avrupa ve diğer ülkelerde aşılar genellikle mevcut kanatlı patojenleri bakımından test edilirler. Ticari aşılar istemeden de olsa kanatlı patojenleri için taşıyıcı olabilmektedir. Aşı uygulayan personel ve ekipman kanatlı patojenlerin? sürüler arasında taşıyabilir. In-ovo veya bir günlük civcivlerde aşılamada kullanılan ekipmanda üreticinin direktifleri doğrultusunda iğne uçları sık sık değiştirilmezse ve ekipman periyodik olarak dezenfekte edilmezse enfeksiyon ajanlarını yayabilir.

6) Kanatlı patojenlerin transmisyonu “İnsanlar”

İnsanlar kanatlı patojenleri için önemli taşıyıcılardır. Transmisyon; kabul edilmiş olan dekontaminasyon prosedürlerine uymayan dikkatsiz ve umursamaz çiftlik sahipleri, komşular, bakıcılar, servis hizmetlileri, işçiler, yem kamyonu şöförleri, tamirciler, davetsiz misafirler ve ziyaretçiler tarafından gerçekleştirilir.

7) Ölü Kuşlar

Ölü tavuklar ve karkaslar iyi birer enfeksiyon kaynağıdır. Leş yiyen kemirgenler leş parçalarını kümes içine veya kümesler/çiftlikler arasında taşırlar. Tavuklar, leşlere karşı gösterdikleri kanibalizm davranışı ile enfekte olabilirler. Ölü kuşların doğru bir şekilde yok edilmesi patojenlerin yayılmasının önlenmesinde kritik noktadır.

8) Hava Kökenli Transmisyon

Newcastle disease, enfeksiyoz bronchitis ve laryngotracheitis ’e neden olan respiratorik viruslar sürüler ve kümesler arasında hava yoluyla yayılır. Epizootolojik çalışmalar örneğin, bir kümesteki Newcastle virusunun 15 km uzağını etkileyebildiğini göstermiştir. Newcastle disease ve enfeksiyoz bronşitis gibi bazı virusların labil yapılarına karşın, Marek’s disease ve enfeksiyoz Bursal disease gibi diğer bazı viruslar çevresel şartlara oldukça dayanıklıdır ve uygun şartlar altında uzun mesafelere yayılabilme potansiyelleri vardır.

Kaynak

Kanatlı patojenlerin transmisyonu Kaynakları görüntülemek için tıklayın...

Kanatlı Beslenme Dinamiği ve Biyogüvenlik, Doç Dr. Ö. Hakan Muğlalı, Minpa Matbaacılık, Bolu 2001, 397-402

Exit mobile version