İstilacı türler, Dünyanın teknoloji ile bu kadar iç içe olmadığı eski zamanlarda dünya üzerindeki dağlar ve okyanuslar en güçlü türler hariç tüm canlılar için heybetli birer doğal engel görevi görmekteydi. Gelişen teknolojiden ulaşımda payını almış, çeşitli coğrafik bölgeler arasında yeni koridorlar açılmış, birçok canlının bir coğrafyadan başka bir coğrafyaya geçiş hızı önemli ölçüde artmıştır.
Egzotik türler doğal toplulukların yaşama alanlarını işgal ettikçe (biyoistila), bu yayılma ile başa çıkamayan yerel türler yok olmaya başlamışlardır. Biyoçeşitlilik kayıplarına neden olan ve ekosistem hizmetlerinde değişikliğe neden olan İstilacı yabancı türler son 4 yüzyıldır biyoçeşitliliği tehdit eden en önemli faktörlerden birisi konumuna gelmiştir.
İstilacı Türler Nedir?
Yabancı istilacı türler olarak da adlandırılan istilacı türler, doğal olarak yaşadıkları ekosistemden başka bir ekosisteme giren ve burada aşırı çoğalıp tüm ekosistemi etkisi altına alan türler için kullanılan bir terimdir. Bazen dengesi bozulan bir ekosistemde baskın hale gelen yerli türler için de yerli istilacı tür terimi kullanılır. Bir başka deyişle genel olarak, “İnsanlar tarafından istemli veya istemsiz olarak, doğal yayılım mekanizmalarından bağımsız, kendi potansiyel dağılım alanları dışına taşınan ve taşındıkları yeni ortamlara yerleşerek ekolojik etkilere sebep olan türler” olarak da ifade edilebilir.
Biyoçeşitlilik üzerinde ki en büyün tehditlerden olan istilacı tür hem karasal hem de sucul ortamlarda sosyal, ekonomik ve çevresel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü verilerine göre Denizlerimizde yabancı türlerin sayısı 2005 yılında 263 iken, bu sayı 2011 yılında toplam 422 olmuş, 2018 yılında ise 500’e ulaşmış olup bunların %10 kadarı istilacı özellik göstermektedir. Akdeniz’de bulunan istilacı yabancı türlerin büyük çoğunluğu Süveyş Kanalı yoluyla gelmesine karşın, Karadeniz’de bulunan istilacı yabancı türlerin önemli bir bölümü gemilerin balast sularıyla aktarılmaktadır.
Dünya üzerinde özellikle gelişmiş ülkelerde nesli tehlike altında olan, endemik ve istilacı türler ile alakalı olarak geniş kapsamlı araştırmalar yapılmaktadır. Ülkemizde ise Tarım ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından “Türkiye’deki Karasal Ortamda ve İç Sularda İstilacı Yabancı Türlerin Oluşturduğu Tehditlerin Değerlendirilmesi” projesi kapsamında 4 – 5 Mart 2021 tarihlerinde Türkiye’de İstilacı Yabancı Türlerin Önlenmesi, İzlenmesi ve Yönetimi için Yönetmelik Taslağı’nın oluşturulması çalıştayı yapılmıştır.
Biyolojik çeşitliliğin korunması ve istilacı türler ile mücadele de verimliliği artırıcı ve sürdürülebilir planlama yapılarak Tarım ve Orman Bakanlığı, Üniversiteler, diğer kamu kurum ve kuruluşları beraber hareket etmelidir. Geç kalındığı takdirde faturasını hep beraber ödeyeceğimiz gözden kaçmamalıdır.
Kaynakça
ramazan beyin çalışmaları çok bilimsel diğerlerini at çöpe