İşkembedeki hasır, geviş getiren hayvanların 3 ön midesinin en büyük bölümü olan işkembede hasır benzeri bir tabaka var. Yabancı literatürde “ruminal mat” olarak geçen bu paketlenmiş, adeta bir hasır örgüsü gibi birbirine dolanmış lifler aslında işkembe sağlığının göstergesi ve garantisi olarak kabul ediliyor.
İşkembenin alt kısmında sıvı yapıdaki karışım, tam ortasında işkembedeki hasır (ruminal mat) ve üst bölümde ise gazlı bölüm yerleşmiş durumda. Bilim insanları bu hasıra sıvı bölümün üzerinde olduğu için “yüzen hasır” diyorlar.
Bazı yazarlar ise sıvı bölümün üzerinde yüzdüğü için sal (Raft) adını vermişler. Kimi bilim insanları ise fiber mat (lifli hasır) demişler.
İşkembe (rumen) içerisinde, tam orta yerde böyle bir hasır tabakası oluştuğunda mikrobiyal sindirim tam anlamıyla gerçekleşiyor ve gazlar ise bu liflerin arasında hapsedilmiş halde kalıyor.
Eğer bu tabaka birçok sebepten dolayı şekillenemezse karın şişkinliği, dışkıda sindirilmemiş kaba ve kesif yem parçacıkları, kabarcıklar ve sulu kıvam göze çarpıyor.
Yani dışkıda sindirilmemiş yem partikülleri görüyorsak işkembenin sağlıklı olduğunun göstergesi olan hasır tabakası iyi oluşmamış demektir.
Diğer bir belirti ise geviş getirme oranı. Eğer sürüde her grup içerisinde geviş getiren hayvan sayısı %50’nin altındaysa hasır tabakası tam oluşmamıştır, işkembe sağlığı yerinde değildir.
İşkembedeki hasır (ruminal mat) tam olarak oluşmamasının ana sebebi kaba yemlerin gerçekten “kaba” olmamasıdır. İnce kıyılmış kaba yemler yeterince etkin lif sağlamazlar. Etkin lif noksanlığı sebebiyle iyi bir hasır tabakası oluşamaz. Sindirim aksar. Ot, saman gibi kaba yemlerin 2.5 cm’den, silajın ise 16 mm’den daha kısa olması “etkin olmayan lif” anlamına geliyor. Bu durumun oluşturduğu ilk sorun ise işkembe asidozudur. Tabii işkembe asidozunun arkasından ise süt miktarı ve süt yağı azalması, topallık, döl verimi sorunları, karaciğer apsesi, zayıflama gibi sorunlar ortaya çıkıyor.
Madem ki bu “işkembe hasırı” denilen tabaka çok önemli, o zaman hasırın oluşumunu bozan etkenlere dikkat edelim.
Hasırın oluşumunu bozan etken ve etmenler şunlardır;
Etkin lif eksikliği (partikül boyutunun çok küçük olması), asidik ortam, işkembe asidozu ve sıcak stresi, bozuk silaj, asidoza yatkınlık yaratan sorunlar. Örneğin; yem seçme, öğünle yemleme, aşırı kalabalık barınaklar, dengesiz rasyon ve ani yem değişiklikleri.
Etkin lifin asidozu önleyici etkisini biliyoruz. Ayrıca etkin lif çiğneme adedini, geviş getirme sayısını ve tükürük salgısını (salya) arttırıcı etki yapıyor. Tükürük salgısında tampone edici bir madde, sodyum bikarbonat bulunmaktadır. Dolayısıyla asidozu önlemek ile etkin lif arasında yakın bir ilişki var.
Bütün bu bilgiler ışığında işkembedeki hasırın (ruminal mat) tam olarak oluşması için kaba yemleri çok ince kıymamalıyız. TMR araçları yani “mikser vagon” adı verilen yem karıştırıcı, dağıtıcı araçların aşırı çalıştırılarak kaba yemleri çok kıyması (inceltmesi) önlenmelidir.
Bozuk silajdan kesinlikle uzak durmalıyız.
Yem seçme önlenmeli, öğünle yemleme yerine ad libitum (serbest) yemlemeyi tercih etmeliyiz. Yani açık büfe.
Sıcak stresiyle ilgili akla gelen her türlü önlem alınmalı, gölgelik, fan, duş temin edilmeli, yemlere sodyum bikarbonat katılmalıdır. Bilim insanları sıcak stresinin etkisini azaltmak için ayrıca yemlere selenyum, E vitamini ve krom (chromium propionate, chromium picolinate, chromium yeast) katılmasını da öneriyorlar.
İşkembedeki hasır oluşmasına engel olabilecek sorunlara yol açmazsak hayvanlarımızın işkembeleri ve dolayısıyla da kendileri sağlıklı olacaklar.