“Yapay Et” aslında bir süredir dünya gündeminde yer alıyor.
George Soros ve Bill Gates ile ortaklığı bulunan, CitiBank, yayınlamış olduğu yemek ve iklim değişikliği raporunda ‘’Et tüketimi azaltılmalı, böcek gibi protein kaynakları tüketilmeli‘’ görüşü en son Davos’tan bildirdi.
Yapay eti tanımlamak istersek, sentetik et, bitkisel et yada kültürlenmiş et adını verebileceğimiz yapay et, hayvanlardan kök hücre alınması ve bunların laboratuvarlarda besleyici bir sıvının içine konularak büyütülmesi ile elde ediliyor.
Dünyada yapay etin üretiminde çalışan ve araştırma yapan seksen dolayında firma bulunurken, ülkemizde Tarım ve Orman Bakanı Sayın Kirişçi’nin açıklamalarından bu alanda da laboratuvar çalışmalarının Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsünce yürütüldüğünü anlıyoruz.
Artan nüfus, kıtlaşan kaynaklar, alternatif protein kaynakları ve açlık riskinin tedirginliği insanları GDO’ lu ürünlere yönlendirmektedir.
2030 yılında BM Gıda ve Tarım Örgütüne göre et üretiminin % 10 yapay etten oluşacağını öngörmektedir.
Yine BM tarım ve gıda örgütüne göre gelecekte et talebi bugün ki seviyenin % 70 üzerinde olacaktır.
2050 yılı itibarıyla dünya üretiminde hayvansal gıdaların nüfusa yetmeyeceği ve iklim krizi kaygısıyla alternatif protein kaynakları üzerinde çalışmalar hız kazanmıştır.
Soros ve Gates laboratuvarlarda et üreten firmalara fon aktararak bu üretimin en büyük destekçileri olmaktadırlar.
Yapay et üretimini savunanlar;
- Protein kaynaklarına alternatif yaratılmasını,
- Hayvan hastalıklarını,
- Ete olan talebin artmasını,
- Hayvanlarda antibiotik kullanımını,
Gerçek et üretimi için ihtiyaç duyulan su, yem, barınma gibi kaynakların kullanılmasını, Ve en önemli sorun olarak gördükleri hayvanların karbon salınımı bahanelerini ileri sürmeleridir.
Yakın bir gelecekte hayatımıza girmeye başlayacağı öngörülen yapay et,
- Sağlıklımı,
- Hayvan yetiştiriciliği bitecek mi,
- Bizim sofralarımızda yer bulacak mı,
Karar verelim, Yapay etin laboratuvar üretimlerinde bir takım farklı kimyasal koruyucular ve etin gelişimini destekleyici maddeler kullanılmaktadır.
Ayrıca kök hücrelerin çoğaltılıp değişime uğrayarak yada başkalaşarak ete dönüşme sürecinde kanserleşme riski taşımaktadır.
İçinde belki en masum olanı da tadının orijinal et tadında olmayacağıdır.
Şu soruyu sorarsak; hangi hücreler hızla çoğalır?
Ne hayvan yetiştiriciliğimiz biter nede geleneksel Türk mutfağında yer alır. Kendi coğrafyamızda yerli üreticimizden alınan besinlerin geleneksel yöntemlerle hazırlayıp soframızda öyle tüketmeliyiz.
Araştırmalarımda Diyanet İşleri Başkanlığının yapay et konusunda herhangi bir görüş bildirdiğini bulamadım. Bu konuda çalışmalar yapıldığına göre başkanlığın Müslümanlar için bir fetva vermesi gerektiğini düşünenlerdenim. Karides ve midye için fetva verenlerin artık ivedi davranmalarını beklemek bu toplumun hakkıdır.
Yapay et konusunda başta ABD ve İsrail tanıtım konferansları verirken, her taşın altından çıkan ve en büyük savunucularından olan Bill Gates, küresel ısınmadaki payından dolayı gelişmiş ülkelerin hayvan yetiştiriciliğini bırakıp yapay eti tüketmeleri gerektiğini ifade ediyor ve fon destekleri ile de araştırmalara katkı veriyor.
Ümidim o ki bu fonlara bulaşmayız.
Ne ineklerimizi keselim ne de yapay et yiyelim !